robin williams neden intiharı etti

robin williams neden intiharı etti bilgi90’dan bulabilirsiniz

‘Robin Williams’ın içinde tükenen bir şeyler vardı’

'Robin Williams'ın içinde tükenen bir şeyler vardı'

Hocasının tavsiyesine uyarak konservatuvarı bıraktı

Robin Williams, eski bir manken olan Laura McLaurin ile Ford’un Lincoln bölümünde yönetici olarak çalışan Robert Fitzgerald Williams‘ın üçüncü oğlu olarak ABD‘de dünyaya geldi. Kaliforniya‘daki Siyasal Bilimler öğrenimini yarıda bırakan Williams, 1973 yılında tam bursla Juilliard Konservatuvarı’na girdi. Üç yıllık oyunculuk eğitimin ardından 1976 yılında hocalarından oyuncu John Houseman‘ın kendisine öğretilebilecek hiçbir şey kalmadığı gerekçesiyle verdiği okuldan ayrılma tavsiyesine uyarak konservatuvarı bıraktı.

Birçok ödül kazandı

Eğitimini bıraktıktan sonra gece kulüplerinde gösteriler yaparak profesyonel çalışma hayatına atıldı. Ardından sinema sektörüne geçti. 1987’de Günaydın Vietnam filminde askeri bir radyo muhabirini canlandırdığı rolüyle dünya çapında ünlenen Williams, yalnızca komedi filmlerinde değil dramalarda da başarılar elde etti. 1997 yılında Empire Magazine dergisinin gelmiş geçmiş en yetenekli 100 oyuncu listesine 63. sıradan girdi. Entertainment Weekly tarafından yaşayan en komik adam seçildi. Sahne hayatı boyunca bir Oscar, iki Emmy, altı Altın Küre, altı Grammy ve iki Sinema Oyuncuları Derneği ödülüne layık görüldü.

Hastalığı sebebiyle depresyona girdi

Sanatçı, San Fransisco‘da Robert de Niro ile birlikte Rubicon Restaurant adlı mekânı işletmekteydi. Bisiklet sürmekten, yüzmekten ve ragbi oynamaktan hoşlanan Williams‘ın ilk eşi Valerie Velardi‘den bir, ikinci eşi Marsha Garces Williams‘den ise iki çocuğu bulunuyordu ve 2011’den beri Susan Schneider ile evliydi.

Robin Williams, 11 Ağustos 2014 tarihinde Kaliforniya‘daki evinde intihar etti. Olay sonrasında Williams‘ın eşi Susan Schneider, Williams‘ın ölümünden bir süre önce parkinson hastalığının ön safhasında olduğunu öğrendiğini ve bu nedenle depresyona girdiğini belirtti.

Belgesel, Robin Williams’ın son günlerine odaklanıyor

Robin’s Wish adlı belgesel ise, Robin Williams’ın son günlerine odaklanıyor. Aktörün eşi Susan Schneider Williams’ın yanı sıra arkadaşları ve meslektaşlarıyla yapılan röportajları da içeren belgesel, oyuncunun ölmeden önce mücadele ettiği hastalığı araştıracak.

Belgeselin fragmanında, Williams’la çalışan kişilerin, aktörün ölümüne giden yolda kendisi gibi olmadığı tartışılıyor. Williams’ın son televizyon dizisi The Crazy Ones’ın yaratıcısı David E. Kelley, o dönem için “Williams’ın içinde tükenen bir şey vardı” diyor.

Yazı kaynağı : www.milliyet.com.tr

Robin Williams İntiharı, Hayatı ve İlginç Bilgiler

Robin Williams İntiharı, Hayatı ve İlginç Bilgiler

21 Temmuz 1951 tarihinde dünyaya gelen, tam adıyla Robin McLaurin Williams 11 Ağustos 2014 tarihinde intiharı ile hayatını sonlandırdığı güne kadar hem tiyatro hem de sinema dünyasında sayısız eserde rol aldı ve izleyenlerini kahkahalara boğdu. Kendisi bir oyuncudan fazlası, bir komedyendi. Daha da ilginci Robin Williams filmleri arasında Ölü Ozanlar Derneği gibi ağır dram filmler de vardır. 

Gösteri dünyasına gece kulüplerinde yaptığı küçük şovlarla başlayan Robin Williams, tiyatro dünyasında sürdürdüğü oyunculuk kariyerini yaptığı filmlerle taçlandırdı. Aldığı sayısız ödül ile adını sinema dünyasının usta isimleri arasına yazdırmayı başardığı gibi iyi bir koca ve iyi bir baba da olmuştur. Maalesef en sonunda intiharı ile hepimizi yasa boğan oyuncu Robin Williams’ın hayatı hakkındaki ilginç bilgilere gelin yakından bakalım.

İntiharı ile sevenlerini yasa boğan Robin Williams’ın hayatı hakkında ilginç bilgiler:

Sahneye ilk adımını bir kilise topluluğunda attı.

Robin Williams, 1973 yılında New York’ta bulunan The Juilliard School müzik okuluna başladı ama üç yıl sonra mezun olmadan ayrıldı. San Francisco’ya döndü ama burada uzun süre oyunculuk işi bulamadı. Derken bir kilisede doğaçlama atölyesi yapıldığını gördü ve buraya katıldı. Normalde doğaçlama ekip işidir ancak Robin Williams sahneye çıktığı zaman o kadar başarılıydı ki tüm gösteriyi tek başına yapıyordu. Bu gösteriler aklına stand-up fikrini getirdi. Ufak bir not, Robin Williams dünya çapında bir oyuncu olduktan sonra The Juilliard School ona fahri doktora unvanı vermiştir. 

Uzun süre sokakta pandomim yaptı:

Aslında Robin Williams’ın pandomim yaptığı yıllar sonra ortaya çıktı. 1974 yılında o dönem The Juilliard School’da eğitim gören Robin Williams ve Todd Oppenheimer, isimsiz iki oyuncu olarak New York Central Park’ta pandomim gösterileri yapıyorlardı. Öğrenci harçlıklarını çıkarmak için yaptıkları bu gösteriler bir sokak fotoğrafçısı olan Daniel Sorine’nin ilgisini çekti ve ikilinin pek çok fotoğrafını çekti. Yıllar sonra oyuncu ünlü olduktan sonra bu fotoğrafların Robin Williams’a ait olduğunu anlayan Sorine, ikilinin daha önce hiç görmediği kadar başarılı olduğunu söylemiştir. İlginçtir Robin Williams yıllar sonra 1991 yapımı Shakes the Clown filminde gençlik yıllarındaki gibi pandomim yapmıştır. 

Profesyonel oyunculuk kariyeri az kalsın başlamadan bitiyordu:

Robin William gece kulüplerinde stand-up yapıyordu ama asıl istediği oyunculuk kariyerine henüz başlamamıştı. Derken 1988 yılında ilk oyunculuk teklifini aldı, Samuel Beckett’in efsane eseri Godot’yu Beklerken oyununda Estragon karakterini canlandıracaktı. Metin oldukça ağırdı, bu nedenle Williams asla doğaçlama yapamazdı. Yetmezmiş gibi oyun Broadway dışı bir gösteriydi. Yıllar sonra New York Times muhabiri bu oyunu sorduğu zaman “Büyük bir riskti, bir daha asla Broadway’de oynamama ihtimalim bile vardı ama yine de bu riski aldım.” demiştir.

Ünlülerin seslendirme yapma modasını Robin Williams başlattı:

Eskiden oyuncular seslendirme yapmazdı, film dublajlarını ve seslendirmeleri yalnızca bu işin ustası seslendirme sanatçılar yapardı. Ta ki 1992 yılına kadar. 1992 yılında yapılan Alaaddin ve Hırsızlar Kralı animasyon filminde Cin karakterini Robin Williams seslendirdi. Ama ne seslendirme! Robin Williams o günden sonra animasyon filmlerin aranan seslendirmecisi oldu ve onunla birlikte sektör genişleyerek ünlü oyuncular da animasyon seslendirmeye başladı.

Steven Spielberg’i geçirdiği ağır bunalımlı dönemden kurtarmak için ona özel stand-up gösterileri yaptı:

Steven Spielberg 1993 yapımı Schindler’s List filmini çekerken çok zorlanıyordu. Çünkü filmi izleyenler hatırlayacaktır, filmin İkinci Dünya Savaşı’nda yaşanan dramı anlatan yoğun bir hikayesi vardır ve bu dram Spielberg’ ağır gelmiştir. Robin Williams da o dönem Peter Pan filminin başrolünü oynuyordu. Steven Spielberg’in anlattığına göre Williams onun yaşadıklarının farkındaydı ve haftada bir onu telefonla arayarak moralini yerine getirmek için 15 dakikalık stand-up yapıyordu ve elbette yönetmenin keyfi yerine geliyordu. Robin Williams’ın ne kadar güzel bir insan olduğuna dair inanılmaz bir örnek. 

Ethan Hawke’nin kariyerini kurtaran Robin Williams oldu:

1989 yapımı Ölü Ozanlar Derneği filminde genç başrol oyuncularından bir tanesi olan Ethan Hawke’nin yıllar sonra anlattığına göre filmin çekim süreci epey zor geçmişti. Robin Williams sette neşe saçıyor, ciddi durmaya çalışan genç oyuncuları güldürüyordu. Kariyerlerinin ilk önemli rolünü oynayan genç oyuncular elbette buna deli oluyor ve yine Ethan Hawke’nin dediğine göre ondan nefret ediyorlardı. 

Neredeyse oyunculuk kariyerini başlamadan bitirmeye karar veren Ethan Hawke, film çekimleri bittikten sonra bir telefon aldı. Arayan Robin Williams’ın önerisi üzerine onunla sözleşme yapmak isteyen bir menajerdi. Ethan Hawke, adını usta oyuncular arasına yazdırmayı başardığı tüm projeleri bu menajer sayesinde aldığını ve bugün hala aynı isimle çalıştığını söylüyor. 

İngiliz olmadığı için Harry Potter’da oynamasına izin verilmedi:

Robin Williams gerçek bir Harry Potter hayranıydı. Kitabın sinemaya uyarlanacağı haberini alınca hemen serinin yazarı J. K. Rowling’e bir mektup yazdı. Mektup hayran bir çocuk tarafından yazılmış gibi yalvarırcasına Hagrid rolünü oynamak istediğini söylüyordu. Fakat Rowling ünlü oyuncuyu reddetti çünkü tüm oyuncu kadrosunun İngilizlerden oluşmasını istiyordu. 

Mrs. Doubtfire filmi için tam anlamıyla role girdi:

1993 yapımı Mrs. Doubtfire filminde Robin Williams, boşandıktan sonra çocuklarıyla vakit geçirmek için yaşlı dadı kılığına giren bir adamı canlandırıyor. Film çekimleri öncesi ise oyuncunun bazı endişeleri vardı çünkü yaşlı dadı kılığının gerçekçi göründüğünden emin olmak istiyordu ve bunun için bir oyun yaptı. Mrs. Doubtfire kılığına girdi ve filmde çocuklarını oynayan oyuncularla bu kılıkta tanıştı. Çocuklar gerçekten de onu tanımadılar. İşte ancak o zaman rol Williams’ın içine sindi. 

Robin Williams intiharı hastalığına dayanamadığı için tercih etti:

Dünya çapında onu tanıyan tanımayan herkesi güldürmeyi başaran oyuncu Robin Williams maalesef 11 Ağustos 2014 tarihinde evinde intihar etmiş olarak bulundu. Nedeni ise sonradan anlaşıldı. Williams, Lewy Cisimcikli Demans isimli bir tür parkinson hastalığına yakalanmıştı. Hastalık ilerledikçe başına geleceklerden korkarak depresyona girdi ve maalesef en sonunda canına kıydı. Cansız bedeni yakıldı ve külleri San Francisco Körfezi’ne savruldu.

Kendisini tanıyan herkesi güldürmeyi başarsa da intiharı ile hepimizi yasa boğan oyuncu Robin Williams’ın hayatı hakkındaki ilginç bilgilerden bahsederek onu tekrar güzel bir şekilde anmaya çalıştık. Robin Williams hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz. 

Yazı kaynağı : www.webtekno.com

Robin Williams neden öldü? Williams neden kendini öldürdü? Sebebi belil oldu

Robin Williams neden öldü? Williams neden kendini öldürdü? Sebebi belil oldu

Robin Williams neden öldü, neden kendini öldürdü veya Robin Williams neden intihar etti, intihar etmesinin nedeni neydi sorularının cevapları uzun yıllardır aranıyor. Dünyaca ünlü oyuncu komedyen Robin Williams, 2016 yılında evinde bir ipe asılı halde bulunmuş, yapılan tetkikler sonucunda intihar ettiği anlaşılmıştı. Ölümü bütün sevenlerini derinden etkilerken; herkes neden kendini öldürdü soruusunun cevabını aramaya başladı. Robin Williams neden kendini öldürdü? Bu konuda en yakınından açıklama geldi.

ROBIN WILLIAMS NEDEN ÖLDÜ?

Üzerinden yıllar geçmesine karşın hala tam olarak neden öldüğü bilinmiyor; ancak en net sebebi eşi açıklamıştı. 

Oyuncu eşi Robin Williams’ın geçen yılki intiharından bu yana ilk konuşan Susan Williams, eşinin gözünün önünde erimesinin ve intiharı seçmesinin asıl sebebini açıkladı.
ABD’de Ağustos 2014’te intihar eden ünlü aktör ve komedyen Robin Williams’ın eşi Susan Williams ilk kez konuştu. Eski eşinin intiharının depresyon veya bağımlılıktan kaynaklanmadığını söyleyen Williams, “Hayatına son vermeseydi, hastalığından dolayı muhtemelen en fazla 3 yıl daha yaşardı” dedi.

ABC kanalında yayınlanan ‘Good Morning America’ programına konuk olan Williams, “Kabus görüyor gibiydik. En iyi arkadaşım eriyip gidiyordu” ifadesini kullandı. Robin Williams’ın intiharına iddia edildiği gibi depresyon veya alkol/ madde bağımlılığının yol açmadığını ve ölmeden önceki 8 ay boyunca bu tür maddeleri hiç kullanmadığını açıklayan Williams, “Onu intihara sürükleyen şey, beyninde olup bitenlerdi. Kimsenin bilmediği kimyasal bir savaş içindeydi” dedi.

Parkinson olduğu bilinen Robin Williams’a ‘Lewy cisimcikli demans’ hastalığı teşhisi de koyulduğunu belirten Williams, “Şanslıysa, 3 yıl daha yaşardı. Oldukça zor zamanlar geçirirdi. Muhtemelen bir yere kapatılırdı” dedi.

Söz konusu hastalığa, ‘Lewy cisimciği’ adlı proteinin kalıntıları yol açıyor. Hastalık sebebiyle beyin hafıza, muhakeme yeteneklerini kullanma, hareket, konsantrasyon ve görsel algılama gibi temel fonksiyonlarını yerine getiremiyor.

Yazı kaynağı : www.sonhaberler.com

Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler

Yorum yapın