merkez bankasının yüzde kaçı devletin bilgi90’dan bulabilirsiniz
Sermaye ve Hissedarlık Yapısı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sermaye Yapısı ve Hisse Senedi Türleri
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası A.Ş.’nin sermayesi 25.000 TL olup 250.000 adet hisseye ayrılmıştır.
1211 sayılı Merkez Bankası Kanunu uyarınca, Merkez Bankası hisse senetleri (A), (B), (C) ve (D) olmak üzere dört sınıfa ayrılmış olup
tahsis edilmiştir.
2021 yıl sonu itibarıyla, Merkez Bankası sermayesinin yüzde 55,12’si (A) sınıfı, yüzde 23,25’i (B) sınıfı, yüzde 2,51’i (C) sınıfı, yüzde 19,12’si ise (D) sınıfı hisselerden oluşmaktadır.
Merkez Bankası hisse senetlerine ilişkin genel bilgiler ile belirli bir oranın üzerinde hisseye sahip olan bazı hissedarlara, hisselerinin tutarlarına ve toplam sermaye içindeki oranlarına ilişkin bilgilere, TCMB İnternet sitesinde yer alan “Yıllık Rapor” ile “Bağımsız Denetim Raporları” bölümlerinden ulaşılabilmektedir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sermaye ve Hissedarlık Yapısının Tarihsel Süreci
Merkez Bankası, 11.06.1930 tarih ve 1715 sayılı Kanun ile 150.000 hisseden oluşan 15.000.000 TL sermayeli bir anonim şirket olarak kurulmuş olup hisse senetleri (A), (B), (C) ve (D) olmak üzere dört sınıfa ayrılmıştır.
Anılan Kanun’la,
tahsis edilmiştir.
03.07.1932 tarih ve 2062 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Tadiline ve Bu Kanun’a Bazı Hükümler İlavesine Dair Kanun’un 4.üncü maddesi uyarınca, yüzde 15’e kadar sınırlandırılmış olan (A) Sınıfı hisselerinin Banka sermayesinin yüzde 25’ine kadar artırılabileceği hükme bağlanmıştır.
14.01.1970 tarihinde kabul edilen ve halen yürürlükte olan 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu uyarınca, Merkez Bankası sermayesi 25.000.000 TL’ye çıkarılmış, (A) sınıfı hisse senetlerinin, sermayenin yüzde 51’inden aşağı düşmemek üzere münhasıran Hazineye tahsis edileceği hükme bağlanmak suretiyle 10.000.000 TL sermaye artışına karşılık gelen 100.000 hissenin tümü Hazineye tahsis edilmiştir. Diğer hisse sınıflarının yapısında değişiklik yapılmamıştır.
Merkez Bankası Kanunu ve Banka Esas Mukavelesi uyarınca Banka sermayesi, Genel Kurulda sağlanacak 2/3 çoğunluk ve Bakanlar Kurulunun onayıyla artırılabildiğinden, 28.04.1988 tarihli Olağan Genel Kurul Kararı ve 24.06.1988 tarih, 88/13075 sayılı Banka Esas Mukavelesi’nin Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı ile sermaye 25.000.000.000 TL’ye çıkarılmıştır.
Banka sermayesi, 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun uyarınca 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Türk Lirası uygulaması ile birlikte 25.000 YTL, 01.01.2009 tarihinden itibaren ise Yeni Türk Lirası ve Yeni Kuruşta Yer Alan Yeni İbarelerinin Kaldırılmasına ve Uygulama Esaslarına İlişkin 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 25.000 TL olmuştur.
Bugün itibarıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının bir hissesinin nominal değeri 10 Kr (On kuruş)’tur.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Hisselerinin Devirleri
a)Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Hisse Senetlerinin Satış Yoluyla Devri
Merkez Bankası hisse senedinin satışı, Banka Esas Mukavelesinin 12’inci maddesi uyarınca, hisseleri satan ile satın alan arasında, örneği Banka tarafından hazırlanan beyanname ile yapılacak talep üzerine, Bankaca muvafakat edilmesine bağlı bulunmaktadır.
Bu nedenle, Banka hisse senetlerini almak ve satmak isteyen kişilerin satış beyannamesini imzalamak üzere Merkez Bankası veya T.C. Ziraat Bankası şubelerinden birine müracaat etmeleri gerekmektedir.
Satış işlemleri ile ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayınız.
b)Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Hisse Senetlerinin Veraset Yoluyla Devri
Banka hisse senetlerine ilişkin tüm haklar yalnızca hissedarlarımızca veya yetkili vekillerince kullanılabilmekte, hissedarın vefatı halinde, Türk Medeni Kanunu.nun 640.ıncı maddesi gereğince mirasçıların, terekeye dahil mallar üzerinde mülkiyet hakkına ve zilyetliğe kanunen elbirliği ile (iştirak halinde) malik olmaları nedeniyle, tasarrufi işlemlerini, elbirliği ile hak ortaklığı devam ettiği müddetçe birlikte yapmaları gerekmektedir.
Veraset yoluyla intikal işlemleri ile ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayınız.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Hisse Senetlerinin Yenilenmesi
Banka hisse senetlerinin tamamı nama yazılı olup kâr payı ödemeleri, hisse senetlerine ekli kuponların ibrazı ile gerçekleştirilmektedir. Hisse senetleri üzerinde bulunan kuponların her biri bir yıla ait olduğundan ekli kuponların tükenmesi durumunda mevcut hisse senetlerinin yeni senetler ile değiştirilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda, 1931 yılında 30 kuponlu basılarak hissedarlarımıza verilen hisse senetleri 1962 yılında 39 kuponlu, 2001 yılında 15 kuponlu hisse senetleriyle değiştirilmiş, 09.03.2016 tarihinden itibaren ise 16 kuponlu hisse senetleri ile değiştirilmeye başlanmıştır.
Hisse senetlerinin yenileriyle değiştirilmesi işlemleri hakkında ayrıntılı bilgi almak için buraya tıklayınız.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Hisseleri Kâr Payı Dağıtımı, Tahsili ve Zaman Aşımı
Banka kârının dağıtımına ilişkin esaslar Merkez Bankası Kanunu’nun 60’ıncı maddesi ile düzenlenmiştir. Buna göre Banka Hissedarlarına, sahip oldukları hisse senetlerinin nominal değerleri üzerinden % 6 oranında ilk kâr payı, Genel Kurulca onaylanması halinde yine hisse senetlerinin nominal değerleri üzerinden en çok % 6 oranında ikinci kâr payı olmak üzere en fazla % 12 kâr payı dağıtılmaktadır.
Bu itibarla, nominal değeri 10 Kr (On kuruş) olan bir adet hisse senedine ödenecek kâr payı (brüt) 1,2 Kr olmaktadır. Zaman aşımına uğramamış kâr payı kuponları Merkez Bankası veya T.C. Ziraat Bankası şubelerinden tahsil edilebilmektedir.Kâr paylarının tahsilinde, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 147’nci maddesi uyarınca 5 yıllık zaman aşımı süresi bulunmaktadır.
Hissedarımızın Bilgi Talepleri
Merkez Bankası hisse senetleri nama yazılı olduğundan hissedarlık ile ilgili bilgiler yalnızca hissedarlarımıza veya yetkili vekillerine, hissedarın vefatı halinde ise veraset ilamında kayıtlı varislerine verilebilmektedir.
Yazı kaynağı : www.tcmb.gov.tr
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), banknot ihraç eden, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti’nin para ve kredi politikasını yürüten, veznedarlık görevini üstlenmiş ve devletin iktisadi ve mali danışmanlığını yapan yasal olarak bağımsız bir ekonomik kurumdur. Kağıt para (banknot) basma tekelini elinde bulundurur ve bu yetkiye istinaden bağımsız olarak para politikasını belirler. Ayrıca Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünce basılan madeni paraların tedavülü de Merkez Bankasınca sağlanmaktadır.
Merkez Bankası EFT (Elektronik Fon Transferi), EMKT (Elektronik Menkul Kıymet Transferi) sistemlerinin Türkiye’deki sahibi olup,[5] Tüm Dünya Bankalararası Mali İletişim Topluluğunun (Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication – SWIFT) Türkiye ayağını yürütmektedir.[6]
Banka büyük Elektronik Veri Dağıtım Sistemi (EVDS) olarak adlandırılan büyük bir veri tabanına sahiptir. Bu veri tabanındaki bilgiler İngilizce ve Türkçe olarak kullanıcıların hizmetine açılmıştır.
Yönetim[değiştir | kaynağı değiştir]
Banka Meclisi[değiştir | kaynağı değiştir]
Para Politikası Kurulu[değiştir | kaynağı değiştir]
Denetleme Kurulu[değiştir | kaynağı değiştir]
Yönetim Komitesi[değiştir | kaynağı değiştir]
Genel bilgiler[değiştir | kaynağı değiştir]
TCMB’nin temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka temel amacıyla çelişmedikçe ülkenin kalkınması için uygulanacak politikaları da desteklemeye çalışmaktadır. Banka para politikasının uygulanmasında tek başına yetkilidir. Fiyat istikrarını sağlamak amacıyla belirleyeceği politika dahilinde para politikası araçlarını serbestçe kullanabilmektedir. Bankanın politika araçlarını uygulamada ve ekonomiyi takip etmede ihtiyaç duyacağı bilgileri toplama ve kurumları denetleme hakkı bulunmaktadır. Bankanın görev ve yetkileri şu başlıklar altında toplanabilir;[7]
Kuruluşu[değiştir | kaynağı değiştir]
İlk para Osmanlı Beyliği döneminde 1326 yılında basılmıştır. O zamanlar sadece kıymetli maden olarak basılmaya başlanan para diğer ülkelerde de olduğu gibi bugünkü kadar geniş bir kullanım alanına sahip değildi. Sadece ödeme amaçlı olarak kullanılan para devlet eliyle basılmaktaydı. 19. yüzyıla gelindiğinde paranın işlevsel değişimine ve Osmanlı İmparatorluğunun artan borçlarına paralel olarak gittikçe artan oranda mali ajana ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır.[8] 1847 yılında Galata bankerlerince kurulan Bank-ı Dersaadet, 1856 yılında İngiltere kralının fermanıyla İngiliz sermayeli olarak kurulan Osmanlı Bankası ve daha sonra İngiliz ve Fransız ortaklığıyla kurulan Bank-ı Osmani-i Şahane merkez bankasına ait bazı faaliyetleri yürütmeye başlamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Osmanlı Bankası ile anlaşma yapılmış ve Osmanlı Bankası 1935 yılına kadar banknot ihraç etme imtiyazına yetkili kılınmıştır. Ancak, genç Türkiye Cumhuriyeti kendisine ait bir Merkez Bankası’nın eksikliğini hissetmiştir. Bu amaçla çeşitli ülkelerden yetkililer ve öğretim üyeleri çağrılarak Merkez Bankası’nın kurulması için çalışmalara başlanmıştır. Hazırlanan raporlarda Merkez Bankası’nın kurulmasına ihtiyaç duyulduğu belirtilmekle birlikte, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin Merkez Bankası’nın kurulması için gerekli şartları henüz sağlayamayacağı da belirtilmekteydi. Bu raporlarda alınan reform önlemlerine tam olarak yer verilmemesi daha sonradan eleştiri konusu olmuştur.
Merkez Bankası’nın kurulması için ilk başlarda Osmanlı Bankası’nın millileştirilmesi düşünülse de ülkenin ekonomik koşulları buna izin vermemiştir. Daha sonra o günlerde yeni kurulan Türkiye İş Bankası‘nın Merkez Bankası’na dönüştürülmesi gündeme gelmiştir. Ancak, Merkez Bankası’nın bağımsız olarak çalışması gerektiği görüşünün de etkisiyle, 11 Haziran 1930 tarihinde TBMM‘de kabul edilen ve 30 Haziran 1930 tarihinde Resmi Gazete‘de yayımlanan 1715 sayılı Merkez Bankası Kanunu’na[1] paralel olarak, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” 3 Ekim 1931 tarihinde faaliyete geçmiştir.
Gelişimi[değiştir | kaynağı değiştir]
Merkez Bankası’nın kurulmasına esas teşkil eden 1715 sayılı Merkez Bankası Kanunu dönemin şartlarına uygun olarak hazırlanmıştı. Kanunla banknot ihracı imtiyazı Merkez Bankası’na tanınmıştır. Merkez Bankası tam anlamıyla Hazine’nin bir ajanı olarak tanımlanmıştır. Bankanın para politikası araçlarını kullanması ve hükûmetle iş birliği içerisinde çalışmasını sürdürmesi de kanunun temellerini oluşturmuştur. 1715 sayılı kanunla ülkenin kalkınmasının sağlanması Merkez Bankası’nın temel görevi olarak tanımlanmıştır.[9] Kanun birçok değişiklik görürken, Merkez Bankası’nın temel görevi, hükûmetle beraber çalışması ve kambiyo kontrollerinin devamı korunmuştur.
1970 yılında 1211 sayılı Merkez Bankası Kanunu çıkartılarak 1715 sayılı Merkez Bankası Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. 1211 sayılı kanunun en önemli farkı Merkez Bankası yetkilerinin artırılmasını sağlaması olmuştur. Bu kanunla bankanın temel amacı kalkınma planlarını ve hükûmet politikalarını desteklemek olarak belirlenmiştir.[7] 1980 sonrasında Türkiye’nin ithal ikame yerine ihracatı destekleyici kalkınma planına geçilmesi ve 1980’lerde görülen teknolojik gelişmeler Merkez Bankası’nın da modernleşme sürecine girdiği yıllar olmuştur.[10] Yine 1980’li yıllarda kambiyo kontrollerinin kaldırılmıştır.
1990’lı yıllara gelindiğinde yaşanan krizlerin de etkisiyle Merkez Bankası’nın bağımsızlığı tartışmaları görülmüştür. Buna ilave olarak Merkez Bankası’nın ekonominin kalkınması hedefi sorgulanarak bunun fiyat istikrarı ile çelişkileri gündeme gelmiştir. Bu tartışmaların sonucunda 1994 ve 2001 yıllarında yapılan değişikliklerle Merkez Bankası’nın temel görevleri ve bağımsızlığı düzenlenmiştir. Ayrıca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) kurulmasıyla da Banka’ya ait bazı yetkiler BDDK’ya devredilmiştir. Söz konusu tüm bu yapısal ve yasal değişikliklerin sonucunda Merkez Bankası’nın hükûmetten bağımsız olarak faaliyet göstermesi ve temel amacının fiyat istikrarının sağlanması benimsenmiştir.
Günümüzde uygulanan para politikası[değiştir | kaynağı değiştir]
TCMB günümüzde fiyat istikrarının sağlanması için enflasyon hedeflemesine dayanan para politikası uygulamaktadır. Faiz oranın belirlenmesi nedeniyle para arzı tam olarak denetlenmemektedir. 2001 krizi sonrasında benimsenen serbest döviz kuru rejimine paralel olarak aşırı oynaklıklar dışında döviz piyasasına müdahale edilmediği gözlenmektedir.
Para politikası araçları[değiştir | kaynağı değiştir]
Para politikası araçlarından önce kısaca para politikasının önemine değinmek gerekmektedir. Lucas‘ın Nobel Ödülü konuşmasında da detaylı olarak belirttiği üzere, para politikası uzun vadede etkisiz iken kısa vadede ekonomi üzerinde etkili olmaktadır.[11] Para politikasının bu etkisinden faydalanarak makro ekonomik dengelerin sağlanması amacıyla parasal araçlardan faydalanılmaktadır. Bu bağlamda aslında para politikası yardımcı bir politika olup, ülkenin milli gelir istihdam gibi temel göstergelerinin ayarlanmasında kullanılırlar. Para politikası araçları şunlardır,
Günümüzde merkez bankaları para politikası araçlarını faiz oranını veya para arzını belirlemek için kullanmaktadırlar. Ekonomi bilimi kuralları gereği bir şeyin ya fiyatı ya üretilecek miktarı belirlenebileceği için bu zorunlu tercih doğmaktadır. Birçok merkez bankası faiz oranını belirleyerek para politikası araçlarını bu çerçevede kullanmaktadırlar.
Bağımsızlığı ile ilgili tartışmalar[değiştir | kaynağı değiştir]
Sargent ve Wallace‘ın ünlü Nahoş Parasal Aritmetik (Some Unpleasant Monetarist Arithmetic) isimli makaleleri, para ve maliye politikası arasındaki bağlantıyı oldukça net bir biçimde ortaya koymuştur.[12] Sargent ve Wallace para ve maliye politikasının birbiriyle koordinasyon içinde işlemesi gerektiğini aksi takdirde politika araçlarıyla hedeflerin elde edilemeyeceğini net bir biçimde ortaya koymuşlardır. Benzer birçok çalışmadan birisini de Woodford yapmış ve aynı hedefi paylaşmayan otoritelerin birbirlerinin hedeflerine ulaşmasını engelleyeceklerini belirtmiştir.[13] Canzoneri, Cumby and Diba hükûmetin uzun vadeli faiz oranlarını etkileyebileceğini ortaya koymuştur.[14] Tüm bu çalışmalar merkez bankası bağımsızlığı ve hükûmet merkez bankası işleyişine yeni bir boyut taşımıştır. Diğer taraftan Türkiye’de yaşanan krizlerde hükûmetin sorumlu olarak görülmesi ve hükûmetlerin siyasi amaçları nedeniyle ekonomiye zarar verdikleri tartışmalarına neden olmuştur. Bu gelişmelere bağlı olarak Merkez Bankası bağımsızlığı Türkiye’de ciddi olarak tartışılmaya başlanmıştır. Merkez Bankasının tamamen bağımsız olması gerektiği birçok kişi tarafından savunulsa da yukarıda bahsi geçen makaleler merkez bankasının amaç bağımsızlığını sorgulamaktadır. Bu nedenle uluslararası literatürde araç bağımsızlığı yani politikayı bağımsız olarak belirleme buna karşılık ekonomi politikaları konusunda hükûmetle uyumlu olarak çalışılması ortaya çıkmıştır. Ancak siyasi otoritenin merkez bankalarıyla farklı amaçlar güdebileceği kaygıları da buna engel olmuştur. Bu nedenle günümüzde TCMB dahil olmak üzere birçok merkez bankası bağımsız olarak enflasyon hedeflemesi yapmakta ve hükûmet politikaları ile çelişen durumlarda kamuoyunu ve hükûmeti bilgilendirmeyi tercih etmektedir.
Kurum yapısı[değiştir | kaynağı değiştir]
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın organizasyon yapısı, yönetim, merkez teşkilatı, şubeler ve temsilcilikler olmak üzere dört gruba ayrılabilir.
Yönetimsel birimleri[7][8][değiştir | kaynağı değiştir]
Merkez teşkilatı[değiştir | kaynağı değiştir]
Şubeler[değiştir | kaynağı değiştir]
Bankanın temel faaliyetlerinin yurt içinde yapılması için kurulmuş teşkilattır. Bankanın 21 adet şubesi bulunmaktadır;
Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, İskenderun, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Mersin, Samsun, Trabzon ve Van şubeleridir.[15]
Yurt dışı temsilcilikler[değiştir | kaynağı değiştir]
Yurtdışı temsilcilikler, bankanın etkinlik alanına giren konularda bulundukları ülkelerin kurum ve kuruluşlarında bankayı temsil etmek ve geliştirmekle görevlidirler. Bankanın New York, Londra, Frankfurt, Tokyo, Doha, Pekin ve Washington‘da olmak üzere yedi yurt dışı temsilciliği bulunmaktadır.[16]
Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]
Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]
Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir]
Yazı kaynağı : tr.wikipedia.org
T.C. Merkez Bankası’nın Hissedarları Kim?
T.C. Merkez Bankası’nın Hissedarları Kim?
Bu sorunun cevabı için öncelikle 1931 yılından bugüne Merkez Bankası’nın hissedarlık yapısındaki değişimleri kısaca inceleyelim.
Merkez Bankası, farklı kurum ve kuruluşlarca yürütülen işlevlerin tek elde toplanmasını takiben 3 Ekim 1931 tarihinde faaliyetlerine başlamış olup, bankanın hisseleri (a), (b), (c) ve (d) sınıflarına ayrılmıştır. (a) sınıfı hisseler Hazine’ye ait olup, bu tarihte toplam sermayenin % 15’ini oluşturmaktaydı. 14 Ocak 1970 tarihinde Merkez Bankası Kanunu’nun kabulu ile birlikte Bankanın sermayesi 15 Milyondan 25 Milyon TL’ye, Hazine payı ise % 51’e yükselmiştir. Son olarak 2002 yılında Hazine payı % 55’e yükselmiştir.
(a) Sınıfı hisse senetleri Hazine’ye, (b) sınıfı hisse senetleri Türkiye’de faaliyette bulunan milli bankalara, (c) sınıfı hisse senetleri milli bankalar dışında kalan diğer bankalarla imtiyazlı şirketlere, (d) sınıfı hisse senetleri ise Türk ticaret müesseselerine ve Türk vatandaşlığına haiz gerçek ve tüzel kişilere tahsis edilmiştir.
(a) sınıfı hisselerin Hazine’ye ait olduğunu belirtmiştik. (b) sınıfı hisseler ise değişik oranlarda Ziraat Bankası, Garanti Bankası, İş Bankası, Halk Bank, Yapı Kredi, Ak Bank ve Türk Ekonomi bankalarına aittir. (c) sınıfı hisseler ise ING Bank’ın elinde bulunmaktadır. Ancak, (d) sınıfı hisse sahipleri kamuoyunca tam olarak bilinmemekte olup, bu hisselerin oranı % 19,2’dir.
Son olarak 31.12.2013 tarihli Bağımsız Denetim Raporunda yayınlanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın hissedarlık yapısışu şekildedir:
Yazı kaynağı : vergialgi.com
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.
kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler