peygamber efendimizin atının ismi nedir bilgi90’dan bulabilirsiniz
BURAK
Lisânü’l-ʿArab, “brḳ” md.
Tâcü’l-ʿarûs, “brḳ” md.
Müsned, III, 148; IV, 208.
Buhârî, “Bedʾü’l-ḫalḳ”, 6, “Menâḳıbü’l-enṣâr”, 42.
Müslim, “Îmân”, 259, 264.
Nesâî, “Ṣalât”, 1.
İbn Hişâm, es-Sîre, I, 396-398.
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, I, 214.
Taberî, Câmiʿu’l-beyân (Bulak), XV, 4-5, 10, 12, 13.
Hâkim, el-Müstedrek, II, 360; IV, 606.
Demîrî, Ḥayâtü’l-ḥayevân, I, 165-168.
B. Carra de Vaux, “Burak”, İA, II, 804.
R. Paret, “al-Burāk”, EI2 (İng.), I, 1310-1311.
Yazı kaynağı : islamansiklopedisi.org.tr
2 – 5 Peygamber Efendimizin Atlar�, Develeri ve Di�er Davarlar�
9 . Fas�l
2 –
5 Peygamber Efendimizin Atlar�, Develeri ve Di�er Davarlar�
Mal�m olsun ki,
Res�l-i
Ekrem ve Nebiyy-i
Muhterem
sall�llah�
aleyhi ve sellem
Efendimiz hazretlerinin
birka� at�
vard�. Bunlar gaz� i�in beslenirdi. Bunlar�n adlar� ��yleydi:
1. Sekeb: M�nas� su gibi
ak�p giden, gayet e�kin demektir.
Peygamber
Efendimizin ilk
malik oldu�u at budur. Rengi ya��zd�.
Baz�lar�
siyah idi demi�lerdir. Aln� sakar
(ak�tmal�)
ve ayaklar� sekili idi. Sa� aya�� sekili de�ildi.
2. M�rtecir: Ki�nedi�i zaman
sesi gayet g�zeldi. Onun i�in m�rtecir
(g�zel sesli
at) demi�lerdir.
Rengi beyazd�.
3. Z�r�b: Ferve bin �mer
el-C�z�mt onu hediye etmi�ti.
4. Lah�f. Bunun m�nas� �rt�
veya yorgan demektir. B�y�k ve semiz bir att�. Sanki kuyru�u yery�z�n� �rter
gibiydi. Onun i�in bu isim verilmi�tir. Bunu Rebia bin Ebi�l-Ber� hediye
etmi�ti.
5. Lez�r: Bunu Mukavk�s
g�ndermi�ti.
6. Verd: M�nas� g�l
demektir. Al bir at idi. Bir bedeviden yirmi deveye sat�n alm��lard�.
7. Sebha: Ko�tu�u zaman �n
ayaklar�n� g�zel att��� i�in y�zgece benzetip bu isim verilmi�tir. Asl�nda s�bih
y�zge� demektir. Sonradan bu t�rl� atlara bu isim verilmi�tir.
8. ��te buraya kadar
isimleri zikredilen yedi atta ittifak vard�r. Bu hususta kimsenin ihtil�f�
yoktur. Ama
baz�lar�na
g�re bunlardan ba�ka atlar� daha vard�. Bunlar�n isimleri �udur:
9. Bahr:
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretleri onu Yemen tacirlerinden sat�n alm��t�. Bir kere onu ko�uya
soktular, b�t�n atlar� ge�ti. Bunun �zerine m�barek eliyle y�z�n� silip:
� �M� ente ill� bahren � Sen
denizden ba�ka bir �ey de�ilsin,� diye buyurdu.
Oradan ad� �Bahr � Deniz�
kald�. Arap t�ifesi co�kun atlar� �Bahr� diye vas�fland�r�rlard�. �bn-i Es�r�in
kavline g�re mezk�r at�n donu ya��zd�.
10. Rescil.
11. Z��l-Limme:
(Uzun yeleli).
12. T�rf:
(At�n iyisine
bu isim verilir).
13. Z��l-Ukkal:
(�ok ak�ll�).
14. Sirh�n:
(Kurt).
15. M�rtecil.
(�rticalen s�z
s�ylemeden gelir. Hemen cevap veren, uyan�k, sak duran, demektir.)
16. Mirv�h:
(R�h yel
kelimesinden gelir. H�zl� gitti�i i�in bu isim verilmi�tir, dediler).
17. Mel�vih.
18. Mend�b:
(G�zel,
sevimli).
19. Nec�b:
(Ay�rt�lm��,
se�kin, �ok g�zel).
20. Ya�y�b:
(Uzun boylu at).
21. Ya�s�b:
(Erkek ar�,
ar�beyi).
Bu zikrolunan atlar�n hepsi
bir zamanda toplanm�� de�ildir. Belki �erefli �m�rleri boyunca malik oldu�u
atlar bunlard�r.
Develerine gelince onlar da
�unlard�r: Saadetle bindikleri devenin birine Kusv�, di�erine Azb� ve birine de
Cez�� derlerdi. Azb� dedikleri deve �yle y�r�k
(aya�� �abuk)
idi ki, asla ge�ilmezdi. Bir g�n bir bedevi gelip bir ka�d ile ko�arak Azb�y�
ge�ti. Ka�d diye �obanlar�n bindi�i ve her i�te kulland��� deveye derler. B�yle
olunca
Peygamber
Efendimiz
hazretleri:
�Allah��n �detleri aras�nda
kesindir ki, d�nyada y�ce k�ld��� her �eyi muhakkak al�alt�r,� diye buyurdular.
H�s�l�, mahl�kattan kem�lini
bulan her nesneye gerilemenin eri�mesi muhakkakt�r, demektir.
Bedir gaz�s�nda Eb� Cehil
mel�ununun bir devesi vard�. Burnuna ziynet i�in g�m�� halkalar takm��t�. O
deveyi
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretleri cenk g�n� alm��t�. Hudeybiye g�n�nde m��rikleri kak�tmak
(k�zd�rmak, kibirlerini k�rmak)
i�in onu K�be�ye hedy
(hediye-kurban)
olarak g�ndermi�lerdir.
Peygamber
Efendimizin k�rk
be� tane sa��l�r develeri vard�. Onlar� Sa�d bin Ub�de g�ndermi�ti. Ayr�ca y�z
ba�
koyunu ve yedi
ba� sa��l�r
ke�isi
vard�. Onlar� Umm� Eymen Hatun g�zetirdi.
Peygamberimize Gelen El�iler
Siyer �limlerinin zikretti�i
�zere
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinin hizmetine altm��tan fazla el�i gelmi�tir.
Bunlardan birisi Hev�zin
el�isidir.
Res�l�llah
Efendimiz Hev�zin
t�ifesini hezimete u�ratt��� zaman mallar�n� ve esirlerini ald�, onlar� Ci�rane
denilen yerde b�rakt�. Kendisi saadetle T�if memleketine gitti. T�if�den d�n�p
yine Ci�rane�ye geldi�inde ganimetleri taksim ettikten sonra Hev�zin t�ifesinin
e�raf�ndan dokuz ki�i �erefli huzurlar�na el�ilikle gelip m�sl�man oldular.
Res�l�llah Efendimiz
hazretlerine b�at edip:
� Ya Res�l�llah! Al�nan
esirler i�inde sizi emzirmi� hatunlar vard�r. H�s�l� emi�me yoluyla analar�n,
k�zkarde�lerin, halalar�n ve teyzelerin vard�r, dediler ve onlar h�rmetine
esirlerin kurtar�lmas�n� istediler.
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri:
� Ganimetler taksim
edilmi�tir. Ama ben sizin i�in m�sl�manlardan isteyeyim, dedi.
Ondan sonra m�sl�manlar�
toplay�p onlara:
� Hangi nesne size daha
sevimlidir? Esirlerinizi mi tercih edersiniz yoksa mallar�n�z� m�? diye buyurdu.
Onlar da:
� Ya Res�l�llah! Mademki
bizi muhtar k�ld�n, bize adamlar�m�z gerektir. Koyunda ve devede g�z�m�z yoktur,
dediler.
Bunun �zerine
Fahr-i �lem
Efendimiz el�ilere:
� Bent H��im�in elinde olan
esirler sizin olsun. Di�er t�ifede bulunan esirlere gelince, biz o m�sl�manlara
s�yleyelim. Siz de s�yleyin ve m�sl�man oldu�unuzu a��klay�n. Belki onlar da
kurtulurlar, diye yol g�sterdi.
Kendileri ��le namaz�n�
k�ld�ktan sonra her kavmin hatiplerini d�vet edip bu hususu m�sl�manlara
anlatarak esirlerini iade etmeye onlar� te�vik etmeleri i�in emir buyurdu.
Kendileri de �efaat edip kendilerinde ve di�erlerinde olan esirleri kurtard�lar.
Birisi de Sek�f el�isidir.
Teb�k gaz�s�ndan sonra gelmi�lerdi. Sek�f, T�if memleketinde yerle�mi� olan bir
kabiledir. Bu el�ili�in hik�yesi ��yledir:
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri T�if�den d�nd��� zaman baz� kimseler:
� Ya Res�l�llah! Sek�f
t�ifesine beddua eyle, demi�lerdi.
��nk� ash�b-� kir�m T�if
gaz�s�nda onlardan �ok cefa �ekmi�lerdi.
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretleri onlar�n �sl�m�a gelmelerini isterdi. Beddua etmedi. Hay�r
dua edip:
� Ya Rab! Sek�f t�ifesine
sen hidayet eyle ve onlar� sen �sl�m�a getir, diye buyurdu.
Fahr-i
�lem Efendimiz
hazretleri T�if�den d�n�p giderken Urve bin Mes�ud adl� kimse ad� ge�en kavmin
aralar�ndan ��k�p
Peygamber
Efendimiz
hazretlerine Medine�ye girmeden yeti�ip iman getirdi. Tekrar d�n�p kavminin
aras�na gitmek i�in izin ald�. Gidip kavminin i�ine girdi�i vakit di�erlerinden
y�ksek�e olan evinin �st�ne ��kt�. Kendinin m�sl�man oldu�unu kavmine a��klay�p
onlar� da dine d�vet etti. Halk oraya ����t�. Etraf�n� al�p her yandan oka
tuttular. Urve�yi orada �ehit ettiler. Bunun �zerinden birka� ay ge�ti. Sonunda
birbiriyle isti�are edip:
� Bizim etraf�m�zda olan
Arap taifesinden �sl�m�a girmedik kimse kalmad�. Bunlar bize h�cum ederlerse
bizim kar�� koymaya g�c�m�z yetmez. Evl� olan ancak �udur ki, Peygamber
hazretlerine el�i g�nderip sulh yapal�m, dediler.
Ondan sonra birka� ki�i ile
Abdi Yaleyl dedikleri �nl� kimseyi
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine el�i g�nderdiler. Medine�ye geldikleri zaman
Fahr-i �lem
Efendimiz emretti, Mescid-i �erif yak�n�nda bir �ad�r kurdular. Ad� ge�en
ki�ileri oraya kondurdular. Aralar�nda sulh i�ini g�recek olan adam, Sa�d bin As
dedikleri kimse idi.
S�z�n k�sas� gelenler
m�sl�man oldular. Ahidnameleri yaz�ld�. Ama
Res�l�llah
Efendimizden
birka� �ey istediler. �stedikleri �unlard�:
1. Sek�f kabilesi aras�nda
olan L�t dedikleri put daha �� y�l y�k�lmas�n.
2. Kendileri namazdan
ba���lans�n; namaz k�lmas�nlar.
3. Geri kalan putlar� kendi
elleriyle k�rs�nlar. Ba�ka bir kimse gelip onlar� k�rmas�n.
Bu isteklere kar��
Peygamber
Efendimiz
hazretleri:
� Putlar�n�z� kendi
ellerinizle par�alay�n; ba�ka kimse par�alamas�n. Ama L�t��n durmas�na r�zam
yoktur. Hemen y�k�lmas� gerektir. Namaz olmayan bir dinde ise hay�r yoktur,
dedi.
Sonra
Peygamber
Efendimiz bu
el�ilerin aras�ndan Osman bin Ebi�l-�s�� �zerlerine em�r tayin edip g�nderdi.
Eb� S�fy�n bin Harb ile Mu��re bin �ube�yi de gidip L�t�� y�kmalar� i�in onlarla
beraber g�nderdiler.
Riv�yet olunur ki, Sek�f
memleketine vard�klar� zaman Mu��re
(rad�yallah�
anh) eline bir kazma
ald� ve L�t’� y�kma�a ba�lad�. Sek�f kavminin kar�lar� ba�lar� a��k, a�layarak
geldiler. Mu��re kazmay� vurdu, putu par�a par�a etti. �zerinde olan alt�n ve
inciden ne varsa hepsini ald�.
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine geldiler.
�zerlerine em�r tayin olunan
Osman bin Ebi�l-�s�dan riv�yet edilmi�tir ki:
�Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri beni Sek�f toplulu�una em�r tayin etti�i zaman �erefli huzurlar�na
gelen toplulukta benden k���k kimse yoktu. Ben Bakara s�resini okumu� oldu�um
i�in b�yle ettilerdi. Dedim ki:
� Ya Res�l�llah! Okudu�um
hat�r�mdan gidiyor. Unutkanl���m var.
Bunun �zerine m�barek elini
g��s�m�n �st�ne koyarak:
� Ya �eytan! Osman��n
g��s�nden d��ar� ��k! diye buyurdu.
Ondan sonra her neyi
ezberlemek istedimse asla hat�r�mdan gitmedi.�
Sahih-i
M�slim�de Osman bin
Ebi�l-�s�dan riv�yet edilmi�tir ki:
�Kerem sahibi Efendimiz
hazretlerine:
� Ya Res�l�llah! Okumakta ve
namaz k�lmakta �eytan geliyor. Ona m�ni olman�n �aresi var m�d�r? dedim.
Res�l�llah Efendimiz:
� O bir �eytand�r ki, ona
Hinzeb
(k�sa boylu, galiz kimse)
denir. Her ne vakit onu duyarsan ondan Allah�a s���n ve sol yan�na �� kere
t�k�r, diye buyurdu.
Ben de buyurdu�u gibi ettim,
o hal benden gitti.�
El�ilerden birisi de Ben�
�mir kavminin el�isidir. �bn-i �shak
(Allah rahmet
etsin) der ki:
�Peygamber
Efendimiz
hazretleri Teb�k gaz�s�ndan geldi. Sek�f toplulu�undan el�i gelip b�at etti.
�sl�m�a geldiler. Ondan sonra hemen her taraftan Arap kabilelerinin el�ileri
gelme�e ba�lad�. Halk durmay�p b�l�k b�l�k �sl�m dinine giriyorlard�. Bu esnada
Ben� �mir kavminden �mir bin Tufeyl, Erbed bin Kays, H�lid bin Ca�fer ve Hayy�n
bin E�lem ki kavmin reisleri ve �eytanlar� idiler
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine el�ilikle geldiler. �mir bin Tufeyl�in niyeti
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinin �erefli v�cutlar�na bir zarar eri�tirmekti.
�mir, Erbed�e:
�
Muhammed�e
vard���m�z zaman ben onunla konu�maya ba�lay�p y�z�n� senden yana d�nd�rd���m
gibi sen k�l��la �zerine hamle et, dedi.
Ondan sonra gelip
Fahr-i �lem
hazretleri ile bulu�tular. �mir mel�unu baz� s�zler s�yleyip d�nd��� zaman
Res�l-i Ekrem ve
Nebiyy-i Muhterem hazretleri arkas�ndan beddua etti; Hak te�l� hazretlerinin
emrini �mir�in �zerine havale etti.
Mel�unlar d��ar� ��kt���nda
�mir, Erbed�e:
� Ni�in dedi�imi yapmad�n?
dedi.
Erbed:
� Dedi�ini yapmaya
kasdetti�im her defada seni ikimizin aras�nda g�rd�m. Seni mi k�l��la vurayd�m?
dedi.
Sonra yola girdikleri zaman
Hak te�l� hazretleri, �mir denilen mel�una veba g�nderdi. Boynunda veba ��ban�
y�z g�sterip tez elden can�n� cehenneme yollad�.�
El�ilerden birisi de
Abd��l-Kays el�isidir. Abd��l-Kays Arap kabileleri i�inde b�y�k bir kabiledir.
Bahreyn�de otururlard�. Abd��l-Kays bin Efs�ya mensupturlar.
Sah�h-i
Buh�r��de
�bn-i Abb�s
(rad�yallah� anh)
hazretlerinden riv�yet edilmi�tir ki:
�Abd��l-Kays el�isi
Res�l�llah Efendimiz
hazretlerine geldiler.
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretleri:
� �Merhab� ya kavmi gayri
haz�y� ve l� ned�ma � Merhaba ey zelil, hakir, d��k�n olmayanlar, elemli ve
h�z�nl� olmayanlar toplulu�u!� diye onlar� sel�mlad�.
Arap lisan�nda bu s�z izzet
ve ikramda kem�l derecesini ifade eder. H�s�l� �Ho� geldiler, safa geldiler,
u�ur getirdiler� demek gibidir.
Ondan sonra o topluluk:
� Ya Res�l�llah! Bizimle
sizin aran�zda Mudar kabilesi m��rikleri vard�r. Biz sana haram aylardan ba�ka
zamanda gelip ula�amay�z. Bize bir �ey buyur ki, onu i�ledi�imiz takdirde
cennete girelim ve bizden �tede olan kavmi ona d�vet edelim, dediler.
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri:
� �Size d�rt nesneyi
emrederim ki, onlar� i�leyiniz. D�rt nesneden de nehyederim ki, onlar� terk
ediniz. Emretti�im o d�rt nesne, Allah�a inan�nakt�r. Allah�a inan�nan�n ne
oldu�unu bilir misiniz? O Hak te�l� hazretlerinin vahdaniyetine ve
Muhammed�in
Allah��n res�l� oldu�una �ehadet etmektir. Bundan sonra size emretti�im o d�rt
nesne: Namaz k�lmakt�r, Zek�t vermektir, Ramazan orucunu tutmakt�r, bir de
ganimetlerin be�te birini Allah yolunda harcamay� emrederim.
D�rt nesneden de sizi
nehyederim. Bilin ki: D�bb�da, Nak�r�de, Hantem�de, M�zeffet�de olan
�araplardan nehyederim,� diye buyurdu.�
Bu zikrolunan d�rt isim d�rt
nevi kab�n isimleridir ki, Arap t�ifesi �arab� onlarda bulundururlard�.
Evvel�
d�bb�
dedikleri kabt�r.
Nak�r
dedikleri a�a�tan oyulmu� bir kabd�r ki, i�inde �arap bulundururlar.
Hantem
ye�il bir testidir.
M�zeffet
de ziftlenmi� testidir.
Bu zarflar�n
zikredilmesinden murad, bunlarda ettikleri �araplardan nehyetmektir. Arap
�detlerinde �arap bu kaplarda yap�ld��� i�in bunlar zikredilmi�tir. Yoksa hangi
kapta olursa olsun mutlaka �arap sarho� edici olduktan sonra haram oldu�u
kesindir.
Burada Beytullah�� hac
etmenin zikredilmemesi de �unun i�indi ki, mezk�r el�iler geldi�i zaman hen�z
hac farz olun�nam��t�. Zira bunlar dokuzuncu senede gelmi�lerdi. Hac onuncu
y�lda farz k�l�nm��t�r. Abd��l-Kays el�isi bundan evvel bir kere daha
gelmi�lerdi. O geli�leri
be�inci
senede yahut daha �nce idi. O zamanda �sl�m�a gelmi�lerdir, dediler.
Sah�h-i
Buh�r��de
buyrulmu�tur ki: �Bu kavi del�let eder ki, Abd��l-Kays kabilesi b�t�n
kabilelerden �nce �sl�m�a gelmi�tir.�
(Yalanc�
Peygamber M�seyleme�nin Mektubu ve Cevab�):
El�ilerden birisi de Ben�
Han�fe el�isidir. Bunlarla M�seylemet��l-Kezz�b beraber gelmi�ti. Ensar
kavminden Ben� Neccar cemaati aras�nda bir kad�n�n evine kondular. Ondan sonra
M�seyleme�yi
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine getirdiler. Gelip konu�tu ve murad�n� istedi.
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinin m�barek elinde bir hurma �ubu�u vard�:
� E�er �u �ubu�u benden
dilemi� olsayd�n, sana yine vermezdim, diye buyurdu.
B�yle buyurmalar�n�n sebebi
�u idi ki, bundan �nce M�seyleme dedikleri mel�un peygamberlik iddias�nda
bulunup: �Seninle beni ortak ettiler� diye
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine mektup g�ndermi�ti. Mel�unun mektubunun s�reti �udur:
�Allah��n res�l�
M�seyleme�den Allah��n res�l�
Muhammed�e:
Muhakkak ki, ben seninle
n�b�vvet hususunda ortak k�l�nd�m. ��in yar�s� bizim, yar�s� Kurey��indir.�
Mektubu
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine ula��nca emrettiler, cevap yazd�lar. Cevab� mektubun s�reti �udur:
�Allah��n res�l�
Muhammed�den
yalanc� M�seyleme�ye:
Sel�m hidayete uyanlar�n
�zerine olsun. Bil ki, yery�z� Allah��n m�lk�d�r. Onu kullar�ndan diledi�ine
verir. En g�zel sonu� ise m�ttakilerindir.�
Y�ni: �Yery�z�nde tedbir ve
tasarrufu, Allah, kendi se�ti�i kuluna emanet eder. Bu, hi� kimsenin kendi
iddias� ile olmaz. En g�zel �k�bet ise takv� ehlinindir,� demek olur.
Riv�yet olunur ki, M�seyleme
mel �unu kendi kavmine namaz� ba���lad�. �arab�, kumar� ve zinay� hel�l k�ld�.
Mucizeler g�steririm diye bir yumurtay� a�z� dar bir �i�enin i�ine koydu. Sonra,
hilesini anlay�p onu r�svay ettiler. Onun yap�l��� ��yledir: Bir miktar keskin
sirkenin i�ine bir par�a ni�ad�r koyup ezdikten sonra hen�z do�mu� bir yumurtay�
getirip i�ine b�rak�rlar. Bir g�n bir gece durur; �yle yumu�ak olur ki, bir
f�nd���n s��abilece�i delikten girmesi kabil olur. B�ylece �i�enin i�ine
koyduktan sonra �zerine bir par�a so�uk su d�kerler. Tekrar donar, baya��
yumurta olur.
M�seyleme,
Peygamber
Efendimizin
mucizelerinden �unlar� i�itmi�ti:
Peygamber
Efendimiz bir g�n
suyu az bir kuyunun i�ine t�k�rd�; kuyunun suyu �o�ald�. Hayber gazas�nda
Hazret-i Ali�nin
g�zleri a�r�yordu.
Fahr-i �lem
hazretleri bir miktar g�z�ne t�k�rd��� gibi
Hazret-i Ali�nin
g�zleri a��ld�. Allah��n fazliyle hi� a�r�mam�� gibi oldu. Medine�ye hicret
ederken yolda bir kadinin s�r�den kalm��, zay�f, hasta koyununun memesine
m�barek eliyle yap��t��� gibi bol s�t verdi.
M�seyleme mel�unu da bu
t�rl� mucizeler g�stermek isteyip bir kuyunun i�ine t�k�rd�; kuyunun suyu
tamamen kuruyup r�svay oldu. Bir herifin g�zlerine t�k�rd�; g�zleri k�r oldu.
Bir koyunun memesine yap��t�; memesi kurudu. Sonunda Yem�me �enginde mel�unu
�ld�rd�ler.
Fahr-i
K�inat Efendimiz
hazretlerinin huzurlar�na gelen el�ilerden birisi de Tayy kabilesinin el�isidir.
Bu gelenlerin i�inde ululan Zeyd��l-Hayl dedikleri kimse idi.
Res�l�llah
Efendimiz onlar�
�sl�m�a d�vet eyledi. Hepsi m�sl�man oldular. M�sl�man olu�lar� g�zel oldu.
��yle riv�yet olunur ki,
Res�l�llah
Efendimiz:
� Her ne zaman Arap
t�ifesinden bana bir kimsenin faziletini anlatsalar geldi�i zaman dediklerinden
eksik bulurdum. Ama Zeyd�i dediklerinden fazla buldum, dedi ve ad�n�
�Zeyd��l-Hayr� koydu.
Ondan sonra bu ras�ller
d�n�p memleketlerine giderken Necid vil�yetinin sular�ndan birine
yeti�tiklerinde Zeyd s�t�naya tutulup vefat etti. Baz� �limlerin kavline g�re
Hazret-i �mer�in hil�fetinin sonlar�nda vefat etmi�tir. �ki o�lu vard�; m�sl�man
olup
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretlerinin �erefli sohbetlerine yeti�tiler, diye riv�yet
etmi�lerdir.
El�ilerden biri de Kinde
kavminin el�isidir. Binekli seksen ki�i idiler.
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri ile bulu�tuklar�nda kendilerini s�sleyip sil�hlar�n� tak�nd�lar.
G�zel elbiselerini giyindiler, sa�lar�n� tarad�lar. Ondan sonra Mescid-i �erife
gidip
Res�l�llah
hazretlerinin kar��s�na vard�klar� gibi:
� Siz m�sl�man olmad�n�z m�?
diye sordular.
� Olduk, ya Res�l�llah,
dediler.
O zaman
Peygamber
Efendimiz:
� Ya boynunuzdaki o ipek
nedir? diye buyurdu.
Me�er kaftanlar�n�n
yakas�nda ince bir.ipek kuma� varm��. Hemen kopar�p att�lar.
Bunlardan ba�ka E��ariyyun
ve Yemen ehli el�ileri gelmi�lerdir. Riv�yet olunur ki, E��ariyyun, Eb� M�s�
(rad�yallah� anh)
hazretleri ile beraber yedinci senede Hayber�in fethi zaman�nda geldiler. Yemen
ehlinden Ham�r t�ifesi dokuzuncu y�lda geldiler.
Enes bin
M�lik�in
(rad�yallah�
anh) riv�yetlerinde
gelmi�tir ki:
Res�l�llah
Efendimiz
ash�b�na:
� Size bir t�ife gelecektir.
Onlar�n kalbleri sizin kalbinizden yufkad�r, diye buyurdu.
Sonunda E��ariyyun geldiler.
�u beyti okuyorlard�:
�Gaden nulkiye�l-ehibbe
Muhammeden ve
hizbihi � Yar�n dostlarla bulu�uruz,
Muhammed�e
ve ash�b�na eri�iriz.�
Arap t�ifesinin �detleridir:
�enlik zamanlar�nda �iir okurlar. Sevin�lerini ve safalar�n� b�ylece
g�sterirler.
Bunlardan ba�ka Ezd kavminin
el�isi gelmi�tir. Bunlar�n aras�nda Sard bin Abdullah el-Ezd� de vard�. �sl�m�a
gelip m�sl�man olmas� g�zel olmu�tur.
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri Ezd kavminin m�sl�manlar�na Sard�� emir tayin etmi�tir. Yemen
kabilelerinden olan m��rikler �zerine m�sl�manlarla beraber var�p gaz� etmeyi
emir buyurmu�tur.
Riv�yet olunur ki, Sard,
Res�l�llah Efendimizin
�erefli emirleri gere�ince M�sl�manlarla beraber gazaya ��k�p Cere� dedikleri
yere vard�. Orada Arap kabilelerinden baz� k�firler bulunuyordu. Onlar� muhasara
etti. Bir ay kadar ge�ti, zafer bulamad�. Sonunda geri d�n�p memleketine
giderken k�firler ��k�p arkalar�na d��t�ler. Sard�m kendilerinden korkup
ka�t���n� san�yorlard�. Nihayet gelip yeti�tikleri zaman m�sl�manlar d�nd�ler,
muharebe edip pek �ok k�firi k�rd�lar. Bu cenk oldu�u s�rada
Res�l�llah
hazretlerinin yan�nda Cere� taifesinden iki kimse vard�. Daha �nceden
g�ndermi�lerdi. Ak�am zaman� bunlar
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinin huzurunda dururken
Fahr-i �lem
hazretleri:
� ��nne beden�allahu
li-tenharu inde sekr� � Muhakkak ki, Allah��n kurbanlar� Sekr� denilen yerin
yakininda bo�azlan�r,� diye buyurdu.
Bu s�z
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinden s�d�r olunca se�kin sah�beler �erefli muradlannm ne oldu�unu
anlad�lar. Ancak o iki ki�i anlayamad�lar. Sonradan
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinden ayr�l�p Eb� Bekir ve Osman
(Allah onlar�n
ikisinden de raz� olsun)
ile ba�ba�a kald�klar� zaman onlar kendilerine anlat�p:
�
Res�l�llah
hazretleri sizin kavminizin k�r�ld���na i�aret buyurdu, dediler.
Ondan sonra bu iki ki�i
��k�p kendi kavimlerine gittiklerinde i�in hakikati meydana ��kt� ki,
Fahr-i �lem
hazretlerinin i�aret buyurdu�u g�nde ta o �erefli s�z� s�d�r oldu�u zamanda
m�sl�manlar Cere� kavmini ad� ge�en yerde k�l��tan ge�irmi�ler. Ondan sonra
Cere� kavminden
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine peygamber gelip iman getirdiler.
Peygamber
Efendimiz
k�ylerinin etraf�n� onlara mahsus otlak k�ld�, demi�lerdir.
Bent H�ris bin K�b
kabilesinden de el�i gelmi�tir. �bn-i �shak’�n naklinde
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri onuncu y�l Rebi�l�hirinde Necran vil�yetinde olan Ben� H�ris kavminin
�st�ne H�lid bin Velid�i g�ndermi�ti. G�nderirken de ��yle emir buyurmu�tu:
� Git, onlar� �� kere
�sl�m�a d�vet eyle. E�er m�sl�man olurlarsa kimseyi incitme. E�er olmazlarsa
k�l��tan ge�ir.
Ondan sonra H�lid
(rad�yallah�
anh) ��kt�, mezk�r
kavmin yerlerine vard�. Her yana adamlar sal�p her k��e bucakta bulunanlar�
�sl�m dinine d�vet ettiler. Allah��n hidayeti m�yesser olup hepsi �sl�m�a
geldiler. H�lid
(rad�yallah�
anh) bir zaman
aralar�nda kal�p onlara �sl�m��n erk�n�n� ��retti. Mektup yaz�p i�in nas�l
oldu�unu ve halin hakikatini
Fahr-i �lem
hazretlerine bildirdi.
Ondan sonra kalk�p Medine-i
m�nevvere�ye y�neldi�i zaman Ben� H�ris t�ifesi H�lid�in yan�na bir miktar adam
kat�p
Peygamber
Efendimiz
hazretlerine el�i g�nderdiler. Bunlar�n i�inde ileri gelenlerinden Kays bin
Husayn, Yezid bin Muhaccel ve �edd�d bin Abdullah da vard�.
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri, hizmetine yeti�tikleri zaman bunlara sual edip:
� Sizinle cenk eden
topluluklara kar�� ne ile ve nas�l galip gelirdiniz? dedi.
Onlar:
� Ya Res�l�llah! Biz bir
yere toplan�rd�k, asla birbirimizden ayr�lmazd�k. Ayr�ca kimseye kar�� zul�mle
sava�a ba�lay�c� olmazd�k. Y�ni ancak hakl� oldu�umuza inand���m�z zaman sava��
g�ze al�rd�k, diye cevap verdiler.
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri onlar� tasdik edip �zerlerine Kays bin Husayn�� emir tayin ederek
yerlerine g�nderdi. Aradan d�rt ay ge�tikten sonra
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri nimetler ve ho�nudluklar yurduna intikal buyurdu.
Peygamber
Efendimiz
hazretlerinin �erefli katma gelen el�ilerden biri de Ben� Hemd�n el�isidir ki,
Teb�k gaz�s�ndan d�nd�kten sonra
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri ile bulu�tular. Gayet g�zel develere binmi�lerdi. Arkalar�nda alaca
h�rkalar� vard�. Ba�lar�na g�zel sar�klar sarm��lard�. Bu toplulu�un i�inde
M�lik bin Namt adl� kimse de beraber bulunuyordu.
Res�l�llah
hazretleri ile yolda bulu�mu�lard�. Ad� ge�en M�lik,
Fahr-i �lem
hazretlerinin �n�ne d���p Arap �iirlerinden okuma�a ba�lad� ve �ok g�zel, fasih
s�zler s�yleyip iki cihan�n iftihar� Efendimiz hazretleri ile hayli arkada�l�k
ettiler. Ne istedilerse isteklerini yerine getirip ellerine ahidname verdi.
M�sl�manlar�n �zerine M�lik�i emir tayin edip Sek�f t�ifesi ile muharebe
etmelerini emretti.
Riv�yet olunur ki, ad� ge�en
Sek�f kavminin �zerine �yle musallat oldular ki, d��ar�ya davarlar�n� ��karamaz
oldular. Hemen bulduklar�n� al�rlard�, demi�lerdir. Ama �m�m-�
Beyhak�
(Allah
ona rahmet etsin)
sahih isnad ile Ber�
(rad�yallah�
anh)den riv�yet
etmi�tir ki, ��yle anlatt�:
�
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri, H�lid bin Velid�i Yemen halk�n� �sl�m�a d�vet etme�e g�nderdi. Ben
de beraber gitmi�tim. Alt� ay Yemen�de durup halk� dine d�vet ederdik. Fakat
d�vetimize icabet etmezlerdi. Ondan sonra
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretleri, Ali bin Ebi T�lib�i
(Allah ondan
raz� olsun) emir
tayin edip bir miktar adamla arkam�zdan g�nderdi. �erefli emirleri ��yle varid
olmu�tu:
� H�lid�i ve yan�nda olan
askeri Medine�ye g�nder. H�lid�in askerinden bir kimseyi al�koyma. Kendi yan�nda
olan toplulukla halk� d�vet i�ine ba�la.
Bundan sonra
Hazret-i Ali
(Allah
varl���n� m�barek ve m�kerrem k�ls�n)
gelip onlara kavu�tu�u zaman namaz vakti gelince halka �m�met eyledi. Namaz
bittikten sonra b�t�n halk� bir saf eyledi. Kendisi de kar��lar�na ge�ip
Fahr-i
�lem
hazretlerinin �erefli mektuplar�n� ��kard�, okudu. Ondan sonra Hemdan kavminden
hi� kimse kalmad�, hepsi imana geldiler.
Hazret-i Ali
mektup yaz�p olanlar�
Peygamber
Efendimiz
hazretlerine arzetti. Haber geldi�i zaman, riv�yet olunur ki,
Fahr-i �lem
hazretleri ��k�r secdesi etti ve m�barek ba��n� secdeden kald�r�p iki kere:
� Essel�mu al� ehli Hemd�n
(Hemd�n
halk�na sel�m olsun),
diye buyurdu.
Had�s �limleri,
Sah�h-i
Buh�r��de zikredilen
ve en do�ru olan riv�yet budur, demi�lerdir.
Peygamber
Efendimiz�e gelen
el�ilerden biri de M�zeyne kabilesinin el�isidir. �m�m-�
Beyhak�
(Allah
ona rahmet etsin),
Nu�man bin Mukarrin�den nakletmi�tir ki, ��yle dedi: �Fahr-i
�lem Efendimiz
hazretlerine el�ili�e geldik. M�zeyne kavminden d�rt y�z ki�i idik. D�n�p
gidecek oldu�umuz zaman
Peygamber
Efendimiz,
Hazret-i �mer bin Hatt�b�a:
�Ya �mer! Yolda yemeleri
i�in onlara yiyecek ver, diye buyurdu.
Hazret-i �mer:
� Ya Res�l�llah! Bende bir
miktar hurmadan ba�ka bir �ey yoktur. Onun da bunlara yetece�ini sanm�yorum,
dedi.
Fahr-i
�lem hazretleri:
� Ya �mer! Git, onlara ver,
diye emir buyurdu.
Ondan sonra Hazret-i �mer,
halk� al�p evine gitti. Onlara bir miktar d���lm�� hurma g�sterdi ve:
� Diledi�iniz kadar al�n,
dedi.
Her ki�i ihtiyac� kadar
ald�. En sonra alan bendim. Bakt�m, herkese yeten hurmadan sanki bir tane hurma
gitmemi� gibi g�rd�m.�
Gelen el�ilerden birisi de
Devs kabilesinin el�isidir.
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri Hayber�de iken gelmi�lerdi. �bn-i �shak’�n
(Allah ona
rahmet etsin)
naklinde geldi�ine g�re Devs kabilesinden Tufeyl bin Amr dedikleri kimse o
kavmin i�inde �erefli, �air, g�zel konu�an, ak�ll� ve bilgili bir ki�i idi
hik�ye edip buyurmu�tur ki: �Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri daha Mekke�de iken bir g�n Mekke �ehrine geldim. Kurey� k�firleri
bana kar�� gelip:
� Sen bizim �ehrimize �imdi
geldin. Burada bizim aram�zda bir kimse peyda oldu. Bizim cemaatimiz aras�na
tefrika d���rd�. Durumumuz kar�nakar���k oldu. S�z� sihir gibidir. Babay�
o�uldan, o�lu babadan, iki karde�i birbirinden ay�r�r, erke�i ve kar�s�n�
birbirinden uzakla�t�r�r. Y�ni s�z�n� i�iten o�ul babas�na bakmaz, ona t�bi
olur. Geri kalan� da birbirini dinlemezler, m�sl�man olurlar. Korkar�z ki, bizim
ba��m�za gelen bel� senin kavminin ba��na da gelir. Sak�n gafil olma. Ne ona s�z
s�yle, ne de s�z�n� dinle, dediler.�
Tufeyl der ki: �Vallahi beni
�yle ettiler ki,
Res�l�llah
hazretlerinin ne s�z�n� dinleyeyim, ne ona s�z s�yleyeyim. Hatt� s�z�n�
i�itmemek i�in kulaklar�ma pamuk t�kad�m. Ondan sonra K�be�nin haremine girdim.
G�rd�m ki,
Fahr-i �lem
hazretleri K�be�nin yan�nda durmu� namaz k�l�yor. Yan�na yakla�t���m gibi Hak
te�l� hazretlerinin hikmetiyle sesi kula��ma girdi. Tabiat�ma ho� geldi. Kendi
kendime: �Bu toplulu�un s�z�n� dinlemekten ne has�l olur? Elhamd�lill�h ben bir
�airim, g�zel konu�an ve g�zel s�zden anlayan biriyim. S�z�n iyisini k�t�s�n�
ben bilmeyece�im de kim bilecek? Bu ki�iyi biraz dinleyeyim. G�reyim, e�er s�z�
m�kul ise kabul edeyim. E�er m�kul de�ilse terk edeyim,� dedim. Bir m�ddet
katland�m. Namaz� bitirip evine gitti. Ben de arkas�ndan gidip evine vard�m:
� Ya
Muhammedi
Ben bu diyara geldi�imde senin kavmin bana ��yle ��yle s�zler s�ylediler. Beni
senden ayr� ve uzak tutmak istediler. Hatt� senin s�z�n� i�itmemek i�in
kulaklar�m� t�kad�m. Ama Allah��n hikmeti gerektirdi, bir miktar s�z�n� i�ittim.
Tabiat�ma ho� geldi. Velhas�l bana emrini a��kla, dedim.
Bunun �zerine
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri bana risalet durumunu bildirdi ve ba�lay�p bir miktar Kur�an-� az�m
okudu. Vallahi �mr�mde bundan g�zel s�z asla i�itmemi�tim. Hemen orada �ehadet
kelimesini getirip m�sl�man oldum:
� Ya Res�l�llah! Ben kavmim
aras�nda itibarl� bir kimseyim. Onlar benim s�z�mden d��ar� ��kmazlar. Gidip
onlar� da �sl�m dinine d�vet edeyim. Yaln�z bana dua eyle ki, Hak te�l�
hazretleri bende bir al�met halk eylesin, dedim.
Ondan sonra ��k�p kendi
diyar�ma y�neldim. Ta Devs kabilesinin g�r�nece�i yoku�un �zerine ��kt���m zaman
hemen aln�mda bir nur zahir oldu, ��ra gibi ���k verme�e ba�lad�. O zaman dua
edip: �Ya Rab! Bu nuru aln�mdan ba�ka bir yere naklet. Devs kabilesinin
cahilleri g�r�p de �Dininden d�nd��� i�in Allah aln�nda b�yle bir nesne ��kard��
demesinler,� dedim. Hemen o anda oradan gidip elimde olan kam�inin ucuna kandil
gibi as�ld�. Bu halle yoku�tan a�a�� indim. Sabah zaman�nda Devs kabilesinin
i�ine girdim. Menzilime indi�im zaman, ihtiyar bir babam vard�, yan�ma geldi.
Beni bu halle g�rd�. Bana muhabbetler g�sterip i�tiyaklar arz etme�e ba�lad�.
Ben kendisine:
� E�er evvelki halin �st�ne
kal�rsan ne ben �endenim, ne sen bendensin! dedim.
� Ni�in, o�lum? dedi.
� Ben
Muhammed
aleyhissel�m��n
dinine girip m�sl�man oldum, dedim.
Bunun �zerine babam:
� O�lum, ben de senin
girdi�in dine girdim, deyip hemen �ehadet kelimesi getirerek m�sl�man oldu.
Sonra y�kan�p temiz
elbiseler giydi. Ondan sonra hatunum geldi. Ayn� �ekilde o da d�vetimi kabul
edip m�sl�man oldu. Daha sonra Devs kabilesini d�vete ba�lad�m. Onlar �ok zaman
muhalefet �zre olup k�t�l�k ve isyan olan i�lerden uzak durmad�lar. Sonunda
Res�l�llah Efendimiz
hazretlerine gelip �ik�yet ettim:
� Ya Res�l�llah! Devs
kabilesine beddua eyle! dedim.
Kerem sahibi
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri:
� Allah�mme ihde Devs�
(Allah�m, Devs kavmine sen hidayet eyle),
diye hay�r dua eyledi.
Sonra bana emredip:
Git, kavmini yine �sl�m�a
d�vet eyle, dedi. Onlar� yumu�ak tut, kendilerine ho� ve tatl� davran, diye
buyurdu.
Gittim, yine Devs
memleketinde halk� d�vetten bo� kalmad�m. Nihayet
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri Hayber gazas� �zerinde iken Devs kavminden yetmi� seksen ev halk� ile
�erefli hizmetlerine gittim. Ondan sonra Medine-i m�nevvere�ye vard���m�zda
Res�l�llah
hazretlerine kat�ld�k.
Peygamber
Efendimiz
hazretleri di�er m�sl�manlarla birlikte bize de ganimet mallar�ndan hisse
verdi.�
Bundan anla��l�yor ki,
Tufeyl bin Amr
(rad�yallah�
anh), Devs kavminde
herkesten �nce �sl�m�a gelmi� ve kavmiyle beraber gelmeden evvel yaln�z
geldi�inde m�sl�man olmu�tur.
Peygamber
Efendimize Behr�n
diyar�n�n H�ristiyanlar�ndan da el�i gelmi�tir. Riv�yet olunur ki, bu topluluk
Medine�ye geldiklerinde ikindiden sonra
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinin Mescid-i �erifine girdiler ve namazlar�n�n vakti gelip kalkt�lar,
namaza durdular. Ash�b onlar� men etmek istediler.
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri:
� B�rak�n, incitmeyin, dedi.
Do�u taraf�na y�nelip
namazlar�n� k�ld�lar. Bunlar, binekli altm�� ki�i idiler. ��lerinde kavmin
e�raf�ndan yirmi d�rt ki�i vard�. Bu yirmi d�rt ki�inin i�inde ��� reisleri idi
ki, hepsinin i�leri onlara emanet edilmi�ti. Birine Akib derlerdi ki, hepsinin
beyi o idi. As�l ismi Abd��l-Mes�h idi. Birine de Seyyid derlerdi; onlar�n
seraskerleri idi. Bunun ismi de �urahbil idi. Birine de Eb��l-H�ris bin Alkame
derlerdi. H�ristiyanlar aras�nda �eref ve itibar bulmu� bir kimse idi. �hir
zaman nebisi
Muhammed
Mustafa
sall�llah� aleyhi ve sellem
hazretlerinin risalet ahv�lini bilirdi. Eski kitaplarda vas�flar�n� ve
haberlerini g�r�p bilmi�ti. Ama ba�kanl��� ve d�nya y�celi�ini terk
edemedi�inden �sl�m�a gelmezdi.
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri bunlar� dine d�vet edip Kur�an-� az�m�den birka� �yet okudu. �ekinip
imana gelmediler.
Fahr-i �lem
hazretleri:
� E�er benim s�z�m� ink�r
ederseniz, gelin, m�b�hele edelim, diye buyurdu.
M�b�hele�nin m�nas� �udur:
�ki f�rka bir hususta ihtil�f ettikleri zaman bir yere gelirler ve birbirlerine:
� Behletallahu al�z-z�limi
minn�
(Allah��n l�neti bizden hangimiz zalim [haks�z] ise onun �zerine olsun!)
derler.
Bunun �zerine zikrolunan
kimseler birbirini men edip m�b�heleden ka�t�lar. Baz�lar�n�n kavline g�re
di�erlerini men edip m�b�heleden ka�an Seyyid isimli reisleri idi. Zira
Fahr-i
K�inat Efendimiz
hazretlerinin peygamberli�inin ger�ekli�ini kendisi biliyordu. Bunun i�in
arkada�lar�n� m�b�heleden men etti. Zira l�netin kendi �zerlerine olaca��
kesindi.
Baz�lar�n�n
kavline g�re m�ni olan Abd��l-Mes�h idi. Zira rey sahibi olanlar� o idi,
dediler. Yunus bin Nek�r�in kavline g�re m�ni olan �urahbil idi. �urahbil,
arkada�lar�na:
� E�er bu ki�i ger�ek
peygamber olup da biz bununla m�b�hele edersek vallahi ne biz fel�h buluruz, ne
de bizim arkam�zda kalanlar fel�h bulurlar! Muhakkak bir bel�ya u�rar�z, dedi.
Onlar da �ekindiler,
m�b�hele etmediler. Ondan sonra
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine:
� Ya
Muhammed!
Bizden ne dilersen verelim. Ash�bmdan emin bir kimseyi bizimle beraber g�nder.
Vergilerimizi ona teslim edelim, dediler.
Peygamber
Efendimiz
hazretleri yemin edip:
� Sizinle beraber gayet emin
bir kimse g�nderece�im, dedi.
Bunun �zerine, Allah
kendilerinin hepsinden raz� olsun, sah�be-i kir�m �Acaba
Res�l�llah
hazretlerinin emin tayin edece�i kimdir?�� diye bak�p beklediler. Sonra
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri:
� Kalk, ya Eb� Ubeyde bin
Cerr�h! diye buyurdu.
Hemen Eb� Ubeyde aya�a
kalkt�. Ondan sonra
Res�l�llah
Efendimiz:
� Bu ki�i bu �mmetin
eminidir, diye buyurdu.
Yunus
(Allah ona
rahmet etsin) der ki:
Zikri ge�en t�ifenin
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri ile sulhlar� �u �art �zerine olmu�tu ki, [kendi dinlerinde h�r ve
muhtar kalmak �zere] her y�l iki bin h�lle
(iz�r ve rid�
gibi iki par�adan ibaret pahal� elbise)
verecekler. Bunun binini Receb ay�nda, binini de Sefer ay�nda teslim edecekler.
Her h�llenin yan�nda k�rk dirhem g�m�� de verecekler.
Muhammed
bin Sa�d��n kavlinde zikrolunan Seyyid ve �kib sonradan �sl�m�a gelip
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinin hizmetine d�nm��lerdir.
Bu zikrolunan beyanlarda
�una del�let vard�r ki, kesin delil ortaya ��kt�ktan sonra hakikati kabul
etmeyen kimse ile m�b�hele etmek me�ru olmazm��. Evvelki ve sonraki �limlerden
m�b�hele v�ki olmu�tur. Riv�yet ederler ki, bir kimse kendi taraf� b�t�l iken
m�b�hele ederse o g�nden itibaren bir y�la var�naz hel�k olur, demi�lerdir.
Rum taifesinin meliki olan
Ferve bin Amr�dan da
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine el�i gelmi�tir. Riv�yet olunur ki, Ferve�ye hidayet m�yesser olup
imana geldi.
Res�l�llah
hazretlerine el�i ile bir ak kat�r hediye g�nderdi ve m�sl�man oldu�unu
bildirdi. Kendisi �am diyar�nda Ma�n denilen yerde otururdu. Rum keferesi
Ferve�nin m�sl�man oldu�unu duydular ve tutup Filistin dedikleri kasaba yan�na
u�rayan su kenar�nda ast�lar, boynunu k�l��la vurdular.
Ben� Sa�d bin Bekr
kabilesinden de Z�m�m bin Salebe el�i ile gelmi�tir. �m�m�
Buh�r��nin
(Allah rahmet
etsin) riv�yetinde
Enes
bin M�lik
(rad�yallah�
anh) hazretlerinden
��yle riv�yet edilmi�tir: �Bir g�n Mescid-i �erifte
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretleri ile oturuyorduk. Mescidin kap�s�ndan deve ile bir ki�i
i�eri girdi. Devesini ��kertti, aya��n� ba�lad�. Ondan sonra, toplulu�a hitap
edip:
�
Muhammed
hanginizdir? dedi.
Fahr-i
�lem hazretleri
de ash�b-� kir�mm arasmda bir yan�na dayan�p oturuyordu. Biz cevap verip:
�
Muhammed
�u ak benizli, dayan�p oturan kimsedir, dedik.
Bunun �zerine o ki�i,
Peygamber
Efendimiz
hazretlerine: �Abd��l-Muttalib�in o�lu� diye hitap etti.
Res�l-i
Ekrem hazretleri
cevap verdi. Sonra o ki�i:
� Sana sual soraca��m.
Yaln�z sualimi sert ve �etin soraca��m; bana incinmeyesin, dedi.
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri:
� Hat�r�na her ne gelirse
sor, �ekinme, diye buyurdu.
Bunun �zerine
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine and verip:
� Senin Rabbin ve senden
evvel gelenlerin Rabbi hakk� i�in Hak te�l� Hazretleri seni b�t�n
insano�ullar�na peygamber g�nderdi mi? dedi.
Fahr-i
�lem Efendimiz
hazretleri:
� Vallahi, evet, diye
buyurdu.
Yine Hak te�l� hazretleri
�zerine and verip:
� Y�lda Ramazan ay�n�n
orucunun tutulmas�n� sana emretti mi? dedi.
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri, yine:
� Vallahi, evet, diye cevap
verdi.
Ondan sonra yine and verip:
� Hak te�l� hazretleri bizim
zenginlerimizden sadaka
(zek�t)
al�p fakirlerimize taksim etmeyi sana emretti mi? dedi.
Res�l�llah
hazretleri:
� Vallahi, evet, diye
buyurdu.
Ondan sonra o ki�i imana
geldi ve kendi kavmine el�ilik edip onlar� �sl�m dinine d�vet edece�ini vaad
etti. Sonra kendi ad�n� bildirip:
� Ben Z�m�m bin Salebe
dedikleri kimseyim, dedi.�
�bn-i Ishak
(Allah rahmet
etsin) Me��zi�sinde
�unu da nakletmi�tir: �Zikrolunan Z�m�m��n
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine sordu�u suallerden biri de �u idi:
� Hak te�l� hazretleri sana
emretti mi ki, yaln�z kendine ibadet edesin, asl� O�na bir nesneyi ortak
k�lmayas�n ve bizim atalar�m�z�n tapt��� putlar� gideresin? dedi.
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri de:
� Vallahi, evet, diye cevap
verdi.
Ondan sonra Z�m�m, devesinin
yan�na geldi, ayaklar�n� ��z�p bindi. Oradan ��k�p kavmine gitti. Oraya vard���
zaman halk Z�m�m�m yan�na topland�lar. Hemen Z�m�m:
� L�t ve Uzz� ne �irkin
nesnelerdir, deyip putlar�ndan istikrah etti�ini a��klad�.
Bunun �zerine kavmi:
� Ya Z�m�m! B�yle s�yleme!
Sak�n bunu yapma. Sonra sana baras, cinnet ve c�zzam hastal�klar� �r�z olur,
dediler.
Z�m�m:
� Vay ba��n�za! Onlar neye
k�dirdirler? Ne zarar yeti�tirme�e, ne menfaat yeti�tirme�e k�dirdirler, dedi.
Sonra il�ve etti:
� Hi� ��pphesiz ki, noksan
s�fatlardan m�nezzeh, kem�l s�fatlar�na sahip Hak te�l� hazretleri bir res�l
(peygamber) g�nderdi.
O�na kitap indirdi. O�nun sebebiyle sizi dal�letten kurtard�.
Bundan sonra Z�m�m, kendi
kavminin huzurunda �ehadet kelimesini getirerek onlara da telkin etti.
Res�l�llah Efendimiz
hazretlerinin emri ve nehyi ne ise hepsini bildirdi.�
R�vi diyor ki: �Vallahi o
g�n erkekten ve kad�ndan hi� kimse kalmad�, hepsi �sl�m�a geldiler.�
�bn-i Abb�s
(rad�yallah� anh)
hazretlerinden nakledilmi�tir ki: �Hi� bir kavimden peygamber gelmemi�tir ki,
Z�m�m bin Sa�lebe�den daha �st�n olsun,� diye buyurmu�tur.
Rebze denilen b�lge
kavminden
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine b�z� kimseler gelmi�lerdir. �m�m-�
Beyhak�
(Allah
rahmet etsin) C�mi
bin �eddad�dan riv�yet eder ki, �T�rik bin Abdullah adl� bir ki�i bana ��yle
dedi� diye anlatt�:
�Ben Z��l-Mec�z dedikleri
pazar yerinde duruyordum. Kar��dan bir kimse geldi; halka durmadan:
� Ey �demo�ullar�! �ehadet
kelimesi getirin, fel�h bulun, diye s�yl�yordu.
Bir kimse de onun arkas�ndan
ta�lar atarak kendisini kovuyordu:
� Ey �demo�ullar�! Bu ki�i
yalanc�d�r. Sak�n, onun s�z�ne inan�nay�n! diyordu.
Ben de sual edip:
� Bu ki�i kimdir? dedim.
� Ben� H��im�den bir
yi�ittir. Peygamberlik iddias�nda bulunuyor, dediler.
� Ya o ta� atan kimdir?
dedim.
� O, bunun amcas�d�r. Ona
Abd��l-Uzz�
(Sonradan ismi
Eb� Leheb � Ate� Babas� olacakt�r)
derler.
Daha sonra b�z� kimseler
�sl�m�a gelip Medine�ye hicret etmelerinden sonra biz de Rebze�den ��k�p
Medine�ye gittik. Niyetimiz bir miktar Medine hurmas� y�kletip memleketimize
getirmekti. Medine�ye yakla�t���m�z zaman ba� ve bah�eler aras�na indik.
Elbiselerimizi de�i�tirmekle me�gul oluyorduk. Hemen bir ki�i geldi, bize sel�m
verdi ve:
� Nereden geliyorsunuz? diye
sordu.
� Rebze�den geliyoruz, diye
cevap verdik.
� Ya nereye gidiyorsunuz?
dedi.
� Niyetimiz Medine�ye
gelmekti, dedik.
� Burada i�iniz nedir, ni�in
buraya geldiniz? dedi.
� Hurma almaya geldik, diye
cevap verdik.
Ondan sonra bizim
develerimizden k�z�l t�yl� bir deveyi g�sterip:
� �u deveyi satar m�s�n�z?
dedi.
Biz de:
� Evet, �u kadar �l�ek
hurmaya satar�z, dedik.
Hemen devenin yular�na
yap��t� ve �ekti, y�r�y�verdi. Oradan bah�eler aras�nda g�z�m�zden kaybolunca
biz:
� Ne yapt�k! Devemizi
bilmedi�imiz bir ki�inin eline verdik; bahas�n� da almad�k. Deve z�yi oldu, diye
aram�zda konu�maya ba�lad�k.
��imizde bizden bir hatun
vard�:
. � Vallahi o kimseyi ben
g�rd�m, y�z� ay par�as�na benziyordu. Sizin devenizin bahas�na ben kefilim,
dedi.�
Y�ni: ��yle bir kimseden
zarar gelmesi ihtimali yoktur. Mal�n�z z�yi olmaz. E�er bundan ��pheniz varsa
ben size kefilim,� demektir.
Ondan sonra T�rik der ki:
�Biz bunlar� konu�urken hemen bir adam geldi. Biz ne kadar hurma dedikse
y�klenmi� getirdi:
� Ben
Res�l�llah
hazretlerinin adam�y�m, i�te satt���n�z devenin bahas� olan hurma, dedi.
Hurma bir miktar da fazla
idi. Orada hurmadan biraz yedik. Ondan sonra kalk�p �ehrin i�ine girdik. Mescide
var�p g�rd�k ki, o bizden deveyi alan kimse minberde durmu�, hutbe okuyor. Biz
yeti�ti�imiz zaman hutbesinden �uray� okuyordu:
�Sadaka verin. Zira hi�
��phesiz ki, sadaka size hay�rl�d�r. Yukar�da olan el a�a��da olan elden
ye�rektir.�
Bundan da murad, �Sadaka
veren el, sadaka alan elden ye�rektir,� demek olur. Y�ni: �Sadaka veren ki�i
sadaka alan ki�iden daha �st�nd�r� demektir.
Nec�b kabilesinden de
Fahr-i
�lem Efendimiz
hazretlerine el�i gelmi�tir. Bunlar�n hepsi on �� ki�i idi. Mallar�n�n zek�t�n�
��kar�p
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine getirdiler.
Fahr-i �lem
hazretleri memnun olup bunlara izzet ve ikram etti. Hazret-i Bil�l�e emredip:
� Ya Bil�l!. Bunlara g�zel
bir ziyafet ver, diye buyurdu.
Ondan sonra gidecek olunca
Res�l�llah Efendimiz
hazretlerine veda etme�e geldikleri zaman yine Hazret-i Bil�l�e emretti; o da
di�er el�ilere olan ikramdan daha fazla onlar� a��rlayarak gitmelerine izin
verdi. Ondan sonra sual edip:
� Yolda��n�z kald� m�? dedi.
� Gen� bir yi�it vard�r, onu
e�yam�z�n yan�nda b�rakt�k, dediler.
Emretti, o yi�idi de d�vet
ettiler. O gen�,
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinin yan�na gelince:
� Ya Res�l�llah, benim
murad�m ba�kalar�n�n murad� gibi de�ildir. Ger�i yolda�lar�m�n hepsi �sl�m�a
ra�bet edicilerdir. Fakat benim himmetim daha fazlas�nad�r. Vallahi beni
diyar�mdan �u d���nceden ba�ka bir d���nce d��ar� ��karmad�. Dilerim ki, Hak
te�l� hazretlerinden benim i�in ma�firet ve rahmet taleb edesin. Yine Hak te�l�
hazretlerinden bana kalb zenginli�i m�yesser eylemesini dileyesin, dedi.
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri de onun murad�nca dua edip:
� Allah�m, onun g�nahlar�n�
ba���la, ona rahmet eyle ve kalb zenginli�i ihs�n eyle, dedi.
O yi�ide ikram edilmesi
hususunda ashabdan birine gerekli emri verdikten sonra hepsi g���p yerlerine
gittiler. Hicret tarihinin onuncu y�l�nda bunlar�n b�z�s� Min�da
Peygamber
Efendimizle
bulu�tuklar�nda
Fahr-i �lem
hazretleri o yi�idin ahvalini sordu. Onlar:
� Ya Res�l�llah! Biz bunun
bir benzerini asla g�rmedik. Hak te�l�n�n nasip etti�ine bundan daha fazla
kanaat edici bir kimse i�itmedik. E�er �demo�ullar� d�nyan�n tamam�n� aralar�nda
payla�salar o yi�it o tarafa d�n�p bakmaz, iltifat etmez, dediler.
B�ylece Hak te�l�
hazretleri,
Fahr-i �lem
hazretlerinin duas� berek�tiyle kanaat nasip edip onu kenz-i l�-y�fn�ya m�lik
eyledi.
Ben� Sa�d
Huzeym El�ileri:
Peygamber
Efendimize Ben�
Sa�d kabilesinden de el�i gelmi�tir.
�m�m-�
Vakid��nin
(Allah ona
rahmet etsin)
riv�yetinde Eb� Nu�man kendi babas�ndan nakletmi�tir ki, ��yle anlatt�:
�Ben kendi kavmim olan Ben�
Sa�d H�zeym taifesinden birka� ki�i ile
Res�l�llah
hazretlerine el�ilikle geldim. Medine yan�nda bir yere konduk. Ondan sonra
oradan Mescid-i �erife y�neldik. Bir tarafta durduk, halk ile namaza ba�lamad�k.
T�
Fahr-i �lem
hazretleriyle bulu�up �sl�m �zere biat edinceye kadar bunlar aras�na kar��may�z
diye d�nd�k, menzillerimize geldik.
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri arkam�zdan adam g�nderip bizi d�vet etti. �lk gitti�imiz zaman
hepimizden k���k bir hizmetk�r�m�z vard�, onu e�yam�z�n yan�nda b�rakm��t�k. Bu
kere onu da beraber al�p gittik.
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretlerine geldi�imiz vakit o hizmetk�r�m�z olan gen� bizden ileri
var�p
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine �sl�m �zere b�at eyledi. Biz:
� Ya Res�l�llah! Bu ki�i
bizim en k�����m�z ve hizmetk�r�m�zd�r, dedik.
Fahr-i
�lem hazretleri:
� Kavmin k�����
hizmetk�rlar� olur, dedi ve ona: �B�rek�llahu aleyke� diye buyurup bereketle dua
eyledi.
Vallahi o ki�i
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinin duas� bereketiyle hepimizden daha �st�n oldu. Kur��n-� az�m�i
bizden g�zel okur oldu.
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri onu bizim �st�m�ze em�r tayin etti. Ondan sonra d�n�p kendi
diyar�m�za gelirken bize yollarda o �m�met eyledi. Memleketimize geldi�imiz
zaman Hak te�l� hazretleri orada olan t�ifeye de �sl�m�� nasip eyledi.�
Peygamber
Efendimize Ben�
Fez�re kabilesinden de el�i gelmi�tir. Eb� Rebi� bin S�lim
(Allah ona
rahmet etsin) �ktif�
adl� kitab�nda nakletmi�tir ki,
Res�l�llah
hazretleri Teb�k gaz�s�ndan d�nd��� zaman Beni Fez�re kabilesinden el�i geldi.
On ki�iden fazla idiler. Aralar�nda kabilenin ileri gelenlerinden H�rice bin
H�sn ve Harr� bin Kays da vard�. M�sl�man olup gelmi�lerdi. Memleketlerinde son
derece k�tl�k ve kurakl�k vard�.
Fahr-i
K�inat Efendimiz
hazretlerine hallerinden �ik�yet edip dua istediler.
Fahr-i �lem
hazretleri de minbere ��k�p dua etti. Hak te�l� hazretleri duas�n� kabul edip
bol ve faydal� ya�murlar ihs�n eyledi. Tafsil�t� in��allah ileride Ya�mur Duas�
b�l�m�nde gelecektir.
Ben� Esed kabilesinden de on
ki�i el�ilikle gelmi�lerdir. Aralar�nda kabilenin ileri gelenlerinden V�bise bin
Mu�bed ve Tuleyha bin Huveylid de beraber gelmi�lerdi.
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri ash�b-� kir�mla oturmu�lard�. Zikrolunan t�ife geldiler. ��lerinden
birisi:
� Ya Res�l�llah! Biz Hak
te�l� hazretlerinin birli�ine �eh�det ettik. Senin Hak te�l� hazretlerinin kulu
ve res�l� oldu�unu da ikrar ettik. Halbuki daha sen bize haber g�ndermemi�tin,
dedi.
Y�ni: �Senin d�vetini
beklemedik. Hemen n�b�vvetini i�itince kendi ihtiyar�m�zla �mana geldik,�
dediler.
Bunun �zerine Hak te�l�
hazretleri �u �yet-i ker�meyi indirdi:
�M�sl�man oldular diye seni
minnet alt�nda b�rakmak istiyorlar. De ki M�sl�man olman�zdan dolay� beni minnet
alt�nda b�rakmaya kalkmay�n. Tersine sizi �man yoluna y�neltti�i i�in Allah sizi
minnet alt�nda b�rak�r. E�er �man�n�zda s�d�k iseniz.�
(Huc�r�t
s�resi: 49/17).
Yemen diyar�ndan Behr�
kabilesinin el�ileri de gelmi�tir. Bunlar on �� ki�i idiler. Geldiklerinde
Mikdad
(rad�yallah� anh)
hazretleri ile bulu�tular. O da:
� Merhaba, ho� geldiniz,
diye izzet ve ikr�m edip �nlerine yemek getirdi.
Hepsi doyuncaya kadar
yedikten sonra da fazla yemek kald�. Mikdad
(rad�yallah�
anh) o yemekten bir
k�se
Res�l-i
Ekrem Efendimiz
hazretlerine de g�ndermi�ti.
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretleri dilediklerince yedikten sonra bir miktar art�k kald�. Hak
te�l� hazretleri o art��a �yle bir lezzet ve bereket verdi ki, zikrolunan
toplulu�a her g�n evinden getirirler, yedik�e lezzetini medh ederlerdi. Sonra
Mikdad
(rad�yallah� anh)
olanlar� haber verip kerem sahibi Efendimiz hazretlerinin berek�tiyle bunun
ger�ekle�ti�ini bildirince:
� �ehadet ederiz ki, O,
Allah��n res�l�d�r, dediler.
B�ylece �tikadlan artt�.
Ondan sonra sah�be-i kir�mdan farzlar� ��rendiler. Birka� g�n durup
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretlerine ved� ettiler.
Res�l�llah
hazretlerinin emriyle bunlara c�izeler verip izzet ve ikramla yerlerine
g�nderdiler.
�zre kabilesinden on iki
ki�i el�ilikle gelmi�lerdir. Aralar�nda kavmin ileri gelenlerinden Hamza bin
Nu�man da beraber gelmi�ti.
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretleri onlara izzet ve ikram eyledi. Bunlar �sl�m�a geldiler.
Peygamber Efendimiz
bunlara �am diyar�n�n fetholunaca��n� ve Rum keferesinin padi�ah�n�n ka��p
gidece�ini m�jdeledi. Ondan sonra izin al�p d�nd�ler, Yemen diyar�nda
kabilelerine gittiler.
Yemen memleketinde Beliyy
dedikleri yerin halk�ndan birka� ki�i gelip �sl�m�a girdiler.
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretleri:
� �Elhamd� lill�hi�llez�
hed�k�m lil-isl�m � Sizi �sl�m�a y�nelten Allah�a hamdolsun,� diye hamd eyledi.
Bu toplulu�un �sl�m
olmas�ndan son derece ho�lan�p hamd etmesinin sebebi �u idi: Bunlar �ok �rak
yerde oturuyorlard�. Bunlar�n �sl�m�a gelmesiyle Din-i
Muhammed�in
(sall�llah� aleyhi ve sellem)
yay�ld��� ve ��hret buldu�u pek a��k olarak ortaya ��k�yordu. Bunlar
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinden izin ald�ktan sonra d�nd�ler, memleketlerine gittiler.
Z�-Merre dedikleri yerden on
�� ki�i geldiler. Reislerine H�ris bin Avf derlerdi.
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri onlara memleketlerinin ahv�linden sual etti.
� Ya Res�l�llah! Yerimizde
�ok kurakl�k ve k�tl�k vard�r, dua eyle, dediler.
Fahr-i
K�inat Efendimiz
hazretleri:
� Allah��m, onlara bol
ya�mur ihs�n eyle, diye dua etti.
Birka� g�n caizeleri
verildikten sonra d�n�p yerlerine gittiler. Oraya vard�klar� zaman g�rd�ler ki,
Hak te�l� hazretleri
Peygamber
Efendimiz
hazretlerinin dua buyurdu�u g�n faydal� ya�murlar ihsan edip ba�lar� ve ekinleri
g�zellikle kem�l derecesini bulmu�.
Onuncu senede Havlan
kabilesinden on ki�i geldi:
� Ya Res�l�llah! Biz Hak
te�l� hazretlerine ve res�l�ne �man getirip tasdik edenlerdeniz. Allah��n ve
res�l�n�n minneti bizim �zerimizdedir. Irak yerlerden develerimize binip seni
ziyarete geldik, y� Res�l�llah! dediler.
Fahr-i
�lem Efendimiz
hazretleri:
� Bu yolculu�unuzda
develerinizin att��� her ad�m i�in size bir hasene verilir. Beni ziyaret
etmenizin ecri de �udur ki, her kim gelip beni Medine�de ziyaret ederse k�yamet
g�n� o ki�i benim kom�ulu�umda olacakt�r, diye buyurdu.
Ondan sonra sual edip:
� Havlan�da halk�n ib�det
ettikleri ne oldu? dedi.
� Ya Res�l�llah! Hak te�l�
hazretleri o putu senin getirdi�in �sl�m d�nine tebdil eyledi. �imdi ona kimse
ibadet etmiyor. Yan�nda sadece bir kar� ile bir koca kalm��t�r. �n��allah bu
kere vard���m�z gibi putu y�kar�z, dediler.
Sonra
Fahr-i
K�inat Efendimiz
hazretleri bunlara farzlar� ��retip ahde vefa ve emaneti eda eylemeyi emretti.
Ayr�ca kom�u hakk�na riayet eylemeyi ve hi� kimseye zul�m etmemeyi buyurdu.
Caizeler ihs�n edip onlar� yerlerine g�nderdi. Var�r var�naz o putu y�k�p nam ve
ni�an�n� g�zden kaybettiler.
Muh�rip kabilesinden de el�i
olarak on ki�i gelmi�tir.
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri resull�kle vazifelenip Arap kabilelerini �sl�m d�nine d�vet etmeye
ba�lad��� zamanlarda bunlardan daha galiz ve serke� hi� bir topluluk yoktu.
Sonunda Hak te�l� hazretleri hid�yet eyleyip �sl�m�a geldiler ve d�n�p
memleketlerine gittiler.
Yemen diyar�nda Sudda�
kabilesinden on be� ki�i gelmi�tir. Bu el�ilerin geli�i sekizinci senede
olmu�tur. Tafsil�t� ��yledir:
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri Ci�r�ne dedikleri yerden d�nd��� zaman Kays bin Sa�d bin Ub�de�yi
d�rt y�z ki�i ile Yemen diyar�ndan bir b�lgeyi vurmaya g�ndendi. Sudda� kabilesi
o b�lge dahilinde idiler. Bu h�diseyi haber ald�lar. Bunlardan bir ki�i,
Res�l�llah Efendimize
yeti�ti:
� Ya Res�l�llah! Askeri geri
d�nd�r. Ben kavmime kefil olurum. Onlar �sl�m dinine girerler, dedi.
Ondan sonra zikrolunan on
be� ki�i el�i gelip
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri ile m�sl�manl�k �zerine b�at edip d�nd�ler, yerlerine gittiler. O
diyarda �sl�m dini bundan sonra yay�ld�.
�m�m-�
Vak�d��nin
(Allah rahmet
etsin) nakletti�ine
g�re sonradan bu taifeden y�z ki�i gelip veda hacc�nda
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri ile bulu�tular.
Sudda� kabilesinden olan
Ziy�d bin H�ris�in
(rad�yallah�
anh) had�sinde
zikredilmi�tir ki, o gelip kavmine kefil olan ki�i kendisi idi. Yine buyurmu�tur
ki: �Ben b�z� seferlerde
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri ile beraber bulundum. Bir g�n
Fahr-i �lem
hazretleri bana:
� Ey Sudda� karde�im! Biraz
suyun var m�d�r? diye buyurdu.
Ben de:
� Ya Res�l�llah! Matarada
biraz su vard�r, dedim.
Emretti; a�a�tan bir �anak
i�ine d�kt�m. Ondan sonra m�barek elini o �ana��n i�ine koydu. Hemen m�barek
par�naklar�ndan �e�meler akt���n� g�rd�m.�
Yemen diyar�nda Gassan
kabilesinden onuncu senede �� ki�i gelip m�sl�man oldular. Ondan sonra
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri kendilerine caizeler ihsan etti; d�nd�ler, yerlerine gittiler.
Onuncu y�l�n �evv�l�inde
Sel�m�n denilen yerden yedi ki�i gelmi�ti. Aralar�nda kavmin ileri gelenlerinden
Hab�b bin Amr da vard�. �sl�m�a geldiler ve
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine kurakl�ktan ve k�tl�ktan �ik�yet ettiler.
Fahr-i �lem
hazretleri dua ettiler. Sonra d�n�p yerlerine gittikleri zaman haber ald�lar ki,
Res�l�llah
hazretleri dua etti�i vakit Hak te�l� hazretleri faydal� ya�murlar vermi�.
Di�erleri:
Beni Abs kabilesinden birka�
ki�i gelip:
� Ya Res�l�llah! Bizim
�limlerimiz bize ��yle haber verdiler ki, �Hicret etmeyen kimsenin m�sl�manl���
sahih olmaz,� dediler. E�er b�yle ise bizim develerimiz ve di�er davarlar�m�z
vard�r, onlar� satal�m da hicret edelim, dediler.
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri:
� Her nerede olursan�z Hak
te�l� hazretlerinden takv� �zere olun. Amellerinizden hi�bir nesneye eksik
kar��l�k vermez, buyurdu.
G�mid kabilesinden onuncu
senede on ki�i gelip �sl�m dinine girdiler.
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri bir mektup yaz�p i�inde �sl�m �eriatinin h�k�mlerini beyan etti. �bey
bin K�b
(rad�yallah�
anh) hazretlerine
emretti, bu toplulu�a Kur�an-� az�m ��rettirdi. Ondan sonra hediyelerini verip
yerlerine g�nderdi.
Ezd kabilesinden yedi ki�i
gelmi�tir. Had�s �limlerinden
Eb� Nuaym
ve Eb� M�s�n�n
(Allah onlara
rahmet etsin)
riv�yetlerinde bildirildi�ine g�re Alkame bin Yezid bin S�veyd
(rad�yallah�
anh) buyurmu�tur ki:
�Benim babam dedemden ��yle nakletti: Bizim kavmimizden
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine el�i gelenlerin yedinci ki�isi ben idim.
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinin �erefli huzurlar�na girdi�imiz zaman konu�tuk.
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretleri bizim semtimizi ve hey�etimizi be�endi ve:
� Siz ne t�rl�
kimselersiniz? diye sordu.
� Biz m��minleriz, diye
cevap verdik.
Hemen
Res�l�llah
Efendimiz
tebess�m etti:
� Elbette her s�z�n hakikati
vard�r. O halde sizin s�z�n�z�n ve iman�n�z�n hakikati nedir? diye buyurdu.
Biz:
� Ya Res�l�llah! Bizim
s�z�m�z�n ve �man�m�z�n hakikati on be� haslettir. Onlar�n be�ini bize senin
g�nderdi�in kimseler, onlara �man getirmemiz i�in buyurmu�lard�r. Be�ini de yine
onlar, biz onlarla amel edelim diye buyurmu�lard�r. Be�i de bizim cahiliyet
zaman�ndan kalan �detlerimizdir ki, biz hen�z onlar� terk etmedik. E�er sen
onlar�n b�z�s�n� �irkin g�r�rsen onlar� terk edelim, dedik.
Fahr-i
�lem Efendimiz
hazretleri:
� Benim adamlar�m�n iman
getirmenizi buyurduklar� be� nesne nedir? dedi.
� Hak te�l� hazretlerine,
meleklerine, kitaplar�na, resullerine ve k�yamet g�n�ne �man getirip �tikad
etmektir, dedik.
Ondan sonra:
� Ya o amel etmeniz i�in
buyurduklar� be� nesne nedir? dedi.
� �ehadet kelimesi getirmek,
namaz k�lmak, zek�t vermek, Ramazan ay�nda oru� tutmak ve kudreti olanlar�m�z
i�in Allah��n evini hacc
(ziyaret)
etmektir, dedik.
Peygamber
Efendimiz bundan
sonra:
� Ya cahiliyet devrinden
beri �det edindi�iniz be� nesne nedir? diye sordu.
� Bolluk h�linde Hakk�a
��kretmek, bel� yeti�irse sabretmek, kazaya r�za g�stermek, d��manla
bulu�tu�umuzda sabit kadem olmak ve d��man�n �amatas�n� terk etmek, y�ni bize
muhalif olan kimselerin yaramaz
(k�t�)
hallerine sevinme�i terk etmektir, dedik.
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri:
� Bunlar hakim ve �lim
ki�ilerdir ki, anlay�� ve kavray��ta nebiler derecesine yak�n olmu�lard�r, diye
buyurdu.
Ondan sonra
Res�l�llah
Efendimiz:
� Ben de size be� nesne
emredeyim. Sizin hasletleriniz b�ylece yirmiye yeti�erek tamamlans�n, dedi.
Daha sonra buyurdu ki:
� E�er siz ger�ekten
dedi�iniz gibi iseniz yemeyece�iniz nesneyi toplamay�n, oturmayaca��n�z nesneyi
yapmay�n ve koyup gidece�iniz nesneye ra�bet etmeyin. Hak te�l� hazretlerinden
takv� �zere olunuz ki sonunda ona d�n�p geleceksiniz, ona arz olunacaks�n�z.
Var�p i�inde ebed� kalaca��n�z nesneye ra�bet edin.
Ondan sonra
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinin vasiyetini muhafaza ederek d�n�p yerimize gittik.�
Ben� Muntaf�k t�ifesinden de
b�z� kimseler gelmi�tir.
�m�m-� Ahmed�in
o�lu Abdullah
(Allah onlara
rahmet etsin)
babas�n�n M�sned�inde riv�yet etmi�tir ki, Lak�t bin Amir,
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerine el�ilikle ��kt�. Bir yolda�� da vard�; ona N�heyk bin As�m
derlerdi.
Fahr-i �lem
Efendimiz hazretlerine yeti�tikleri zaman sabah namaz�n� k�lm��lar; durup halka
hutbe okuyup vaaz ve nasihata ba�lam��lard�.
Res�l�llah
Efendimiz:
� Ey �demo�ullar�! Ben d�rt
g�nden beri sesimi, bug�n s�yleyeceklerimi i�itesiniz diye saklad�m. Hi� burada
bir kimse var m�d�r ki, kendi kavmi onu, git
Res�l�llah��n
ne s�yledi�ini ��ren diye g�ndermi�tir? dedi.
Ondan sonra yine tenbih
edip:
� Belki o ki�inin bir
d���ncesi vard�r. Yahut yan�ndaki kimse ile arkada�l�k etmektedir, onunla
konu�maktad�r. Bilin ki, tebli� ettin mi diye muhakkak bana sual olunacakt�r,
diye tekrar tekrar tenbih buyurduktan sonra mufassal bir
had�s-i �erif
buyurdu. Onda k�y�met, cennet ve cehennem ahvalini beyan etti.
Lak�t bin Amir anlat�yor:
� Ya Res�l�llah! Sana ne
�art �zerine b�at edeyim? dedim.
M�barek elini a�t� ve*
� Namaz k�lmak, zek�t vermek
ve Hak te�l� hazretlerine hi� bir nesneyi ortak tutmamak �zerine b�at et, diye
buyurdu.
Yemen diyar�nda olan Neha�
kabilesinden on birinci senede iki y�z ki�i gelmi�tir.
Peygamber
Efendimiz
hazretlerine gelen el�ilerin sonuncusu bunlard�r. Geldiklerinde ziyafet yurduna
kondular ve �sl�m d�nini kab�l etmi� olduklar� halde
Res�l�llah
Efendimiz
hazretlerinin yan�na gittiler: �nce Mu�z bin Cebel
(rad�yallah�
anh) hazretlerinden
�sl�m �zerine b�at etmi�lerdi. Bu topluluk i�inde bir ki�i vard�, adma Z�r�re
bin Amr derlerdi. Z�r�re dedi ki:
� Ya Res�l�llah! Bu
yolculukta acayip bir r��ya g�rd�m, dedi.
Fahr-i
�lem hazretleri:
� Ne g�rd�n? diye buyurdu.
Z�r�re:
� Evde b�rakt���m bir di�i
merkebin bir buza�� do�urdu�unu g�rd�m. Buza�inin rengi k�z�la �alan siyah
renkte idi, dedi.
Res�l�llah Efendimiz
hazretleri:
� Memleketinde hi� gebe
kad�n b�rak�p gittin mi? diye sordu.
Z�r�re:
� Evet, ya Res�l�llah! dedi.
Peygamber
Efendimiz:
� ��te o hatunun bir o�lan
do�urdu ve o o�lan senin o�lundur, buyurdu.
Z�r�re:
� Ya Res�l�llah! Ya o renkte
g�rmemin sebebi nedir? dedi.
Fahr-i
K�inat Efendimiz
hazretleri:
� Bana yak�n gel, dedi.
Z�r�re �erefli huzurlar�na
yak�n gelince:
� Ya Z�r�re! Sende hi�
bug�ne kadar ellerden saklad���n bir baras illeti var m�d�r? dedi.
Z�r�re:
� Seni hak peygamber olarak
g�nderen Allah hakk� i�in bende o illetin oldu�unu hi� kimse bilmezdi. Senden
ba�ka hi� kimse ona muttali olmad�, deyince
Res�l�llah
Efendimiz
hazretleri:
� ��te �yle g�r�nmesinin
sebebi budur, dedi.
Z�r�re yine:
� Ya Res�l�llah! R��yada bir
ate�in ��kt���n�, benimle o�lumun aras�nda perde oldu�unu g�rd�m, dedi.
Peygamber
Efendimiz:
� O benden sonra ��kacak
fitne ate�idir, diye buyurdu.
Z�r�re:
� Ya Res�l�llah! Fitne
nedir? dedi.
Fahr-i
�lem Efendimiz
hazretleri:
� Halk �m�mlar�n�
�ld�receklerdir, diye buyurdu.
Sonra m�barek par�naklar�n�
birbirinin �zerine koyarak:
� K�t�l�k eden iyilik
etti�ini zannedip m��minin kan� m��mine su i�mekten tatl� olacakt�r, dedi. E�er
o�lun vefat ederse o fitneye sen yeti�irsin. E�er sen vefat edersen o�lun
yeti�ir, diye buyurdu.
Z�r�re:
� Ya Res�l�llah! Dua eyle de
o fitneye ben yeti�meyeyim, dedi.
Res�l�llah Efendimiz:
� Allah��m, onu o fitneye
yeti�tirme, diye dua buyurdu.
Bir zaman sonra Z�r�re vefat
edip o�lu Amr kald�. Amr, sonradan Hazret-i Osman bin Affan�� hal� eden
topluluktan oldu.
Yazı kaynağı : islamilimleri.com
Peygamber Efendimiz’in Düldül isimli bir atı olduğu ve bu atını daha sonra Hz. Ali’e hediye ettiği doğru mudur?
Değerli kardeşimiz,
Düldül, Hz. Peygamber (aleyhissalatü vesselam) Efendimize, Mukavkıs tarafından hediye edilen katırdır.
Mısır Hükümdarı Mukavkıs’in, hicretin 6. yılında (627) Hz. Peygamber (asm)’e gönderdiği kıymetli hediyeler arasında bulunan katıra hızlı yürüyüşü ve çevikliği dolayısıyla “kirpi” anlamına gelen “düldül” adı verilmiştir. Bu boz renkli katırın erkek veya dişi oluşu hususunda kesin bir kayıt bulunmamaktadır. Konuyla ilgili Türkçe literatürün hemen hepsinde “beyaz renkli dişi katır” ifadesi kullanılmışsa da Arapça kaynaklardaki rivayetlerde onun erkek olduğu belirtilmiştir. (bk. Âmirî, Behçet, Kahire, 1331, 2/165; Halebî, İnsanü’l-uyun, Kahire, 1384, 3/431)
Hz. Peygamber (asm), hem savaşlarda hem de diğer zamanlarda bindiği düldülün idaresini, ileride Mısır valiliği de yapacak olan Ukbe b. Âmir el-Cühenî‘ye vermişti. Daha sonra Hz. Ali (ra)’e bağışladığı düldül, ondan oğulları Hasan ve Hüseyin’e, ardından da diğer oğlu Muhammed b. Hanefıyye’ye intikal etmiştir. Hz. Ali (ra)’in Hâricîlerle çarpışırken düldüle bindiği yolundaki rivayetlere hem Şiî hem de Sünnî kaynaklarında yer verilmiştir.
Ayrıca çeşitli vesilelerle Ferve b. Amr el-Cüzâmî, Eyle Hükümdarı İbnü’l-Almâ, Dûmetülcendel hâkimi ile Habeşistan Necâşîsi Ashame tarafından da Hz. Peygamber (asm)’e katır hediye edilmiştir.
Hz. Ali (ra), Fars edebiyatı ile Türk edebiyatının klasik, tasavvufî, dinî-destanî metinlerinde genellikle zülfikar adlı kılıcı ve Hz. Peygamber (asm)’in kendisine hediye ettiği düldül isimli katırıyla birlikte anılmaktadır.
Kaynaklarda, Hz. Ali (ra)’in savaşlarda ve özellikle savaş başlamadan önce yapılan mübârezelerde hasımlarını kılıcı zülfikar ve düldülün de maharetiyle altettiği belirtilir; bu sebeple edebî metinlerde bunlar onun âdeta ayrılmaz birer parçası olarak anılmıştır. Bu husus, Hz. Ali (ra) çerçevesinde oluşturulmak istenen tenasüp sanatının bir gereği ve ifadesi olarak da çok rağbet görmüştür. Halk arasında düldül güçlü süvarisi Hz. Ali (ra) ile özdeşleşmiştir. (bk. TDV. İslam Ansiklopedisi, Düldül md.)
Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet
Yazı kaynağı : sorularlaislamiyet.com
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.
kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler