”Anayasa değişikliğiyle aileyi korumayı hedefliyoruz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlçe Müftüleri İstişare Toplantısı’na katıldı.
İlçe Müftüleri Kongresi dolayısıyla müftülerle bir araya gelmekten saadet duyduğunu anlatım eden Erdoğan, “Ülkemizin dört bir köşesinden milletin evini, bu gazi mekanı teşrif eden siz değerli müftülerimize sefalar getirdiniz diyorum. Gönüllerimizi buluşturan Hasret gidermemize ve hasbihal etmemize vesile olan Diyanet İşleri Başkanımıza ve kadrosuna teşekkür ediyorum. İlçe Müftüleri Kongremizin dördüncüsünün sizlerle beraber tüm milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Kongremizin temasını Diyanet İşleri Başkanlığının gelecek perspektifi, hizmetler, hedefler, stratejiler oluşturuyor. İnşallah önümüzdeki 4 gün süresince değişik başlıklarda gerek kendi içinizde gerekse yöneticileriniz de istişare etme imkanı bulacaksınız. Ailenin korunmasından tahsil politikalarına, dünyadaki yeni gelişmelerin ışığında din hizmetlerine kadar pek oldukça konuyu ele alacaksınız. Yapacağınız değerlendirmelerin paylaşılacak tecrübelerin ve çalıştaylar vesilesi ile oluşacak ortak birikimin din hizmetleri ve irşad faaliyetlerini de sizlere rehberlik edeceğine inanıyorum” dedi.
“Dünyaya gözlerimizi açtığımız andan son nefesimizi verdiğimiz ana kadar yanımızda ailelerimizle beraber hep din adamlarımız var”
Kongrenin aynı zamanda 81 ilde görev yapan 900’e yakın ilçe müftüsü arasındaki ortaklık ve dayanışmanın artmasına da vesile olacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin dört bir ucunda aşkla vazife meydana getiren siz değerli hocalarımıza Allah’tan muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Rabbim emeklerinizi zayi etmesin, çalışmalarınızı bereketlendirsin diyorum. Bu vesileyle ömrünü dini Mübin’i İslam’ın öğrenilmesi, öğretilmesi ve hakkı ile yaşanmasını adayan müftülerimizden ebediyete irtihal edenleri burada dualarla yad ediyorum. Rabbim o güzel insanlardan razı olsun. Hepsini cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın. Rabbim bizleri de Kur’an-ı Kerim’in aydınlığından, rehberimiz, sevgilimiz, önderimiz Hz Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Vesellem Efendimizin kutlu yolundan ayırmasın. Ecdadımız, sizler şeklinde camilerde din hizmeti ifa eden hocalarımızı hademe-i hayrat kısaca hayra hizmet edenler olarak adlandırılmıştır” diye konuştu.
Hocaların ancak cami kürsüsünde, minberde, mihrapta değil yaşamın her safhasında yeri doldurulmaz roller üstlendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyaya gözlerimizi açtığımız andan son nefesimizi verdiğimiz ana kadar yanımızda ailelerimizle beraber hep hocalarımız, din adamlarımız var. Dolayısıyla siz değerli ziyaretçilerimizin mesleğinin değeri ne makamla ne mevki ile ne parayla ne şöhret ve ölçülebilir. Sizler inancımızın 14 asırlık sahih geleneğini yaşatmakla, bunları yeni nesillere aktarmakla, milletimizin sırat-ı müstakim üzere yürümesin temin etmekle mükellef insanlarsınız. Gençlerimizin irşadı, bilgilendirilmesi, öğrenim ve yakarma ihtiyaçlarının karşılanması mevzusunda da en büyük sorumluluk yeniden sizlere düşüyor” gibi konuştu.
“İnsanlık maddi alanda kavuştuğu imkana karşın maalesef tinsel bakımdan irtifa kaybediyor”
“Materyalizmin tüm insanlığın tutsak aldığı çağdaş çağda hocalarımız başta olmak üzere tüm ilim ve hikmet erbabının sorumluluğu da artmaktadır” diyen Erdoğan, “Dinimizin emirlerinin amacı; kişiyi cehaletin, kötülüğün girdabından çıkararak ebedi felaha, barışa ve esenliğe kavuşturmaktır. İnsanlar 14 asırdır Kur’an-ı Kerim’in aydınlığında refah bulmuş, içlerindeki fırtınayı İslam’la dindirmiş, Peygamberimizin izinde misal bir yaşam yaşamıştır. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen zifiri karanlığı parçalayıp insanlığa örnek gösterilen bir mutluluk asrına gösterilen işte bu hidayet kapısıdır. Allah’ın lütfu ile hidayet kapısından geçerek cahiliye bataklığından kurtulanlar ancak iyi bir insan olmakla kalmamış aynı zamanda insanlığın kutup yıldızları haline gelmişlerdir. Dünyanın içinde bulunmuş olduğu zor süreç, İslam’ın güven, hakkaniyet, merhamet, liyakat, sorumluluk benzer biçimde hayat veren ilkelerinin önemini ortaya koyuyor. İnsanlık maddi alanda kavuştuğu onca imkana karşın maalesef tinsel bakımdan giderek daha fazla zemin ve irtifa kaybediyor” açıklamasında bulunmuş oldu.
“Batı’ya karşı ezik, kendi değerlerine karşı aynı derecede küstah içimizdeki mankurtlar kabul etmese de gerçekler apaçık ortadadır”
Materyalist ideolojiler insanlığın sorunlarına çözüm üretemediği şeklinde kişiyi ahlaki psikolojik ve toplumsal açılardan felakete sürüklediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bunun işaretlerine pek oldukca alanda tanık oluyoruz. Maddi refah olarak ilk sıralarda yer edinen kimi Batılı ülkeler uyuşturucu kullanımının, alkolün, kadına şiddetin, intihar vakalarının da en yaygın görüldüğü bölgeler arasındadır. Öyle ki bu ülkelerin bazıları uyuşturucu meselesini çözemedikleri için farklı bahaneler altında uyuşturucuyu serbest bırakma yoluna gitmişlerdir. Aynı vaziyet bütün kötülüklerin annesi olan alkollü içkiler için de geçerlidir. Kadına yönelik sertlik ile ufaklıklara karşı suçlar; bu ülkelerin sicilinin bir ihtimal de en fena olduğu başlıklardır. Yine bu ülkelerde insanlığın taşıyıcı sütünü olan aile kurumu anlamını yitirmekte, toplum birkaç marjinalin adeta oyuncağı haline dönüşmektedir. Kadın erkek arasındaki meşruiyete dayalı beraberlik hor hakir görülürken; sapıklık, ahlaksızlık ve çarpık ilişkiler bilgili biçimde özendirilmektedir. İnsanı diğer varlıklardan ayıran ne kadar haslet ne kadar değer var ise küresel odakların da desteği ile yok edilmeye çalışılıyor. Hayret eşiğimizi her gün biraz daha yukarı taşıyan envaı çeşit skandal, maddeci zihniyetin toplum bünyesinde açtığı yaraları gösteriyor. Batı’ya karşı ezik, kendi değerlerine ve milletine karşı ise aynı derecede küstah içimizdeki mankurtlar kabul etmese de gerçekler apaçık ortadadır. Şayet şimdiden harekete geçip, vakitlice önlem almazsak Allah korusun ileride daha beter sıkıntıları bizim de yaşamamız kuvvetle muhtemeldir.”
“Aile müessesesini korumayı hedefliyoruz”
Anayasa değişikliği teklifini de bu yönde atılmış önemli bir adım olarak gördüğünü kaydeden Erdoğan, “Bu değişim önerisiyle bir yandan başörtüsüne anayasal garanti kazandırırken diğer yandan da sapkın akımlar tarafınca giderek daha fazla tehdit edilen aile müessesesini korumayı hedefliyoruz. Aile kurumu hakkında özellikle 140 bini aşan siz değerli hocalarıma fazlaca büyük vazife düşüyor. Sadece camide, mihrap da değil bilhassa minberde de devamlı olarak her cuma bunu işlemeniz hepimiz için vazgeçilmez bir görevdir. Sizden onlara meydana getirilen çağrı özellikle aile kurumumuzu güçlendirmenin en önemli öğüt mekanizması olacaktır. Aile; kuvvetli aile güçlü millet. Güçlü aileleri kurduğumuz anda milletimiz daha da güçlenecektir. Ama bu sapkın ilişkiler ki bugün öğrendim. Mesela Meksika’da tamamıyla bu sapkın süreç, yasal olarak zemine oturtulmuş. Ülkemizde de bu emek vermeyi yürütenler var mı var. Ama bu çalışmaların karşısında hepimiz sonuna kadar dimdik duracağız ve bu Müslüman toplumu birilerine yedirmeyeceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki akıl, vicdan, feraset sahibi bütün milletvekillerimizin de kuvvetli yardımı ile bu hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum” dedi.
“Hiçbir mümin başkasından bana ne diyemez”
İnsanın mesuliyet bilincine sahip olduğundan eşrefi mahlukat bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizler de hem kendimizden aynı zamanda aynı havayı, toprağı, çevreyi paylaştığımız canlı cansız diğer tüm varlıklardan sorumluyuz. Hiçbir mümin başkasından bana ne diyemez. Hiçbir Müslüman Dünyadaki zulüm ve kötülüklere kayıtsız kalamaz. İyiliği yayıp kötülüğü ortadan kaldırmak; insan ve Müslüman olmanın bize yüklediği görevlerdir. Her Mümin eliyle, diliyle ve kalbiyle kararlı bir biçimde kötülükle mücadele etmek suretiyle bundan mükelleftir. Yakın çevremizden başlayarak dinin, adaletin, merhametin, şefkatin ve muhabbetin hakim olması için çalışmak zorundayız. İslamiyet’in güzelliğini, insan fıtratına uygunluğunu, adamın yegane Kurtuluş yolu olduğunu anlatırken bu tavsiyeye sıkı sıkıya sarılmalıyız. Zorluk çıkarmak için değil kolaylık göstermek için gönderilen bir ümmet olarak devamlı sevginin, muhabbetin, şefkatin dilini kullanmalıyız. Çünkü bizim geleneğimizde usulsüzlüğün kararı vusulsüzlüktür. Niyet ne kadar sahih olursa olsun şayet usulde ve metotta sıkıntı varsa hedefe ulaşmak olası değildir. Gayri insani ve gayri ahlaki yol ve yöntemlerle İslam’a hizmet edilmez, İslam davası güdülemez. Hiçbir sebep, masum sivilleri, okula giden evlatları, camide namaz kılan insanları katletmenin mazereti olamaz. Önceki gün Somali’de 100’ü aşkın kardeşimizin dünyasına mal olan hain terör saldırısının faillerinin ne İslam’la ne Müslümanlıkla ne şeriatla ne de insanlık da bağı mutlaka yoktur. Saldırıda vefat eden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve Somali halkına başsağlığı temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
“Terör örgütlerinin hepsi sapkın ve sapık yapılardır”
Türkiye en zor günlerinde Somali halkının yanında olmayı sürdüreceğini sözlerine ekleyen Erdoğan, “Tabii burada şu hususu da altını çizerek yine ifade etmek istiyorum. Adı ister DEAŞ, ister Boko Haram, talep eder FETÖ olsun, bu örgütlerin tamamı, dinimizi kirli emellerine alet eden sapkın ve sapık yapılardır. Emperyalistlerin içimize sızdırdığı Truva Atları hükmündeki bu alçaklar; ruhunu şeytana satmış, insanlıkla tüm bağını koparmış vahşilerdir. İslam dünyasını kan ve gözyaşına boğan bu katil sürüleriyle mücadele etmek sadece emniyet kuvvetlerinin değil hepimizin ortak sorumluluğudur. Biz binlerce evladını PKK terörüne kurban vermiş, bir devre en parlak çocuklarını FETÖ Terör örgütüne kaptırmış, DEAŞ saldırılarında yüzlerce vatandaşını kaybetmiş bir ülkeyiz. Ülkemizin bir daha benzer durumlar, benzer ihanetler, benzer kalleşlikler yaşamasına hiç izin veremeyiz. Bunlarla beraber Zararlı alışkanlıkların pençesinde kıvranan; içki, kumar, fuhuş, uyuşturucu girdabında sürüklenen gençlerimizin acısı da bizim acımızdır. İmdadına koşamadığımız, yanında olamadığımız, İslam’ın Kurtuluş mesajlarını doğru bir biçimde ulaştıramadığımız her bir gencimizin vebali hepimizin üzerindedir” diye konuştu.
“Bu hadsizlere bakmayacağız tam aksini 4-6 yaş grubu yavrularımızı en güzel halde yetiştirmek suretiyle tarihe nazar edeceğiz”
Bu noktada Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eğitim, sosyal ve kültürel içerikli din hizmetlerini genişletmesini takdirle karşıladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4-6 yaş Kur’an kursu eleştirilerine de sert tepki gösterdi. Erdoğan, “Başkanlığımız camilerde yürüttüğü hizmetler yanında; ergenler, engelliler, sığınmacılar, sertlik mağdurları, madde bağımlıları ve daha pek çok kitleye yönelik hayırlı çalışmalara imza atıyor. Diyanet’in bilhassa 4-6 yaş Kur’an kurslarını çocuklarımızın İslamiyet ve ahlakıyla erken yaşlarda tanışması bakımdan oldukça fakat oldukça kıymetli buluyorum. Kimi hadsizler, kimi kendini bilmezler ortaçağ zihniyeti diyerek güya aşağılamaya çalışsa da milletimiz bu öğrenim yuvalarına adeta gözü gibi bakıyor bunu bu şekilde bilesiniz. Biz bu hadsizlere bakmayacağız tam aksini 4-6 yaş grubu yavrularımızı en güzel halde yetiştirmek suretiyle tarihe nazar edeceğiz nazar. Son dönemde Diyanet teşkilatımızın birileri tarafından daha sık hedefe konulmasını ise yaptığınız doğru işlerin bir hasılası olarak görüyorum. Sizler hademe-i hayrat olarak millete karşı görevinizi hakkı ile yaptıkça, mevcudiyet gayesi milletin inancına, ahlakına, ezanına düşmanlık olanlar elbet hastalık duyacaktır. İçlerindeki kini ve nefreti kusmak için fırsat kollayan bir avuç kendini bilmezin eleştirileri sakın ha sizi yolunuzdan asla alıkoymamalıdır. Her birinizden kınayıcının kınamasına aldırmadan, hakkı söylemeye, hakikat-i anlatmaya devam etmenizi bekliyorum” değerlendirmesinde bulundu.
kaynak: linehaber.com.tr