yilmaz guney dogum gunu sozleri

yilmaz guney dogum gunu sozleri bilgi90’dan bulabilirsiniz

“Mutlaka Kazanacağız”: Doğum Günün Kutlu Olsun – Kenan Tekeş – biamag

“Dost ve düş­man her­kes bil­sin ki, ka­za­na­ca­ğız… Mut­la­ka ka­za­na­ca­ğız.”
Yılmaz Güney, 18 Mart 1984

Kırları, tahta masalı kahveleri seven, ömrü hapislerde geçen, bir sanatçının yaşayamayacağı acıları yaşayan, sürgünde hayatını kaybeden, “Umutsuzlar” filminde Çiğdem’e (Filiz Akın) “Senin masallarındaki iyi insanlar nereye gitti?” diye soran Yılmaz Güney, nüfus kâğıdına göre bugün seksen yaşında… Yani bugün onun doğum günü.

“Yılmaz Güney ölmez!”

Çocuklar en çok sevmişti onu, en çok onlar alkışlamışlardı onu ve en çok onlar ağlamıştı ölümüne, gitmesine.

Diyarbakır Bağlar’da Adilo’nun bağevinin arkasındaki kuçelerde mahallenin diğer çocuklarıyla mesken tutarken abelerimiz ablalarımız, yakılıp yıkılmış talan edilmemişken daha, Sur’un Ali Paşa burçlarını kendilerine mesken edip oralarda oynayan çocuklar onun ölümünü öğleye doğru öğrenirler.

Pantolonunun arkasında yoksulluğunun izini taşıyan kocaman bir yama bulunan 10-12 yaşlarındaki bir çocuk kahvenin önünde fısıltılı bir şekilde (çünkü ondan söz etmeyi de yasaklamışlardı) konuşan abelerinden duyar onun ölüm haberini.

Koşarak sokakları, caddeleri arşınlar. Çocuğun ağlayarak söylediği  “…öldi…öldi…öldi…” sesini duyanlar damlara çıkar. Kimi birbirine bakar, kimi pencereden bakar, kimisi işini yarım bırakır… Öyle ya çocuklar bile oyunlarını yarım bırakırlar.

Oyun oynamayı bırakan çocuklardan biri hızla koşar ve haberi getiren çocuğun üzerine atlayarak bağırır: “Yalan söylisen. Yılmaz Güney ölmez!” Alttaki çocuk ve üstteki çocuk hüngür hüngür ağlarlar.

Sonra mevsimler geçer ve her şey ve herkes yitirilmeye başlanır.

Bir sabah, kuçeleri mesken tutan abelerimiz ablalarımız başka yerleri mesken tutmaya gittiler… Onlar gidince kuçelerimiz daha bir kimsesiz kaldı.

Her şey birden bire oluvermişti işte.

Hayat bu, bilinmez ki, bilemeyeceğiz de…

Kim bilir, Yaşar Kemal İnce Memed ile Yılmaz Güney’i anlatıyordu belki de bize; Memed’in Hatçe’ye olan aşkını, Toroslar’dan geçişini, zulme başkaldırışını…

Ne de güzel oynardı İnce Memed’i Yılmaz Güney.

Bisikletiyle film bobinleri taşıyan çocuk

Yaşar Kemal 1953 kışının İstanbul soğuğunun yokluğunda, üst üstte eldivenler giyerek İnce Memed’i yaratıp alıp onu Toros Dağlarına çıkarırken, 1937’nin 1 Nisanı’nda sarı sıcakların yaşandığı, bereketli toprakların bereketi içinde, Adana’nın Yüreğir Ovası’nın Yenice Köyü’nde Muş Vartolu Gûle ile Urfa Siverekli Hamo’nun çocuğu olarak dünyaya gelen Yılmaz Güney Toros Dağları’nın aşağısında bisikletiyle film bobinleri taşır sinema salonlarına.

Dedik ya, nüfus kâğıdına göre bugün Yılmaz Güney seksen yaşında… Yani bugün onun doğum günü.

“Yarın bizim çünkü…”

Yılmaz Güney, 1974 yılında Selimiye Cezaevi’ndeyken doğum gü­nü olan 1 Nisan’da eşi Fatoş Güney’e yazdığı bir mek­tupta şunları söyler:

Yılmaz Güney, karaydı, kuruydu, esmerdi.  Yani Kürt’tü…

Yoksul bir ailenin çocuğuydu…

Bir konuşmasında “Çocukluğuma dair iki şey anımsıyorum: Kürt olmak ve fakirlik…” der, anımsadığı ve unutamadığı bu iki şey, kaderi buydu ya, durmadan çekiştirip duracaktı onu.

Kemal ve And Film adına bisikletiyle film bobinleri taşır Adana’daki sinema salonlarına.

İstanbul kışında İnce Memed’i Toras Dağları’na çıkaran Yaşar Kemal birinci kitabı bitirdiğinde Yılmaz Güney, Toras Dağları’nın eteklerinden İstanbul’a doğru yola çıkar.

Adana’da lise yıllarında “Pazar Postası” ile başladığı öykü yazmayı burada da devam ettirir. “Yeni Ufuklar” ve “On Üç” gibi dergilere yazar, o dönemin edebiyatçılarıyla birlikte olur.

Özdemir İnce ve Nihat Ziyalan ile bir çay bahçesinde konuşurken “10 yıl sonra bütün Türkiye, 20 yıl sonra da bütün dünya beni tanıyacak” der.

Yeşilçam sistemini yerle bir eden ‘arabacı Kürt hamal’

1958’de sinemanın içine girer.

Yeşilçam kalıplarına uymayan bir fiziği vardır… Ayhan Işık ve Memduh Ün onun için “O, ancak olsa olsa bir arabacı hamal Kürt olur” demişlerdi.

Hayat hep nitelikli (!) insanları ödüllendirecek değildi ya, bu “arabacı Kürt hamal” Türkiye Sineması’nın Yeşilçam sistemini yerle bir edecekti.
1959 yılında senaryosunu Yaşar Kemal ile birlikte yazdığı “Bu Vatanın Çocukları” adlı filmde Atıf Yılmaz’ın yardımcılığını yapar ve küçük bir de rol alır. Bu onun ilk filmidir.

Aynı yıl Yaşar Kemal ile “Alageyik”i yazar ve Atıf Yılmaz’ın yönettiği bu filmde ilk kez başrol oynar.

Birbiri ardına filmler çeker… Nasıl ki nehrin amacı denize varmaksa, onun da amacı Umut’a varmaktır.

Pütün soyadını terk eder “Güney” adını alır. Güney adını almasının nedeni “Üç Bilinmeyenli Eşitsizlik Sistemi” adlı öyküsünde “Ben kendimden utandım, insanlar ayrıntısız olmalıymış… Bunu orospu dediğim karım söyledi” cümlesinden dolayı komünizm propagandasıyla yargılanıyor olmasıdır.

Bu yargılama 1,5 yıllık mahkûmiyet ile sonuçlanır. Mahkûmiyetinin bir bölümünü sürgünde “Konya Günleri” olarak geçirir.

Güney, sürgün dönüşü birçok filmde rol alır. İstanbul’daki sinema salonları ona kapalıyken Anadolu’daki sinema salonları dolup taşar.

Artık o, Ayhan Işık, Cüneyt Arkın, Fikret Hakan, Ediz Hun gibi “parlak yüzlü starlar” arasında “Çirkin Kral” olarak tanınır.

Umut’a doğru

“Hudutların Kanunu”, “Seyyit Han”, “Aç Kurtlar”, “Kızılırmak- Karakoyun” gibi filmlerde hem oynar ve hem de yönetmenlik yaparak adım adım Umut’a doğru yaklaşır.

Tarihler 1970 yılını gösterdiğinde “Umut” filmi perdede belirir. Faytoncu Cabbar’ın umudu, hepimizin umudu olur. Film büyük bir ses getirir. Hem sinema çevreleri hem de seyirci şaşırıp kalır.

Yılmaz Güney adeta faytoncu Cabbar’ın arabasına sinemayı/sinemasını yükleyerek onu taşıyacaktır.

1971’de “Acı”, “Ağıt”, “Vurguncular” ve yorgun mavi deniz, martılar ve vapur düdükleri içinde, hep sessiz ve sıcak bakışlarıyla, yüzünde binlerce kederin yaşayan izlerini taşıyan Fırat’ın Çiğdem’e olan saf, utangaç ve mağrur aşkını anlattığı ve politik mesajları içeren “Umutsuzlar” gibi filmleri çeker ve oynar.

Yine 1971’de Nevşehir Cezaevi’ndeyken yazdığı “Boynu Bükük Öldüler” romanı yayınlanır ve ertesi yıl “Orhan Kemal Roman” ödülünü alır.

1972’de Mahir Çayan ve arkadaşlarına “yardım ve yataklık” yaptığı gerekçesiyle askeri cezaevine girer. Güney Dergisi’ni bu yıllarda cezaevinde çıkarır. İki yıl sonra tahliye olur ve “Arkadaş”ı çeker.

Sinema okuluna dönüştürülen cezaevi

1974’te “Endişe”nin çekimleri sırasında Yumurtalık hâkimini öldürdüğü gerekçesiyle (Bu olay Hâkim Sefa Mutlu’nun kışkırtmaları sonucu yaşanan bir provokasyondu ve devlet de Güney’i tekrar içeri almak için fırsat kolluyordu) bir daha yargılanır. Bu kez 19 yıla mahkûm olur.

Bu mahkûmiyet dünya sinemasında pek de yaşanmayacak bir gelişmeye yol açar. Cezaevini bir okula çevirir. Cezaevinde senaryolar yazıp filmler yönetir. Güney, sinema tarihinde cezaevinde filmler yazıp yöneten belki de tek sinemacıdır.

1978’de yönetmenliğini Zeki Ökten’in yaptığı “Sürü” filminin senaryosunu cezaevinde yazar. “Sürü” tam bir Kürt destanı ve Türkiye panoramasıdır. Film hem sinema diliyle hem de içeriğiyle “Umut” ve “Yol” ile birlikte Türkiye sinemasında aşılamamış başyapıtlarındandır.

1981’de yönetmenliğini Şerif Gören’in yaptığı “Yol”u da cezaevinde yazar. Film İmralı Cezaevi’nden izne giden ayrı ayrı sorunları, beklentileri, hayalleri, umutları olan beş mahkûmun öyküsünü anlatır.

Cannes’daki “Yol”

Yol filmi, 1982’de Cannes Film Festivali’nde Costa Gavras’ın “Kayıp/Missing” filmiyle ortak olarak büyük ödülü, Altın Palmiye’yi alır. Güney, Yol filmini kendisiyle birlikte Fransa’ya kaçırır, kurgular ve ödülü alır. Film uzun yıllar yasaklanır.

Son filmi “Duvar”ı 1983’te Paris’te sürgünde çeker. Film, 12 Eylül askeri faşist darbesiyle birlikte hapishaneye dönen Türkiye’yi, çocuk mahkûmların gözüyle anlatır. Duvar filmi yaşamı boyunca çevresini saran duvarların simgesi olarak da görülebilir. Duvar, Yılmaz Güney’in dünya sinemasına son armağanıdır.

1984’ün 9 Eylül’ünde sürgün gittiği Paris’te 47 yaşındayken yaşamını yitirir.

Özlemle, sevgiyle ve kelam ile anarak doğum gününü kutluyoruz biz de…

İyi ki doğdun Yılmaz Güney. (KT/HK)

* Bu yazı Gazete Karınca‘da yayınlandı

Yazı kaynağı : m.bianet.org

Yılmaz Güney Doğum günü, Çirkin Kral Yılmaz Güney

Yılmaz Güney Doğum günü, Çirkin Kral Yılmaz Güney

Haberturk.com ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.

Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Haberturk.com yorum sayfalarında yer almayacaktır.

Ayrıca Haberturk.com yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.

Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılamaz.

Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Haberturk.com bunlardan sorumlu tutulamaz.

Haberturk.com yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan
Kullanım Koşulları’nı ve
Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.

Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.

Yazı kaynağı : www.haberturk.com

Çirkin Kral Yılmaz Güney’in Aşk ve Devrim İle İlgili Sözleri

Çirkin Kral Yılmaz Güney'in Aşk ve Devrim İle İlgili Sözleri

Yılmaz Güney Sözleri

Çirkin Kral namıyla tanınan Yeşilçam’ın en büyük aktör ve yönetmenlerinden Yılmaz Güney’in duygu dolu sözlerini listeledik. Bu içeriğimizde Yılmaz Güney özgürlük sözleri, Yılmaz Güney adalet sözleri, Yılmaz Güney aşk sözleri ve daha birçok güzel sözler yer alıyor. Ayrıca racon sözler ve devrimci sözlere örnek Yılmaz Güney sözlerini de aşağıda bulabilirsiniz. 

İşte Türk sinemasının Çirkin Kral’ı Yılmaz Güney’in en anlamlı sözleri;

1. Sana herkes bakar da, benim gibi sever mi?
2. Erkek adam, vakit geçireceğine değil, ömür geçireceğine hayatını verir.
3. Zenginlik dediğin nedir ki? Kokunu satın alamayacak kadar fakirim.
4. Adam olmak bir gruba sahip olmak değil bir duruşa sahip olmaktır.
5. Geldiğin yeri unutursan gideceğin yolda kaybolursun.
6. Bir köpeğin dostluğu, bir dostun köpekliğinden iyidir.
7. Unutmak zaman ister demiştim, yanılmışım. Zaman değil yürek istiyormuş. O da sende kaldı.
8. Ne çayın şekersizine nede insanın şerefsizine alışamadım gitti.
9. Dalından düşen yaprak, rüzgarın oyuncağı olur.
10. Bizim yolumuz dikenlidir. Ayağını seven gelmesin.

Çirkin Kral Sözleri

Çirkin Kral Yılmaz Güney’in en ağır ve duygusal sözlerini bu kısımda sizlere sunuyoruz. İşte derin manaları ile akıllara kazınan en güzel Yılmaz Güney sözleri…

Hadi takas edelim bir şeylerimizi. Mesela gülüşünden ver ömrümden al.

Babam dünyanın en güçlü adamıydı. Bir ekmeği hepimize bölebiliyordu.

Taşıdığım canı hiçbir zaman kendime ait görmedim.

Yılmaz Güney Sözleri

Anlamayanlar için dilimi, vefasızlar için yüreğimi yordum.

En zor zamanda dahi başarıya gitmenin tek yolunu çalışmaktadır.

Sen elin cilalı mermer taşlarında kibar beylerle dans ederken, ben her gün Azrail’le dans ediyordum!

En büyük ŞEREFSİZLİK küstükten sonra bildiği her şeyi başkalarına yumurtlayan arkadaştır..

Dostluğu ve sevgiyi, yeni doğmuş tüm bebeklerin yüreğine yazmak isterdim onlarla birlikte büyüsün bütün dünyayı sarsın diye.

Kızdığım zaman değil, sustuğum zaman bitmiştir.

Ne kemik uğrana köpek olduk ne de menfaat uğruna çakal… Biz hayatımız boyunca hep dik durduk.

Geride kalan tek şey yüreğim. Sahip bile çıkamıyorum artık ona! Baksana almış başını gitmiş sana.

Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü, bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır.

Sen hiç ölümün gölgesinde özgürlük yaşandın mı? Bir garibanın elinden tutup kadere REST çektin mi?

Yılmaz Güney Sözleri

Eğer bir toplumda, devrim ve toplumsal değişim için koşullar olgunlaşmışsa ama bu toplumsal değişimi gerçekleştirecek bir güç yoksa o toplum, için için çürümeye başlar.

Biz de bilirdik sevgiliye karanfil almasını, lâkin aç idik, yedik karanfil parasını.

Biz para ile adam olmadık her parası olanı da adam yerine koymadık.

Teller büyük evleri korurmuş, köpeklerde büyük adamları.

Gölgene lafım yok. O da seni adam sanıp peşinden geliyor.

Sen gitmekle eylem yaparsan, ben de unutmakla devrim yaratırım.

Seni nasıl mı sevdim ? Herkese yol, sana sol yanımı verdim.

Düşmanlarını aklından çıkaran, dostlarının yolunu bulamaz.

Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın gözyaşı bile içimizi parçaladı. Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk.

Bize mutluluk resmi çektirmedi bu hayat. Ya elimizde kelepçe ya önümüzde silah..

Yılmaz Güney Özgürlük Sözleri

Hayatının bir kısmını hapislerde geçiren Yılmaz Güney’in özgürlüğe dair söylediği sözleri aşağıda sıraladık.

Ben en azından katilimi tanıyorum fakat sen bir gün sevilmediğin bir yürekte, kim vurdu ya gideceksin.

Sizi, kendi yarattığınız sosyal-siyasal çelişmeler içinde, döktüğünüz ve dökeceğiniz kanlar içinde boğacağız. Bizim ülkemize dönme hem de zaferle dönme umudumuz ve güvenimiz vardır. Ama sizler bir gün kaçacak ve bir daha dönemeyeceksiniz. Beyaz Ruslara bakın, kral Faruk’a, Şah’a, Somoza’ya bakın ve halkın geleceğini görün.

Ben kimsenin canını yakmadım onlar benim ateş olduğumu bile bile geldiler..

Yılmaz Güney Sözleri

On binlerce, milyonlarca insan beni izler hedefim onların sevgisine layık olmak, farkında olmadıkları; şeyleri göstermek, onları uykularından uyandıracak filmler yaparak onları toplumsal mücadeleye katmak için çalışırım.

Biz parayla doğmadık her parası olanı da adam yerine koymadık.

Dağlarımız, ovalarımız ve ırmaklarımız bizi bekliyor. Biz bütün ömrümüzü gurbette geçirip gurbet türküleri söylemek istemiyoruz. Biz yiğitlikleri ile destanlar yazmış bir halkız ve önümüzde duran bütün güçlükleri yenecek. Aceme, kararlılığa ve koşullara sahibiz. Dost ve düşman herkes bilsin ki; kazanacağız, mutlaka kazanacağız.

Ben kimsenin canını yakmadım; onlar benim ateş olduğumu bile bile geldiler.

Hayatı kendim için yaşamıyorum! Ve korkmuyorum hiçbir şeyden. Başıma gelecekleri de biliyorum. Her şeye rağmen düşmana inat yaşayacağız. Yarın bizim çünkü.

Arkadaşlar! Dışarı da bir şeyler oluyor farkında mısınız? Uykuda olanları sarsın, uyandırın. herkese söyleyin, yakında ışıklar kesilebilir. Karanlıkta ne yapacaksınız?

En zor en imkânsız zamanda dahi başarıya gitmenin tek yolu çalışmaktır.

Yılmaz Güney Aşk Sözleri

Filmlerinde de aşk konusunu sürekli irdeleyen Yılmaz Güney aşka dair sözleri ile öne çıkmaktadır.

Asıl hapishane insanın kafasında yarattığı hapishanedir. Hayatı sınırlayan hapishane odur ki, ilk fırsatta yıkılmalıdır. Dünyayı daha iyi kavrayabilmek için.

Silmeye alışkın insanlardık. Önce gözyaşlarımızı, sonra birbirimizi.

İçimi yalayıp geçen hüzün geride mutlu düşler bırakıyor sevgili.

On yıl sustum artık bağırmak istiyorum!

Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım.

Yılmaz Güney Sözleri

Arkadaşlar! Dışarı da bir şeyler oluyor farkında mısınız? Uykuda olanları sarsın, uyandırın. Herkese söyleyin, yakında ışıklar kesilebilir. Karanlıkta ne yapacaksınız?

Bazıları çok fakir… Düşünsenize, sadece paraları var.

Damla damla sevgili. Bir gün akıp gideceğiz hayata. Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin. Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur. Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde.

Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili, biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz acısını acımız yaptık.

Yılmaz Güney Adalet Sözleri

Adalet üzerine söylenmiş en güzel sözlerden örneklerin yer aldığı bu bölümde Yılmaz Güney’den anekdotlar yer alıyor.

Teller büyük evleri korurmuş, köpeklerde büyük! adamları.

Sen elin cilalı mermer taşlarında kibar beylerle dans ederken, ben her gün Azrail’le dans ediyordum!

Zor en imkansız zamanda dahi başarıya gitmenin tek yolu çalışmaktır.!

Bizim parasızlıktan kesemediğimiz sakalımız serseriye moda olmuş.

Hayatın iyi, uslu bir seyircisi olmaktansa hayatın içinde başarısız bir adam olmak bin kere daha iyidir. İyi bir boks seyircisi olmaktansa, kötü bir boksör olmayı göze almak daha iyidir.

Yılmaz Güney Sözleri

İçimi yalayıp geçen hüzün geride mutlu düşler bırakıyor sevgili.

Her şeye rağmen düşmana inat yaşayacağız. Yarın bizim çünkü.

Arkadaşlar! Dışarı da bir şeyler oluyor farkında mısınız? Uykuda olanları sarsın, uyandırın. Herkese söyleyin, yakında ışıklar kesilebilir. Karanlıkta ne yapacaksınız?

Sorunun esası şudur: Ya devrim yolunu seçeceğiz… Ya da, bu düzenin baskılarına, haksızlıklarına boğun eğerek, şu ya da bu biçimde teslim olarak yaşamayı seçeceğiz. Bu çeşit bir seçiş, yok olmanın bir biçimidir.

Baylar, korkunuzu, telaşınızı anlıyoruz. Bugün otlandığınız toprakları, fabrikaları madenleri korumak için her türlü vahşete hazırsınız. Ama bilmelisiniz ki, korkunun ecele faydası yoktur ve hiçbir vahşet bizi haklı davamızdan caydıramayacaktır.

Bu sözlere benzer sözler için “Devrimci Sözler” içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.

Unutulmaz Yılmaz Güney Şiirleri

Şiir yazmak duyguları anlatmanın en güzel ifadesidir. Ağırlığıyla, isyankar sözleriyle bilinen Yılmaz Güney’in ruhundaki inceliği şiirlerinde görebilirsiniz. Şiirlerinin en temel konusu özlemdir. İşte, efsane olan Yılmaz Güney şiirleri;

Arkadaş

Bir kıvılcım düşer önce,

Büyür yavaş yavaş,

Bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş…

Dolduramaz boşluğunu ne ana, ne kardaş,

Bu en güzel, bu en sıcak duygudur arkadaş…

Ortak olmak her sevince, her derde kedere,

Ve yürümek ömürboyu,

Beraberce el ele…

Olmasın hiç,

O ta içten gülen gözlerde yaş,

bir gün yollarımız ayrılsa bile arkadaş…

***

Canım, Sevdiğim, Yüreğim

Bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin…

Bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan…

Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü,

Bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır…

Hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu.

Hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi.

Güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim.

Damla damla birikiyor insan.

Damla damla sevgili…

Bir gün akıp gideceğiz hayata…

Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin.

Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur…

Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde.

***

Hayat Bize

…hayat bize

mutlu olma şansı

vermedi sevgili

biz kendimizden

başka herkesin

üzüntüsünü üzüntümüz,

acısını acımız yaptık

çünkü. Dünyanın öbür

ucunda hiç tanımadığımız

bir insanın göz yaşı bile

içimizi parçaladı. Kedilere

ağladık, kuşların yasını tuttuk…

Yüreğimizin zayıflığı kimi zaman hayat

karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında

ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili…

Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine

üzülebilmek ve çare aramak. Ben bütün

hayatımda hep üzüldüm, hep yandım.

Yaşamak ne güzeldir be sevgili…Sevinerek,

severek, sevilerek, düşünerek… Ve o

vazgeçilmez sancılarını duyarak hayatın…

***

Mutlu Olma Şansı

Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili,

biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz acısını acımız yaptık çünkü.

Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın göz yaşı bile içimizi parçaladı.

Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk…

Yüreğimizin zayıflığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili…

Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım.

Yaşamak ne güzeldir be sevgili…

Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek…

Ve o vaz geçilmez sancılarını duyarak hayatın…

***

Sevgi ve Dostluk

Kavgayı, bir yaprağın üzerine yazmak isterdim sonbahar gelsin yaprak dökülsün diye

Öfkeyi, bir bulutun üzerine yazmak isterdim yağmur yağsın bulut yok olsun diye

Nefreti, karların üzerine yazmak isterdim güneş açsın karlar erisin diye

…Ve dostluğu ve sevgiyi, yeni doğmuş tüm bebeklerin yüreğine yazmak isterdim onlarla birlikte büyüsün bütün dünyayı sarsın diye…

En Meşhur Yılmaz Güney Filmleri

Filmleriyle büyük başarılara imza atan Yılmaz Güney’e ait filmler birçoğu döneminde yasaklanmıştır, halen de yasaklı olan filmleri bulunmaktadır. Yılmaz Güney’e ödülden ödüle götüren, dünyaya tanıtan “Yol” filmi ise ülkemizde halen de yasaklı filmler listesinde yer almaktadır.

Yazı kaynağı : www.neoldu.com

Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler

Yorum yapın