niyetliyken iliskiye girmek gunah mi bilgi90’dan bulabilirsiniz
RAMAZAN AYINDA GÜNDÜZ ORUÇLU İKEN HANIMIYLA CİNSEL İLİŞKİYE GİREN KİMSENİN KEFFÂRETİ
Allah’a hamd olsun.
Hamd, yalnızca Allah’adır.
İki ay aralıksız tutacağın orucu, iklimin soğuk veya mutedil olduğu gündüz süresinin kısa olduğu ve meşakkatin hafiflediği günlerde veya işyerinin sana verdiği yıllık izin gibi zamanlarda tutmanı tavsiye ederim.Yerine getirmen gereken görevi, bu fırsatla değerlendirmiş olursun. Eğer gerçekten oruç tutmaya gücün yetmezse, bu takdirde altmış yoksulu doyurman câizdir.Altmış yoksulu doyurman, -gücün nisbetince- bu sayı tamamlanıncaya kadar birden fazla defaya paylaştırabilirsin.Eğer hanımın Ramazan’da gündüz isteyerek seninle cinsel ilişkiye girmişse, ona dakeffâret gerekir. Eğer farklı günlerde cinsel ilişkiye girmişseniz, bu kıymetli ayın günlerinin kutsallığını çiğnediğiniz her gün için ikinize de birer keffâret gerekir.
“Kifâyetu’t-Tâlib” adlı kitabın yazarı şöyle demiştir:
“Keffâretin birden fazla olması için, cinsel ilişkinin farklı günlerde olması gerekir. Aynı günde birden fazla ilişkiye girilmesi, keffâreti vermeden önce olmuşsa ittifakla birden fazla keffâret gerektirmez.”
Desûkî Hâşiyesi’nin yazarı şöyle demiştir:
“Aynı günde birden fazla yemek yemek veya cinsel ilişkiye girmekte, birden fazlakeffâret gerekmez.”
Muğni’l-Muhtâc’ın yazarı şöyle demiştir:
“Her kim, hanımıyla iki gün üst üste cinsel ilişkiye girerse, kendisine iki keffâret gerekir. Çünkü her günün ibâdeti ayrıdır. İki günün keffâreti birbirine karışmaz. Eğer aynı günde birden fazla cinsel ilişkiye girmişse, birden fazla keffâret gerekmez.”
Allah Teâlâ, insana taşıyamayacağı bir yükü yüklemez. Sorunuzda işâret ettiğiniz hadis, Ebû Hureyre’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunmuştur.O şöyle demiştir:
بَیْنَمَا نَحْنُ جُلُوسٌ عِنْدَ النَّبیِّ ع إِذْ جَاءَهُ رَجُلٌ فَقَالَ: یَا رَسُولَ اللَّهِ! هَلَکْتُ. قَالَ: مَا لَکَ؟ قَالَ: وَقَعْتُ عَلَی امْرَأَتِی وَأَنَا صَائِمٌ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ع : هَلْ تَجِدُ رَقَبَةً تُعْتِقُهَا؟ قَالَ: لاَ. قَالَ: فَهَلْ تَسْتَطِیعُ أَنْ تَصُومَ شَهْرَیْنِ مُتَتَابعَیْنِ؟ قَالَ: لاَ. فَقَالَ: فَهَلْ تَجِدُ إِطْعَامَ ستِّینَ مِسْکِینًا؟ قَالَ: لاَ. قَالَ: فَمَکَثَ النَّبیُّ ع فَبَیْنَا نَحْنُ عَلَی ذَلِکَ أُتِیَ النَّبیُّ ع بعَرَقٍ فِیهَا تَمْرٌ -وَالْعَرَقُ الْمِکْتَلُ-. قَالَ: أَیْنَ السَّائِلُ؟ فَقَالَ: أَنَا. قَالَ: خُذْهَا فَتَصَدَّقْ بهِ. فَقَالَ الرَّجُلُ: أَعَلَی أَفْقَرَ مِنِّی یَا رَسُولَ اللَّهِ؟ فَوَاللَّهِ مَا بَیْنَ لاَبَتَیْهَا – یُرِیدُ الْحَرَّتَیْنِ- أَهْلُ بَیْتٍ أَفْقَرُ مِنْ أَهْلِ بَیْتِی. فَضَحِکَ النَّبیُّ ع حَتَّی بَدَتْ أَنْیَابُهُ، ثُمَّ قَالَ: أَطْعِمْهُ أَهْلَکَ [ رواه البخاری ]
“Bizler, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in yanında otururken ansızın bir adam çıkageldi ve: Ey Allah’ın elçisi! Helâk oldum! dedi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-: Seni helâk eden nedir? diye sordu. Adam: (Ramazan’da) oruçlu olduğum halde eşimle cinsel ilişkiye girdim, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: Bir köle azat edebilir (hürriyetine kavuşturabilir) misin? diye sordu. Adam: Hayır, köle azat edemem, diye cevap verdi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: Öyle ise aralıksız iki ay üst üste oruç tutabilir misin? diye sordu. Adam: Hayır, tutamam, diye cevap verdi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: Altmış yoksulu doyurabilir misin? diye sordu. Adam: Hayır, doyuramam, diye cevap verdi. Ebu Hureyre dedi ki: Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bir süre öyle bekledi. Bizler bu hal üzereyken Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e içerisinde (on beş sa’ alabilen) hurma dolu bir zenbil getirildi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-: Soruyu soran nerede? diye sordu. Adam: Benim, diye cevap verdi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: Bunu al ve sadaka olarak dağıt, buyurdu. Adam: Benden daha fakir birisine mi sadakayı vereyim ey Allah’ın elçisi! Allah’a yemîn ederim ki, Medine’nin karataşlı bir ucundan diğer bir ucuna kadar âile halkı benden daha fakir hiç kimse yoktur, dedi. Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- azı dişleri görülünceye kadar güldü. Sonra o adama: (Öyleyse) kendi âile halkına yedir, buyurdu.” Buhârî, hadis no: 1936
Âişe’den -Allah ondan râzı olsun- başka bir rivâyet ise şöyledir:
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ع بَیْنَا هُوَ جَالِسٌ فِی ظِلِّ فَارِعِ أُجُمِ حَسَّانَ، جَاءَهُ رَجُلٌ فَقَالَ: احْتَرَقْتُ یَا رَسُولَ اللَّهِ! قَالَ: مَا شَأْنُکَ؟ قَالَ: وَقَعْتُ عَلَی امْرَأَتِی وَأَنَا صَائِمٌ. قَالَتْ: وَذَاکَ فِی رَمَضَانَ. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ ع : اِجْلِسْ، فَجَلَسَ فِی نَاحِیَةِ الْقَوْمِ، فَأَتَی رَجُلٌ بحِمَارٍ عَلَیْهِ غِرَارَةٌ فِیهَا تَمْرٌ، قَالَ هَذهِ صَدَقَتِی یَا رَسُولَ اللَّهِ! فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ع: أَیْنَ الْمُحْتَرِقُ آنِفًا؟ فَقَالَ: هَا هُوَ ذَا أَنَا یَا رَسُولَ اللَّهِ! قَالَ: خُذْ هَذَا فَتَصَدَّقْ بهِ. قَالَ: وَأَیْنَ الصَّدَقَةُ یَا رَسُولَ اللَّهِ إِلاَّ عَلَیَّ وَلِی، فَوَالَّذی بَعَثَکَ بالْحَقِّ، مَا أَجِدُ أَنَا وَعِیَالِی شَیْئًا، قَالَ: فَخُذْهَا، فَأَخَذَهَا [ رواه أحمد ]
“Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Hassan’ın yüksek bahçesinin duvarının gölgesinde otururken ansızın bir adam çıkageldi ve: Ey Allah’ın elçsi! Yandım, dedi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ona: Seni yakan nedir?diye sordu. Adam: Oruçlu olduğum halde eşimle cinsel ilişkiye girdim, dedi. Âişe -Allah ondan râzı olsun- dedi ki: Bu olay, Ramazan’da idi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ona: Otur, dedi. O da oradaki topluluğun yanına oturdu. Ardından bir adam, üzerinde büyükçe bir torba olan ve içerisinde hurma bulunan eşeği ile geldi ve. Ey Allah’ın elçisi! Bu benim zekâtımdır, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: Az önce yandım diyen nerede? diye sordu. Adam: O benim ey Allah’ın elçisi! dedi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: Bunu al ve sadaka olarak dağıt, buyurdu. Adam: Ey Allah’ın elçisi! Sadaka benden daha fakir birisine verilir mi? Seni hak olarak gönderen Allah’a yemîn ederim ki, ben ve âile halkım hiçbir şey bulamıyoruz, dedi. Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-: Onu al götür, buyurdu, adam da alıp götürdü.”
İmam Ahmed, hadis no: 276
Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan işlediğimiz günahlarımızı ve işimizde yaptığımız taşkınlıklarımızı bağışlamasını ve bizi affetmesini niyâz ederiz. Çünkü O, tevbeleri çokça kabul edendir, kullarına çok merhametlidir.
Yazı kaynağı : islamqa.info
Ramazan ayı süresince cinsel ilişkiye girmek câiz midir?
Allah’a hamd olsun.
Birincisi:
Ramazan’ın gündüzünde cinsel ilişkiye girmek; hem erkeğe,hem de kadına haramdır. Erkek ve kadının, Ramazan’ın gündüzünde oruç tutmaları gerekir.
Ramazan’ın gündüzünde cinsel ilişkiye girmekte hem günah, hem de keffâret vardır. Keffâret; bir köleyi azat etmektir (hürriyetine kavuşturmaktır.) Bunu bulamayanın iki ay aralıksız oruç tutmasıdir. Bunu da bulamayanın altmış tane yoksulu doyurmasıdır.
Nitekim Ebû Hureyre’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:
بَیْنَمَا نَحْنُ جُلُوسٌ عِنْدَ النَّبیِّ صَلَّی اللهُ عَلَیْهِ وَسَلَّمَ إِذْ جَاءَهُ رَجُلٌ فَقَالَ: یَا رَسُولَ اللهِ! هَلَکْتُ. قَالَ: مَا لَکَ؟ قَالَ: وَقَعْتُ عَلَی امْرَأَتِی وَأَنَا صَائِمٌ. فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّی اللهُ عَلَیْهِ وَسَلَّمَ: هَلْ تَجِدُ رَقَبَةً تُعْتِقُهَا؟ قَالَ: لاَ. قَالَ: فَهَلْ تَسْتَطِیعُ أَنْ تَصُومَ شَهْرَیْنِ مُتَتَابعَیْنِ؟ قَالَ: لاَ. فَقَالَ: فَهَلْ تَجِدُ إِطْعَامَ ستِّینَ مِسْکِینًا؟ قَالَ: لاَ. قَالَ: فَمَکَثَ النَّبیُّ صَلَّی اللهُ عَلَیْهِ وَسَلَّمَ، فَبَیْنَا نَحْنُ عَلَی ذَلِکَ أُتِیَ النَّبیُّ صَلَّی اللهُ عَلَیْهِ وَسَلَّمَ بعَرَقٍ فِیهَا تَمْرٌ -وَالْعَرَقُ الْمِکْتَلُ-. قَالَ: أَیْنَ السَّائِلُ؟ فَقَالَ: أَنَا. قَالَ: خُذْهَا فَتَصَدَّقْ بهِ. فَقَالَ الرَّجُلُ: أَعَلَی أَفْقَرَ مِنِّی یَا رَسُولَ اللهِ؟ فَوَاللهِ مَا بَیْنَ لاَبَتَیْهَا – یُرِیدُ الْحَرَّتَیْنِ- أَهْلُ بَیْتٍ أَفْقَرُ مِنْ أَهْلِ بَیْتِی. فَضَحِکَ النَّبیُّ صَلَّی اللهُ عَلَیْهِ وَسَلَّمَ حَتَّی بَدَتْ أَنْیَابُهُ، ثُمَّ قَالَ: أَطْعِمْهُ أَهْلَکَ. [ رواه البخاری ومسلم ]
“Biz, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in yanında otururken ansızın bir adam çıkageldi ve:
– Ey Allah’ın elçisi! Helâk oldum! dedi.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-:
– Seni helâk eden nedir? diye sordu.
Adam:
– (Ramazan’da) oruçlu olduğum halde eşimle cinsel ilişkiye girdim, dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
– Bir köle azat edebilir (hürriyetine kavuşturabilir) misin? diye sordu.
Adam:
– Hayır, köle azat edemem, diye cevap verdi.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
– Öyle ise iki ay aralıksız oruç tutabilir misin? diye sordu.
Adam:
-Hayır, tutamam, diye cevap verdi.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
– Altmış yoksulu doyurabilir misin? diye sordu.
Adam:
-Hayır, doyuramam, diye cevap verdi.
Ebu Hureyre dedi ki:
-Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bir süre öyle bekledi. Biz bu hal üzereyken Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e içerisinde (on beş sa’ alabilen) hurma dolu bir zenbil getirildi.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-:
-Soruyu soran nerede? diye sordu.
Adam:
-Benim, diye cevap verdi.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
-Bunu al ve sadaka olarak dağıt, buyurdu.
Adam:
– Ey Allah’ın elçisi! Benden daha fakir birisine mi sadakayı vereyim? Allah’a yemîn ederim ki, Medine’nin karataşlı bir ucundan diğer bir ucuna kadar âile halkı benden daha fakir olan hiç kimse yoktur, dedi.
Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- azı dişleri görülünceye kadar güldü. Sonra adama:
– (Öyleyse) kendi âile halkına yedir, buyurdu.” (Buhârî; hadis no: 1834. Müslim; hadis no: 111)
İkincisi:
Ramazan gecelerinde cinsel ilişkiye girmeye gelince, bu câizdir, yasak değildir. Cinsel ilişkiye girmek, fecir vaktinin girişine kadar devam eder. Fecir doğduktan sonra cinsel ilişkiye girmek haramdır.
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
(( أُحِلَّ لَکُمْ لَیْلَةَ الصِّیَامِ الرَّفَثُ إِلَی نِسَآئِکُمْ هُنَّ لِبَاسٌ لَکُمْ وَأَنْتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ عَلِمَ اللهُ أَنَّکُمْ کُنْتُمْ تَخْتانُونَ أَنْفُسَکُمْ فَتَابَ عَلَیْکُمْ وَعَفَا عَنْکُمْ فَالآنَ بَاشرُوهُنَّ وَابْتَغُواْ مَا کَتَبَ اللهَ لَکُمْ وَکُلُواْ وَاشْرَبُواْ حَتَّی یَتَبَیَّنَ لَکُمُ الْخَیْطُ الأَبْیَضُ مِنَ الْخَیْطِ الأَسْوَد مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّواْ الصِّیَامَ إِلَی الَّلیْلِ وَلاَ تُبَاشرُوهُنَّ وَأَنْتُمْ عَاکِفُونَ فِی الْمَسَاجِد تِلْکَ حُدُودُ اللهِ فَلاَ تَقْرَبُوهَا کَذَلِکَ یُبَیِّنُ اللهُ آیَاتِهِ لِلنَّاس لَعَلَّهُمْ یَتَّقُونَ187)) [ سورة البقرة الآیة: ۱۸۷]
“Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız (Ramazan gecelerinde eşlerinizle cinsel ilişkiye girmeniz), size helâl kılındı. Onlar, sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah’ın sizler için takdir ettiğini (evlat) isteyin. Sabahın aydınlığı, gecenin karanlığından ayırt edilinceye kadar yiyin ve için. Sonra da (güneşin batışı ile gecenin başlangıcı olan) akşama kadar orucu tamamlayın. Bununla beraber siz mescitlerde itikâf halinde iken onlara yaklaşmayın (eşlerinizle cinsel ilişkiye girmeyin). Bu hükümler, Allah’ın (farz kıldığı helâl ve haram) sınırlarıdır.(Harama düşmemeniz için) sakın onlara yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki (kendisinden) sakınıp korunsunlar.” (Bakara Sûresi: 187)
Bu âyet-i kerime, Ramazan gecelerinde fecir vaktine kadar yeme, içme ve cinsel ilişkide bulunmanın mubah olduğuna kesin delildir.
Cinsel ilişkiye girdikten sonra boy abdesti alınması, sonra da sabah namazının kılınması gerekir.
Allah Teâlâ en iyi bilendir.
Yazı kaynağı : islamqa.info
Oruçlu iken eş ile ilişkiye girmek orucu bozar mı? Ramazanda eş ile ilişki nasıl olmalı? Diyanet açıklaması
Oruç tutmak bir Müslümanın kalbinde ve ruhunda Allah bilincinin gelişmesidir. Manevi duygularının gelişmesi ve beslenmesini sağlayan oruç, İslam’da belirlenen kural ve kaidelere göre tutulur. Ramazan ayında oruçluyken yapılması ve yapılmaması gerekenler bulunuyor. Özellikle oruçluyken İslam ile bağdaşmayan davranış ve tavırlardan da kaçınılmalı, şafaktan gün batımına kadar yiyecek, içecek ve cinsel aktivite uzak durulmalıdır. Oruçların başlamasıyla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığının fetvaları araştırılıyor. Özellikle Ramazanda eş ile ilişki sınırı ve oruçlu iken eş ile ilişkiye girmenin hükümleri merak ediliyor. Peki, Ramazanda eş ile ilişki nasıl olmalı? Oruçlu iken eş ile ilişkiye girmek orucu bozar mı? Ramazanda cinsel ilişkiye girmek günah mı? İlişki sonrası oruç tutulur mu? Cinsel ilişki oruç bozar mı? İşte Diyanet İşleri Bakanlığı’nin oruç ve cinsel ilişki soruları ile ilgili verdiği yanıtlar…
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ramazanda eş ile ilişkide sınır, oruç ve cinsel ilişki ile ilgili verdiği bilgiler şu şekilde:
EŞLERİN ORUÇLU İKEN İLİŞKİLERİNİN SINIRI NE OLMALIDIR?
Oruçlu olan kimse orucu bozacak şeylerden kaçındığı gibi orucun sevabını azaltacak şüpheli durumlardan da kaçınmalıdır. Ramazanda oruçlu olduğunu bile bile cinsel ilişkide bulunmakla oruç bozulur, hem kaza ve hem de keffâret gerekir (Buhârî, Savm, 30). Eşlerin birbirlerini öpmeleri veya sarılmalarıyla oruçları bozulmaz. Ancak bu durumda boşalma meydana gelirse oruç bozulur ve güne gün kaza gerekir (Merğınânî, el-Hidâye, II, 256).
RAMAZAN GECELERİNDE EŞLERİN CİNSEL İLİŞKİDE BULUNMASI CAİZ MİDİR?
Oruç, imsak (fecr-i sâdık) vaktinden güneşin batımına kadarki süre içinde yeme, içme ve cinsel ilişkiden, ibadet niyetiyle uzak durmaktır. Yani oruç gündüz tutulur. Ramazan geceleri için yeme, içme ve cinsel ilişki yasağı söz konusu değildir. Dolayısıyla iftar ile imsak arasında yemek, içmek ve eşlerin cinsel ilişkide bulunmasında bir sakınca yoktur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı.” (Bakara, 2/187).
CÜNÜP İKEN TUTULAN ORUÇ GEÇERLİ MİDİR?
Cünüplük oruç tutmaya engel değildir. İster cünüp olmayı gerektiren hâl, oruca başlanmadan gerçekleşmiş olsun, ister ihtilam olma gibi orucu bozmayan bir sebeple oruçlu iken gerçekleşmiş olsun fark etmez. Ancak cünüp olan kişi, bir an önce yıkanıp temizlenmelidir. Cünüp iken üzerinden bir namaz vakti geçmemelidir. Guslün bir namaz vaktinden daha fazla süreyle ertelenmesi günahtır. Çünkü geciktirilirse namaz terk edilmiş olur (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 372).
ORUÇLUYKEN ELLE TATMİN OLAN KİMSENİN ORUCU BOZULUR MU?
Oruç, nefsin isteklerinden bilinçli olarak uzak durma yönüyle bir irade eğitimidir. Nefsin isteklerinin kontrol altına alınmasında, ruhun arındırılıp yüceltilmesinde etkili bir yoldur. Şehevî arzularına mağlup olanların bu irade eğitiminde başarısız oldukları ortaya çıkar.
Oruçlu iken elle tatmin olmak orucu bozar, kazayı gerektirir. Bu fiili işleyen kimselerin bozmuş oldukları orucu kaza etmekle yetinmeyip ayrıca tövbe etmeleri de gerekir.
Elle tatmin olmanın keffâreti gerektirmemesi, bu fiilin önemsiz bir günah olduğunu göstermez. Bilakis özürsüz olarak orucunu bozan kimseler büyük günah işlemiş olurlar (Zeylaî, Tebyîn, I, 323; İbn Nüceym, el-Bahr, II, 293).
Yazı kaynağı : www.gazetevatan.com
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.
kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler