mülkiyeliler birliği seçim sonuçları

mülkiyeliler birliği seçim sonuçları bilgi90’dan bulabilirsiniz

“YETİŞTİK ÇÜNKÜ BİZ” SEÇİM BİLDİRGESİ

Değerli Mülkiyeliler,

Mülkiyelilerin bilgisini, deneyimini, kapasitesini ve gücünü geliştirmek, hukukun üstünlüğünün ve adaletin yerle yeksan edildiği koşullarda demokrasiyi savunmak için 2018’de Mülkiyeliler Birliği 46. Olağan Genel Kurulu’nda Mülkiyeliler Birliği yönetimine aday olduk. Biliyorduk ki, ‘bahar olmak kışın riskini kabullenmek’ demektir. Süregiden fiili olağanüstü hâl demedik, pandemi koşulları demedik, sizlerden aldığımız iradenin sorumluluğu ve cesaretiyle her türlü zorluğa aşılabilir engeller olarak baktık ve hepsini aştık.

26 Mart 2023’te gerçekleştirilecek olan 48. Olağan Genel Kurul’da da, Türkiye yeni bir bahara dururken, demokrasiyi savunurken gösterdiğimiz iradeyi demokrasinin inşasında da göstermek için yeniden Mülkiyeliler Birliği yönetimine adayız.

Geçtiğimiz 5 yılda Mülkiyeliler Birliği, ‘80 darbesinin ardından hiç tereddüt etmeden ve cesaretle yapmış olduğu gibi, yine pek çok alanda ve konuda sorumluluk üstlendi. İktidarın baskı rejimi karşısında sadece Ankara’da değil, Türkiye’de fikir üreten ve sözünü sakınmadan söyleyen demokratik bir kitle örgütü olarak sesini yükseltti. Gerek pandemi sürecinde gerekse son yaşadığımız depremde özellikle genç arkadaşlarımızın gönüllü emekleriyle dayanışmayı örgütlemeye devam ettik. Geçirdiğimiz çetin zamanlarda birlikteliğimizin, yan yanalığımızın kıymetini her gün yeniden anladık.

Son günlerin en önemli kavramı ‘normale dönmek’… Biz 2018’den beri Türkiye’de yaşanan siyasal, toplumsal ve ekonomik krizi hiç bir zaman ‘normal’ olarak görmedik. Depremde acı bir şekilde yüzleştiğimiz gerçeklerin farkındaydık, bu gerçeklerin daha geniş kesimlerce bilinmesi için ne sözümüzü söylemekten kaçındık ne de üretmekten ve çalışmaktan.

Mülkiyeliler Birliği bizler için ele geçirilmesi gereken bir iktidar alanı olmadı hiçbir zaman. Çamur atmak denilince aklımıza sadece İnek Bayramı geldi. Siyasi iktidarın 21 yıldır kullandığı tarzı kendimizden uzak tuttuk. 14 Mayıs 2023’de Türkiye’de büyük değişimlere yol açabilecek bir genel seçime gidiyoruz. Biz hem Mülkiyeliler Birliği Genel Kurulu’na hem de önümüzdeki bu çok önemli genel seçime köklerini ezilen şekerlerde, yani Mülkiye tarihinde bulan ‘Yetiştik Çünkü Biz’ sloganıyla hazırlanıyoruz.

Biz Mülkiyeliler Birliği’ni Türkiye’deki demokratikleşme mücadelesinin ve sürecinin en önemli aktörlerinden biri olarak gördük ve görüyoruz. Önümüzdeki iki yıllık dönemde de arayışımız Türkiye’de demokrasinin inşa edildiği her alana Mülkiyeliler olarak müdahalede bulunabilmenin aracı olabilmektir. Geçtiğimiz 5 yılda kazandığımız deneyimle bu sorumluluğu üstlenmeye gönüllüyüz. Bu nedenle tutamayacağımız vaatlerle çıkmıyoruz karşınıza, tuttuğumuz sözleri genişletmek ve derinleştirmek için “Yetiştik Çünkü Biz” diyoruz.

Türkiye’de önemli bir genel seçimin arifesinde, demokrasiye geçiş süreciyle birlikte kapsamlı bilgi ve deneyime, uzman kadrolara, dinamizme, açık fikirliliğe ve eleştirel düşünceye duyulacak ihtiyacın farkındayız. Yetiştik Çünkü Biz ekibi olarak bu ihtiyacı karşılayacak en iyi kaynakların yeni mezun ve nitelikli gençlerimiz ve elbette deneyimli büyüklerimiz olduğunun bilincindeyiz. Yeni bir ‘kamu’nun inşasında ‘Yetiştik Çünkü Biz’ demek için buradayız.

Bugün ülkemizde yoksulluk her geçen gün derinleşmekte, ekonomik krizle birleşen liyakatsizlik her bir kurumun altını oymaktadır. Yasama ve yargının sahip olduğu güvenceler ortadan kaldırılmış, sıradan vatandaşların yasama ve yargı erklerine duyduğu güven de yer ile yeksan olmuştur. Siyasal ve toplumsal kriz derinleştikçe ve iktisadi kriz çözümsüz bir hâl aldıkça, kamu yararı siyasi ve ekonomik ranta feda edildikçe, partizanlık siyasal alanın geçer akçesi haline gelmiştir.

Cumhuriyetin temel nitelikleri ve değerleri hızla yok edilmektedir. Kamusal hayatın her boyutunun dinselleştirilmesinden en çok zarar gören çocuklarımız ve gençlerimizdir. Eğitimin ve eğitim politikalarının eleştirel ve bilinçli vatandaşlar değil, sadık tebaa yetiştirme hedefine karşı bilimsel ve laik eğitim ihtiyacımız gün geçtikçe artmakta ve her çocuk için eşit eğitim hakkına yönelik toplumsal talepler daha da önem kazanmaktadır. Pandemi ve yakın zamanda yaşadığımız deprem felaketi eğitimin her düzeyinde çocuklar ve gençler arasındaki sınıfsal farkı daha da görünür kılarken, tarikat yurtlarında atılan dayaklar yalnızca çocuklara değil aslında hepimizin geleceğine atılmaktadır.

Devletin, sosyal devlet olma niteliği aşındıkça, sınırsız sömürü düzeni içerisinde işçiler ekonomik ve siyasal ranta kurban edilmekte, her yıl yüzlerce işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmektedir. Neoliberal politikaların sonucu olarak yeni mezunlarımızın etkilerini derinden hissettiği işsizlik, güvencesizlik ve yoksullaşma gün geçtikçe daha da yoğunlaşmaktadır. Covid-19 salgını bu süreci daha da derinleştirmiştir; pandemi sadece insanları hasta etmemiş, hasta olan bir sistemi de bütün eşitsizlikleriyle gözler önüne sermiştir. Bir yandan salgının derinleştirdiği ekonomik krizin bütün yükü yoksullaştırılan ve güvencesizliğe mahkûm edilen emekçilerin omuzlarına yüklenmiştir, diğer yandan siyasal iktidarın şeffaf olmayan salgın yönetimi hem halk sağlığını tehlikeye atmış hem de uzun çalışma saatleri ve kötü çalışma koşulları altında bizi hayatta tutmaya çalışan sağlık çalışanlarını tüketmiştir ve tüketmeye devam etmektedir. Bu olumsuz koşullara bir de sağlık çalışanlarına uygulanan fiziki şiddet ve ölümle sonuçlanan saldırılar eklenmektedir.

Bu koşullarda Mülkiyeliler Birliği her zaman olduğu gibi işçilerin ve emekçilerin, hak kaybına uğratılan çalışanların yol arkadaşı olmaya, şiddetin her türlüsüne karşı durmaya devam edecektir.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği kadına yönelik şiddetin temelidir ve kadına yönelik şiddet her boyutuyla Türkiye’nin en önemli sorunlarından biridir. LGBTİ+’lara yönelik şiddet, ayrımcılık ve nefret söylemi her gün siyasilerin ve gazetelerin kullanımındadır. Bu koşullarda, bir gecede Cumhurbaşkanının iradesiyle kaldırılan İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi hepimizin mücadelesidir. Ne İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçeceğiz, ne elimizde kalan 6284 sayılı yasadan.

İnsan hakları ihlallerinin cezasızlıkla birlikte toplumda derin yaralar açtığı bu koşullarda, evrensel ve temel insan haklarını, kadınları ve LGBTİ+’ları, yaşlıları, çocukları, yoksulları, göçmenleri, mültecileri, tüm dezavantajlı grupları savunan her mücadelenin yanında olacak ve bu alanlarda yeni yasal düzenlemelere etkin katkı sunabilmenin yollarını arayacağız. Irkçılığa, ayrımcılığa ve nefret söylemine karşı duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını, engelli yakınlarının haklarının gözetilmesini ve sosyal ve ekonomik olarak desteklenmelerini savunacağız. Barınma hakkının soylulaştırma ve ranta kurban edilmeyeceği, katılımı esas alan bir kentsel yapılanmayı temel alacak, yaşam alanlarının sadece insanlara ait olmadığından hareketle kent planlamasının hayvanlar da düşünülerek ekolojik ve bütüncül bir yaklaşımla yapılmasının altını çizecek, Hayvanları Koruma Kanunu’nun yeniden düzenlenmesini savunmaya devam edeceğiz.

Ne altı yaşında imam nikâhıyla evlendirilen H.K.G.’yi yalnız bırakacağız ne İzmir’de öldürülen trans kadın Ecem Seçkin’i. Ne yanmaya terk edilen ormanları unutacağız, ne depremde ve selde çürük sistemin çürük binalarının enkazında kalan canları…

Olağanüstü hal resmî olarak Temmuz 2018’de sona erse de, biliyoruz ki OHAL koşulları devam ediyor. Çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle, 15 Temmuz darbe girişiminin failleriyle hiçbir ilişkisi olmayan, hatta yaşamını onlarla mücadeleye adamış birçok kamu görevlisi, haklarında yargı kararı aranmaksızın mesleklerinden atıldı.

İçinde bulunduğumuz 2023 yılında hukuka aykırı olarak alınmış bu ihraç kararlarına karşı verilen mücadele devam ediyor. Söz konusu Kanun Hükmünde Kararnameler, 12 Eylül darbesi sonrasında olduğu gibi, Derneğimizin varlık nedeni olan Fakültemizin tasfiyesinde de araç olarak kullanıldı. Fakültemizde çalışmakta olan, Fakültemizin değerleri ile yetişmiş ve öğrencileri bu değerlerle yetiştiren onlarca öğretim elemanı üç ayrı KHK ile mesleklerinden ihraç edildi. Bu tasfiye Fakültemizle sınırlı kalmadı, başka üniversitelerde ve kamuda çalışan çok sayıda Mülkiyeli de hukuksuz biçimde işlerini kaybetti.

Mart 2023 itibariyle Mülkiyeliler Birliği eski başkanımız Dinçer Demirkent bu ihraçlar içinde Fakültedeki görevine iade edilerek başlayan ilk isim olmuştur; ama hepimiz biliyoruz ki, siyasi koşullar değişmedikçe ve yargının bağımsızlığı tesis edilmedikçe olumlu görülen bu adımların da geleceği sallantıdadır. Yine hepimiz biliyoruz ki, kamu çalışanlarına yönelik baskı ve sindirme politikaları, olağanüstü hâlin hukuken sona ermesinin ardından çeşitlenerek artmıştır. Bu politikaların hedefinde olan temel ilkelerden ikisi de akademik özgürlük ve akademik özerkliktir. Tesis edilen Kararname yönetimi vasıtasıyla Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin iradesi yok sayılarak yapılan rektör ataması ve bu atamaya karşı yürütülen mücadelenin şiddetle bastırılması, akademik özerkliğin ne denli aşındırıldığının güncel bir örneği olarak önümüzde durmaya devam etmektedir.

Mülkiye’nin taşımış olduğu eleştirel düşünce, hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, kamuculuk, toplumsal barış, demokratik idare ve liyakat gibi değerlerin topyekûn bir imhası olarak görülebilecek bu anlayış ve uygulamalardan Fakültemiz de çok ağır biçimde etkilenmiştir. Fakültemize yönelen tasfiye süreci, ihraçlardan önce başlamış olup ihraçlardan sonra da devam etmiştir. İhraçlar öncesinde derslere müdahale edilmeye başlanmış, bu müdahaleler, derslerin YÖK müfettişleri tarafından denetlenmesi boyutlarına kadar varmıştır.

İhraçlar sonrasında yapılan yasal değişiklikler ve Ankara Üniversitesi’nin aldığı kararlarla Fakültemizde bulunan araştırma görevlileri de tasfiye edilmeye çalışılmıştır. Güvencesiz çalışma koşullarına kalıcı çözümler sunulmadığı sürece Fakültemizin geleneklerinin sürekliliğini sağlayan asistanlık kurumunun son kırıntıları da yok olmaktan kurtulamayacaktır. Ankara Üniversitesi’nin kadro tercihleri ve idari kararları ile birlikte düşünüldüğünde Fakültemizde hükümet tercihleriyle uyumlu köklü bir yeniden yapılanmanın işletildiği gözler önüne serilmektedir. Fakültemizin tüm bölümlerinde İngilizce hazırlık sınıfı kaldırılırken tamamen İngilizce eğitim veren iki bölüm açılmış ve hazırlık sınıfının kaldırıldığı bölümlerde İngilizce derslerinin yanı sıra birçok önemli alan dersi de müfredattan çıkarılarak programların adeta içi boşaltılmıştır. Mülkiye geleneğinin sürdürülmesi konusunda etkin bir çalışma sürdürebilmenin anahtarı bu tasfiye girişimini ifşa ederek buna karşı mücadele yürütecek bir anlayıştır.

Mülkiye’ye özgü eleştiri kültürünün en özgün, en canlı geleneklerinden olan İnek Bayramı bildiğiniz üzere önce yasaklanmış, ardından İnek Bayramı’nın “imamına” dine hakaret gerekçesiyle ceza davası açılmıştır. Fakültemize özgü öğrenci toplulukları geleneğinin ortadan kaldırılması amacıyla topluluk faaliyetlerinin Fakülte bünyesinde yürütülmesi yasaklanmıştır. Böylece, öğrencilerimiz akademik özgürlüklerinden mahrum bırakılmış, üniversiter sistemin, kendilerinin kültürel, sanatsal ve toplumsal gelişimlerine yönelik katkılarından büyük ölçüde koparılmıştır. Aralarında Ankara Üniversitesinden daha köklü bir tarihi olan SBF Tiyatro Topluluğunun da bulunduğu, Sinema Topluluğundan Bisiklet Topluluğuna kadar pek çok öğrenci topluluğunun faaliyetleri durdurulmuş; yoğun kamuoyu desteğini arkasına alan protestoların sonucunda toplulukların faaliyet hakkı tanınmıştır.

Daha önce de vurguladığımız gibi, zor zamanlar, ortak değerleri savunan insanlar için bir arada durma, birbirinden güç alma zamanlarıdır. Derneğimiz bunun en güzel örneklerini, 12 Eylül sonrasından bugüne benzer biçimde haklarından mahrum edilmiş Güngör Aydın ve Cevat Geray’ı başkan seçerek göstermiş, o zor yılların aşılmasında Mülkiye; sözü olan, ciddiye alınan bir hukuk ve bilim merkezi olarak önemli çıktılar ortaya koymuştur. Bu ve benzeri örneklerle Mülkiyeliler Birliği, tüzüğünün gereği olan tarihsel ve toplumsal sorumluluğunu yerine getirmeye devam etmiştir.

Bizleri Mülkiye ve değerleri etrafında bir araya getiren Derneğimiz, bugün de, üyelerinin uğradığı haksızlıkların, Fakültemizin yaşadığı ve etkisini artırarak sürdüren tasfiyenin karşısında kararlı ve etkin bir biçimde durmuştur ve durmaya devam etmelidir. Mülkiyeliler Birliği 5 yıldır tesis etmeye çalıştığımız anlayışa uygun olarak, hiçbir üyesinin kendini yalnız hissetmeyeceği bir dayanışma mecrası olmalıdır. Liyakate değil, biata dayanan kamu personel rejimine karşı yeni mezunlarımızın hukukunu korumayı sürdürmelidir.

Hem zor zamanlarda birlikte yürümenin hem de demokrasi mücadelesinin gereği olarak gördüğümüz bu ilke ve görevler çerçevesinde bir kez daha programımızı Yetiştik Çünkü Biz grubu olarak değerlendirmenize sunuyoruz.

1) Birliğimiz

■ Birliğimizin kapasitesinin artırılması için en önemli potansiyelimiz, üyelerimiz ve henüz üye olmamış mezunlarımızdır. Güncel ve kapsamlı veri tabanı ile tüm üyelerimizi ve mezunlarımızı ulaşılabilir kılmaya başladık, yola devam edeceğiz. Bu birlikteliği hem üye listelerimizi güncellemeye devam ederek koruyacağız hem de öğrencilerimiz, yeni mezunlarımız ve daha deneyimli mezunlarımız arasında her türlü paylaşımı ve işbirliğini artıracak faaliyet alanlarını ve girişimleri düzenleyerek ve destekleyerek aramızdaki ilişkileri daha da sağlam kılacağız.

■ Yaşlı bireylerin bağımsız, yerinde, sağlıklı yaşlanma olanak ve haklarına vurgu yapan, toplumsal refah, katılım, kendini gerçekleştirme imkânlarını içeren, erişilebilir, etkin kamusal hizmet ve çevrelere güçlü vurgu yapan, yaşlı bireylerin yaşamın aktif birer öznesi olduğu kabulünü yansıtan bir yaklaşımla hem aktif ve sağlıklı yaşlanmayı destekleyen programlar üreteceğiz, hem de pandemi döneminde 65 yaş üstü eski mezunlarımız ile yeni mezunlarımız arasında telefonlar üzerinden kurduğumuz dayanışma ağını genişletecek faaliyetlere ağırlık vereceğiz.

■ Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi mekânlarını bakımsız, kullanışsız ve eril mekanlar olmaktan çıkarma çalışmalarımızda çok önemli bir yol kat ettik. Mekânlarımız sadece fiziksel olarak yenilenmedi, aynı zamanda gençlerle canlandı, kadın ve LGBTİ+ üyelerimizin ve arkadaşlarımızın kendilerini rahat ve güvende hissettikleri mekânlara dönüştü. Hem bu atmosferi daha da geliştirmek hem de mekânlarımızı çocuk ve engelli dostu kılabilmek için de elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.

■ Önceki yönetim tarafından üyelerine danışılmadan “ben yaptım oldu” idare tarzı ile yıkılan ve rekonstrüksiyon projesi çerçevesinde inşaat halindeyken devraldığımız Kültür Merkezi binamızı, öz kaynaklarımızı kullanmaktan imtina etmeden el birliğiyle tamamladık. Kültür Merkezimiz Ankara’nın en önemli fikir ve sanat ortamlarından biri hâline gelirken, Oral Sander Konferans Salonu sivil alanda farklı konularda tartışmaların yürütüldüğü önde gelen mekânlardan birine dönüştü. 9 Şubat 2019’da gerçekleştirilen açılış töreninden bu yana Mülkiye Kültür Merkezi’nin üyelerimiz, öğrencilerimiz ve tüm Ankaralılar için sosyal ve kültürel bir çekim merkezi olması için çalışmalarımızı yürüttük. Covid-19 pandemisinin yarattığı kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte Mülkiye Kültür Merkezi’nde düzenlediğimiz etkinliklerin de sayısı arttı. Salonumuzda ülke gündemini doğrudan ilgilendiren çeşitli konularda pek çok konferans ve panel gerçekleştirdik. Teknolojik imkânlarımızdan faydalanarak birçok etkinliği internetten canlı yayınlayıp Ankara dışında olan veya Kültür Merkezimize gelme imkânı olmayan kişilerin de etkinliklerin bir parçası olmalarını sağladık. Kültür Merkezimizin önümüzdeki dönemde de toplumsal cinsiyete duyarlı ve herkes için erişilebilir faaliyetlerine etkin bir şekilde devam etmesini sağlayacağız.

■ Kültür Merkezi’nde yer alan Muammer Aksoy kütüphanemiz üyelerimizle ve öğrencilerimizle el ele, omuz omuza Ankaralıların rahat ve güvenle çalışabilecekleri yaşayan bir mekâna dönüştü. Özellikle sınav dönemlerinde Fakültemiz öğrencilerine çok daha uzun süreler kullanabilecekleri bir çalışma ortamı yaratarak öğrencilerimizin Birliğimiz ile olan bağının daha da güçlenmesini sağlamayı ve akademik çalışmalarına destek olmayı amaçladık, ve bu amacımızı korumaya devam ediyoruz.

■ Birliğimizin üyeleri ve üyelerinin çocukları için farklı kurum ve kuruluşlarla hâlihazırda yapılmış olan protokolleri sürdürme ve geliştirmenin ötesine geçerek kreş, yaşlı bakım merkezi, yabancı dil, çeşitli sportif, sosyal ve kültürel faaliyet yürüten kurs hizmetleri gibi alanlarda üyelerimizin somut biçimde faydalanabilecekleri protokoller ve anlaşmalar yapmayı sürdüreceğiz.

■ Bizler, kolektif üretimi ve yönetimi ilke edinmiş Mülkiyeliler olarak, birliğimiz bünyesinde çalışan emekçilerin haklarını koruyup geliştirecek, çalışma ilişkilerinde yaşanan sorunlara emekçilerimizle birlikte çözüm üretmeye devam edeceğiz. Bu yönde başlayan ama pandemi sürecinde aksayan çalışmalarımızı hızla sonlandıracağız. İlk olarak, çalışanlarımızın mobbing, cinsel taciz ve cinsel saldırı konularında başvuracakları mekanizmaları yaratan ve bu bağlamda temel ilkeleri belirleyen bir Cinsel Taciz ve Şiddet ile Ayrımcılığa Karşı Politika belgesini çıkaracağız.

■ Birliğimizin kurumsal kimliğine katkı sağlamak için başladığımız çalışmaları sürdüreceğiz. Sanatta, bilimde, bürokraside, siyasette, sporda ve diğer alanlarda iz bırakmış akademisyen, üye ve mezunlarımızın anılarını, yaşanmışlıklarını içeren “Mülkiye Sözlü Tarih Çalışması” projesini Tarih Vakfı’nın desteğiyle devam ettirecek ve Mülkiyeliler Birliği dijital arşivinin olgunlaştırılması çalışmalarını sürdüreceğiz.

■ Mülkiyeliler Birliğinin Ankara kent kültürü için taşıdığı önemi dikkate alarak, kent kültürüne katkı yapan diğer kurum ve kuruluşlar ile işbirliği halinde başkentin sosyal ve kültürel zenginliğine katkıda bulunmak için sorumluluk almaya devam edeceğiz.

■ Yetiştik Çünkü Biz olarak sanatın iyileştirici gücüne her zaman inandık ve Açık Hava Film Günleri düzenleyerek 3 farklı ülkeden 23 filmi bahçemize konuk ettik. “Belgesel Günleri: 4 portre” programı kapsamındaki belgeseller ve söyleşilerle yeni ufuklar edindik. Kadın Filmleri Günlerinde kadın sinemacıların filmlerinden oluşan seçkiyi Uçan Süpürge Vakfı işbirliğiyle Merkezimizde göstermekten gurur duyduk. Kurucuları arasında yer aldığımız Uluslararası Ankara Film Festivali ve Uluslararası İşçi Filmleri Festivali gösterimlerine ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşadık. Önümüzdeki dönemde de yoğun ilgi gösterdiğiniz bu faaliyetimizi ve ortak gösterimleri sürdüreceğiz.

■ 2020 yılında Covid-19 Pandemisi döneminde başlayan Çarşamba Söyleşileri Evde programları 2021 ve 2022 yıllarında da devam etti. Mayıs 2022’den itibaren de Çarşamba Söyleşileri’nde tekrar yüz yüze buluşmaya başladık. Birliğimiz, edebiyat, kültür ve sanat alanında gerçekleştirilen pek çok etkinliğe hem ev sahipliği yaptı, hem de çeşitli ortak etkinliklerin parçası ve düzenleyicisi oldu. Edebiyat Buluşmaları kapsamında birbirinden değerli yazarlarla söyleşiler ve imza günleri düzenledik. Her iki etkinliğimiz de Birliğimizin geleneksel faaliyetleri olarak aralıksız devam etmiştir ve her ikisini de daha geniş kitlelere hitap edecek şekilde planlamalar yaparak sürdüreceğiz.

■ 2021 yılında 100. yaşını kutlayan hocamız Prof. Dr. Nermin Abadan Unat adına Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Ödülünü vermeye başladık. Amacımız düzenlenen makale yarışmasıyla Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencilerinin toplumsal cinsiyet çalışmaları alanında özgün araştırma faaliyetlerini desteklemek ve lisans öğrencilerini bu alanda bilimsel çalışmalar yürütmek konusunda teşvik etmektir ve önümüzdeki dönemde de bu amaçla hocamız adına kurumsallaşan bu ödülü vermeye devam edeceğiz.

■ Deprem felaketinin ardından başlattığımız dayanışmayı farklı alanlarda devam ettireceğiz. SBF Tiyatro Topluluğu ve çocuk hakları alanında çalışan sivil toplum örgütleri ve uzmanlarla birlikte, Ankara’ya taşınan depremden etkilenen gençlerle ve çocuklarla farklı etkinlikler düzenleyeceğiz.

■ Depremden etkilenen mezun ve öğrencilerimizin yanlarında olmaya, kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerinin de desteğiyle depremzede arkadaşlarımızın sorunlarına çare aramaya devam edeceğiz.

2) Siyasal Bilgiler Fakültesi/Mülkiye

■ Haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen, emekliliğe zorlanan, emekli olduktan sonra ders vermesi engellenen, görevini layıkıyla yerine getirirken çeşitli baskılara maruz kalan ve Mülkiyeli olup da farklı üniversitelerde benzeri sorunlarla karşı karşıya olan akademisyenlerimiz ile el ele vererek Fakültemizin uzun yıllar içerisinde var ettiği akademik birikimi büyütmeye devam edeceğiz.

■ Yükseköğretim sisteminde derinleşen neoliberal dönüşümün Fakültemiz için yarattığı tehditlere karşı, başta güvencesizleştirilen ve buna karşı kalıcı yasal çözümler elde edemeyen araştırma görevlilerimiz olmak üzere öğretim elemanlarımızın ve Fakültemizin akademik birikiminin korunması için aktif bir çalışma içinde olmayı sürdüreceğiz. Söz konusu dönüşümün yarattığı tehlikelere karşı kamuoyu oluşturmak için ilgili sendika, inisiyatif ve demokratik kitle örgütleriyle diyaloğumuzu artıracak ve Mülkiye’nin geniş birikim ve deneyimini fakültemizin yeniden canlanması ve ona yönelen tehditlerin bertaraf edilmesi için çabalarımızı sürdüreceğiz.

■ Fakültemiz bölümlerinin başarı sıralamasında gerilemesinin, bahsettiğimiz sorunlarla derinden bağının farkındayız. Önümüzdeki 2 sene içinde en azından acil bir müdahale önerisi olarak Fakültemiz bölümlerini ilk tercih olarak seçen öğrencilerimize öğrenim hayatları boyunca bir burs olanağı yaratmak için tüm imkanlarımızı kullanacağız. Ayrıca Mülkiyeliler Birliği Burs Fonu’ndan faydalanan öğrencilerimizin sayısını artırma hedefimizi koruyak, 2018-2023 arasında sağladığımız %46’lık artışı, 2024’te %50’nin üzerine taşımayı hedefleyeceğiz.

■ Fakültemiz, gerek akademik birikimi gerekse yetiştirdiği mezunlarıyla Birliğimizin can damarıdır. Bu nedenle öğrencilerin Fakülteye ilk adımını atmasının ardından Birliğimizin genç kuşaklarla güçlü ilişkiler kurması yaşamsal öneme sahiptir. Bunun yapılabilmesinin yolu ise SBF öğrencilerinin ve yeni mezunların gündelik hayatlarına temas edebilmekten, onları ve sorunlarını tanımaktan geçmektedir. Öğrencileri sadece “burs istatistikleri” olarak görmeyen bir yönetim anlayışıyla, onlarla birlikte planladığımız sosyal etkinlikleri artıracak, seminer, atölye çalışmaları ve makale yarışmalarıyla akademik üretimlerini teşvik edecek ve farklı kuşaklardan Mülkiyelileri bir araya getirmeye devam edeceğiz. Öğrencilerimizin kültür ve sanat faaliyetlerine katılımını ayrıca önemsiyoruz. Hâlihazırda uyguladığımız askıda bilet uygulamasını hem genişleteceğiz hem de öğrencilerimize ve mezunlarımıza yönelik gerçekleştirilecek kültür ve sanat faaliyetlerini çeşitlendirerek artıracağız.

■ Öğrenci toplulukları ile Birliğimizin ilişkilerini güçlendirdiğimiz 5 yılın ardından, Birliğimiz bünyesinde yapılan etkinliklerde öğrenci topluluklarının daha fazla yer almasını sağlayacağız. Öğrencilerin kendilerini yalnız hissetmeyeceği, karşılaştıkları sorunların çözümünde hukuki ve manevi destek bulabilecekleri bir Mülkiyeliler Birliği fikrini koruyacağız. Öğrencilerimizin mekân sorunlarını çözmeye devam edecek, Araştırma Merkezlerimiz aracılığıyla öğrencilerimizle akademik işbirliğini de güçlendireceğiz.

■ Fakültemizin öğrencilerine ve yeni mezunlarımıza yönelik, Araştırma Merkezlerimiz bünyesinde oluşturacağımız araştırma fonları ile Birliğimizin sözünü kolektif üretimle taçlandırıp, genç arkadaşlarımızın kendi potansiyellerini ve yaratıcılıklarını geliştirmeleri için olanaklarımızı çeşitlendirerek artıracağız.

■ Mezunlarımızın yurt dışında eğitim ya da staj gibi olanaklara erişimini kolaylaştırmak, kendilerini yalnız hissetmeyecekleri ilişkileri kurabilmelerine destek olmak için yurt dışında yaşayan Mülkiyeliler ile yeni mezunlarımızı buluşturacak kurumsal sosyal medya platformları oluşturacağız. Websitemize koyacağımız yeni bir sekme ile, öğrencilerimizi açılan yüksek lisans ve doktora programları başta olmak üzere, yurt dışı ve yurt içi farklı desteklerden ve olanaklardan sürekli haberdar kılacağız.

3) Yeni Mezunlar

■ Son yıllarda Fakültemizin yeni mezunları, Birliğimize üye olma konusunda çekingen davranmaktadır. Mezunlarımızın Birliğimiz ile aidiyet ilişkilerinin bu denli kırılgan bir duruma gelmesi ya da zaman içinde getirilmesi, Birliğimizin geleceği için ciddiyetle ele alınması gereken bir sorundur. Bu nedenle gerek Birliğin yönetim kademelerinde gerek etkinliklerde gerekse Fakülte bünyesinde Mülkiyeliler Birliğinin gençlerle güçlü bir ilişki geliştirmesi, sahip olduğu birikim ve deneyimi onlara aktarması yaşamsal önem taşımaktadır. Gençleri genel kurul dönemlerinde hatırlayan değil, geleceğinin teminatı olarak gören, Mülkiyeliler Birliğinin her biriminde gençlere güvenerek kendilerine yer veren, mekânlarının kullanımından, etkinlik içeriklerinin belirlenmesine kadar fiziksel ve zihinsel gençleşmeyle dinamik bir ruhu örgütlemeyi ilke edinen anlayışımızı sürdüreceğiz.

■ Genç işsizliğinin geometrik olarak arttığı, liyakat ilkesinin hiçe sayıldığı ve nepotizmin işe alımlarda belirleyici hâle geldiği bir süreçte, yeni mezunlar işsizlik ve güvencesizlik sorunlarıyla baş başa kalmış, geleceklerinin siyasi hesapların sonucuna terk edilmiş olduğu gözetilerek, geçtiğimiz dönemde mezunlarımız için “kamu, özel sektör, sivil toplum ve uluslararası kuruluşlarda iş olanaklarının araştırılması ve artırılması”, Mülkiyeliler Birliğinin amaçlarından biri olarak tanımlanmıştır. Mülkiye İstihdam Merkezinin çalışma kapsamını genişletmesi ve kamu, özel sektör, sivil toplum ve uluslararası kuruluşlarda çalışan Mülkiyeliler Birliği üyeleri ile yeni mezunlar arasındaki etkileşimi, deneyim aktarımını ve dayanışmayı daha da güçlendirmesi amacıyla, geçtiğimiz dönemde mezunlarımızın iş piyasasında avantaj sağlayacağı yetkinlikler elde edebilmesi için kurslar ve atölyeler düzenlenmiştir. Önümüzdeki dönem içerisinde ise bu girişimlerin daha sistematik ve sürdürülebilir bir seviyeye taşınmasını hedefliyoruz. Bu anlayış çerçevesinde, önümüzdeki dönem için başlıca hedeflerimiz şunlardır:

4) Şubelerle İlişkiler

■ Şubelerimizle ilişkilerimizi yapıcı bir şekilde güçlendirecek, ortak faaliyetleri ve faaliyetlerimizin çıktılarını artıracağız. Türkiye’nin her yerindeki Mülkiyelilerin bilgi ve deneyimlerinden faydalanmak için ortak konferans ve çalıştaylara ağırlık verecek, demokrasiye geçiş sürecinde Türkiye’de eşitlikçi ve demokratik bir ‘kamu’nun inşasına birlikte katkı sunacağız.

■ Şubelerle idari ve mali ilişkilerimizde şubelerimizden gelen mekansal, nakdi ve her türlü yerel ihtiyaçları ve talepleri karşılamak ve sorunları ivedilikle ve hakkaniyetli bir şekilde çözmek en temel ilkelerimizden biri olacaktır.

■ Genel Merkez ve şubeler arasındaki bağları daha da güçlendirmek, şubelerimizi gençlerle buluşturabilmek ve şubelerimizin deneyimlerini genç kuşaklara aktarabilmek için şubelerimizle birlikte düzenli periyotlarda düzenlediğimiz söyleşi, panel, kongre, konferans gibi etkinlikleri; gezi, doğa yürüyüşü, vb. sosyal etkinliklerle çeşitlendirecek, farklı kuşaklardan Mülkiyelilerin birbirleriyle yeniden sıcak ilişkiler kurabilmeleri için daha fazla alan açacağız.

■ Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi ile şubelerimiz arasındaki ilişkileri sıcak ve sahici ilişkilere dönüştürmek hedefiyle başlattığımız şube yönetim kurulları ile ortak toplantılarımızı takvime bağlamaya devam edecek, düzenli periyotlarda ve her defasında farklı bir şubemizde toplantılar organize edecek, şubelerimizin beklenti, eleştiri ve önerilerini etkili biçimde sunabilecekleri gerekli imkanları yaratacağız.

■ Mülkiyeliler Birliğinin yönetiminde demokratik işleyişi sürdürmek amacıyla, hem Genel Merkez hem Şubelerimiz nezdinde üyelerimizin görüş, eleştiri ve önerilerini doğrudan dile getirebilecekleri olanakları geliştireceğiz.

■ Şubelerimizin tüzel kişiliği olmaması nedeniyle karşılaştıkları sorunlarda, şubelerimizin özgünlüklerini, kaygı ve hassasiyetlerini gözeten hızlı ve etkili çözüm üretecek bir yönetim anlayışıyla hareket etmeyi sürdüreceğiz.

5) Mülkiye Spor Kulübü

■ Mülkiye camiasının oluşturduğu anlamlı ve büyük halka içerisinde misyon üstlenen bir örgütlenme de ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan Mülkiye Spor Kulübüdür. Göreve geldiğimiz günden bu yana Yönetimimiz; yarım asrı aşkın köklü bir tarihe sahip olan ve halen basketbol, voleybol ve futbol branşlarında faaliyetlerini sürdüren kulübümüze karşı hep duyarlı ve ilgili olmuştur.

■ Kulübümüzün sporcusu olan öğrencilerimize burs sağlanması konusunda attığımız kayda değer adımları yeterli görmüyor, bu katkıyı daha da geliştirmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda gerekli özeni göstermeye devam edeceğiz.

■ Kazan A.Ş.’nin aylık periyotlar halinde kulübe düzenli bir biçimde aktarılması gereken maddi destek, ülkemizin içinde bulunduğu derin iktisadi kriz ve son dönemde de pandeminin yarattığı koşullar nedeniyle hedeflendiği şekilde gerçekleştirilemedi. Yönetimimiz, bu desteğin düzenli biçimde sürdürülmesini sağlayacaktır.

■ Ayrıca kulüp yönetiminin, yeniden bir yönetim odası ile toplantı ve yoga benzeri etkinlikleri için de uygun bir alan talebi doğrultusunda ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik azami imkân sağlayacağız.

■ Son olarak, Mülkiye Spor Kulübünün maddi ve fiziki sorunlarını aşabilmek amacıyla, spor dünyasında etkili ve yetkili makamlarda olan Mülkiyelilerin desteğini seferber etmek için sarf ettiğimiz özel çabamızı sürdüreceğiz.

6) Toplumsal ve Siyasal Sorumluluklarımız

■ Mülkiye’nin ve Mülkiyeliler Birliğinin tarihi, bir bakıma ülkemizin demokratikleşme mücadelesinin de tarihidir. Birliğimiz, 12 Eylül’ün en karanlık günlerinde dahi hukukun üstünlüğünün ve temel hakların savunusundan taviz vermemiş, demokrasi güçleri için yol gösterici olmuştur. Bu nedenle, araştırma merkezlerimiz aracılığıyla hazırladığımız “MİSAM Politika Görüşleri” ile Birliğimizin kamuoyu yaratan, alternatif öneren, sözü ciddiye alınan bir kurum olma vasfını güçlendirmeye ve bu söylemlerin kendi faaliyetlerimizde eyleme dönüşmesine azami özen göstermeye devam edeceğiz.

■ Her geçen gün artan mobbing, cinsel taciz ve cinsel saldırı vakalarında Mülkiyeliler Birliği için bir rehber oluşturmak ve izlenmesi gereken yolları ortaya koymak amacıyla, Mülkiyeliler Birliğinin mobbing, cinsel taciz ve cinsel saldırı konularında bir politika metni olması gerektiği düşünüyoruz. Ataerkil sistemin tüm alanları kuşattığı, devamlılığını sağlamak için her geçen gün şiddetini artırdığı bir ortam içinde mobbing, cinsel taciz ve cinsel saldırı konularının üyelerimizin de gündeminde olduğunu biliyoruz. Bu düşünceden hareketle, başlattığımız çalışmayı hızla sonlandırarak Cinsel Taciz ve Şiddet ile Ayrımcılığa Karşı Politika Belgesini çıkaracağız.

■ Birliğimizin, emek, demokrasi ve barış mücadelesinin ayrılmaz parçası olan sendikalar, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve aydınlarla güçlü ilişkileri olan, ortak mücadeleyi rehber edinen, bu kapsamda kendi deneyim ve birikimini seferber etmekte tereddüt etmeyen demokratik kitle örgütü vasfını koruyacağız.

7) Mülkiye Kültür Merkezi

■ Yönetimimiz döneminde faaliyete geçirdiğimiz Mülkiye Kültür Merkezi’nin Ankara’nın çekim noktalarından biri hâline gelmesinin haklı gururunu yaşıyoruz. Yönetime geldiğimizde kaba inşaatı yeni başlamış olan Kültür Merkezimizin, Mülkiyelilere layık bir yaşam alanı olması için çalıştık. Alanında uzman Mülkiyelilerin deneyimlerinden yararlanarak tefrişatından faaliyetine, binamızı üyelerimizle birlikte Ankara’nın çekim merkezlerinden biri hâline getirdik. Düzenlediğimiz 300’ün üzerindeki yüz yüze etkinlikle 10.000’in üzerinde Mülkiyeli ve Mülkiye dostuyla bir araya geldik. MKM’nin açılışından pandemi sebebiyle yüz yüze faaliyetlerini durdurduğu 1 yıl içinde Eğitim Merkezimiz tarafından açılan 33 atölyemizden 338 Mülkiyeli ve Mülkiye dostu faydalandı. 13 dil atölyesine 146 kişi katıldı. Pandemi sürecinde uzaktan eğitime geçen 5 dil kursuyla 41 katılımcıya hizmet verdik. Pandemi kısıtlamalarının ardından Ankaralıların önemli buluşma, öğrenme ve etkinlik mekanlarından biri olma niteliğini güçlendiren MKM’de, Mülkiye Eğitim Merkezi tarafından 2021 Ekim-Kasım döneminden itibaren yüz yüze gerçekleştirilen dil ve yoga atölyelerine 50’den fazla üyemiz, öğrencimiz ve Ankaralı katıldı.

Pandemi süresince, düzenlediğimiz Açık Hava Film Günleri ile hem üyelerimiz ve sanatseverleri dünyanın farklı ülkelerinden kaliteli filmlerle ücretsiz biçimde buluşturduk hem de açık hava sinema kültürünü çeşitli kuşaklardan üye ve öğrencilerimiz nezdinde Mülkiyeliler Birliği bünyesinde yaşatmayı amaçladık. Aynı zamanda Uluslararası İşçi Filmleri Festivali gibi köklü festivallere, birçok bağımsız belgeselin ilk gösterimine, çocuk ve gençlere yönelik festival atölyelerine, söyleşi ve imza günlerine ev sahipliği yapan MKM, Kızılay’ın kültürel yaşamını canlandırmaya da hizmet etti.

Merkezimizin Prof. Dr. Muammer Aksoy Kütüphanesini tüm Ankaralılara rahat ve güvenle çalışabilecekleri bir mekan olarak açmanın yanı sıra, özellikle sınav dönemlerinde Fakültemiz öğrencilerine çok daha uzun süre kullanabilecekleri bir çalışma ortamı yaratabildik.

■ Kültür Merkezimiz, Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği korolarımızın çalışma ve icra alanı, imza günlerinin işlevsel mekânı, soluklanıp bir şeyler okumak isteyen Ankaralıların huzurla çalıştığı bir kütüphane, sinematek anlayışın sürdürüldüğü bir salon oldu. Mülkiye Kültür Merkezi’ni, üyelerini sadece tüketici olarak gören anlayışın karşısında, Mülkiyelilerin birlikte ürettikleri, temas ettikçe çoğaldıkları bir mekân haline getirdik. Bunu yaparken Mülkiye Kültür Merkezi’ni, kendi ayakları üzerinde durabilen bir ekonomik birim haline getirdik.

■ Önümüzdeki iki yılda, Mülkiye Kültür Merkezi’nin faaliyetlerini çoğulcu bir anlayışla örgütlemeye devam edeceğiz. Birliğimizin ve Kültür Merkezimizin, giderek çoraklaşan kültürel, sosyal ve siyasal alan karşısında, üyelerimizin tecrübelerini aktaracakları, birikimlerini artıracakları, keyifle vakit geçirecekleri bir alan haline getirmek için var gücümüzle çalışacağız. Kültür Merkezimizin, Birliğimizin geleceği olan yeni mezunlarımız ve öğrencilerimiz ile kurduğumuz bağların önemli bir zemini olduğu gerçeğinden hareketle, onların talep ve önerilerini de alarak Kültür Merkezimizi, dinamik bir vizyonla üyelerimizin ve Ankaralıların hizmetine sunacağız.

8) Araştırma Merkezleri

Yönetimimiz döneminde kurduğumuz Araştırma Merkezleri, 5 yıllık çalışma süreleri içerisinde fakültemizin akademik birikiminin ve Mülkiyeli olmaktan ileri gelen toplumsal sorumluluğumuzun harmanlandığı; toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlara ilişkin bilimsel bir yaklaşımın geliştirildiği; üretilen bilgi vasıtasıyla hem üyelerimizin ve öğrencilerimizin birikimine hem de ülkemizin toplumsal aydınlanmasına önemli katkı sunulan kurumsallaşmış çalışma grupları hâline geldi. Giderek derinleşen ekonomik kriz, hukuk devleti ilkelerinin ciddi biçimde aşındırılması, siyasal temsil ve meşruiyet tartışmaları çerçevesinde Araştırma Merkezlerimizin, üyelerimizin birikimi ve sorumluluk bilinci temelinde ürettiği bilgi, hazırladığı raporlar ve düzenlediği etkinlikler ile Mülkiyeliler Birliği camiası ve ülke kamuoyunda yarattığı etkinin boyutlarından memnuniyet duyuyoruz.

Mülkiye İktisadi ve Sosyal Araştırmalar Merkezinin yanında, 1978 yılında Türkiye’nin ilk İnsan Hakları Merkezi olarak Fakültemiz bünyesinde kurulmuş olan ve 2017 yılında Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş tarafından kapatılan İnsan Hakları Merkezimizi, taşıdığı mirası sahiplenerek Mülkiyeliler Birliği bünyesinde yeniden açarak insan hakları alanındaki çalışmalarını sürdürmenin yanı sıra kurduğumuz Mülkiyeliler Birliği Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Merkezi, Mülkiyeliler Birliği Demokrasi Araştırmaları Merkezi, Mülkiyeliler Birliği Emek Araştırmaları Merkezi, Mülkiyeliler Birliği Hukuk Araştırmaları ve Hukuki Destek Merkezi faaliyetleri ile, can alıcı konularda geniş bir alandan uzmanları, akademisyenleri ve aktivistleri, kolektif bilgi üretimi sürecine dahil ettik.

Seçim adaleti ve güvenliğinden LGBTİ+’ların karşılaştığı hak ihlallerine, güvencesiz çalışma ve emek süreçlerinden bütçe tartışmalarına değin, ülkemizin önemli meseleleri üzerine yürütülen kolektif bilgi üretimi süreci sonucunda ortaya çıkan rapor ve benzeri metinlerin, kamuculuk başta olmak üzere sahip olduğumuz ilkeler çerçevesinde yaygınlaşması ve ilgili kişi ve kurumlara ulaşması için çaba sarf ettik. Bu çabamızın sonucunda, merkezlerimiz kamusal tartışmada yer tutan meselelerin önemli bir bölümüne ilişkin 39 etkinlik düzenledi ve 4 politika metnini kamuoyu ile paylaştı. Pandemi süresince düzenlenen çevrimiçi etkinlikler ile, Covid-19’un yaşamın farklı alanlarına etkileri başta olmak üzere çeşitli konularda uzman görüşlerini camiamızın birikimi ile bir araya getirdik.

Kadınların ve LGBTİ+’ların deneyim aktarımlarını ve bilgi paylaşımlarını sağlayacak ortamları oluşturmak amacıyla, Mülkiyeliler Birliği Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Merkezimizin yol göstericiliğinde çeşitli kuşaklardan Mülkiyeli kadınları ve LGBTİ+’ları bir araya getirecek katılımcı toplantı kültürünü faaliyetlerimizden biri olarak konumlandırmayı planlıyoruz. Toplumsal cinsiyet ve kadın haklarını ele alan etkinlikler, söyleşiler, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ve 17 Mayıs Uluslararası Homofobi ve Transfobi Karşıtlığı Günü gündemli faaliyetleri Birliğimiz üyeleri ve öğrencilerimizin de aktif katılımıyla bir buluşma ve paylaşım alanı olarak örgütlemeye devam edeceğiz. Söyleşi ve etkinliklerin yanı sıra okuma atölyeleri ve araştırma faaliyetleri düzenleyerek toplumsal cinsiyet alanına dair yapılan araştırmalar ve yazılan metinler üzerinden yaşamın pratiğinde karşılaştığımız eşitsizlikler ve bunlarla mücadele yöntemleri üzerine hep birlikte düşünmeyi hedefliyoruz.

Önümüzdeki dönem de, kurumsallaşmış yapıları ve üyelerimiz ile öğrencilerimizin katkılarıyla güçlü bir kimliğe kavuşan araştırma merkezlerimizi, sahip olduğumuz katılımcı anlayışla geliştirmeye ve kuşaklar arası birikim aktarımını sağlamlaştırmaya çalışacağız. Derinleşen krizler karşısında söz üretmeye, kamusal tartışmaya katkı sağlamaya ve demokratik değerlerin savunusunda toplumsal sorumluluğumuzla hareket etmeye devam edeceğiz. Yaygınlaşan hukuksuzluğun, eşitsizliğin, şiddetin ve emek sömürüsünün karşısında Araştırma Merkezlerimizin bilimsel üretimini demokratik ve eşitlikçi değerlerin hakim olduğu bir toplum inşası hedefimizin temeline yerleştireceğiz.

Yetiştik Çünkü Biz!

Bizler, Mülkiyeliler Birliği yönetimine bir kişi veya grup olarak değil, bir anlayış olarak talip olduğumuzu söylemiştik. Gerçekler inanmakla inşa edilmiyor, gerçekler her zaman üreterek, yaratarak değişimi örgütlüyor.

Bu anlayışımız çerçevesinde; Birliğimizi, Fakültemiz akademik birikiminin korunması için bütün olanakların seferber edildiği; hukuksuzluklara karşı hukukun, kamusal bir yönetim anlayışının, yurttaş hak ve özgürlüklerinin savunulabildiği; ülkenin sorunları hakkında bilimsel düşünceler üretebilecek merkezleri olan; yeni mezunlar, öğrenciler ve kıdemli mezunları buluşturabilecek etkinlikler düzenleyen, tüm şubeleriyle koordineli biçimde hareket eden, adına yakışır bir dayanışma merkezi hâline getirme iddiamızı sürdürüyoruz. Mülkiyeliler Birliği Genel Kurulunda yürütülecek tartışmalarda bu iddiayı geliştirmeye, bu iddiayı taşıyan tüm mezunlarımızı da birlikte hareket etmeye ve üretmeye çağırıyoruz.

“Diş değil, tırnak değil/bir mendil niye kanar….” Biz neden kanadığını en içimizde hissediyoruz.

Kibirle değil, mücadelenin ve değişimin önce kendimizden başlaması gerektiğini bilerek, “kar umarsız yağsa da, kötü şeyler olsa da…” nergisten, ışgından ve çocuklardan sorumlu olduğumuzu biliyoruz.

Biz, yaralarımızı unutmadan, baharı çiçeklendirmeye sizlerle birlikte talibiz.

Yetiştik Çünkü Biz!

https://facebook.com/YetistikBiz

https://twitter.com/YetistikBiz

https://instagram.com/YetistikBiz

Yazı kaynağı : mulkiye.org.tr

GÜÇLÜ MÜLKİYE 2023 SEÇİM BİLDİRGESİ

ÖNSÖZ

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.Yılında, Mülkiyelilerin ortak aklının temsilcisi olduğunu düşünen bizler,

MÜLKİYELİLİK VE MÜLKİYE İLKELERİ

Mülkiyeliler, Anayasada nitelikleri demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanan Cumhuriyete ve kazanımlarına her zaman sahip çıkmış, otoriter ve totaliter uygulamalara karşı daima demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, evrensel insan hak ve özgürlüklerinden, bağımsızlıktan, aydınlanmadan, emekten, sosyal adaletten, kamu yararından ve evrensel barıştan yana tavır sergilemiştir. Bizler Okula başladığımız ilk günden bugüne, Mülkiyeli olmanın bir yurttaşlık sorumluluğu olduğunu biliyor ve tüm gelişim hedeflerimizi bu anlayışla kurguluyoruz.

Mülkiyeliler Birliği, önümüzdeki iki yıllık yönetim süresi boyunca Mülkiye geleneğine uygun siyasal ve toplumsal alanlarda yaşanan gelişmeler karşısında gereken ve beklenen tepkileri gösterecek ve Mülkiyelilere yakışan duruşunu koruyacaktır.

Vatanın gözyaşlarını dindirme iddiası ve isyanı ile yetişen Mülkiyeliler olarak, aklın ve bilimin yol göstericiliğinde, ülkemiz ve camiamız için kararlı bir şekilde mücadele edeceğiz.

Birlik ve beraberliğin her şeyden daha önemli olduğu bilinciyle Üyelerimiz, Öğrencilerimiz ve Öğretim Üyelerimiz arasında olması gereken iletişim ağını tüm üyelerimizin destekleri ve katılımcı yaklaşımları ile yeniden kuracağız. Mezunlarımız, öğrencilerimiz ve öğretim üyelerimiz arasında güçlenerek devam edecek olan Mülkiye dayanışması ülkemizdeki kutuplaştıran, ötekileştiren ve düşmanlaştıran politikalara bir karşı duruş olmalı ve topluma örnek oluşturmalıdır. Barış ve dayanışmayı her alanda ama öncelikle kendi aramızda tesis etmek biz Mülkiyelilere yakışan davranıştır.

Fakültemiz ve Birliğimizi; emekten ve insandan yana tavır koyan, bilimsel araştırma ve organizasyonlarıyla, bilimsel ve düşünsel hayata, özgürlüklere, toplumsal gönence katkı sağlayan bir kurumsal birliktelik olarak görüyoruz.

Mülkiyelileri diğerlerinden ayrıştıran gücümüzün entelektüel birikimimiz olduğunu biliyor ve bu gücü artıracak etkinliklerle bulunduğumuz yerden daha ileri bir noktaya ulaşmayı hedefliyoruz.

CUMHURİYET, DEMOKRASİ, İNSAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ

Demokratik değerlerin, evrensel insan hak ve özgürlüklerinin, hukuk devleti prensiplerinin ülkemizde eksiksiz olarak yaşama geçirilmesi ve bunun için mücadele edilmesi gerektiğini savunuyoruz.

Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, sosyal devlet, hukuk devleti, kamu yararı ve kamu hizmeti değerlerinin tahrip edilmesine karşı çıkacak ve bu değerlerden; sınıf, cinsiyet, etnik aidiyet, inanç ve benzeri ayrımcılıklara maruz bırakılmaksızın, tüm vatandaşların sosyal dayanışma ve paylaşım içinde; eşit ölçüde yararlanmaları gerekliliğini savunacağız.

Anayasada nitelikleri demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanan Cumhuriyete ve kazanımlarına sahip çıkacağız.

Ülkemizin yeniden, parlamenter bir cumhuriyet statüsüne kavuşması için tüm anayasal ilkelere bağlı kalınmasına ve tahrip edlen kurumların onarılmasına yönelik entelektüel birikimimizi ısrarla ortaya koyacağız.

Aydınlanmadan, kamucu politikalardan, bağımsızlıktan ve emekten yana, çağdaş, özgürlükçü, ilerici, adaletli ve eşitlikçi toplum yaratma ideallerini ve barıştan yana olan tavrımızı her zaman olduğundan daha büyük bir inanç ve kararlılıkla savunuyoruz. Her ne pahasına olursa olsun bunlardan vazgeçmeyeceğiz. Düşünen ve düşüncelerini ifade eden vatandaş ve kuruluşların maruz kaldıkları yoğun baskıya ve güç kullanımına, tehdit ve çeşitli yıldırma yöntemlerine tepkisiz kalmayacağız.

Ülkemizdeki toplumsal barışa, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve demokratik yaşama yönelmiş en büyük tehdit olduğu inancıyla, her türlü şiddete karşı duracağız.

Doğanın sahibi değil, parçası olduğumuz gerçeğinden hareketle, çevrenin kirletilmesine ve katledilmesine yol açacak girişimlerin daima karşısında olacağız. Hayvanlara yapılan kötü muameleler karşısında sessiz kalınmaması gerektiğini düşünüyoruz

Cinsiyet ayrımcılığını reddediyoruz. Her türlü şiddetin karşısında duran bizler, özellikle kadına yönelik şiddet hareketlerinin artarak devamından büyük üzüntü, öfke ve endişe duyuyor, çocuk haklarını benimsiyoruz

KAMU YÖNETİMİ, ÇALIŞMA YAŞAMI VE DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ

Yaşamın her alanında kamu yararı ve ülke çıkarlarını gözeterek, gerçekleri saptırmadan bu alanlardaki duyarlılık ve endişelerimizi kamuoyuyla paylaşarak, Üyelerimizin, Öğrencilerimizin ve Öğretim Üyelerimizin yanında olacağız. Dünyayı, Türkiye’yi ve Mülkiye’yi ilgilendiren önemli konularda Birliğimizin görüşünü basın açıklamaları, sempozyumlar, konferanslar, paneller, çalıştaylar, söyleşiler, kurultaylar ve raporlar yoluyla kamuoyuna açıklayarak, ülke gündemine ilişkin tespit, uyarı ve önerilerimizi ortaya koyacağız.

Ülkemizin sosyal ve siyasal ortamının değerlendirilmesi ve toplumun doğru bilgilendirilmesi için İzleme ve Araştırma Komiteleri oluşturacağız.

Kamu ve özel sektör kuruluşlarında çalışan üyelerimizin çalışma yaşamında karşılaştığı sorunlarında yanlarında olacağız.

Çalışan toplumsal kesimler ile bunların emeklilerinin hak ve çıkarları adına yürütülen mücadelede, emek örgütlerinin yanında yer alacağız.

Başta emek, gençlik, kadın ve çevre örgütleri, meslek odaları ile çeşitli yurttaş girişimleri olmak üzere, ülkenin aydınlık yarınlarına inanan tüm demokrasi güçleriyle iş birliği içinde olacağız.

Demokratik kitle ve sivil toplum örgütlerinin düzenledikleri etkinliklere ev sahipliği yapacağız.

Mülkiye kültürünün ve hedeflerinin gelişmesi için kurulmuş ya da kurulacak olan demokratik kitle örgütlerini destekleyeceğiz.

Mülkiyeliler Birliği’nin, demokratik kitle örgütleri arasında

yeniden öncü ve önder konuma kavuşması için mücadele edeceğiz.

Önümüzdeki dönemde sizlerden alacağımız güçle, sadece Mülkiye’nin değil tüm Türkiye’nin mevcut sorunlarına, fark yaratan çalışma ve çözüm önerileri ile gerçek bir demokratik kitle örgütü duyarlığıyla yaklaşacağız.

MEZUNLAR DERNEĞİ VE YÖNETİM ANLAYIŞIMIZ

Biz Mülkiyeliler, Mülkiyeliler Birliği Derneği’nin bir mezunlar derneği olduğu bilinciyle mezunlarımız arasındaki, çok büyük önem taşıyan dayanışmayı ve birlikteliği arttırmak amacıyla çalışacağız.

Birliğimizin, fiziki ve sosyal bütünlüğünü hedefleyen, işe odaklanan,bireysel uygulamalar ve tercihler ile kolayca değiştirilemeyecek kalıcı bir kurumsal yönetim anlayışı tesis edeceğiz.

Gerilim kültüründen değil birlik ve dayanışma ruhundan beslenen bir yönetim tarzını sahipleneceğiz.

İç çekişmeler yerine Mülkiye kültürünün en önemli öğelerinden biri olan bilgi üretme ilkesine bağlı kalacağız. Mülkiye kültürünün vazgeçilmezleri olan; kardeşlik, üslup özeni ve karşılıklı saygı öğelerine titizlikle bağlı kalacağız. Şeffaf ve katılımcı, ayrımcı değil, birleştirici bir yönetim anlayışı ile Camiamızda bütünlüğü ve kaynaşmayı sağlayacağız.

Mülkiyeliler Birliği üye aidatları konusunda kronikleşen sorunu çözme yolunda etkili yöntemler geliştireceğiz.

SİZLERDEN ALACAĞIMIZ DESTEKLE YAPACAKLARIMIZ

A – FAKÜLTEMİZLE İLİŞKİLERİMİZ

Fakültemiz ve Öğretim Üyelerimiz bizim sönmeyen meşalelerimizdir. Görevlerine haksız bir şekilde son verilen Öğretim Üyelerimiz kürsülerine dönene ve tüm hakları kendilerine iade edilene kadar mücadeleye devam edilecektir.

Öğrenci topluluklarımızın tümüne ve Fakültemizin kuruluş yıldönümü olan 4 Aralık kutlamalarına ve geleneksel İnek Bayramının organizasyonuna gerekli katkıları sunacağız.

B – BİNALARIMIZ ve SOSYAL TESİSLERİMİZ

Bildiğiniz üzere tüm Birlik binaları ve yapısal alanlarımız Vakfımız mülkiyetinde Birliğimiz yönetiminde bulunmaktadır.

Mevcut yönetim döneminde yakın zamanda ana binamız ile ilgili bazı yapısal iyileştirmeler ve değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler yeterli ölçüde değildir. Bilindiği üzere Birliğimiz üç binadan oluşmaktadır. Vakıf yönetiminin ve okuma salonunun bulunduğu üçüncü binanın renovasyona ihtiyacı vardır.

Kafe kısmının, ana giriş bağlantısına alternatif bir ikinci giriş kapısı ile dışarıdan gelenlere açılması, Mülkiyeliler Birliği’nin üyelere özel bir sosyal tesis olma özelliğini ortadan kaldırabilecek tehlikeli bir adımdır. Bir sonraki

adımın Kafe’yi bir işletmeciye devretme şekline dönüşmesi endişemizi üyelerimizle paylaşmayı görev biliyoruz. Kültür Merkezi binamızın bir bölümü için yapılan kiralama hamlesi bu konudaki endişemizi artırmaktadır.

Üyelerimizin kullanım alanı sınırlandırılmakta, bu alanlar bizim olmaktan çıkarılarak, herkesin kullanabileceği ticari mekanlara dönüştürülmektedir. Binalarımızın, Mülkiyelilerin ve Mülkiye dostlarının sosyal, kültürel, bilimsel ve sanatsal etkinliklerine olanak verecek şekilde, bir bütünlük içerisinde düzenlenmesi sağlanacaktır.

Üyelerimizin yaz aylarında keyifli zaman geçirdikleri Birlik Bahçesi yeniden düzenlenecek, açık havada düzenlenebilecek kültürel ve sanatsal faaliyetlere uygun bir hale getirilmesi sağlanacaktır.

Birliğimizi Konur Sokak’taki Mülkiye Sitesinin ötesine taşımak amacıyla, Birliğimize tahsis yöntemiyle bir dinlenme tesisi/sosyal tesis kazandırılması konusunda ivedi ve etkin bir girişim süreci başlatılacaktır.

Vakfımızın kurucusu olduğu Kazan AŞ’de mali disiplin sağlanacak, son dönemde üyelerimizle paylaşılmayan mali tablolar şeffaf bir şekilde üyelerimizle paylaşılacaktır. Mülkiyeliler Birliği ve Vakfına gelir sağlama işlevini yerine getirmek üzere yeniden yapılanması sağlanacaktır. Mülkiyeliler Birliği’nin, üyelerimizin sosyal tesisi olma özelliği titizlikle korunarak, sosyal tesislerimiz üyelerimize ek mali külfet getirmeden, kaliteden ödün vermeden, çalışanların emeklerinin karşılığı ödenerek işletilecek, hizmet, sunum ve fiyat politikası gözden geçirilecek ve “Kazan A.Ş.” Birliğimize katkı veren bir kuruluş haline getirilecektir.

Öncelikle, Mülkiyeliler Birliği Lokali (restoran ve kafeterya) gelirlerine mahkum bir kaynak yapısından kurtulmaya yönelik girişimler gerçekleştireceğiz.

Kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin yeniden yapılandırılması çalışmalarında, Mülkiyeliler Birliği’nin zengin insan kaynağı olanaklarından yararlanılması suretiyle danışmanlık hizmeti vererek Birliğimize ilave kaynak sağlayacağız.

Konur Sokak cepheli kısımda 1859 Kitap Kafe olarak faaliyet gösteren ve Birliğimizin Konur Sokak’taki kültürel ve entelektüel yüzü olabilecek alan çok uzun bir süre boş ve atıl bir bırakılmıştır.

Bu alana yeniden bir SBF yayınları ve SBF Dergisi, Mülkiyeliler Birliği yayınları ve Mülkiye Dergisi, Mülkiyeli yazar ve akademisyenlerin kitapları ve Mülkiye Hediyelik

Ürünleri Satış Mağazası işlevi kazandırılacak ve üyelerimizin kültürel etkinliklerine katkıda bulunması sağlanacaktır.

Bilindiği gibi, Vakfımıza ait Selanik cepheli, uzun yıllar otel ve misafirhane olarak kullanılan ancak 2008 yılında verilen “depreme dayanıksız” raporu sonucu kullanım dışı kalan ve 2010 yılında Koruma Kurulu Kararı ile koruma altına alınan eski otel binamız, Çankaya Belediyesi’nin katkıları ile aynı haliyle ve aynı şekliyle”, herhangi bir “bedel ödemeden” ve herhangi bir kişi, kurum ve/veya şirkete “taahhüt vermeden” yeniden yapılandırılarak Mülkiye Kültür Merkezi olarak üyelerimizin hizmetine sunulmuştur.

Ancak son dönemde mevcut yönetim bu binanın sergi salonu ve öğrencilere yönelik BUZAĞI KAFE olarak projelendirilen giriş katını ARABICA isimli bir kahve firmasına kiralamıştır.

Zamanında Başkentimizin kalbindeki bu binaları maaşlarından arttırdıkları birikimleri ile bize armağan eden, Darbe dönemlerinde el konulmasın diye vakfeden Mülkiyeli üstatlarımızın anısına saygıyla bu ve benzeri yararlanım hedefi dışı kullanımlara izin vermeyecek; mezunlarımızın ve öğrencilerimizin ikinci evi olan Vakıf bina ve mülklerine sahip çıkacağız.

Kültür Merkezi olarak restore edilen binamızın giriş katının ve bahçesinin, Koruma tescilli bir yapı olmasına rağmen yasal gereklilikleri de zorlayıcı mahiyette bir tasarrufla, ARABICA marka isimli bir ticari işletmeye uzun dönemli bir kiralama sözleşmesi ile devredilmesi benzeri hatalı uygulamaların tekrarına izin vermeyeceğiz.

1992 yılında Mülkiyeliler Birliği’ne tahsis edilmiş bulunan İstanbul/Nakkaştepe’deki Gazhane ve arazisi için İstanbul Defterdarlığı, “süresi dâhilinde yapılmadığı” gerekçesiyle tahsisi iptali kararı almış, ardından inşaat ruhsatı iptali süreci yaşanmış, ancak yargı sürecinin lehimize sonuçlanması ile birlikte Projenin yeniden hayata geçirilmesi olanaklı hale gelmiştir.

Nakkaştepe’deki projenin tamamlanabilmesi için 2013 yılında Gazhane A. Ş adlı şirket ile sözleşme imzalanmıştır. Başlatılan çalışmalar bu şirketin mali sorunları nedeniyle yarım kalmıştır. Daha önce sözleşme imzalanan Gazhane A.Ş. adlı şirket, mali sorunları aşmak için yeni ortaklar almayı ve daha önce yapılan sözleşmeye ek bir sözleşme yapılmasını talep etmiştir.

Mülkiyeliler Birliği’nde 2018 yılından beri yönetimde olan Yetiştik Çünkü Biz Grubu, tüm bu süreci yeterli açıklıkta ve katılımcı bir şekilde yürütmemiştir. Ek sözleşme imzalanması sırasında üyelerimiz yeterince bilgilendirilmediği gibi İstanbul Şubemiz Yönetiminin görüş ve önerilerinin dikkate alınmadığı yönünde bilgiler vardır.

2013 yılında yapılan Sözleşmede yer alan “Tazminat” hükmü konusunda nasıl bir yol izlenmiştir?

Önceki Sözleşmedeki kira bedeli ile Ek sözleşmedeki kira bedeli arasında fark var mıdır? Yeni Sözleşmede Birliğimize bırakılan alan azalmış mıdır?

Mevcut yönetimin ve 26 Mart 2023 tarihinde yapılacak genel kurulda yönetime tekrar aday olan Yetiştik Çünkü Biz Grubu’nun bu ve benzeri soruları yanıtlaması zorunludur.

Mevcut yönetim anlayışının, gereğini yerine getirmemesi nedeniyle Hallaçlı’daki Konak Birliğimize kazandırılamamıştır.

Ancak, daha önce Hallaçlı Projesi kapsamında düşünülen ve 2016 yılından bu yana üzerinde çalışılan Yaşam Merkezi projesinin hayata geçirilmesi için çalışmalarımız devam edecektir.

Arsa tahsisi veya ortaklık arayışlarına yönelik çalışmalar yapılacak, gerçekleştirilmesi öngörülen Yaşam Merkezi sosyal tesisinin, yeşil alan yoğunluklu, içinde spor alanları barındıran, çeşitli toplantı ve organizasyonlara olanak veren şekilde oluşturulması planlanacaktır.

C – ÜYELERİMİZ VE ÖĞRENCİLERİMİZ

“Mülkiye” adının gücünden ve değerinden alınan cesaretle, “Mülkiye Sözlü Tarih Çalışmaları” başlatılmıştı. Bilgileri her zaman referans olan değerli duayenlerimiz Mülkiye sözlü tarih çalışmamız için bir araya getirilmiş, bu çalışma ile sadece Mülkiye için değil tüm Türkiye için çok değerli ve gelecek nesillere aktarılacak bir eser ortaya çıkmıştı. Kıdemli hocalarımız ve mezunlarımızla yapılan ve toplamda 180 saat süren söz konusu görüşmeler elektronik ortamda kayıt altındadır.

Sözlü tarih çalışmalarına devam edilecek, kayıt altına alınan görüşmeler çok yakın bir dönemde sizlerle sosyal medya ortamlarında paylaşılacaktır.

Mülkiye Dergisi, önceki yönetim dönemlerinde saygın yayın çizgisi korunarak çıkarılmıştır. Mülkiyenin akademik ve entelektüel bilgi birikiminin toplumla paylaşılması çerçevesinde her türlü destek verilecek, Derginin etkili tema içerikleriyle düzenli olarak yayımlanması sağlanacaktır. Kazgan Dergisi’nin düzenli çıkarılmasına yönelik çabalarımız da kararlılıkla sürdürülecektir.

Daha önceki dönemde yayın hayatına başlayan Mülkiye Haber portalında, çoğunluğu akademisyen olan pek çok Mülkiyelinin yazı ve makalelerinin yayımını sağlamayı öngörmekteyiz.

Üyelerimizi bilgilendirmeye verdiğimiz önem çerçevesinde, yaptığımız faaliyetleri, daha önceki dönemlerde olduğu gibi E-Bülten ile duyurmaya devam edeceğiz.

Özellikle akademisyenlerimizin ders ve inceleme kitapları ile Mülkiyelilerin ve Mülkiye dostlarının eserlerine öncelik veren seçkin eserlerin yayınlanacağı “Mülkiye Yayıncılık” daha etkin hale getirilecektir.

Bir Üye Envanteri Projesi geliştirilecektir. Bu suretle üyelerimiz ile Birliğimizin ilişkisini kurumsal bir yapıya kavuşturacak, üyelerin Birlik ile olan bağlarını sağlamlaştıracağız.

Bu amaçla, Dönem Temsilciliği sistemi kuracak ve mezuniyet yılları itibariyle mezunlarımız arasında daha yakın bir Mülkiyelilik bağı oluşturma olanağı bulacağız.

Yönetim dönemimizde Mülkiyelilik coşkusunu birlikte yaşayıp anılarımızı tazeleyeceğimiz Dönem Yemekleri Mülkiyeliler Birliği tarafından dönem temsilcileri ile birlikte organize edilecektir.

SBF/Mülkiye geçmişte tercih sıralamasında 15.000. sıralardan öğrenci alırken, bugün 200.000. sıralardan öğrenci alır duruma gelmiştir. Bu durumun nedenleri araştırılacak ve sonuçlarına uygun çözümler geliştirilecektir.

Bu önlemlerin başlıcaları aşağıdaki başlıklarda sıralanabilir :

Mülkiyeliler Birliği burslarının yaygınlaştırılması ve burs miktarının artırılması öncelikli hedefimizdir.

Daha çok sayıda öğrencimize burs verilebilmesi hedefi doğrultusunda, burs fonumuz için üyelerimizin destek ve katkısının artırılması sağlanacak ve özel sektör katkısının fona yönlendirilmesi için çaba gösterilecektir.

SBF öğrencilerinin, öğrenim hayatları boyunca fakülte kimliklerini göstermeleri suretiyle üyelerimize yapılan indirimden aynı oranda yararlanması uygulamasına devam edilecektir.

Mülkiye öğrencilerine barınma, beslenme, kitap ve belge, ulaşım gibi gereksinimlerin karşılanması için ilave olanaklar sağlanmasına yönelik önlemlerin alınması amacıyla

çalışmalar yapılacak, bir Mülkiye Öğrenci Yurdu yapılması çalışmalarına ivedilikle başlanacaktır.

Fakültemizdeki öğrenci topluluklarının sosyal, kültürel ve düşünsel üretime dönük çalışmaları desteklenecektir.

D – ŞUBELERİMİZ

Türkiye’nin her bölgesinde varlık gösteren bir Mülkiye için, şube ağımızın genişletilmesi önceliklerimizden biridir. Şube ağımızın yaygınlaştırılması, şubelerle ilişkilerimizin artırılabilmesi ve Şubeler ile Merkez dayanışmasının geliştirilmesi gerektiği bilincinden hareketle, şubelerimize destek verilecektir.

E -MÜLKİYE SPOR KULÜBÜMÜZ İLE İLİŞKİLER

Mülkiye Spor’u bağışlarla ayakta kalmaya çalışan bir kulüp olmaktan kurtarıp, düzenli kaynağa kavuşturulmasını desteklemek öncelikli hedefimizdir.

Bu çerçevede, Mülkiye Spor Kulübümüzün kendi kendini en iyi şekilde idare edebilecek gelire sahip olabilmesi için bir işletme (spor tesisi vb) edinmesinin altyapısını hazırlayacak, Kulübümüze destek vereceği

F -BİRİMLERİMİZ /PROJELERİMİZ

Mülkiyeliler Birliği’mizin 14.09.2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında kabul edilen Tüzüğündeki, Sosyal gereksinimlere uygun kreş, misafirhane, huzurevi vb. açmak, işletmek ve bu konuda çözümler üretmek, ayrıca Mülkiye Üniversitesinin kurulması için gerekli çalışmaları yapmak hükümleri çerçevesinde; Mülkiye Koleji (Orta Öğretim Kurumu) kurulması ve yapılandırılması konusunda fizibilite ve hayata geçirme çalışmaları başlatılacaktır. Mülkiye Üniversitesi kurulması konusunda, bir arama konferansı düzenleyerek konunun tüm boyutlarıyla daha detaylı tartışılmasına olanak sağlayacağız.

Bu kapsamda, Mülkiye Koleji (Orta Öğretim Kurumu) kurulması fikrini de tüm paydaşların görüşlerine açacağız. Mülkiye Kreşi ve Mülkiye Yaşam Merkezi ve Mülkiye Konukevi dahil olmak üzere bu projelerimiz için en önemli engelin finansman sorunu olduğunu hatırda tutarak, devletten taşınmaz tahsisi, devletten / uluslararası fonlardan / yerel yönetimlerden / kişilerden / firmalardan bağışçı ve sponsor arayışına ivedilikle başlayacağız.

Mülkiye’nin tercih edilmesini sağlamak amacıyla, dijital platformlarda yayınlanmak ve liselerdeki tercih günlerinde sunulmak üzere bir “Mülkiye Tanıtım Filmi” hazırlanacaktır.

Bürokrasi ve özel sektörde çeşitli deneyimlere sahip üyelerimiz ile akademisyenlerimiz bir araya gelerek,

ekonomi, uluslararası ilişkiler, çalışma ilişkileri, kamu yönetimi, mali politikalar, kadın, çalışan çocuklar, yerel yönetimler, kamu hukuku gibi konularda ortak çalışmalar yapmaktadırlar. Yeni mezun ve yüksek lisans-doktora öğrencilerimizin de katkıları ile gerçekleştirilen ve toplumun doğru bilgilendirilmesini amaçlayan bu çalışmalara devam edilecek ve hazırlanan raporlar kamuoyu ile paylaşılacaktır.

Mülkiye Eğitim Merkezi’nin yabancı dil eğitimi ve bazı konu başlıklarıyla sınırlı kalan, etkin ve verimli olmaktan uzak yapısını değiştireceğiz.

Değerli Mülkiyeli uzmanlara sahip bir insan kaynakları havuzumuz olduğunu dikkate alarak kamu kurumları, yerel yönetimler ve özel sektör hedefli eğitim programları hazırlayacak, bunları uygulamayı önceliklendireceğiz.

MEM tarafından elde edilen gelirler, Mülkiyeliler Birliği bursları ile Fakültemizdeki akademik çalışmalar için kullanılmıştır ve kullanılmaya devam edilecektir.

Mülkiye Eğitim Merkezi vasıtasıyla yeni mezunlarımız ile üyelerimize arzuladıkları ya da ihtiyaç duydukları her konuda kurslar düzenlenecektir Ülkemizde “meydana gelecek doğal afetlerde neler yapılabileceği” başlığı altında eğitimlerin düzenlenmesi gerektiği kanısındayız ve son dönemde yaşanan acılarımızın tekrarlamaması adına bizler de üzerimize düşen görevleri bir de bu yönden değerlendirerek hayata geçirmek arzusundayız.

Mülkiye İstihdam Merkezi (MİM) öncelikle yeni mezunlarımız olmak üzere gereksinim duyan tüm mezunlarımıza hizmet verecek, ilk defa veya yeniden işe yerleştirilmelerine olanak sağlayacak, Mülkiyelilerin akademik ve entelektüel birikimleri çerçevesinde hak ettikleri yeni iş pozisyonlarına atanabilmelerine katkı sağlamak amacıyla kurulmuş olan Mülkiye İstihdam Merkezi işlevselliğine tekrar kavuşturulacaktır.

Mülkiyenin sanata ve sanatçıya verdiği yüksek değer çerçevesinde üyelerimize yönelik sanatsal çalışmaların ve bunların gösterimlerinin yapıldığı, sanat öncelikli buluşmaların ve paylaşımların gerçekleştirildiği Mülkiye Sanat Merkezi’nin müzik, halkoyunları, şiir, edebiyat, dans ve gereksinim duyulan alanlarda öncelikle Mülkiyeli sanatçılar tarafından kullanımı için;

faaliyetlerinde “Kültür Merkezi” olma amacına uygun olarak yapılanmasını sağlayacağız.

Doğayı, doğa yürüyüşlerini seven Mülkiyeliler ve Mülkiye dostlarıyla, düzenli olarak ve mümkünse her ay doğada yürümek için kurulmuş olan Mülkiye Doğa Topluluğu’nun sürdürmekte olduğu doğa yürüyüşlerini desteklemeye devam edeceğiz.

SONSÖZ

Tüm bu çalışmaları gerçekleştirirken ve bu süreçleri yönetirken;

Güçlü Mülkiye 2023 Ekibi olarak yola çıktığımızda belirlediğimiz ilkelere bağlı kalacağız.

Paul ELUARD’ın dizeleriyle;

birbirimize verecek ellerimiz var. uzaklara götüreyim sizi, tutun elimden. Birbirimize verecek ellerimiz var. daha güzel değil hiçbir şey birbirimize bağlanmaktan, Paul Eluard Bizler Mülkiye Camiasının bireyleri olarak, ele ele verdiğimizde, var olan dayanışma duygularımızı daha da ileri taşıyarak Mülkiyeliler Birliği için olumlu, güzel işlere, projelere ve hizmetlere imza atacağımıza inanıyoruz.

Desteklerinizi bekliyoruz.

Saygılarımızla

Yazı kaynağı : mulkiye.org.tr

SEÇİM ADALETİ VE GÜVENLİĞİ RAPORU


SUNUŞ

24 Haziran seçimleri, Türkiye demokrasinin geleceği açısından pek çok bakımdan bir eşik olarak görülmektedir. Bunun birinci nedeni, 16 Nisan 2017’de yapılan referandum ile kabul edilen anayasa değişikliğinin içeriğidir. Türkiye’nin siyasal rejimine ilişkin büyük kaygıları beraberinde getiren değişiklik maddelerinin tamamı seçimlerin ardından yürürlüğe girmiş olacaktır. 24 Haziran 2018 seçimlerinin bir diğer özelliği, Türkiye’de 1950’den beri seçimler üzerine oluşmuş mutabakatın bozulduğuna ilişkin verilerin çoğalması ve seçim güvenliği hakkında endişelerin had safhaya yükselmiş olmasıdır. Seçimlerin yargıç denetimine alındığı 1950 yılından beri, seçim güvenliği konusunda büyük sorunların yaşanmadığı ülkemizde, özellikle YSK’nın 16 Nisan referandumunda açık yasa maddesini ihlal ederek aldığı mühürsüz pusulaların kabulü kararının ardından kaygılar artmıştır.

Seçimlerin adil ve güvenli olmayacağına dair endişenin nedenlerinin başında yasalarda yapılan değişiklikler bulunmaktadır. İktidarların seçim adaletini kendi lehlerine bozmasını engellemek için, seçim kanunlarında yapılacak değişikliklerin bir yıl boyunca uygulanmayacağına ilişkin anayasa maddesi, bu seçim için kaldırılmıştır. Seçime etkisi olan bakanlıkların (İçişleri, Adalet ve Ulaştırma) tarafsızlaştırılmasına ilişkin norm mevzuattan çıkarılmıştır. Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler ile seçim güvenliği bakımından kaygı uyandıran adımlar atılmış; sandık kurullarının oluşumu, sandık alanında seçmenlerin özgürce oy kullanabilmeleri, oyların sayımının adil ve güvenli şekilde gerçekleşmesi konularında büyük sorunlar ortaya çıkmıştır.

Anayasal ve yasal değişikliklerin yanında, sahadan, uygulama açısından endişeye neden olacak bilgiler gelmektedir. Yasada yapılan değişiklik yoluyla sandık kurulu başkanlarının doğrudan doğruya hükümet yanlısı bir sendikanın üyeleri arasından atanacağı yolundaki haberler, siyasi partilerin ve yurttaşların seçimin denetlenmesindeki rolünün azaltılması, sandık alanının kolluk güçlerinin kontrol edebileceği bir alana dönüşmesine olanak sağlanması, taşımalı sandık ve seyyar sandık uygulamalarındaki belirsizlikler, SEÇSİS sistemine karşı gelişen güvensizlik, seçim sürecini öngörülebilir olmaktan çıkarmıştır.

Temsili demokrasinin özü seçimlerdir. Fakat biçimsel demokrasinin bu en temel unsurunun var sayılması için seçimlerin adil ve güvenli olması gerekir. Çünkü temsili demokrasi, iktidarın değiştirilebilme olasılığına dayanır. Seçimlerin adil ve güvenli olmadığı bir ülkede biçimsel anlamda bile bir demokrasiden söz edilmesi mümkün değildir. Bugün otoriter rejimlerin tümünde seçimlerin yapıldığı ve seçim sonuçlarının değişmez bir biçimde mevcut iktidarların lehine olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Dolayısıyla seçimlerde halkın katılımı ne kadar önemliyse oyların sayımı da bir o kadar önemlidir. Seçim bölgelerinin düzenlenmesinden, tarafların propaganda özgürlüklerine; evrensel olarak kabul edilmiş gizli oy ve açık sayım ilkelerine uyulmasına kadar, demokratik bir siyasal sistemde olması gereken bütün unsurlar seçim adaleti ve güvenliği bakımından büyük önem taşımaktadır.

Türkiye’nin demokratik geleceği bakımından büyük önem verdiğimiz seçim güvenliği ve seçim adaleti konusu, Mülkiyeliler Birliği Demokrasi Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği çalıştayda bütün yönleriyle ele alınmıştır. Kamuoyunu bilgilendirmek, seçim güvenliği ve adaleti alanındaki sorunları tespit etmek ve alınacak önlemler için önerileri geliştirmek amacıyla düzenlediğimiz çalıştayda ortaya çıkan en kaygı verici görüş, 24 Haziran seçimlerinin seçim güvenliği ve adaleti bakımından bundan önceki seçimlerle karşılaştırılamayacak ölçüde sorunlar içeriyor oluşudur.

Tüm bu nedenlerle, 24 Haziran seçimlerinde oy kullanmak kadar oyların sayımına tanık olmanın, oyun peşine düşmenin de bir yurttaşlık görevi olduğunu düşünüyoruz. Bu bakımdan 2 Haziran 2018 tarihinde düzenlediğimiz Seçim Adaleti ve Güvenliği Çalıştayı raporumuzun tespit ettiği sorun alanları ve önerilerin yapabileceği en küçük katkıyı dahi çok önemsiyoruz.

Çalıştay’da seçim güvenliği ve adaleti ile ilgili olarak farklı alanlarda uzmanlaşan sivil toplum örgütleri ve akademisyenler ile kurum temsilcilerinin tespitleri ve önerileri bütün katılımcılarla birlikte tartışıldı. Tartışmalar tutanak altına alındı ve raportörlere teslim edildi.

Bu tartışmalara katkı sağlayan Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran’a; Oy ve Ötesi Derneği Genel Başkanı Gözde Elif Soytürk ve yönetim kurulu üyesi Melek Demir’e; Bilgisayar Mühendisleri Odası’ndan Birkan Sarıfakıoğlu’na; Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nden Nejat Taştan’a; İstanbul Politikalar Merkezi’nden Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu’na; Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı’ndan (TESAV) Kemal Akkurt’a; anayasa hukuku ve uluslararası hukuk alanlarındaki bilgilerini paylaşan Dr. İlker Gökhan Şen ve Doç. Dr. Ali Rıza Çoban’a; uluslararası ilişkiler alanındaki değerlendirmeleri paylaşan Prof. Dr. İlhan Uzgel’e teşekkürü borç biliriz.

24 Haziran seçimleri seçim kararının alınması ile seçimin gerçekleşeceği tarihin yakınlığı bakımından da istisnaidir. Böyle bir dönemde, kamusal bir katkı sağlamak için istisnai bir çaba göstererek çalıştayı organize eden ve oturumları yöneten Demokrasi Araştırmaları Merkezi’nden A. Celil Kaya; tutanakları düzenleyen Deniz Gürsoy, Suzan Tuncer, Emre Sarıkaya, Şive Bora ve Aynur Yılmaz; fikrin ortaya çıktığından beri katkılarını esirgemeyen Feray Salman ile konuşmaları deşifre eden sevgili öğrencilerimiz olmasaydı böyle bir çalışmada da olmayacaktı.

Bir kez daha, böylesine önemli bir konuda emeğini ve zamanını esirgemeyen herkese teşekkür eder, raporumuzun Türkiye’nin demokratik birikimine katkı sunmasını dileriz.

Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu

MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ

DEMOKRASİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

SEÇİM ADALETİ VE GÜVENLİĞİ RAPORU

1.a. Anayasal Düzeydeki Sorun Alanları

1.b. Anayasal Düzeydeki Sorun Alanlarına İlişkin 24 Haziran İçin Öneriler

2.a Mevzuat Düzeyindeki Sorun Alanları

2.b. Mevzuat Düzeyindeki Sorun Alanlarında 24 Haziran İçin Getirilen Öneriler

3.a. Uygulama Düzeyindeki Sorun Alanları

3.b. Uygulama Düzeyindeki Sorun Alanlarında 24 Haziran’a İlişkin Öneriler

SONUÇ

Biçimsel demokrasinin meşruiyet temelini sağlayan seçimlerin adil ve güvenli olmasını sağlayacak evrensel ölçütlerin olmaması ülkelerin geleceği açısından büyük riskler oluşturmaktadır. 24 Haziran seçimleri öncesinde ilan edilmiş ve neredeyse iki yıldır sürmekte olan olağanüstü hal rejimi ile seçim sürecinde kullanılacak anayasal haklar askıya alınmıştır. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, örgütlenme özgürlüğü, serbestçe propaganda yapabilme hakkı, ifade özgürlüğü gibi seçmenlerin siyasal faaliyete katılma hakları hükümetin inisiyatifine bırakılmış, kanaatlerinin özgürce oluşabilmesinin önüne siyasal engeller konmuştur. Olağanüstü hal rejimi seçimlerin meşruiyetine daha baştan gölge düşürmektedir. Türkiye siyasal tarihinde ilk defa bir cumhurbaşkanı adayı seçim sürecinde cezaevinde seçim kampanyası yürütmek zorunda kalmıştır.

16 Nisan anayasa değişikliği referandumunda YSK’nın mühürsüz oyları geçersiz sayarak yasaya aykırı biçimde verdiği karar, 1950’den beri Türkiye’de oluşan seçimlerin güvenirliğine dair inancı kökünden sarsmıştır. 24 Haziran seçimlerine giderken iktidarın lehine birçok yasal düzenleme yapılmıştır. Anayasa koyucunun böyle bir seçim adaletsizliğine engel olmak için getirdiği seçim kanunlarında yapılacak değişikliklerinin bir yıl boyunca uygulanamayacağına ilişkin norm, 24 Haziran seçimleri için bir defalığına kaldırılmıştır. Seçim sürecinde icracı olan bakanlıkların değiştirileceğine ilişkin norm kaldırılmış, hükümetin Ulaştırma, İçişleri ve Adalet Bakanları’nın seçim sürecinde görevde kalacağı bir düzenlemeye gidilmiştir. İttifak yasası olarak bilinen torba düzenlemenin içinde yer alan seyyar sandık, sandık taşıma ve birleştirme, sandık kurulu başkanlarının İçişleri Bakanlığı’na bağlı mülki amirler tarafından atanacak kamu görevlileri olması, yine sandık alanına kolluk kuvvetlerine sınırları çizilmemiş bir müdahale imkânı sunulması yönünde yapılan yasal değişiklikler seçimlerin güvenliği konusundaki endişelerin ciddiyetini göstermektedir.

Seçim kararının ardından henüz iki ay geçmişken gerçekleşecek olan 24 Haziran baskın seçimleri olağanüstü hal rejimi altında ve sakıncaları ortaya konan yasal düzenlemeler aracılığıyla yapılacaktır. Fakat asıl endişe verici olan uygulamadır. Uygulamada evrensel standartlara, anayasa ve yasalara uyulması yönünde kamuoyu baskısını arttırmak, yurttaşların oy vermelerinin yanında oyuna sahip çıkmasını sağlayacak önerileri geliştirmek raporumuzun “acil” hedefidir.

Fakat daha geniş bir perspektifte raporun asıl amacı, Türkiye’de hukuk devletinin ve demokratik bir siyasal düzenin kurulması için atılacak adımlara katkı sunabilmektir. Hukuk devletinin asgari koşullarının sağlanamadığı bir siyasal sistemde demokratik seçimlerden bahsetmek olanaklı olmadığı gibi, adil ve güvenli seçimler yoluyla siyasal iktidarın barışçıl biçimde değişme olasılığının güvencelerinin olmadığı bir rejimde biçimsel demokrasinin asgari koşullarının bile sağlanamayacağı söylenmelidir.

Seçim Adaleti ve Güvenliği Raporu’nu indirmek için tıklayınız

Yazı kaynağı : mulkiye.org.tr

Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.



kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler

Yorum yapın