bifidobacterium lactis b420 ne işe yarar

bifidobacterium lactis b420 ne işe yarar bilgi90’dan bulabilirsiniz

Probiyotiklerin Kilo Kontrolüne Etkileri

Probiyotiklerin Kilo Kontrolüne Etkileri

Aşırı kilo günümüzde artık küresel bir problem ve obeziteye bağlı ölümlerin sayısı her geçen yıl artıyor. 1980 yılından beri obezite ve fazla kilo yetişkinlerde %27.5, çocuklarda % 47.1 oranında artış gösterdi. Dünyada obez veya aşırı kilolu olan yetişkin nüfus oranı %37 iken, son 33 yılda obezite oranı düşen ülke tespit edilmedi. Bu durum karşısında sağlık örgütleri, araştırma kuruluşları ve bilim dünyası sağlıklı kilo kontrolüne ilişkin tedbirler almaya başladı.

Probiyotikler ve sağlıklı mikrobiyota ilişkisi

Probiyotikler, sindirim sağlığını düzenliyor. Normal ağırlıktaki kişilere göre, kilolu ve obez kişilerin mikrobiyotaları bozuluyor. Probiyotikler ise yağ depolanmasını azaltıyor ve dışkı ile yağ atımına destek oluyor. Yapılan çalışmalar, probiyotik takviyesinin, sürekli açlık ve yemek yeme isteği hisseden kişilerde ağırlık kaybını artırdığını ortaya koydu. 

Probiyotikler, tokluk hormonlarının (GLP-1) salınımını destekler

Bağırsaklarda üretilen GLP-1 hormonu kan şekeri seviyesini düzenlemede etkili bir hormondur. Bağırsak sağlığı bozulduğunda bağırsaklardan salgılanan GLP-1 hormonu seviyesi azalıyor ve beraberinde iştah da artıyor.  

Glukagon benzeri peptid-1 (GLP-1), besinler bağırsaklara girdiğinde, bağırsaklarda üretilen bir hormondur. GLP-1 hormonu kan şekeri seviyesini sabit tutmada önemli bir rol oynar ve kendinizi iyi hissetmenizi sağlar. Vücut ağırlığı kaybından hemen sonra meydana gelen iştahtaki azalma, kısmen GLP-1’in artmasından kaynaklanmaktadır. Bağırsak sağlığı bozulduğunda, bağırsaklardan salgılanan GLP-1 hormonu seviyesi azalır ve beraberinde iştah artar. Bu nedenle, bağırsak sağlığı bozulmuş kişilerin vücut ağırlığı artma eğilimindedir. Uygun probiyotik kullanımı ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları bağırsak sağlığını destekler ve GLP-1 hormonu seviyelerini yükseltir ve bu da yiyecek alımının ve iştahın azalmasını sağlar.  

Son yıllarda yapılan çalışmalar sağlıklı mikrobiyatadaki bazı probiyotik şuslarının kilo kontrolü üzerinde etkili olduğunu gösteriyor. Bu probiyotiklerden biri olan Bifidobacterium Animalis Lactis B420 GLP-1 hormonunun salınımını artırıyor. GLP-1, iştah üzerine etkili bir hormon olup erken doymayı sağlıyor ve böylece kilo kontrolüne yardımcı oluyor. Bifidobacterium Animalis Lactis B420 obezitenin mikrobiyata üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırıyor.

Yazı kaynağı : www.hurriyet.com.tr

Zayıflatan Probiyotik B420

Zayıflatan Probiyotik B420

Zayıflatan Probiyotik: B420

2006’dan bu yana Obezite ve tip 2 diyabet gibi metabolik bozuklukların bağırsak mikrobiyatası ile ilişkili olduğuna dair çalışmalar yapılmış ve kanıtlar sunulmuştur. Bağırsak mikrobiyotası; yağ birikimininde, enerji dengesinde ve konağın çevresel faktörlerle olan ilişkisinde baskın bir role sahiptir. Son veriler; zayıf bireylerin, obez bireylerde gözlemlenenden tamamen farklı bir bağırsak mikrobiyota bileşimine sahip olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu, disbiyozu doğrudan obezite ve bağlantılı diğer metabolik bozukluklara daha fazla eğilim ile ilişkilendirmektedir.

Obezite Tedavisinde Neden Probiyotik Kullanılmalıdır?

Probiyotiklerin sağlığın iyileştirilmesi ve geliştirilmesi üzerindeki etkisi giderek daha belirgin hale gelirken, aynı zamanda belirli hastalıklardaki terapötik potansiyellerine odaklanan çalışmaların sayısı da artmıştır. Probiyotiklerin, bağışıklık sistemini uyarma potansiyeli ve vücut için diğer birçok yararlı etkiye ek olarak belirli patojenlere karşı rekabetçi bir etki gösterme yeteneği de gözlemlenmiştir. Özellikle komorbiditesi olan obez bireylerde yapılan klinik çalışmalar da probiyotiklerin obezite üzerindeki etkisi ve etkinliği gösterilmiştir.

Probiyotikler ve prebiyotikler, bağırsak sağlığı için gerekli olan kısa zincirli yağ asitlerinin üretilmesine katkıda bulunurlar. Vücudun ihtiyacı olandan daha fazla enerji almayı engelleme yeteneğini geliştirebilen mekanizma; mikrobiyotanın sindirilemeyen besinleri parçalama özelliği ve kısa zincirli yağ asitleri (SCFA’lar) ile ilgilidir. SCFA’lar; bağırsakta daha fazla GLP-1 (Glukagon like peptit-1) salgılanmasını ve pankreastan insülin salınımını uyarır, glukagon sekresyonunu inhibe eder, mide boşalmasını geciktirir ve böylece tokluk sağlayarak kilo kaybını desteklemektedir. GLP-1; kilo kontrolünü dengeleyen, bağırsaklardan salgılanan bir hormondur. GLP-2 ise; barsak mukozasının bütünlüğünün korunmasında görevli bir hormondur. İnce Bağırsaktaki hücreler için ana enerji kaynağı olarak bir SCFA türü olan butirat, hücre farklılaşması ve çoğalmasının düzenlenmesinde de rol oynar. Butirat; GLP-2 üretimini teşvik ederek, bağırsak geçirgenliğini azaltarak inflamasyonu ve oksidatif hasarı azaltır.

Ağırlık Yönetimi ve B.Animalis ssp. Lactis 420 (B420)

Lactis 420 (B420), 2021’de güncellenen Kanada Probiyotik Ürünlere İlişkin Klinik Kılavuz’a göre; Vücut ağırlığının, vücut yağ kütlesinin azalmasına ve bel çevresinin incelmesine yardımcı olur. B420; gelişmiş bağırsak bariyeri işlevi görür, tokluk sinyali oluşumunu, vücut ağırlığının kontrolünü ve vücut yağ dengesini destekler. Obez erkek ve kadınlarda yapılan 6 aylık klinik bir çalışma, B420’nin vücut yağını ve ağırlığını kontrol etmeye yardımcı olmasının yanı sıra enerji alımını azalttığını ve kısa zincirli yağ asidi üretimini desteklediğini göstermiştir.

B420 Karaciğer Hastalıkları Tedavisinde Etkili Midir?

B420, dolaşımdaki zonulin toksininin düzeylerini düşürmeye yardımcı olmaktadır. Zonulin; insülin direnci, tip 2 diyabet, yüksek BKİ, alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığı ile ilişkilendirilen bir toksindir. Dolaşımdaki zonulin azaldığında, bağırsak geçirgenliğinin bir göstergesi olan laktuloz/mannitol oranı da azalmaktadır. Zonulin arttığında, bağırsak geçirgenliği de artar ve bu da bağırsak hücre hasarına sebep olmaktadır. Yapılan çalışmalar zayıflatan probiyotik (B420) kullanımının, bağırsak mikrobiyota disbiyozununu iyileştirdiğini kanıtlamıştır. Tüm bunlar, detoks organı karaciğerin immünolojik dengesinin korunmasında bağırsak-karaciğer eksenini hedefleyen probiyotik takviyesinin önemini göstermiştir. Zonulin toksinini azalttığından dolayı, karaciğeri desteklemek için b420 probiyotiği kullanılması önerilmektedir.

B420 Nasıl Zayıflatıyor?

Bifidobacterium animalis ssp. lactis 420, klinik çalışmada enerji alımını azaltmanın etkilerini açıklayabilecek üç anahtar potansiyel etki mekanizmasına sahiptir.

Zayıflatan Probiyotik (B420) ile Karın Yağlarından Kurtulmak Mümkün!

Fazla kilolu bireyler üzerinde yapılan 6 aylık klinik bir çalışmada, B420 alan hastalarda plasebo grubuna kıyasla bel çevresinin azaldığı, plasebo grubuna kıyasla karın yağında azalma, kısa zincirli yağ asitlerinin (SCFA) konsantrasyonlarında artış, enerji alımında azalma görülmüştür.

Yazı kaynağı : www.drbanucayci.com

Hangi soruna hangi probiyotik?

Hangi soruna hangi probiyotik?

Probiyotikler son yıllarda tıp camiasında çok ilgi toplayan gıda destekleri olarak ön sıralara çıktı. Bildiğimiz başka ürünlerden farklı olarak probiyotiklerin içerisinde canlı mikroorganizmalar bulunuyor. Yaşasın Hayat Şile Medikal Direktörü Dr. Murat Keklikoğlu probiyotiklerle ilgili bilinmesi gerekenleri yanıtladı: Probiyotikler sindirim kanalımızda yaşayan, çoğalan, sindirim sistemi, vücudumuz ve genel sağlık durumu için pek çok yararları olan canlı organizmalar. Başka bir deyişle dost mikroplar. Bizi birçok hastalıktan ve zararlı mikroorganizmalardan koruyorlar. Sağlığımız bir bakıma bu dost mikroplara emanet. Bağırsaklarımızda mesela antibiyotik kullanımı sonucunda bu dost mikropların sayısı azaldığında sağlığımız da riske giriyor. Antibiyotikler dışında çevresel toksinler ve yanlış beslenme biçimleri gibi olumsuz faktörler günümüzde bağırsaklardaki probiyotik dengenin bozulmasına neden olabiliyor. Kısacası sağlığımızı desteklemek istiyorsak kelime anlamı “yaşam için” demek olan bu mikroorganizmaları desteklememiz gerekiyor. Probiyotiklerin sağlığı desteklemekten öte belirli rahatsızlıkları düzeltmesi amaçlanıyorsa o zaman doğru sonucu olmak için doğru probiyotik desteklerin seçilmesi gerekiyor. Şimdi probiyotiklerin etkilerine ayrıntılı olarak inceleyelim ve belirli sağlık sorunları üzerindeki yararlı etkilerini ele alalım.
Probiyotik nedir?
Bağırsaklarımıza doğumdan itibaren kolonizasyon adı verilen bir süreçle bakteriler yerleşir. Bu bakterilerin çoğu yararlı veya “dost” mikrobiyolojik canlılardır. Fonksiyonları arasında, lifli gıdalarla alınan posaların kısa zincirli yağ asitlerine dönüştürülmesi, yaşamsal öneme sahip belirli vitaminlerin sentezlenmesi ve bağışıklık sisteminin desteklenmesi gibi çok önemli görevler vardır. Probiyotik desteklerin alınması, sindirim yolunda dost bakterilerin sayısını artırmaya yardımcı olabilir. Probiyotik destekleri “kişiye bir sağlık yararı sağlamak için yeterli miktarlarda verilen canlı mikroorganizmalar” olarak tanımlayabiliriz. Bu tanımdan anlaşılacağı gibi, probiyotiklerin yararlı etki gösterebilmeleri için, doğru miktarda alınmaları şarttır. Ayrıca probiyotik desteklerin maksimum tedavi etkisi elde etmek için bazı özelliklere sahip olmaları gerekir. Bunlar mide asidine ve safra tuzlarına karşı dayanıklı olmaları, bağırsak mukozasına bağlanma yetenekleri ve bağırsak kanalında yerleşerek çoğalabilmeleridir (kolonizasyon).
Probiyotikler gıda takviyesi olarak hap, toz veya sıvı gibi formlarda tüketilebileceği gibi doğal yollardan üretilen turşu, kefir ve yoğurt gibi gıdaların içerisinde bulunurlar. Burada bir parantez açarak probiyotiklerin, prebiyotiklerden farklı olduğunu belirtelim. Prebiyotikler kalın bağırsakta yaşayan bakteriler için bir besin kaynağı olan sağlıklı lif tipleridir. Prebiyotiklerden zengin gıdaların yenilmesi de sağlığımız için önemli bir husustur.
Belirli Probiyotiklerin Özel Yararları
Bağırsak mikrobiyomu veya bağırsak florası bağırsaklarımızdaki bakteri topluluğunu ifade eden bir terimdir ve çok çeşitli türlerden mikroorganizmaları içerir. Herkesin mikrobiyomunun kesin bileşimi farklı olup bir bakıma kişiye özgüdür. Bağırsaklarımızda 500 ü aşkın farklı türden milyarlarca bakteri vardır.
Bifidobacterium, Lactobacillus ve Saccharomyces bakterilerinin farklı tiplerinin sağlık yararları sağladığı bulunmuştur. Birçok probiyotik destek bu üç mikroorganizmanın farklı tiplerinin karışımlarını içerir.

Araştırmalar belirli durumları tedavi etmek için bazı tiplerin diğerlerine göre daha etkili gibi göründüğünü ortaya koymuştur. O nedenle sözgelimi ishali kontrol altına almak gibi belirli etkilere ulaşmak için buna uygun bir probiyotik desteğinin alınmasıyla daha iyi sonuçlar elde etmek mümkün olabilir. Buna ek olarak probiyotiklerin yeterli miktarlarda alınması da önemli. Son birkaç yıl içerisinde probiyotiklerle ilgili bilgilerde büyük bir artış olduysa da henüz onlarla ilgili herşeyi biliyor değiliz. Her yapılan araştırma probiyotiklerin sağlıklı yaşam için öneminin düşünüldüğünden daha büyük olabileceğini düşündürüyor.
Probiyotikler koloni oluşturan birimler (colony-forming units) (CFU) ile ölçülür. Çalışmaların çoğunda en iyi sonuçların daha yüksek dozlarla alındığı bulunmuştur. Gelgelelim bazı probiyotikler günde 1–2 milyar CFU dozunda etkili olabilirken bazılarının arzulanan etkilere ulaşmak için günde en az 20 milyar CFU alınmaları gerekebilir. Olağanüstü yüksek dozlarda alınmasının herhangi bir zarara yol açmadığı bilinmektedir. Ne varki bu dozlarla tedavi pahalı olmanın yanı sıra ilave yarar sağlamaz. Şimdi probiyotiklerin yardımcı olabildiği bazı sık karşılaşılan durumları ve bu özel durumarda tercih edilmesi önerilen probiyotik çeşitlerini gözden geçirelim:
Kabızlık
Kabızlık özellikle durağan yaşam tarzı ve hareketsizlikle de arış gösteren, beslenmeyle ve bazı kronik hastalıklarda ilgili bir yakınma. Hassas bağırsak dediğimiz iritabl kolon sendromu olanlarda ana şikayet genellikle kabızlık olup bu duruma kabızlığın baskın olduğu hassas bağırsak sendromu deniyor.
Kabızlığın pek çok tıbbi, geleneksel, doğal tedavisi ve önlemi var. Son yıllarda beslenme tarzında yapılan değişiklikler ve kabızlığa özel probiyoktik desteklerin kullanımı ise popülerliği artan alternatif yaklaşımlar.
Yapılan çalışmalarda belirli probiyotik destekleri alanlarda kabızlığın azaldığı, ayrıca şişkinlik ve gaz gibi ona eşlik eden yakınmalarda azalma olduğu gösteriliyor. Kabızlıkta düzelme sağlayabilen probiyotikler B. longum, B. lactis, S. cerevisiae ve L. acidophilus, L. reuteri, L. plantarum, L. rhamnosus ve B. animalis kombinasyonları. Kabızlık için probiyotik kullanımında desteklerin bu türlerden birini ya da birkaçını içermesinde fayda var.
İshal
İshal genellikle akut bağırsak enfeksiyonlarına bağlı ve kısa süreli olmakla birlikte bazı kişilerde kronik bir sorun haline gelebiliyor. Probiyotik desteklerin ilk kullanım alanlarıdan biri olan ishalde bu desteklerin besin zehirlenmesi ve gastroenterit gibi durumlarda dışkılama sıklığını azalttığı biliniyor. Otuzu aşkın probiyotik çalışmasında yapılan bir tarama probiyotiklerin çeşitli nedenlere bağlı diyare (ishal) riskini %34 oranında azalttığını gösteriyor.
İshalde etkili probiyotik türleri Lactobacillus rhamnosus GG, Lactobacillus acidophilus ve Lactobacillus bulgaricus bakterilerini içeriyor.
Antibiyotik kullanımı bir diğer sık ishal nedeni. Antibiyotik tedavisi enfeksiyona neden olanların yanı sıra bağırsaklardaki yararlı bakterileri de öldürdüğünden antibiyotik kullanımı sonrasında bağırsaklarda bakteri dengesinin bozulması iltihap ve ishale neden olabiliyor.
Bu konuda yapılan 80’den fazla çalışmada probiyotik desteklerin antibiyotikle bağlantılı diyareyi %42 oranında azalttığı bulunmuş.
Bazen kabızlık yerine diyarenin ön planda olduğu hassas bağırsak sendromunda, yapılan araştırmalar B. coagulans, S. boulardii ve kombine verilen Lactobacillus ve Bifidobacterium türlerinin etkili olduğunu göstermiş.
Hassas bağırsak sendromunun rahatsız edici diğer belirtileri olan karın ağrısı, şişkinlik, gaz ve bulantı gibi yakınmalar da probiyotik desteklerden yarar görebilir. Araştırmacılar probiyotiklerin sindirim işleviyle de alakalı bir hormon olan melatonin düzeylerinde artışa yol açtıklarını düşünüyorlar.
Kilo Kontrolü
Sindirim yolundaki bakteri dengesinin vücut ağırlığını etkilemede büyük bir role sahip olduğuna iişkin kanıtlar artış göstermekte. Probiyotik desteklerin kilo kaybına ve daha sağlıklı bir vücut kompozisonuna kavuşmak için faydalı olabileceğini düşündüren çalışmalar var. Belirli bakteri türleri bağırsaklardan emilen yağ miktarını azaltarak göbek çevresinde yağ toplanmasını kontrol edebiliyor.
Bu konuda yapılan çalışmaların analizi Lactobacillus gasseri, Lactobacillus rhamnosus ve kombine kullanılan Lactobacillus rhamnosus ve Bifidobacterium lactis probiyotiklerinin vücuttaki yağ kütlesinin azaltılmasında etkili olabileceğini göstermekte. On iki haftalık uygun probiyotik desteğiyle vücut yağında ve kiloda anlamla azalma oluyor. Göbek çevresindeki yağlardaki azalma %8.5 civarında. Üç hafta süreyle L. rhamnosus alan kadınlarda plaseboya göre iki kat daha fazla kilo kaybı olmuş. Dahası bu kilo kaybı çalışmanın bitmesinden sonra devam etmiş.
Beyin Sağlığı
Bağırsaklarımız ile beyin sağlığımız arasında güçlü bir ilişki var. O nedenle bağırsaklar kimi zaman “ikinci beyin” olarak anılır. Kalın bağırsaklarımızdaki bakteriler, alınan lifleri sindirir ve onları bağırsaklara faydalı olan kısa zincirli yağ asitlerine dönüştürürler. Araştırmalar bu bileşiklerin beyin ve sinir sistemi için de yararlı olabileceğini gösteriyor. Nitekim değişik probiyotiklerin endişe hali, depresyon, otizm, takıntı bozukluğu ve bellek zayıflığı dahil beyinle ilgili sorunlarda faydalı olduğunu bulan pekçok çalışma var. Bu çalışmalarda en çok kullanılan türler Bifidobacterium longum, Bifidobacterium breve, Bifidobacterium infantis, Lactobacillus helveticus and Lactobacillus rhamnosus.
Kronik yorgunluk, fibromiyalji, keyifsizlik ve stres yakınmaları olan birçok kişide probiyotiklerin iki hafta içerrisinde genel duygu durumunda düzelme sağladığı ve kederi azalttığı bir çalışmada bu düzelmenin kandaki stres hormonlarında azalmaya bağlı olduğu ve kaygı durumunda %48’lik azalma olduğu bulunmuş.
Depresyonu olan hastalarda yapılan sekiz haftalık bir çalışmada L. acidophilus, L. casei ve B. bifidum alanlarda depresyonda anlamlı bir düzelme olduğu saptanmış. Üstelik bu kişilerde insülin düzeylerinde ve iltihap belirteçlerinde azalma olmuş.
Kalp Sağlığı
Probiyotiklerin kalp hastalığı riskini azaltabileceğine ilişkin bulgular da araştırmacılar heyecanlandırıyor. Yoğut veya probiyotik desteklerdeki belirli bakterilerin kalp sağlığıyla ilgili belirteçlerde olumlu değişimlere yol açtığı bulunmuş. Bunlar arasında “kötü” LDL kolesterol azalması ve “iyi” HDL kolesterol artışı var.
Lactobacillus acidophilus, Bifidobacterium longum ve Lactobacillus reuteri gibi bakterilerin kolesterol düzeylerini düşürmede etkili oldukları görülüyor.

Bu etkilerin, probiyotik bakterilerin bağırsaklarddaki yağ metabolizması üzerindeki etkilerine bağlı olması mümkün.
Probiyotiklerin umut verdiği başka bir rahatsızlık ise yüksek tansiyon. Sekiz hafta süreyle günde 10 milyar CFU (koloni oluşturan birim) dozundan yüksek probiyotik destek alanlarda kan basıncında ılımlı bir azalma gözlemlenmiş.
Bağışıklık
Probiyotik destekleri bağırsak bakterilerinin dengesini vücudun alerji, toksinler, enfeksiyon, intolerans ve kansere karşı savunma güçlerini artırmak suretiyle bağışıklığa çok önemli katkılarda bulunabilir. Özellikle Lactobacillus GG, Lactobacillus crispatus, Lactobacillus gasseri, Bifidobacterium bifidum ve Bifidobacterium longum türleri vücut savunmasını desteklemede öne çıkan bakteriler arasında. Bu türlerin çocuklarda solunum yolu hastalıkları ve egzama riskini azaltmanın yanında yetişkin kadınlarda idrar yolu enfeksiyonlarını azaltabildiğini gösteren çalışmalar yapıldı.
İlaveten probiyotiklerin, pekçok hastalık için risk faktörü olan iltihabı azaltmada etkili olduğu artık biliniyor. Üç hafta süreyle Lactobacillus gasseri, Bifidobacterium bifidum ve Bifidobacterium longum kullananlarda kandaki iltihap belirteçlerinde azalma olmuş. Lactobacillus brevis probiyotiğinin ise diş eti iltihabını önlemede etkili olduğu görülmüş.

Genel Sağlık
Belirli hastalıkları hedefleyerek kullanılacağı gibi probiyotikler genel sağlık durumunun iyileştirilmesi amacıyla da kullanılabilir. Bifidobacterium bifidum’un dört hafta süreyle alınması, sağlıklı erişkinlerde, kısa zincirli yağ asitlerinin üretimini artırıyor. Bu özellikleri, beyin sağlığı ve kanserden korunmada etkili olabilir. İltihap önleyici özelliklerini yaşlanmayı geciktirici yönde kullanmak mümkün.
Probiyotikler genel olarak çoğu kişi için güvenli olmakla birlikte her destek gibi doktor kontrolünde kullanılması gereken ürünler. Bağışıklık sistemi aşırı bozulmuş veya ileri derecede hastalıkları olan kimselerde zararlı olabilirler. Kullanım süreleri, dozları, tipleri önemli. Hangi yakınmalar için hangi probiyotiğin kullanılması gerektiği konusunda da doktorunuza danışmanızda fayda var. Kimi olgularda ilk birkaç günde hafif mide rahatsızlığı gibi yan etkiler görülebilir, alerjik reaksiyonları da tetikleyebilirler. Bu gibi durumlarda kullanımı keserek doktorunuzla konuşmanız gerekir.

Yazı kaynağı : www.drmuratkeklikoglu.com

Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler

Yorum yapın