oyun kelimesinin aklımıza getirdiği kelimeler









oyun kelimesinin aklımıza getirdiği kelimeler bilgi90’dan bulabilirsiniz

Oyun Ne Demek? TDK’ya Göre Oyun Sözlük Anlamı Nedir?

Oyun Ne Demek? TDK’ya Göre Oyun Sözlük Anlamı Nedir?

Oyun, yaşantımızda sık kullanılan kelimelerden birisi olarak karşımıza çıkar. Hem sosyal medyada hem de gündelik yaşantıda kullanılan oyun kelimesi, uzun yıllardan beri dilimizdedir. Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre farklı anlamları olan oyun kelimesi, Türkçe’de tek başına ya da çeşitli cümleler eşliğinde kullanılabilir. Oyun kelimesi ne demek, TDK’ya göre anlamı nedir sorularının cevabını arayanlar için sabah.com.tr doğru adres! Peki, oyun kelimesi ne demek, TDK’ye göre anlamı nedir? Oyun kelimesinin kökeni ne, oyun kelimesinin kaç anlamı var? İşte, TDK bilgileri ile merak edilenler…

OYUN NE DEMEK, NEDİR? TDK’YE GÖRE ANLAMI

Oyun kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK’ye göre oyun kelimesi anlamı şu şekildedir:

– Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence
– Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi
– Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü
– Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes
– Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma
– Şaşkınlık uyandırıcı hüner
– Kumar
– Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket
– Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç
– Hile, düzen, desise, entrika

OYUN KELİMESİ CÜMLE İÇERİSİNDE KULLANIMI

– Zeybek oyunu.
– Olimpiyat oyunları. Akdeniz oyunları.
– Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu.
– Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar.
– Atatürk hiçbir zaman onların oyununa kanmış değildir.

OYUN KELİMESİ KULLANILAN ATASÖZÜ VE DEYİMLER

– oyuna çıkmak
– oyuna gelmek
– oyuna getirmek
– oyuna kurban gitmek
– oyun almak
– oyun bağlamak
– oyun bozmak
– oyun çıkarmak
– oyun dışı kalmak
– oyun etmek
– oyun kurmak
– oyun oynamak
– oyunu almak
– oyunun kurallarını bilmek
– oyun vermek
– oyun yapmak

OYUN KELİMESİNİ İÇEREN BİRLEŞİK KELİMELER

oyun alanı, oyunbozan, oyun ebesi, oyun havası, oyun kâğıdı, oyun kurucu, oyun masası, oyun sahası, oyun salonu, oyun yazarı, destek oyun, dürüst oyun, eğitici oyun, eğitsel oyun, orta oyunu, öncü oyun, pastoral oyun, seyirlik oyun, sözsüz oyun, vurgu oyun, aralık oyunu, ayak oyunu, Bizans oyunu, borsa oyunu, cirit oyunu, çocuk oyunu, fincan oyunu, gölge oyunu, hapis oyunu, hava oyunu, hayal oyunu, kâğıt oyunu, kaşık oyunu, kelime oyunu, kılıç oyunu, köy oyunu, kukla oyunu, lades oyunu, misket oyunu, orta oyunu, peri oyunu, radyo oyunu, şans oyunu, takım oyunu, talih oyunu, televizyon oyunu, tuğla oyunu, yumruk oyunu, yüzük oyunu, halka oyunları

Yazı kaynağı : www.sabah.com.tr

Oyun Sözcüğünün Kökeni Üzerine

Oyun Sözcüğünün Kökeni Üzerine

Oyun, Öz Hakiki Türkçe. Bazı Eski Uygurca
kaynaklarda oyug diye de geçiyor. +In ve +Ig eşdeğer anlamlı iki yapım ekidir, geçişli fiillerden nesne adı, geçişsiz fiillerden özne veya eylem adı yaparlar.
Dolayısıyla oy- fiilini varsayabiliyoruz. Bu bizim bildiğimiz ağaç oymak, gözlerini oymak vs.’deki oymak mıdır acaba? Köken anlamı
“boşaltmak” ise eğer, hımm, bir mantıkî alaka kurar gibi oluyoruz. Boşlamak, boş işler yapmak, boş boş oyalanmak filan? Geçişli anlamı olan oymak’tan başka bir de geçişsiz oymak mı
vardı, “dün akşam canım sıkıldı, bir süre oydum” gibisinden? I-ıh olamaz, Türkçede bir fiilin hem geçişli hem geçişsiz anlam taşıması görülmüş şey değil.

Peki, başka ihtimal. Belki oymanın dönüşlü (yani refleksif) hali olan bir oyunmak fiili vardı, “boşalmak,
boşa vakit geçirmek, kendini boş kılmak” anlamında. Oyun dediğimiz şeyin aslı da asimile edilmiş +Ig ekiyle oyuŋ idi. Eski Türkçede malum, bir normal /n/ bir de dilin
arka tarafıyla söylenen /ŋ/ var, ayrı sesler, bazı Anadolu ağızlarında halâ o ayrım korunur. Bu ikincisi her zaman n+ğ bileşiğidir. Olabilir mi? Yok, bu teori de zayıf. Bir kere sözcük oyuŋ değil
oyun, Kaşgarlı’da, Kutadgu Bilik’te, Kitabül İdrak’te hep böyle yazılmış. İkincisi, oyunmak diye bir fiil hiç kaydedilmemiş.

Mevzuyu daha da karıştıralım. Oyalamak ne demek? Bu sadece Türkiye Türkçesine has bir fiil, diğer Türki
dillerde yok. +AlA- eki eski Anadolu Türkçesinde sevilen bir yapım ekiyken şimdi hemen hemen öldü. Süreğen ve kararsız eylem bildirir, misal: çapmaktan çabalamak, tepmekten debelenmek, gevmekten
gevelemek, kakmaktan kakalamak, sepmekten sepelemek. Demek ki oyalamanın ardında gene bir oymak fiili olmalı. Peki bunun anlamı neydi? “Oynamak” mı? “Boş iş yapmak” mı? Vallahi bilmiyorum. Bileni
de yok galiba.



rent a car 34

Kaşgarlıda, Çağataycada ve bilumum Türk dillerinde geçen ozmak diye bir başka fiil var, “yarışta
başkasını geçmek” anlamında. Bu bir ipucu verir mi? “Yarış” ile “oyun” arasında anlam bağı belirgin gerçi, ama yok, bu da olmaz, fiil sonsesinde /y/ ile /z/ arasında yapısal bir bağ kurmanın yolu
yok.

Peki ya tığla işlenen oya? Onun hiç alakası yok, Yunancadan alıntı. Ta eski Atina’da chiton’un kenarına
işledikleri tığ işinin adı ὤια, Türçeye çok geç devirde İstanbul ağzından geçmiş.

Bu soruyu bilemedim hocam.

*

İngilizce play, Anglosaksonca plegan/plaegian fiilinden. Esasen to

cultivate demek, yani idman etmek, egzersiz yapmak, fiziksel becerilerini geliştirmek – oyun işini ciddiye almış
adamlar. Almanca eşdeğeri 
pflegen olur, onun oyunla hiç
alakası kalmamış, “ilgi ve özen göstermek, gözkulak olmak, to care” yönüne evrilmiş.

Game neymiş diye bakıyoruz.
 Anglosaksonca gaman “bir araya gelmek, toplanmak, beraber bir iş yapmak”, aşağı yukarı Almanca gemein ve
Latince communis ayarında bir kavram. Demek ki eski İngilizler oyun deyince bir yerde toplanıp idman ve beceri işleri yapmayı anlıyormuş.

*

Latincede ilk zamandan beri iocus ile ludus ayrılmış. İlki “sözcük oynu,
espri, laf ebeliği”, ikincisi bedensel etkinlik gerektiren oyun, cambazlık, aslan terbiyeciliği, gladyatörlük filan.  Ernout & Meillet sf. 656-657’de ludus üzerine enfes bir analiz var.
“Oyunlar” derken dinî ve törensel kökenli birtakım kamu eğlencelerinin kastedildiğini, eski Roma dinine ait pek çok sözcük gibi bunun da Hintavrupa kökenli olmadığını gösteriyor; belki de
Etrüsklerden alınmış. 

İmparatorluğun son demlerinde kamusal oyunların sona ermesiyle beraber ludus sözcüğü de kullanımdan
düşmüş; iocus anlam genişlemesiyle her türlü oyun için kullanılmaya başlamış. Fransızca jouer “oynamak”,
İtalyanca gioco “oyun”, ikisi de iocus’tan geliyor. Ludus’un türevleri ise ancak edebî Latinceden derlenmiş entel
mamulleri, prelude (“oyun-öncesi”),elude (“oyundan kaçmak”),  illusion (“algılarım bana oyun oynuyor,
Oytun”), delusion,ludicrous vb.

La Gioconda “oynaşlı bayan” demek, aklımıza gelmişken. Joker de “oyuncu”. (“Şakacı” anlamı
derivatif.)

*

Farsça bâxtan oynamak, şimdiki zaman kökü bâz. Farsça fiilin, tıpkı İngilizce
Almanca Yunanca filan gibi bir muzari (şimdiki zaman) bir de mazi (perfekt) kökü vardır. İkincisi binlerce yıl önce fiil köküne +t ekleyerek imal edilmiştir. Finaldeki /g/ sesi ardına +t alınca
sertleşir ve sızıcılaşır, /xt/ olur. Bir şey almazsa İndo-İrani dillerin tipik evrimini geçirip önce /c/, sonra /dz/ ve en son /z/ halini alır. Orijinal kök *bhag- olmalı. Ama bu dediğim ama
üçbin senelik hikâye.

Kumarbâzsihirbâzhilebâzdüzenbâz Türkiye Türkçesinin ta ilk devirlerinden beri görülen
bileşikler. Canbâz ile hokkabâz da 17. yüzyıldan önce zuhur etmiş. Küfürbâz’a ise 1920’lerden önce rastlamadım. Tuhaf
bir türev, galiba kumarbaz’dan kinaye ile türetilmiş. Yoksa “küfür-oynayan” deyiminin makul bir anlamı yok.

Bir de bâzîçe vardır, oyuncak anlamında, ama onu kaç kişi bilir?

http://nisanyan1.blogspot.nl/2013/03/oyun.html

Yazı kaynağı : www.ludozofi.com

Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler