oruçluyken karın ağrısı neden olur bilgi90’dan bulabilirsiniz
Ramazan’da Mide Problemlerinin Önüne Geçebilirsiniz
Ramazan ayında uzun süre aç kalmak, çeşitli mide problemlerini de beraberinde getirebiliyor. Açlık süresinin uzun olması mideden salgılanan asit miktarının da artmasına neden oluyor. Bu durum, gastriti olanların midesinde yanma, kazınma, ağrı gibi yakınmaların ortaya çıkmasına, ülseri olan hastalarda ise kanama, delinme gibi sağlık sorunlarının gelişmesine yol açabiliyor. Memorial Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Bölüm Uzmanlarımız, Ramazan ayında karşılaşılabilecek mide rahatsızlıkları ve korunma önerileri hakkında bilgi verdi.
Yazı kaynağı : www.memorial.com.tr
Ramazan ve Bayram’da Mide Sağlığınızı Koruyun
Ramazan ayında oruç tutarken midede ağrı, yanma ve kabızlık en sık görülen şikayetlerdir. Sahura kalkmadan oruç tutmak, iftarda hızlı ve çok yemek, bayram ikramlarının cazibesine kapılmak bu dönemde mide rahatsızlıklarını tetiklemektedir.
Memorial Hizmet Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü Uzmanları, Ramazan`da ve bayramda sağlıklı beslenme hakkında bilgi verdi.
Uzun süren açlık mideyi vurabilir
Oruç tutarken uzun süre aç kaldıktan sonra iftarda birden ve uzun miktarda yemek-içmek midenin gerilmesine, mide içi basıncının artmasına neden olur. Bu dönem reflü yakınması olan ve mide girişinde kapak işlev bozukluğu olan kişilerde asitli mide sıvısının yemek borusuna kaçmasını tetikleyerek gögüs ve karın üst bölümde yanma yakınmasını ortaya çıkmasını sağlar. Ayrıca bu dönem ülser (onikiparmak büyümesi) olanlarda uzun süre aç kalmak yanma yakınmasının ortaya çıkmasına neden olur.
İftarda yemeğinizi ara vererek yiyin
Orucunuzu açtığınızda yemeğe bir bardak su ve bir kase çorba ile başlamak en iyi yöntemdir. Sulu yumuşak gıdalar oruç sonrası sıvı ihtiyacını karşılar ve mideyi rahatlatır. Çorbadan sonra yemeğe birkaç dakika ara vermek açlık ve yorgunluk duygusunu azaltır. O zaman da her şeyden hızlıca ve bol miktarda yeme isteğini baskılamak kolay olacaktır.
Çorba sonrasında etli veya zeytinyağlı bir sebze yemeği ya da haşlama, buğulama veya ızgara et (kırmızı et, beyaz et veya balık) yanında haşlama sebzeler yenilebilir. Ekmek çok fazla miktarda olmadıkça hem doyurucu hem de hazmı kolaylaştırıcıdır. Makarna, pilav ve hamur işlerini az miktarda tüketin ve her iftarda masada bulundurmayın. Kompostolar, mevsim salataları, yoğurt, ayran ve cacık iftar sofralarının çok sağlıklı tamamlayıcılarıdır. Yemeklerin yavaş yenmesi ve iyi çiğnenmesi hem doymanızı kolaylaştırır, hem de sonrasında midede dolgunluk, ağrı, şişkinlik sorunlarını önler.
Bol su içmek altın kural
Vücudun susuz kalması Ramazan ayında bağırsaklarında tembelleşmesine neden olur. İftar ve sahurda sulu yumuşak gıdaların ve suyun bol tüketilmesi, yeterli sebze meyve yenilmesi ve ağır yiyeceklerden kaçınılması bağırsak sorununu en aza indirecektir.
Tatlı seçiminde dikkatli olun
Akşam atıştırmalarında sütlü ve meyveli tatlılar, taze meyveler veya kuru meyveler ile birlikte az miktarda kuru yemiş, hem besleyici hem de yağlı hamur işlerine göre çok daha hafiftir. Bu dönemde sık sık su içmeyi unutmayın. Yatmadan önceki son iki saat bir şey yemeyin. Böylece mideniz biraz boşalır, gece reflü ve sindirim sıkıntıları yaşamazsınız.
İftarda asitli içecek tüketirken dikkatli olun!
Asitli (gazlı) içecekler içildiğinde kişi bol miktarda tuz içeren karbonat almaktadır. Karbonat bileşiği midede su ve karbonmonoksit gazına dönüşür. Midede biriken karbonmonoksit geğirme yolu ile dışarı atılırken, bazı kişilerde mide sıvısının da yemek borusuna kaçmasını tetikler. Bu da reflü ile ilgili yanma yakınmasına yol açar. Ayrıca gazlı içeceklerde bulunan sodyum tuzu, vücuttaki tuz miktarının azalmasına neden olur. Bu durum özellikle kalp yetmezliği veya böbrek yetmezliği olan hastalarda mevcut hastalığın kötüleşmesine yol açabilir.
Sigara ile oruç açmayın
Sigara mide asit salınımın artmasına, ince bağırsağın içeriğinin mideye, mide içeriğinin de yemek borusuna geri kaçışını tetiklemektedir. Bu nedenle sigara alışkanlığı olan kişilerde sindirim ile ilgili oluşan yakınma (midede yanma, ekşime vb.) ortaya çıkışını kolaylaştırmaktadır. Sigara içiminin kısıtlanması yerine mümkünse hiç içilmemesi daha sağlıklıdır.
İftar sonrası kısa bir yürüyüş yapın
Yemekten iki saat sonra zamanınız ve hava koşulları uygunsa yarım saatlik bir yürüyüş daha zinde ve enerjik hissetmenizi sağlar. İftarın ağırlığını ve beyninizdeki yemek yeme dürtüsünü üzerinizden alır.
Yemek yiyip yatmak yerine sahura kalkmayı seçin
Gece bolca yiyip yatmak ve sahura kalkmadan oruç tutmak sık yapılan bir hatadır. Yatmadan hemen önce aldığınız gıdalar sizin için kolayca alınacak kilolar demektir. Ayrıca sağlıksız bir uyku, reflü, midede yanma, ağrı, hazımsızlık, gaz yakınmalarını da beraberinde getirir. Dahası gün içinde sizi idame edecek desteği de sağlamaz.
Sahurda kahvaltı etmek tok ve sağlıklı tutar
Ekmek, peynir, taze yeşillikler, haşlanmış yumurta (haftada iki gün), reçel, bal veya pekmez ile yapılan kahvaltı yeni gün için sağlıklı bir enerji verir ve acıkmanızı geciktirir. Sahurda su, süt, açık çay veya ıhlamur olarak bol sıvı almaya çalışın.
İftar ve sahur alışverişinizi tokken yapın
İftar alışverişini günün sonunda iyice aç olduğunuz bir zamanda yapmayın. Bu, her şeye daha çok özenmenize ve iştahınızın iyice açılmasına neden olur. Bir sonraki günün yemek planını bugünkü iftardan sonra yani karnınız tokken yapın.
Bayramda Yemeklere Dikkat
Oruç sonrası normal beslenme alışkanlığına geçiş başlangıçta yadırganabilir. Bu da bazen düzensiz bazen de aşırı yemek yemeye neden olur. Bayram ikramlarının çoğunlukla şeker, karbonhidrat ve yağ içeriği yüksek olan tatlı ve hamur işleri olduğu düşünülürse dengeli beslenme daha da zorlaşabilir. Sindirim sistemi sorunlarının bayramlarda daha sıklaştığı unutulmamalıdır. Bir diğer sıkıntı da bayram ertesi farkına varacağınız fazla kilolardır!
Sabah Kahvaltısı Alışkanlığına Geri Dönülmeli
Sağlıklı bir sabah kahvaltısı en değerli öğündür. Oruç günlerinden kalan alışkanlıkla sabah kahvaltısını atlamayın. Böylelikle yeni güne daha canlı başlarsınız ve daha geç bir saatte daha çok miktarda yemek istemezsiniz. Bayramda öğünlerinizin düzenli olmasına dikkat edin, ama porsiyonlarınız çok büyük olmasın.
Bayram ikramlarının cazibesine kapılıp ölçüyü kaçırmayın
Bayram lezzetlerinin tadına bakmak önemlidir ancak bir gün içerisinde yiyeceğiniz miktarı sınırlamak gerekir. Özellikle arka arkaya yapılan bayram ziyaretlerinde sunulan her şeyi bitirmek zorunda hissetmeyin. Çay, kahve, konsantre ve gazlı içecekleri de ölçülü tüketmek gerekir. Bol su içmeyi ihmal etmeyin.Oruç yorgunluğunu üzerinizden atmak için bayramda bol bol dinlenin. Bayram hazırlıklarında aşırıya kaçarak kendinizi hırpalamayın.
Yazı kaynağı : www.hizmethastanesi.com
Oruçla gelen 6 rahatsızlık
Bu rahatsızlıklarınız varsa oruçtan önce doktorunuza danışın
Yaz aylarına denk gelen ramazan ayında oruç tutanları da zorlu saatler bekliyor. 17 saate kadar uzayan açlık süresi sağlıklı insanları bile zorlarken, bazı kronik hastalıkları olanlarda geri dönüşü olmayan sorunlara neden olabiliyor. Hem oruç tutulan sürenin uzunluğu, hem de sıcaklık nedeniyle terlemenin artması sonucu sıvı kayıpları artıyor. Düzenli kullanılması gereken ilaçlar iftarla sahur arasına sıkıştırılmaya çalışılıyor. Sonuç olarak da kalp başta olmak üzere böbrek ve mide sorunları ile şeker ya da sinirsel hastalıklar bu dönemde tetiklenebiliyor.
1 Kronik kalp yetmezliği hastalarında oruç krizlere neden olabiliyor
Ramazan ayında vücudun değişen düzene uyum sağlaması bazen üç haftayı bulabiliyor. Bu durum özellikle kalp hastalarının tedavisinde bazı zorluklara yol açıyor ve ilaç alım saatlerinin yeniden düzenlenmesini gerektiriyor. Günümüzde birçok kalp ilacı günde tek doz veya iki dozda kullanabiliyor. Bu nedenle oruç tutmayı düşünen hastalar mümkünse Ramazan başlamadan kendilerini takip eden doktor ile görüşerek en uygun ilaç kullanım şeklini oluşturmaları gerekiyor.
Kronik kalp yetmezliği olan hastaların tedavileri bazen iftar ve sahur arasına sınırlanamıyor. Bu grup hastalar doktorlarının önerileri çerçevesinde hareket etmeleri ve eğer doktoru izin vermiyorsa oruç tutmamaları gerekiyor. Ayrıca kalp yetmezliği olan kişiler genellikle vücutta artan tuz ve suyu azaltmak için idrar söktürücü ilaçlar kullanıyorlar. Bu ilaçların etkisi nedeniyle oruç zamanı aşırı tuz ve su kayıpları, sonrasında ise bayılmalar ve hatta şoklar bile gündeme gelebiliyor. İftarda ise vücutta aşırı su ve tuz yüklenmesi ve zaten sınırda pompalama gücü olan kalbi aşırı çalışmaya zorluyor. Hızlı ve çok yemek sonrası sindirim sisteminin kan dolaşımı artıyor. Bu da kalbe yüzde 20 ilave yük getirerek kalp krizlerine yol açabiliyor.
2 İlaçlarını alamayan ve sağlıklı beslenemeyen şeker hastalarında kalp sorunları yaşanabiliyor
Şeker hastalığında beslenme biçimi çok önemli. Şeker hastalarının 3 ana ve 3 ara öğün olarak beslenmesi yani sık sık yemek yemesi gerekiyor. Oysa şeker hastası olanlar oruç tutarken, tedavide olması gerekenin aksine akşama kadar aç kalıyor ve şekerleri düşüyor. İftarda yenen yemeklerle de vücuda fazla miktarda şeker girdiğinden şeker normal düzeyinin çok üstüne çıkıyor. Şeker hastalarının kanında çok miktarda bulunan şekerin damar sertliğine neden olması nedeniyle kalbe gelen kan miktarı azalıyor. Bunun sonucu olarak göğüs ağrısı, kalp krizi veya ani kardiyak ölümler ortaya çıkabiliyor. Öğünlerden iki saat sonra ortaya çıkan tokluk kan şekeri yüksekliği de bu riski artırabiliyor. Şeker hastası olmayan kişilerde yemekten sonra pankreasta üretilen insülin hormonu hızlı bir şekilde salgılanırken, şeker hastalarında bu hızlı erken dönem insülin salgılanması kayboluyor. İlaç ve insülin alan şeker hastalarının bunları kesinlikle aksatmaması gerekiyor. Çünkü etki süreleri 8-12 saat arasında değişiyor ve hasta bu ilaçları almayı kendi başına bırakırsa kalp ve tansiyon hastalık riskini daha da artırıyor.
3 Oruç tutan ülser hastaları ramazanı hastanede geçiriyor
Ülser kendini açlık ağrıları şeklinde veya özellikle gece uyandıran ve sırta yayılan karın ağrıları, yanma, kaynama, hazımsızlık, halsizlik şeklinde gösteriyor. Ağrılar midenin boş olduğu zamanlarda, öğün aralarında veya yemekten sonra belirginleşiyor. Birkaç dakika ya da birkaç saat devam edebiliyor. Açlık, özellikle 12 parmak bağırsağı ülserinin seyrini olumsuz etkiliyor. Ramazan aylarında birçok kimsede ülser ağrılarında artma, kanama, ülserin delinmesi gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Bu dönemde ülserin delinmesi veya ülser kanaması nedeniyle hastanede yatan hastaların sayısında belirgin bir artış gözleniyor.
Ülser kanaması geçiren hastaların eğer şikayetleri devam ediyorsa mutlaka kontrolden geçmeleri gerekiyor. Ülseri tamamen iyileşmeyen hastaların ise oruç tutmaları tavsiye edilmiyor. Ayrıca ülser hastaları oruç tuttukları takdirde fazla miktarda ağrı kesici kullanıyorlar. Ancak bu hastaların ağrı kesici de kullanmamaları gerekiyor.
4 Ramazanda yüksek tansiyona bağlı sorunlar artıyor
Oruç tutan hipertansiyon hastaları tedavilerine dikkat etmemeleri durumunda önemli sorunlarla karşılaşabiliyor. Bu nedenle oruç tutmak isteyen hipertansiyon hastalarının mutlaka doktorlarına başvurmaları gerekiyor. Doktoru tarafından oruç tutmalarına izin verilen hipertansiyon hastalarının iftarda aşırı yemek yememeye dikkat etmeleri şart. Ancak hipertansiyon hastalarının ilaçlarını aksatmadan kullanmaları gerekiyor. Bu nedenle de oruç bu kişiler için tehlikeli sonuçlara neden olabiliyor. Ayrıca bazı kişiler oruç tuttuklarında daha stresli oluyorlar ve bu durum tansiyonlarının daha da yükselmesine neden olabiliyor. Ramazan ayının ilk günlerinde yüksek tansiyona bağlı sağlık sorunları daha sık yaşanıyor.
5 Böbrek hastaları ramazanda su ihtiyaçlarını karşılayamıyor
Böbrek yetersizliği tedavisinde bol su içilmesi gerekiyor. Böbrek hastalarının oruç tutmaları sakıncalı olup, böbrek yetersizliği olanların oruç tutmaları halinde yetersizlik daha da ilerliyor. Ramazan ayında böbrek hastaları, iftar ile sahur arasındaki dönemde su açıklarını kapatamadıklarından hastalığının farkında olmayan birçok kişi, ramazan sonrası böbrek yetersizliği nedeniyle doktora başvuruyor. Diğer taraftan böbrek taşı olan hastaların susuz kaldığı dönemlerde şikayetleri artabileceğinden dikkatli olmaları gerekiyor.
6 Depresyon hastalığı ve oruç
Ağır depresyon, panik atak ve sürekli kaygı bozukluğu gibi psikolojik hastalıkları olanları oruç tutması uygun değil. Kişi mutlaka oruç tutmak istiyorsa bunu devamlı gittiği doktoruna danışmalı, eğer müsaade edilmiyorsa tutmamalıdır. Psikolojik tedavi gören insanların bir kısmının kullandığı ilaçların kanda çok dengeli olması gerekiyor. İlaçların bırakılması hastaların sorun yaşamasına ve nüks gibi sorunlara neden olabiliyor.
Yazı kaynağı : www.acibadem.com.tr
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.
kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler