sıcaklık dağılışını etkileyen faktörler

sıcaklık dağılışını etkileyen faktörler bilgi90’dan bulabilirsiniz

Hava sıcaklığı

Hava sıcaklığı

Hava sıcaklığı, atmosferi oluşturan gaz moleküllerinin ısı enerjisi ile gerçekleşen titreşimlerinin ortaya çıkardığı etki. İklimin en önemli elemanı, diğer elemanlardan nem-yağış ile basınç ve rüzgarın oluşum sebebi.

Sıcaklığın kaynağı[değiştir | kaynağı değiştir]

Dünyadaki sıcaklığın temel kaynağı güneştir. Dünyanın iç sıcaklığı mevcut yerkabuğunu aşıp yer yüzeyini etkilemez. Jeolojik geçmişte iç sıcaklığın yüksek olduğu zamanlarda etkili olabileceği kabul edilebilir fakat bugün bu etki yoktur. Güneşten gelen sıcaklıkla buharlaşma, yağış, rüzgar ve okyanus akıntıları oluşur. Bitkilerin fotosentez ile besin üreterek besin zincirini başlatması da güneşin eseridir. Petrol, kömürler, doğalgaz geçmiş jeolojik devirlerdeki güneş enerjisinin depolanmış halidir.

Isınmanın gerçekleşmesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Güneşten atmosferin üst sınırına 1 cm²’ye 1 dakikada ulaşan enerji miktarı 2.0 cal/cm²/dakikadır ve güneş sabitesi (Solar konstant) olarak isimlendirilir. Güneşten gelen enerjinin tamamı yeryüzünü ısıtmaz. Gelen ışınların %25’i atmosfer ve bulutlardan geri yansır, %25’i atmosferde dağılır (difüzyon), %15’ini atmosfer absorbe eder (emer), %8’i yeryüzünden uzaya yansır (albedo), %27’si yeryüzünü ısıtır. Toplamda gelen enerjinin %67’si dünyayı ısıtırken, %33’ü uzaya geri yansır. Işınların yansımayan %67’sinin 1/4’ü atmosfer tarafından emilir, 3/4’ü yer tarafından emilir. Tutulan bu ısı atmosferi ısıtır. Atmosfer bir miktar direkt güneşten gelen ışınlarla ısınırken, önemli miktarda ısınan yerden yansıyan ışınlarla ısınır. Atmosferin çoğunlukla yerden yansıyan ışınlarla ısınması, yükseklikle sıcaklığın azalmasının temel sebebidir.

Yeryüzünde sıcaklık dağılışını etkileyen faktörler[değiştir | kaynağı değiştir]

Güneşten dünyaya ulaşan enerji tüm yeryüzünü eşit oranda ısıtmaz. Sıcaklık dağılışındaki farklılıkların nedenleri şunlardır:

Güneş ışınlarının düşme açısı[değiştir | kaynağı değiştir]

Güneş ışınları dik düştükleri alanda daha dar bir alanı ısıtırken, eğik geldikleri alanda geniş alana yayılarak daha az ısıtma yaparlar. Güneş ışınlarının geliş açısı dünyanın şekline, eksen hareketine, mevsime ve yer şekillerine bağlıdır.

Güneş ışınlarının atmosferde aldığı yol[değiştir | kaynağı değiştir]

Atmosfer içindeki yolun uzaması atmosfer tarafından ışınların tutulmasına (emilme, dağılma, yansıma) yol açar. Ekvator üzerine düşen güneş ışınları dik geldiklerin atmosferde daha kısa yol alırlar. Kutuplara düşen ışınlar daha uzun bir yol kat ederler. Ekvatorda yere ulaşan enerji daha fazla iken kutuplarda daha az enerji ulaşır.

Güneşlenme süresi[değiştir | kaynağı değiştir]

Yaz mevsiminde sıcaklık artışını tek başına ışınların dik gelmesi sağlamaz. Aynı zamanda gündüzler de uzamıştır. Gündüzlerin uzaması güneşten alınan enerjinin artmasına neden olur. Kışın durum tam tersidir. Kısalan gündüzler güneşten alınan enerjinin azalmasına neden olur. Türkiye’de kışın gündüz uzunluğu 9 saatken, yazın 15 saate çıkar. Güneş ışınlarının en dik geldiği zaman yerel saat ile 12:00’dır. Fakat günün en sıcak anı öğleden sonra, yaklaşık olarak 14:00’dür. Bunun nedeni enerji depolanmasıdır(ısı birikimi).

Yükselti[değiştir | kaynağı değiştir]

Troposfer içinde yükseklikle sıcaklık ortalama 100 metrede 0.65 °C’dır. Bu azalmanın sebepleri şunlardır:

Normal şartlarda yükseklikle sıcaklığın azalması gerekirken bazı durumlarda arttığı da görülür. Bu duruma sıcaklık terselmesi (sıcaklık inversionu) denilir.

Kara ve denizlerin dağılışı[değiştir | kaynağı değiştir]

Karalar ve denizlerin özgül ısıları ve ısınma özellikleri birbirinden farklıdır. 1 gr taşı 1 °C ısıtmak için 0,5 °C ısıya ihtiyaç varken, 1 gr suyun sıcaklığını 1 °C yükseltmek için 1 °C sıcaklığa ihtiyaç vardır. Aynı oranda güneş alan; karalar hızlı ısınır hızlı soğur, çok ısınır, çok soğur. Denizler yavaş ısınır, yavaş soğur, az ısınır, az soğur.

Deniz suyunun hareketli olması yavaş ısınmasının sebeplerindendir. Isınan su buharlaşır, tuzluluğu artar ve ağırlaşır. Dibe çöken bu suyun yerine soğuk sular gelir. Derinlere depo edilen bu ısı, gece veya kışın denizlerin karalara oranla daha ılık olmasına neden olur. Denizlerde ısı taşınmasının bir başka yolu da dikey ve yatay akıntılardır. Gulf Stream Meksika körfezindeki sıcak suları kuzeybatı Avrupa kıyılarına kadar taşır. Termohalin Döngü okyanuslar arasında sıcaklık farkının neden olduğu genel bir akıntıdır. Sıcak ve soğuk suların yer değiştirmesiyle dünya ısısı dengelenir.

Denizler üzerinde bulunan buhar tabakası denizin güneşten fazla ısınmasını engeller. Geceleyin de ısı kaybını engeller. Bu özelliği bulunmayan karaların gece gündüz sıcaklık farkı daha fazladır. Sonuçta karalar denizlere göre daha fazla ısınır. Bu nedenle karaların daha fazla olduğu Kuzey Yarımkürede sıcaklıklar Güney Yarımküreden daha fazladır. Karaların daha fazla yer kapladığı Kuzey Yarımkürede yıllık ortalama sıcaklık Güney Yarımküre’den 2 °C daha fazladır.

Nemlilik[değiştir | kaynağı değiştir]

Kısa dalga boyu ışınların yeryüzüne inmesine engel olmayan su buharı yerin ısınmasına olanak sağlar. Fakat ısınan yeryüzünden uzaya kaçan uzun dalga boyu ışınları tutar. Bu olay nemli bölgelerin fazla ısınmasını ve soğumasını engeller. Deniz kıyılarında nemlilik fazladır. Buradaki kentlerde gece-gündüz sıcaklık farkları da karasal bölgelere göre daha azdır. Karasal bölgeler gündüz fazla ısınırlar fakat gece de çok soğurlar. Günlük sıcaklık farkı fazladır. Aynı durum yıllık sıcaklık farkı için de geçerlidir. Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri aynı enlemlerde yer alır. Yazın karasal olan Güneydoğu Anadolu daha sıcaktır, nemlilikten dolayı Akdeniz kıyıları fazla ısınmaz. Kışın Güneydoğu Anadolu, Akdeniz’e göre karasallıktan dolayı daha fazla soğur. Gündüz ısınan yeryüzünün gece ısının atmosferin üst kısımlarına doğru yükselmesiyle soğumasına ışıma (yer radyasyonu) denir.

Güneş ışınlarının yıl boyu dik ve dike yakın düştüğü Ekvator çevresi dünyanın en sıcak yeri olması gerekir. Fakat durum böyle değildir. Nemliliğin az olduğu Sahra çölü yıllık ortalamada dünyanın en sıcak bölgesidir. Ekvator bölgesinde nemlilik ısının fazla yükselmesini engeller.

Okyanus akıntıları[değiştir | kaynağı değiştir]

Okyanus akıntıları dünya ısısının dağıtılmasında rüzgârlarla birlikte önemli görev üstlenirler. Rüzgar ve okyanus akıntıları sıcaklığı taşımasaydı, ekvator çevresi daha sıcak, kutuplar çevresi daha soğuk olacaktı. Gulf stream sıcak su akıntısı, Meksika körfezinden aldığı sıcak suları kuzeybatı Avrupa kıyılarına kadar sürükler. Dünya nehirlerinin 100 katı büyüklüğündeki su kütlesi günde 97 km yol alır. Batı Avrupa kıyılarının Kanada Atlas okyanusu kıyılarından daha sıcak olmasını sağlar. Kanada’nın Atlas okyanusu kıyılarının daha soğuk olmasında, kutup civarından Baffin körfezinden yola çıkan Labrador soğuk su akıntısının da katkısı bulunur.

Rüzgarlar[değiştir | kaynağı değiştir]

Uzun süre belli bir alanda kalan hava kütleleri bulunduğu alanın sıcaklık ve nem özeliklerini kazanır. Rüzgâr olarak başka alanlara estiğinde ise bu özelliklerini gittikleri yerlere taşırlar. Enlem etkisinden dolayı ekvatordan kutuplara doğru esen rüzgarlar sıcaklığı yükseltir. Kutuplardan ekvator civarına doğru esen rüzgârlar sıcaklığı düşürür. Türkiye için kuzey sektörlü rüzgarlar soğutucu, güney sektörlü rüzgarlar ısıtıcı etki yapar. Denizden karaya esen rüzgarlar, kışın ılıtıcı, yazın serinletici etki yapar. Karadan denize doğru esen rüzgarlar ise, yazın ısıtıcı, kışın soğutucu özelliktedir.

Bitki örtüsü[değiştir | kaynağı değiştir]

Bitki örtüsü gündüz gelen güneş ışınlarının direkt yeryüzüne düşmesine engel olur. Orman içleri gündüzleri bu nedenle açık alanlara oranla daha serindir. Bitkiler gece yer radyasyonu ile kaçan ısıyı tutarak fazla soğumayı engeller.

Sıcaklık haritaları[değiştir | kaynağı değiştir]

İzoterm (Eş sıcaklık eğrisi): Sıcaklıkları aynı olan noktaların birleştirilmesi ile elde edilen kapalı çizgiler. Sıcaklığı haritalarda ifade edebilmek için kullanılır.

Sıcaklığın harita ile ifade edilmesi için iki tür sıcaklık kullanılır.

İndirgenmiş sıcaklık= Yükselti/200+Gerçek sıcaklık

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

Yazı kaynağı : tr.wikipedia.org

SICAKLIK DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

GÜNEŞ

Atmosferdeki ve yeryüzündeki temel sıcaklık kaynağı Güneş’tir. Güneş olmasaydı yeryüzündeki sıcaklık -273 °C civarında olurdu. Güneş’ten gelen enerji miktarı değişmektedir. Güneş lekelerindeki (Görsel 1.61.) büyüme ve küçülmeler, Dünya’nın Güneş’e olan mesafesindeki değişmeler Güneş’ten gelen enerji miktarını da etkileyebilmektedir. Dünya, Güneş’e en yakın olduğu tarihte (3 Ocak) daha fazla enerji alır. Ancak bu durum, sıcaklıklar üzerinde büyük bir değişime neden olmaz.

ATMOSFER

Güneş’ten gelen enerjinin tamamı yeryüzüne ulaşamaz (Görsel 1.62.). Çünkü atmosfer içindeki gazlar; Güneş ışınlarının yansımasına, dağılmasına ve emilmesine neden olur. Güneş’ten gelen enerjinin yaklaşık %43’lük kısmı yeryüzünü ısıtır (yeri ısıtan enerjinin tamamı %27 ve atmosferde dağılan enerjinin %16’sı). Eğer atmosfer olmasaydı Güneş ışınlarını doğrudan alan yerler çok sıcak, güneş almayan yerler ise aşırı soğuk olurdu. Ayrıca Güneş ışınları atmosferde dağıldığı için yeryüzündeki sıcaklık da dengelenir.

GÜNEŞ IŞINLARININ YERE DÜŞME AÇISI

Yeryüzündeki sıcaklık dağılışını etkileyen temel faktördür. Dik açıyla gelen Güneş ışınları dar alanlara, dar açıyla gelen Güneş ışınları ise geniş alanlara enerji verir (Görsel 1.63.). Bu da Güneş ışınlarının dik açıyla geldiği yerin daha çok ısınmasına, dar açıyla geldiği yerin ise daha az ısınmasına neden olur. Güneş ışınlarının geliş açısı; Dünya’nın şekline, günlük harekete, eksen eğikliğine ve yeryüzü şekillerinin özelliklerine göre değişir.

DÜNYANIN ŞEKLİ

Dünya’nın şekline bağlı olarak Güneş ışınlarının yere düşme açısı Ekvator’dan kutuplara doğru daraldığından (Görsel 1.64.) sıcaklık da genel olarak azalır. Buna enlem etkisi denir. Bazı durumlarda enlem etkisine ters düşen durumlar ortaya çıkabilir. Örneğin Sinop il merkezi, Ağrı il merkezine göre Ekvator’a daha uzaktır. Enlem etkisine göre Sinop’un Ağrı’dan daha soğuk olması gerekir. Ancak Sinop’un deniz kenarında Ağrı’nın da yükseltisinin (1.632 m) fazla olması, Sinop’ta yıllık ortalama sıcaklığın Ağrı’dan daha fazla olmasını sağlamıştır.

Güneş ışınlarının yere düşme açısı daraldıkça ışınların atmosferde aldığı mesafe uzar. Bu da atmosfer tarafından daha fazla enerjinin tutulmasına neden olur.

DÜNYANIN GÜNLÜK (EKSEN) HAREKETİ

Dünya’nın günlük hareketine bağlı olarak Güneş ışınlarının yere düşme açısı gün içinde değişir. Bu durum gün içinde sıcaklığın da değişmesini sağlar. Güneş ışınlarının yere düşme açısı, güneşin doğuşundan öğleye kadar sürekli artar. Öğle vakti gelebileceği en büyük açıyla gelir. Öğleden sonra ise güneş batana kadar Güneş ışınlarının yere düşme açısı küçülmeye başlar. Günün en sıcak vakti, genellikle ısı birikiminden dolayı yerel saate göre 12.00-14.00 saatleri arasıdır. Güneş battıktan sonra gündüz biriken enerji kaybolmaya başlar. Gece boyunca kaybedilen enerjiye bağlı olarak en düşük sıcaklıklar, genellikle güneşin doğmasına yakın vakitlerde görülür (Görsel 1.65.)

YILLIK HAREKET VE EKSEN EĞİKLİĞİ

Güneş ışınlarının yeryüzüne düşme açısı yıl boyunca değişir (Görsel 1.66.). Bu da sıcaklığın değişmesine neden olur. Güneş ışınları, sadece dönenceler arasında kalan tropikal kuşağa dik ya da dike yakın açılarla düşer. Kutup kuşağına ise genel olarak eğik açılarla düşer. Bu yüzden tropikal kuşak ve kutup kuşağında Güneş ışınlarının yere düşme açısına bağlı olarak sıcaklıklar fazla değişmez. Ancak orta kuşakta Güneş ışınlarının yere düşme açısının belirgin şekilde değişmesiyle sıcaklıklar daha fazla değişir. Dört mevsim burada daha belirgin yaşanır. Bununla beraber, eksen eğikliğine bağlı olarak Kuzey ve Güney Yarım Küre’de aynı anda farklı mevsimler yaşanır.

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ (BAKI, EĞİM V.B)

Yeryüzü şekillerinin eğim özellikleri, dağların uzanış doğrultuları ve bakı-dulda durumları Güneş ışınlarının yere düşme açılarını etkilemektedir. Örneğin bakı olan yamaçlar, Güneş ışınlarını daha büyük açılarla aldığı için dulda yamaca göre daha sıcaktır (Görsel 1.67.). Kuzey Yarım Küre’de Yengeç Dönencesi’nin kuzeyinde bakı yönü, her zaman dağların güney yamaçlarıdır. Güney Yarım Küre’de ise Oğlak Dönencesi’nin güneyinde bakı yönü, her zaman dağların kuzey yamaçlarıdır. Dönenceler arasında Güneş ışınlarının yere dik düştüğü tarihe göre bakı yönü bazen kuzey bazen de güney olur (Görsel 1.68.). Ülkemiz Yengeç Dönencesi’nin kuzeyinde yer aldığı için dağların bakı yönü her zaman güneydir. Ayrıca eğimli yüzeylerde Güneş ışınlarının yere düşme açısına bağlı olarak sıcaklıklar kısa mesafelerde değişmektedir.

YÜKSELTİ

Troposfer katmanında yerden yükseldikçe sıcaklık, her 100 metrede yaklaşık 0,5 °C azalmaktadır (Görsel 1.69.). Bu durumun nedeni havanın yerden yansıyan ışınlarla ısınmasıdır. Çünkü sıcaklığı tutan su buharı ve karbondioksit gibi gazlar, ağır oldukları için yeryüzüne daha yakındır.

GÜNEŞLENME SÜRESİ

Bir yerin gün içinde güneşi gördüğü süreyi ifade eder. Yeryüzü ne kadar uzun süre Güneş ışınlarını alırsa ısı birikimi o kadar fazla olur. Aydınlanma süresi; mevsime, bakıya, enleme ve bulutluluk oranına göre değişiklik gösterir. Örneğin yaz mevsiminde gündüz süresinin uzaması sıcaklıkların artmasında etkili olmuştur. Ancak 6 ay gündüz yaşanan kutuplarda Güneş ışınları çok dar açılarla düştüğünden sıcaklıklar da düşüktür.

NEMLİLİK

Atmosferdeki su buharına nem adı verilir. Nem bir yerin fazla ısınmasını ve soğumasını önler. Nem oranının fazla olduğu yerlerde havanın ısınması ve soğuması yavaş gerçekleşir. Günlük ve yıllık sıcaklık farkları az olur. Nem oranının az olduğu yerlerde ise havanın ısınması ve soğuması hızlı gerçekleşir. Günlük ve yıllık sıcaklık farkları fazla olur. Ekvator, yıl boyunca Güneş ışınlarını dik ve dike yakın açılarla alır. Ancak nem oranı fazla olduğu için dünyanın en sıcak yeri değildir. En yüksek sıcaklıklar, nem oranının az olduğu Ekvator’a en yakın yani 30° enlemlerindeki çöllerde ölçülür. Buralarda gündüz kavurucu sıcaklar görülürken gece de sıcaklık hızlı bir şekilde düşer.

KARA VE DENİZLERİN DAĞILIŞI

Kara ve denizler farklı ısınma özelliklerine sahiptir. Karalar çabuk ısınır, çabuk soğur; denizler ise geç ısınır, geç soğur. Kara ve denizlerin farklı ısınmasına bağlı olarak ortaya şu sonuçlar çıkmaktadır:
• Kuzey Yarım Küre’de en sıcak ay karalarda temmuz, denizlerde ise ağustostur. En soğuk ay ise karalarda ocak, denizlerde şubattır.
• Kuzey Yarım Küre’de karaların oranı daha fazla olduğu için günlük ve yıllık sıcaklık farkları daha fazladır.
• En yüksek ve en düşük sıcaklıklar karalar üzerinde ölçülür. Örneğin bugüne kadar en yüksek sıcaklık 56,7 °C olarak Kaliforniya’da (ABD), en düşük sıcaklık ise -89,2 °C olarak Vostok-II’de (Antarktika’daki Rus Üssü) ölçülmüştür.
• Denizden esen rüzgârlar genellikle yazın serin, kışın ise sıcak karakterlidir.

OKYANUS AKINTILARI

Dünya’nın ekseni etrafında dönüşünden, sürekli rüzgârlardan, yoğunluk ve seviye farkından dolayı okyanus suları yer değiştirir. Buna okyanus akıntıları denir. Ekvator ve çevresinden gelen okyanus akıntıları sıcak su akıntılarıdır. Bu akıntılar ulaştıkları yerin sıcaklığını yükseltir. Kutuplar ve çevresinden gelen okyanus akıntıları ise soğuk su akıntılarıdır. Bu akıntılar da ulaştıkları yerin sıcaklığını düşürür (Harita 1.27.).

RÜZGARLAR

Rüzgârlar, geldikleri yerin nem ve sıcaklık özelliklerini ulaştıkları alanlara taşır. Örneğin Ekvator ve çevresinden esen rüzgârlar, ulaştıkları yerlerde sıcaklığı yükseltirken kutuplar ve çevresinden esen rüzgârlar ise sıcaklığı düşürür. İstisnalar dışında Kuzey Yarım Küre’de güneyden esen rüzgârlar sıcak, kuzeyden esen rüzgârlar soğuktur. Güney Yarım Küre’de ise kuzeyden esen rüzgârlar sıcak, güneyden esen rüzgârlar soğuk karakterlidir (Görsel 1.70.).

DİĞER FAKTÖRLER

Yeryüzünde su, taş, toprak, kar, bitki örtüsü vb. unsurlar bulunur. Bunlar, Güneş ışınlarının yansıtma ya da emme özelliğine göre sıcaklığı etkiler. Örneğin su yüzeyi, Güneş ışınlarını büyük oranda geri yansıtır. Bu da ısınmayı geciktirir. Koyu ve mat renkli taşlar çabuk, açık ve parlak renkli taşlar ise geç ısınır. Nemli toprak, kuru toprağa göre geç ısınıp geç soğur. Kar örtüsü, beyaz ve parlak renkli olduğu için Güneş ışınlarını geri yansıtır. Gür bitki örtüsü; bulunduğu alanlarda gündüzlerin serin, gecelerin de ılık olmasını sağlar.

DÜNYADA SICAKLIĞIN DAĞILIŞI

Dünya üzerinde sıcaklık değerleri çeşitli etmenlerin etkisi ile değişiklik gösterir. Yıllık ortalama sıcaklık dağılış haritası (Harita 1.28) incelendiğinde aşağıdaki sonuçlara ulaşılır:

• Dünya’nın şeklinden dolayı genel olarak sıcaklık Ekvator’dan kutuplara doğru azalır.
• Günlük harekete bağlı olarak (dinamik nedenler) dönencelerde nemin az olması yüksek sıcaklıklara neden olmuştur (özellikle Yengeç Dönencesi).
• En düşük ve en yüksek sıcaklıklar karaların oranının fazla olduğu Kuzey Yarım Küre’de görülür.
• Kuzey Yarım Küre’de karaların batı kıyılarının, Güney Yarım Küre’de ise karaların doğu kıyılarının daha sıcak olmasının nedeni okyanus akıntılarıdır.
• Kara ve denizlerin yarım kürelerde farklı dağılması, eş sıcaklık eğrilerinin Güney Yarım Küre’de Kuzey Yarım Küre’ye göre daha dengeli uzanmasını sağlamıştır.

Yazı kaynağı : www.bilgipedia.com.tr

Yeryüzünde Sıcaklığın Dağılışını Etkileyen Faktörler

İklimin Temel Elemanı: Sıcaklık

İklim elemanları içinde en önemlisi sıcaklıktır. Çünkü diğer iklim elemanları sıcaklığın kontrolündedir.
Sıcaklık; cisimlerin kütlesi içinde bulunan potansiyel enerjinin kinetik enerji olarak ortaya çıkışıdır. Ölçü birimi derece (santigrat) ya da (fahrenheit) olup termometre ile ölçülür.

Yeryüzünde Sıcaklığın Dağılışını Etkileyen Etmenler

Sıcaklığın Dağılışını Etkileyen Etmenler

1- Güneş

Yeryüzünün en önemli sıcaklık kaynağı Güneş’tir. Güneş’ten gelen enerji miktarı değişmektedir. Güneş lekelerindeki büyüme ve küçülmeler, Dünya’nın Güneş’e olan mesafesindeki değişmeler Güneş’ten gelen enerji miktarını da etkileyebilmektedir. Dünya, Güneş’e en yakın olduğu tarihte (3 Ocak) daha fazla enerji alır. Ancak bu durum, sıcaklıklar üzerinde büyük bir değişime neden olmaz.

2- Atmosfer

Güneş’ten Gelen Enerji İle Yeryüzünün ve Havanın Isınması Güneş’ten gelen enerjinin tamamı yeryüzüne ulaşamamaktadır. Işınlar atmosfere girerken ve girdikten sonra enerji miktarında önemli değişimler olur.

Güneşten Gelen Enerjinin DağılımıGüneş’ten gelen ve atmosfere ulaşan enerji miktarını %100 olarak kabul edersek, bunun:
%25’i bulutlara çarparak ve atmosfer etkisiyle uzaya doğru geri yansır.
%25’i atmosfer içinde dağılır, yani difüzyona uğrar.
%15’i atmosferdeki gazlar tarafından emilir.
%35’i yeryüzüne ulaşır.
%8’i kısa dalga halinde parlak ve beyaz yüzeylerden uzaya geri yansır.
%27’si yeryüzünde kalır ve Yer’i ısıtır.

Bu duruma göre yeryüzünün ısınmasında; Güneş’ten gelen ışınların yanısıra havanın bulutluluğunun ve nem miktarının da etkileri bulunur. Örneğin; bulutlar yeryüzünden yansıyan ışınların içindeki enerjiyi tutarak, yerin ısı kazanımı ve ısı dengesi üzerinde etki yapar. Kışın bulutlu günlerin, acık günlere göre daha ılık olması bunun en güzel örneğidir.

3- Güneş Işınlarının Yere Düşme Açısı

Güneşten ışınlarının yere düşme açısıGüneş ışınları yeryüzüne ne kadar büyük açıyla düşerse ısınma da o kadar fazla olur. Çünkü;
• Güneş ışınları dik açıyla geldiğinde daha dar bir alanı ısıtır ve aydınlatır. Açı küçüldükçe ışınların yayılma alanı genişler ve birim alana düşen enerji azalır.
• Güneş ışınlarının geliş acısı küçüldükçe ışınların atmosferde aldığı yol uzar, atmosferdeki tutulma oranı (enerji kaybı) artar. Yere ulaşan enerji azalır. Aksi durumda ise yere ulaşan enerji artar.

Güneş ışınlarının yere düşme acısı bazı koşullara bağlı olarak değişir. Bunlar:

a. Dünya’nın Şekli ve Enlem Etkisi
Güneş ışınlarının yere düşme acısı Dünya’nın küresel şeklinden dolayı Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe küçüldüğünden, kutuplara doğru gidildikçe sıcaklıklar azalır. Buna enlem etkisi denir. Örneğin; Antalya’nın İstanbul’dan sıcak olması: Ekvator’a daha yakın olması ve güneş ışınlarını daha büyük acılarla alması ile ilgilidir. Güneş ışınlarının yere düşme açısı daraldıkça ışınların atmosferde aldığı mesafe uzar. Bu da atmosfer tarafından daha fazla enerjinin tutulmasına neden olur.

b. Yıllık Hareket ve Eksen Eğikliğinin Etkisi
Yıl içinde güneş ışınlarının geliş açısıYer ekseninin eğik olmasına bağlı olarak, bir merkeze düşen güneş ışınlarının acısı sürekli değişir. Acı değişiminin fazla olduğu Orta Kuşak ülkelerinde sıcaklık değişiklikleri de fazla olup belirgin olarak bütün mevsimlerin yaşandığı görülür. Kutup ve Tropikal kuşaklarda bulunan yerlerde İse güneş ışınları yıl boyunca değişmesine rağmen bu değişimin özellikleri Orta Kuşak ülkelerindeki gibi belirgin değildir. Aynı zamanda eksen eğikliği nedeniyle farklı yarım kürelerde aynı anda farklı mevsim özellikleri yaşanmakta olup yarım küreler aynı anda Güneş’ten eşit şekilde enerji alamamaktadırlar.

c. Dünyanın Günlük (Eksen) Hareketinin Etkisi
Dünya’nın günlük hareketi nedeniyle güneş ışınlarının yere düşme acısı gün boyunca değişir. Buna bağlı olarak, sıcaklıklar da değişir. Güneş ışınlarının yere düşme açısı, güneşin doğuşundan öğleye kadar sürekli artar. Öğle vakti gelebileceği en büyük açıyla gelir. Öğleden sonra ise güneş batana kadar Güneş ışınlarının yere düşme açısı küçülmeye başlar. Günün en sıcak vakti, genellikle ısı birikiminden dolayı yerel saate göre 12.00-14.00 saatleri arasıdır. Güneş battıktan sonra gündüz biriken enerji kaybolmaya başlar. Gece boyunca kaybedilen enerjiye bağlı olarak en düşük sıcaklıklar, genellikle güneşin doğmasına yakın vakitlerde görülür.

Gün içinde güneş ışınlarının geliş açısıX merkezinde günün en sıcak zamanı ışınların en büyük acıyla düştüğü öğle anında değil ısının birikme özelliğinden dolayı öğleden hemen sonra (12.00- 14.00 arası) yaşanır. I. ve IV. konumlarda ışınlar aynı acıyla düştüğü halde IV. konumda havanın daha sıcak olması da yine ısı birikimi ile açıklanır. Günün en soğuk zamanları ise sabahın erken vakitleridir. Çünkü yeryüzü gündüz kazandığı enerjiyi gece boyunca atmosfere geri verir. Aynı durumu yıl içinde de takip ederiz. Örneğin güneş ışınları aynı acılarla geldiği halde KYK’de kış mevsiminden çıkılan mart ayında sıcaklıklar, yaz mevsiminden çıkılan eylül ayına göre genellikle daha yüksektir

d. Bakı ve Eğim Etkisi
Dağların Güneş’e dönük yüzü diğer yamaçlara göre daha çok güneşlenir ve ısınır. Bu duruma bakı etkisi denir. Yeryüzünde dönenceler dışındaki yerlerde, örneğin; Güneş ışınlarının gelişine Bakı etkisiKuzey Yarımkürede dağların güney yamacı, Güney Yarımkürede ise kuzey yamacı güneş ışınlarını daha büyük acılar ile alır ve daha çok ısınır.
Örneğin, Kuzey Yarımkürede bir bölgeye alt olan temsili şeklin güney yamaçlarında güneş ışınlarının yere değme acısının kuzey yamaçlara göre daha büyük olduğu ve yine eğim arttıkça güneş ışınlarının geliş acısının büyüdüğü belirgin olarak görülmektedir.

4- Yükseltinin Sıcaklığa Etkisi

Yükseltinin sıcaklığa etkisiYeryüzü daha çok yerden yansıyan ışınlarla ısındığı için, yükseldikçe sıcaklık, ortalama her 200 metrede 1 °C azalır. Bu nedenle yüksek yerler alçak yerlere göre daha soğuktur. Örneğin; aynı paralel üzerinde yer almalarına karşın Erzurum’un Ankara’dan daha soğuk olması, yükselen nemli havanın yağış bırakması, bir dağ yamacı boyunca yükseldikçe bitki türlerinin değişmesi ve ovaya yağmur yağarken yanında bulunan dağın yüksek yamaçlarına kar yağması yükseldikçe sıcaklığın düştüğünü kanıtlayan durumlardır.

5- Nemliliğin Sıcaklığa Etkisi

Havadaki nem miktarının fazla olması aşırı ısınmayı ve soğumayı engeller. Bu nedenle nemli bölgelerde sıcaklık farkları daha az olur. Buna karşın nem miktarı az olan bölgelerde ise havanın ısınma ve soğuma hızı ile sıcaklık farkları daha çok olur.

6- Kara ve Denizlerin Sıcaklığa Etkisi

Karalarla denizlerin ısınma özellikleri farklıdır. Karalar denizlere göre daha çabuk ısınıp soğurlar. Kuzey Yarımkürenin Güney Yarımküreden daha sıcak olması, yaz mevsiminde karaların, kış mevsiminde de denizlerin daha sıcak olmasının nedeni budur. Denizden uzaklaştıkça havadaki nem miktarı azaldığı için karasallık belirginleşir. Kara ve denizlerin farklı ısınmasına bağlı olarak ortaya şu sonuçlar çıkmaktadır:
• Kuzey Yarım Küre’de en sıcak ay karalarda temmuz, denizlerde ise ağustostur. En soğuk ay ise karalarda
ocak, denizlerde şubattır.
• Kuzey Yarım Küre’de karaların oranı daha fazla olduğu için günlük ve yıllık sıcaklık farkları daha fazladır.
• En yüksek ve en düşük sıcaklıklar karalar üzerinde ölçülür. Örneğin bugüne kadar en yüksek sıcaklık 56,7 °C olarak Kaliforniya’da (ABD), en düşük sıcaklık ise -89,2 °C olarak Vostok-II’de (Antarktika’daki Rus Üssü) ölçülmüştür.
• Denizden esen rüzgârlar genellikle yazın serin, kışın ise sıcak karakterlidir.
• Dünya’nın en sıcak bölgelerinin dönencelere yakın kara içlerinde olması, buna karşın dünyanın en soğuk yerlerinin de kutba yakın karalarda olması, karasallığın sıcaklık üzerindeki etkisine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.

7- Okyanus Akıntılarının Sıcaklığa Etkisi

Dünya’nın ekseni etrafında dönüşünden, sürekli rüzgârlardan, yoğunluk ve seviye farkından dolayı okyanus suları yer değiştirir. Buna okyanus akıntıları denir. Ekvator ve çevresinden gelen okyanus akıntıları sıcak su akıntılarıdır. Bu akıntılar ulaştıkları yerin sıcaklığını yükseltir. Kutuplar ve çevresinden gelen okyanus akıntıları ise soğuk su akıntılarıdır. Bu akıntılar da ulaştıkları yerin sıcaklığını düşürür. Sıcak su akıntılarının etkili olduğu kıyıların sıcaklık ortalaması aynı enlem üzerindeki kıyılara göre daha fazla olurken, soğuksu akıntılarının etkili olduğu kıyıların sıcaklığı ise aynı enlemdeki diğer kıyılara göre daha düşük olur.

Okyanus Akıntıları

Rüzgarların sıcaklığa etkisiRüzgarlar doğdukları bölgelerin sıcaklık özelliklerini ulaştıkları bölgelere doğru taşıyarak sıcaklığı doğrudan etkilemektedirler. Ekvator yönünden esen rüzgârlar sıcaklığı arttırırken, kutuplar yönünden esen rüzgârlar sıcaklığı azaltırlar. Örneğin; Kuzey Yarımkürede kuzeyden esen rüzgârlar sıcaklığı düşürürken, güneyden esen rüzgârlar sıcaklığı yükseltir.

Yeryüzündeki herhangi bir noktanın Güneş’ten aldığı enerji, güneşlenme süresine göre farklılık gösterir. Güneşlenme süresi arttıkça, alınan enerji miktarı ve sıcaklık ortalamaları da artar.
Güneşlenme süresinin değişimi, gündüz uzunluğuna bağlıdır. Örneğin; Kuzey Yarımkürede güneşlenme süresinin en uzun olduğu donem 21 Mart- 23 Eylül İken, en kısa olduğu dönem 23 Eylül- 21 Mart’tır.

Gür bitki örtüsü, nem kaynağı olduğundan, gündüz yer yüzünün daha az ısınmasına neden olur. Geceleri toprağın ışıma yoluyla enerji kaybını azaltarak da çok fazla soğumasını engeller. Böylece bitki örtüsünün gür olduğu bölgelerde günlük sıcaklık farkı daha az olur. Ancak bitki örtüsü, sıcaklığı etkilemekten ziyade, sıcaklığın sonucu olarak bir dağılım gösterir.

Yeryüzündeki zemin rengi de sıcaklığı etkilemektedir. Koyu renkli sahalar güneş ışınlarını, acık renkli yüzeylere göre daha az yansıttıklarından daha fazla ısınırlar ve ısı depolarlar.

Yeryüzünde Sıcaklığın Dağılışını Etkileyen Faktörler Ders Notu PDF İçin Tıklayın.

Doç. Dr. Rüştü ILGAR Klimatoloji Ders Notu PDF İçin Tıklayın.

Yazı kaynağı : cografyahocasi.com

Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler

Yorum yapın