Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Anayasa mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın arkasından Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. “İlk Evim, İlk İş Yerim Projesi”nde hazırlığı tamamlanan tüm illerde konutların inşasına derhal başlanacağını açıklayan Erdoğan, aynı biçimde arsa ve iş bölgeleri ile ilgili sürecin de devam ettiğini bildirdi. Erdoğan, küresel ekonomik krizin Türkiye’yi de tesiri dibine alan yüksek enflasyon sorunu sebebiyle konut ve kira fiyatlarında oluşan dengesizliğin bu çalışmalardaki ilerlemelerle iyice ortadan kalkacağına inandığını belirtti. Konut, arsa ve iş yerlerinin tüm hak sahiplerine hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Türkiye Yüzyılı programımızın müjdesini 28 Ekim’de Ankara’da gerçekten oldukca coşkulu ve adına yakışır bir törenle milletimizle paylaştık. Cumhuriyetimizi yeni yüzyılına geçtiğimiz 20 yılda devletimizde kazandırdığımız yaratı ve hizmet altyapısı üstünde bir büyük vizyonla hazırlama gayretimizi kesintisiz bir şekilde sürdürüyoruz. Her çalışmamız şeklinde Türkiye Yüzyılı’nı da milletimizle beraber hazırlıyoruz. Türkiye’nin 81 vilayetinde ve ilçelerinde yapılacak programlarla vatandaşların Türkiye Yüzyılı’na ilişik beklentilerini, tekliflerini alarak vizyonumuzu somutlaştıracağız. Böylece seçimlerden ilkin kamuoyu karşısına Türkiye Yüzyılı vizyonuna uygun bir hazırlıkla çıkmayı planlıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma atılımı olan 2023 hedefleri ile buluşturduğumuz benzer biçimde inşallah Türkiye Yüzyılı programına da kavuşturmakta da kararlıyız. Sürdürülebilirlik, başarı, itimat ve istikrar, üretim, bereketlilik, güç, yazışma, bilim, kalkınma, sulh, değerler, haklılık, şefkat, bağımsızlık ve istikbal, ergenler benzer biçimde başlıklarla yükselttiğimiz Türkiye Yüzyılı vizyonunun yüzünü doğruya doğru dönen herkesi umutlandırdığına, heyecanlandırdığına inanıyorum” dedi.
“İnşallah şubatta satışı başlayacak, mart sonucunda yollara çıkacak Togg’a bundan sonraki yolculuğunda başarılar diliyoruz”
Erdoğan, Cumhuriyetin kuruluşunun 99’uncu yılının sevincinin Türkiye’nin ilk yerli ve ulusal arabası Togg’un Bursa Gemlik’teki fabrikasındaki üretim bandından çıkış töreni ile taçlandırıldığını belirterek, “Geçmişte yerli ve ulusal endüstri hamleleri kimi özgüven eksikliği, kimi kasıtlı sabotajlar, kimi istikrarsızlık iklimi sebebiyle kesintiye uğrayan milletimiz için Togg, fazlaca mühim bir sembol haline gelmiştir. Togg’un başarısı ancak bir şirketin, bir markanın, bir üretim tesisinin değil komple 85 milyonun başarısı olarak görülmektedir” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.
Muhalefetin tutumunu eleştiren Erdoğan, ”Bu açık hakikate rağmen hala yapılan işi önemsizleştirmeye, değersizleştirmeye, itibarsızlaştırmaya çalışan bir zihniyetin umutsuz çırpınışlarını da ibretle takip ediyoruz. Rabbim, asla kimseyi siyasi, ideolojik ve nefsi bağnazlığı yüzünden kendi ülkesine ve milletine düşmanlık edecek seviyeye düşürmesin. Teknolojisi ve parlak zeka aygıt özellikleri ile geleceğin aracı olan, inşallah şubatta satışı başlayacak, mart sonucunda yollara çıkacak Togg’a bundan sonraki yolculuğunda başarılar diliyoruz. Ülkemizin bu gururla tanışmasında katkısı olan herkese buradan bir kere daha şükranlarımı sunuyorum” dedi.
“Sağlık sistemimizi ‘Health Türkiye’ başlığı altında küresel markaya dönüştürüyoruz”
Türkiye’nin kalkınma devrimlerinin en mühim başlıklarından birini meydana getiren sağlık alanında gelinen seviyeyi ve yeni hedeflerini Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerle 31 Ekim’de İstanbul’da düzenlenen toplantıda yeniden değerlendirme imkanı bulduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sağlıkta gerçekleştirdiğimiz devrimin en mühim sembolleri kuvvetli altyapımız, dijitalleşme yöntemiyle hizmet standartlarını yükseltmemiz ve kent hastanelerimizdir. Sağlık sistemimizi, emek harcama şartlarını iyileştirdiğimiz insan gücümüz ve ülkemizin her köşesine uzanan yaygın altyapımız ile şimdi de esenlik sistemimizi ‘Health Türkiye’ başlığı altında küresel markaya dönüştürüyoruz. Bunun yanında ‘Health Türkiye’ çatı markasıyla dünyada yıllık 100 milyar dolara yaklaşan sağlık turizminden ülkemizin almış olduğu oranı en yükseğe çıkarmayı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.
“Her kim Türkiye’yi terör örgütleriyle, mafyayla, küresel tefecilerle, uğursuzla, kopukla aynı fotoğrafın içerisine sokuyorsa yapmış olduğu işin ismi beşinci kol faaliyetidir”
Polis Akademisi’nin 6. Devre mezuniyet töreninde güvenlik teşkilatına katılan gençlerin sevincine ortak olduklarını ifade eden Erdoğan, ”Milletin huzurunu tahkim için yeniden yapılandırdığımız Polis Akademimiz göz dolduruyor. Uyuşturucu benzer biçimde bir insanlık suçuyla polisimize ve hükümetimize iftira atanların politika yapmanın ötesinde sinsi niyetlerle hareket ettiklerinin altını bir kere çizmek istiyorum. Her kim Türkiye’yi terör örgütleriyle, mafyayla, küresel tefecilerle, uğursuzla, kopukla aynı fotoğrafın içerisine sokuyorsa yapmış olduğu işin adı beşinci kol faaliyetidir. Türkiye geçmişten bugüne çeşitli görünümlerle, söylemlerle ortaya çıkan beşinci kol elemanlarından fazlaca çekmiştir. Milletimiz up uzun bir süre bu tür faaliyetler sebebiyle hak ettiği imkanlardan, eserlerden mahrum kalmıştır. Cumhuriyetimizin 100. Yılından aldığımız ilhamla ülkemizi Türkiye Yüzyılı’na hazırladığımız eleştiri bir dönemde yeniden aynı oyun sahnelenmeye başlandı. Ama bu defa aleni, net söylüyorum; başaramayacaklar. Çünkü milletimiz ülkesinin 20 yılda kat ettiği asırlık demokrasi ve kalkınma hamlesinden edindiği edinim ile bu oyunları bozacak dirayete, ferasete haiz olduğunu sayısız örnekle göstermiştir” diye konuştu.
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunlar sınırlarımız teröristiler tarafından taciz edilirken DEAŞ’ın, çukur eylemleriyle vatan topraklarına göz dikilirken PKK’nın, 15 Temmuz’da FETÖ’nün, Karabağ’ın işgaline karşı kardeşlerimizin yürüttüğü vatan muharebesinde Ermenilerin, ekonomik tuzaklarla ülkemize diz çöktürmeye çalışırken faiz lobilerinin ağzıyla konuşuyorlardı. Kendilerine verilen görev buydu, rejim borçları bunu icap ediyordu. Son örneğini uyuşturucu iftirasıyla bir kez daha gördüğümüz aynı pis oyunu bir kez daha bozacağız” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz cumartesi günü Gaziantep’te vatandaşlarla bir araya geldiğini anımsatan Erdoğan, “75 bin bireyin katılmış olduğu toplu açılış ve mitingimiz, gerçekten Gaziantepli kardeşlerimizin 2023’e iyi mi hazırlandığının en güzel ifadesiydi. Gaziray ile yapımı tamamlanan öteki yaratı ve hizmetlerin açılışını yaptıktan sonrasında 25 Aralık Panorama Müzesi’nde kadınlarımızla keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Bizleri coşku ve samimiyetle bağrına basan bütün Gaziantepli kardeşlerimize teşekkür ediyorum” dedi.
“2 bin Köy Yaşam Merkezi’ni yaşam boyu öğrenme yaklaşımıyla yine etken eğitim birimi haline getirmeyi hedefliyoruz”
2 bin Köy Yaşam Merkezi’ni yaşam boyu öğrenme yaklaşımıyla yeniden etken öğrenim birimi haline getirmeyi hedeflediklerini anlatım eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu okullarda talebe sayısına bakılmaksızın ilkokul eğitimi verilmekle kalmayacak, okul binaları köy halkının gereksinimlerine gore çeşitlenen değişik mesleki ve teknik kursların düzenlendiği, kültür sanat faaliyetlerinin yürütülmüş olduğu merkezler haline gelecek. Özellikle kadın kardeşlerimize mühim katkısı olacağına inandığım bu projenin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.
Yarın Hasankeyf Tüneli ve yollarının açılış törenine canlı rabıta ile katılacağını söyleyen Erdoğan, perşembe günü 10 Kasım törenlerinin peşinden başlayacak bir takım yurt dışı program gerçekleştireceğini kaydetti. Erdoğan, ”Tekrar Özbekistan’a gidiyoruz, orada Türk Devletleri ile birlikte zirve oluşturacağız. Ardından Endonezya G-20 Liderler Zirvesi’ne, ondan sonra Bahreyn’deki Diyalog Forumu’na, son olarak 2022 FİFA Dünya Kupası açılış programına katılacağız. Tüm bu programlarda gerçekleştireceğimiz toplantılarda ve görüşmelerde ülkemizin siyasal ve ekonomik vizyonuna müsait değerlendirmelerimizi muhataplarımızla paylaşacağız. Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edeceğimiz programların hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.
“Geçmişte vesayet odaklarının devletin, milletin değerlerine karşı bir kırbaç gibi kullanma gayretlerinin yol açmış olduğu hasarı demokrasi ve kalkınma reformlarımızla önemli ölçüde onarım ettik”
Türkiye’nin dünyanın en eski, en kuvvetli, sürekli, en sağlam devlet geleneğine sahip devletlerin başında geldiğine dikkat çeken Erdoğan şunları kaydetti:
“Anadolu’yu kendimize vatan yaptıktan sonrasında bu topraklarda yükselttiğimiz her bayrakla bakımsızlığın mihenk taşı devletimize haiz çıktık. Selçuklu’nun attığı temeller, vurmuş olduğu damgalar Anadolu’nun dört bir yanında yaşıyor. Osmanlı’yı bir uç beyliğinden cihan devletine taşıyan güçlü kurumsal temellerin bir çok halen hayattadır.”
Cumhuriyetin bütün bu birikim üzerine mili irade üstünlüğüne dayalı yeni bir yapı olarak inşa edildiğine dikkat çeken Erdoğan, yerleşik bir uygarlık olan Osmanlı’nın Cumhuriyete bıraktığı mirasın bütünlüğünün korunduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Üniversitelerimizden Meclisimize, adliyemizden maarifimize kadar Osmanlı’nın kurduğu müesseslerin çoğunun devam etmiş olduğu doğruyu devletteki sürekliliğin işaretidir. Bu gücün peşinde milletin ve devletin ruh ve beden benzer biçimde ayrılmaz bir tüm olması vardır. Geçmişte vesayet odaklarının devletin, milletin değerlerine karşı bir kırbaç benzer biçimde kullanma gayretlerinin yol açtığı hasarı demokrasi ve kalkınma reformlarımızla önemli ölçüde onarım ettik. Artık sadece tarihten geleceğe uzanan kadim mirasın özüne uygun şekilde asli görevlerine odaklanmış, milletiyle et ile tırnak benzer biçimde bütünleşmiş şekilde çalışan bir devlete sahibiz. Milletimizin zenginliğinden ve kucaklaşmasından güç alan devletimizi her alanda hak ettiği yere çıkarmak için gece gündüz çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Biz bu çabaları gösterirken elimize kolumuza saldıranların, paçamıza saldıranların özgürlük söylemleri gerisindeki faşist zihniyeti en iyi milletimiz biliyor”
“Cumhuriyetin yeni yüzyılına girerken devlet-millet kucaklaşmasının odağına özgürlüğü yerleştirdik” diyen Erdoğan, ”Ancak korkaklar kendi insanlarının düşüncelerine kelepçe vurmak, kendi ülkesinin büyümesini engellemek ister. Biz milletine husumet besleyen korkaklarla savaşım ederek zihinlere ve kalplere yaralanan prangaları kırarak, yasakları ortadan kaldırarak Türkiye’yi bugünlere getirdik. Büyük fikirlerin, büyük sanatçıların arasında yaşam buldukları özgürlük ancak sloganla, lafla, kağıt üstünde yapılan düzenlemelerle olmaz. Bunun için insanlara hayallerini gerçekleştirecekleri imkanları sağlamanız icap eder. Ülkemizi 81 vilayeti ve 85 milyon insanıyla kuşatan yapıt ve hizmetleriyle zenginleştirirken aslen gerçek özgürlüğün zeminini döşüyorduk. Yıllarca vesayet baskısı, terör örgütlerinin saldırıları, çetelerin tehditleriyle bunalan insanlarımızı güvenlik ve huzurun iklimine taşırken aynı zamanda bireyleri her alanda gerçek özgürlükle tanıştırıyorduk. Gelişmiş ülkelerdeki demokrasi ve refah standartlarına gıpta ile bakan insanımıza oldukça daha ileri hakları ve imkanları taktim etmek için mücadele ederken, her kesimden insanımızın özgürlük talebine yanıt veriyorduk. Biz bu çabaları gösterirken elimize kolumuza saldıranların, paçamıza saldıranların özgürlük söylemleri gerisindeki faşist zihniyeti en iyi milletimiz biliyor” açıklamasını yapmış oldu.
Ülkeyi yönetme sorumluluğu aldıklarında en önemli gördükleri mevzunun başında adaletin geldiğini anlatım eden Erdoğan, ”Uzunca bir müddet vesayetin kılıcı olarak hoyratça istismar edilen adaleti hakkın ve halkın aracı haline getirecek reformların altında da bizim imzamı bulunuyor. Adalet arayışımızın samimiyetinin sorgulanmasına hiç rıza gösteremeyiz. Biz özgürlükleri genişletmek, adaleti vesayet elinden kurtarmak isterken önümüze türlü zorluğu çıkaranların ellerine fırsat geçtiğinde ilk yapacakları iş bu periyodu tersine çevirmeye çalışmak olacaktır. Halbuki özgürlüğün de, adaletin de siyaseti olmaz. Bunlar insanların en doğal olarak ve analarının ak sütü gibi helal haklarıdır. Amacımız bu kavramlarla siyasi polemik çıkarmak değil, ülkenin ve milletin kazanımlarına haiz çıkma kararlılığımızı anlatım etmektir. Milli Mücadele’nin peşinden Cumhuriyet ile taçlandırdığımız devletimizi daha ileriye taşımak için bu kararlığı hep beraber ortaya koyduğumuzu göstermeye ihtiyacımız var. Teklifimiz, siyasetin dilinin, duruşunun ve davranışının merkezine devletimizi daha kuvvetli, milletimizi daha müreffeh yapmak olarak anlatım edebileceğimiz ortak hayallerimizi koymaktır” dedi,
Bugüne kadar hayata geçirilen yapıt ve hizmetlerin milletin ortak kazanımlarını anlatım ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”2023 ortak hedeflerimizi Türkiye Yüzyılı olarak ortak geleceğimizi, 2053 ve 2071 ortak vizyonlarımızı anlatım ediyor. İyiyi, güzeli, gerçeği, hakkı, hakkaniyeti takdir etmek, sahiplenmek, bu doğrultuda katkı vermek kimseyi küçültmez, tam bilakis milletimiz nezdinde büyütür, saygınlık sahibi yapar. Köken, iman, meşrep farkı olmaksızın ülkemizde her adamın, özellikle de gençlerimizin beklentisi, yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla, demokrasinin tüm sacayaklarının akıl ve vicdan sahibi her kesimin bu halde davranması, gayret göstermesi, duruş sergilemesidir. 2023 diğer pek oldukca alanda olduğu benzer biçimde bu hususta da ülkemiz ve milletimiz için yeni bir milat, tarihi bir dönüm noktası olacaktır” dedi.
“Son dönemde toplumsal yardımlarımızın etkinliğini artıracak hem yelpazesini geliştirecek bir takım yeni adımlar attık”
Dünyanın ve ülkemizin içerisinden geçtiği eleştiri sürecin sosyal desteklerin önemini giderek artırmakta olduğunu belirten Erdoğan, “Bu tür dönemlerin en yıkıcı etkileri düşük gelirli toplum kesimleri üzerinde ortaya çıkmaktadır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düsturuna gönülden inanan bir idare olarak bizim toplumsal destek sunar mevzusundaki hassasiyetimiz fazlaca daha fazladır. Bunun için son dönemde sosyal yardımlarımızın etkinliğini artıracak hem yelpazesini geliştirecek bir takım yeni adımlar attık. Hayatının idamesi için ihtiyaç duyulan temel gereksinim maddelerine ulaşamayan vatandaşlarımıza kapsamlı yardımlarımız zaten devam ediyor. Bunların rakamlarını devamlı güncelleyerek devletimizin kimsesizlerin kimsesi olma vasfını koruyoruz. Ayrıca gelir seviyesi belirli bir rakamın altında kalan yurttaşlarımıza içerisinden geçtiğimiz sancılı dönemde koruyucu, önleyici tarzda destek olacak yeni programlar geliştirdik. Türkiye’nin imkanlarını bu ülkede yaşayan her vatandaşımızla paylaşma düşüncesi ürünü bu programlardan biri de Türkiye Aile Desteği’dir. Bu kapsamda 2,5 milyon vatandaşımıza aktarılacak 3.2 milyar lira yarın hak sahiplerinin hesaplarına yatırılacaktır” dedi.
Elektrik desteğinden yararlanan 3 milyon hanenin 666 milyon lira tutarındaki ödemesinin de bu hafta arasında yapılacağını açıklayan Erdoğan, ”Doğal gaz yardımının 2022 yılı kış dönemi ilk öbek ödemesi de tekrar bu hafta içinde gerçekleştirilecektir. Engelli ve yaşlı maaşlarının gerçek sahibi 1 milyon 379 bin 493 kişiyi kapsayan 2.1 milyar lira tutarındaki kasım ayı ödemeleri de geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Vatandaşlarımızın kış dönemindeki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ülke çapında faaliyet yayınlayan binin üzerinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımıza ayrılacak ek periyodik payı iki kat artırarak 450 milyon liraya çıkardık. Sadece kasım ayında bu vakıflarımıza aktarılan kaynak 900 milyon lirayı buldu. Böylece bu hafta içinde kısaca anlatım etmeye çalıştığım başlıklar altında 7 milyar lira ücretinde bir toplumsal yardımcı rakamını insanlarımızın hizmetine sunmuş olduk. İnşallah hiçbir vatandaşımızı aç, açıkta, soğukta değil bununla birlikte ailesi içinde boynu bükük bırakmayacak bir anlayışla toplumsal destek programlarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.
“Şayet uzlaşma sağlanabilirse o şekilde, sağlanamazsa Cumhur İttifakı partileri olarak kendi teklifimizi Meclise sunmayı planlıyoruz”
Geçtiğimiz hafta başörtüsü serbestisini ve ailenin korunması hususlarını içerek Anayasa değişikliği teklifinin Mecliste grubu bulunan siyasi partilerle görüşüldüğünü hatırlatan Erdoğan, ”Görüşmelerin neticesi alındıktan sonrasında şayet uzlaşma sağlanabilirse o halde, sağlanamazsa Cumhur İttifakı partileri olarak kendi teklifimizi Meclise sunmayı planlıyoruz. Prensip olarak temel hak ve özgürlüklerle ilgili konuların halk oylamasına götürülmesini doğru bulmuyoruz. Temennimiz de Mecliste bu değişikliği direkt kabul edecek çoğunluğun sağlanabilmesidir. Ancak milletimize sözümüz gereği Meclis denkleminde başka bir yükümlülük ortaya çıkarsa onun gereğini yapmanın da boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.
kaynak: linehaber.com.tr