kalp rahatsızlığı belirtileri nelerdir

           Çiçekli Duvar Kağıdı            Yenigün Çay

kalp rahatsızlığı belirtileri nelerdir bilgi90’dan bulabilirsiniz

Kalp Hastalıkları

Kalp Hastalıkları

Genel Tanıtım

Bazen kalbi besleyen damarlarda ya da kapaklarında, bazen de kalbin hiç beklenmedik bir yerinde oluşan küçük bir sorun hayatınızı etkiler, hatta kimi zaman belirler.

Yarattığı ciddi sonuçlar itibariyle, erken teşhisi çok önemli olan kalp hastalıkları arasında en sık görülenler ve tedavi yöntemlerine buradan ulaşabilirsiniz:

Kalp Nerede?

Kalp, bir pompa gibi, kanı dokulara dağıtma görevi gören, yoğunlukla kas ve bağ dokusundan oluşan, yaklaşık yumruk büyüklüğünde bir organdır. Kalp göğüs kafesinin altında, diyaframın üzerinde akciğerlerin arasında sol tarafa biraz daha yakın bir konumdadır. 

Kalp Damar Hastalıklarında Ortaya Çıkan Önemli Durumlar

Kalp krizi, kalp damarının aniden tıkanması sonucu oluşuyor. Toplumda yıllık görülme yüzdesi 0.6’dır. Kalp krizi belirtileri arasında;

Pıhtı tarafından tıkanmaya meyilli, tıkanan, kendiliğinden açılan kalp damarı bulunuyor. Bu durumun yarattığı şikayetler kalp krizi ile aynı. Ancak şikayetlerin şiddeti daha az olabileceği gibi, şikayetlerin süresi de gün boyu devam edebiliyor. Bu durum acil müdahale gerektirdiği için hastaların en yakın acil servise götürülmesi öneriliyor.

Egzersizle gelen göğüs ağrısı: Herhangi bir iş yaparken gelen baskı şeklindeki göğüs ağrısı da, kalp damar hastalığının belirtilerinden biri.

Yürürken, merdiven ve yokuş çıkarken, yemek sonrası veya soğuk havalarda yürürken göğsünüzde baskı, yanma, ağırlık hissi oluşabiliyor. Bu ağrının özelliği yürümeyi bıraktığınız an azalması ve kendiliğinden (5 dakikadan kısa bir süre içerisinde) kaybolmasıdır.

Bazı durumlarda ise bazen sol omuz, sol kolun iç kısmı, boyun ya da alt çene ve sırttaki kürek kemiklerinin arasına da yayılabilmesi veya öncelikle bu bölgede hissedilebilmesidir. Nedeni ise, kalp damarınızda yavaş yavaş oluşan daralmadır. En kısa sürede hekime başvurarak uygun tedavinin başlanması çok önemlidir.

Beklenmedik bir şekilde şikayetlerin başlamasından sonraki 1 saat içinde gerçekleşen ölüm olarak tanımlanıyor. Tüm ölümlerin yüzde 12’si ani ölüm şeklinde gerçekleşiyor. Ani ölümlerin yarısı da kalp ve damar hastalıklarına bağlı nedenlerle ortaya çıkıyor. Özellikle de kalp krizinin payı oldukça yüksek.

Kalp kriziyle sonuçlanan hastalığın belirtilerinin başında birden başlayan göğüste baskı, yanma, ağırlık ve sıkıntı hissi geliyor. Sonrasında bunlara soğuk terleme, bulantı ve kusma eşlik edebiliyor. Maalesef ki, bu hastaların yarısı hastaneye ulaşamadan hayatını kaybediyor.

Ani ölüm dışında, koroner kalp hastalıkları tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de ölüm nedenleri içinde ilk sırayı alıyor.

Kalp Hastalıkları Risk Faktörleri

Kalp damar hastalıkları rastlantısal bir şekilde oluşmuyor. Bazı risk faktörlerinin sonucunda ortaya çıkıyor. İşte bu risk faktörleri kontrol altına alınmadığı sürece herhangi bir inceleme normal çıksa bile (buna anjiyografi dahil) kalp krizi riski ortadan kalkmıyor.

Tansiyon (Kan basıncı) kanın atardamar duvarına yaptığı basınç olarak tanımlanabilir.

Tansiyon hastalığının yüzde 95’i genetiktir. Ancak hasta, genetik olarak eğilimli doğduğu bu hastalığın başlangıç sürecini belirleyebiliyor. Yaşam tarzına bağlı olarak bu süreci erteleyebiliyor ya da tam tersi öne alabiliyor.

Tansiyon, damarlardaki kanın ‘hızlı ve şiddetli’ akması anlamına geliyor. Bu hızlı akan kan; beyin, böbrek ve kalp gibi organları beslerken hasara uğratıyor. Zaman içerisinde de birden ortaya çıkan felç, kalp krizi ve böbrek yetersizliği şeklinde çeşitli organ hasarlarına neden olabiliyor.

Büyük tansiyonun 120 mmHg ve altı, küçük tansiyonun ise 80 mmHg ve altındaki değerleri normal kan basıncı olarak tanımlanır. Ancak yaşla birlikte atardamardaki sertlik artıyor ve kanın akışı hızlanıyor. Sonuçta, tansiyon yükselmiş oluyor ve hipertansiyon oluşuyor.

Kan basıncının 140 /90 mmHg ve üzerinde olması ise Hipertansiyon anlamına gelmektedir.

Hipotansiyon veya düşük tansiyon ise kan basıncı değerlerinin büyük için 90 mmHg, küçük tansiyon için 60 mmHg altında olmasıdır. Hipotansiyon sebepleri basit susuzluktan ciddi dahili veya cerrahi rahatsızlıklar gibi geniş bir yelpaze oluşturur.

Genç yaş grubunda, özellikle de menopoz öncesi kadınlarda herhangi bir hastalığa bağlı olmaksızın da düşük tansiyon bulunabilir.

Genel olarak şikayete yol açmayan bir durum olarak kabul edilmekle birlikte bazı insanlarda göz karaması, halsizlik, baygınlık gibi belirtilere yol açabilir. Düşük tansiyonun tedavisi eksik olan sıvının yerine konmasıdır, ek olarak altta yatan nedenin saptanması ve tedavi edilmesi de gereklidir.

Yüksek basınca maruz kalan damar duvarı hasara uğruyor ve kandaki yağ partiküllerinin damar yüzeyine sıvanmasına ve birikmesine sebep oluyor. Zaman içerisinde bu birikim kalp damarlarında darlığa veya aniden tıkanmaya yol açabiliyor.

Vücudun motorunun kalp olduğu düşünülürse, yüksek tansiyonun bu motoru sürekli yüksek devirde çalıştırması anlamına geliyor ki, bu da uzun vadede kalbin zarar görmesine neden oluyor.

Yüksek tansiyon vücutta bu gibi değişikliklere neden olsa da, tansiyon hastalarının yüzde 50’si böyle bir hastalığı olduğunu bilmiyor. Çünkü yüksek tansiyon bu hastalarda şikayete neden olmuyor.

Yüksek tansiyonun oluşturabileceği kalp hastalığı gibi risk faktörlerini ortadan kaldırmak için tansiyonun istenen düzeylere çekilmesi gerekiyor. Tansiyonu istenen düzeylere çekmek hasta ve hekimin işbirliği ile gerçekleştirilebiliyor.

Büyük tansiyonu 120-150, küçük tansiyonu 80-90 arasında seyreden bireylere öncelikle yaşam tarzı değişikliği öneriliyor.  Tansiyonu 2-3 kez 160 mmHg üzerine çıkan hastalara doğrudan tansiyon ilacı başlanıyor. Ancak bu hastaların yaşam tarzı değişikliğini mutlaka benimsemeleri gerekiyor.

Kilo verme, yaşam tarzı değişikliğinde çok önemli bir etken. Verilecek her 10 kilo başına büyük tansiyonda 20 mmHg’lık bir düşüş sağlama olanağı bulunuyor. Meyve sebze ağırlıklı beslenme ile 8 mmHg, tuz kısıtlaması ve fiziki aktivitenin artırılması ile 8’er mmHg’lık düşüş sağlanabiliyor.

Yine alkol alımının kısıtlanması ile 5 mmHg’lık bir düşüş sağlanabiliyor. Tansiyon ilacı başlandıysa hastanın bu ilacı ömür boyu kullanması gerekiyor. Yapılan çalışmalara göre; tedaviyle büyük ve küçük kan basınçları 13 ve 6 mm Hg düşürüldüğünde inme riskini yüzde 38, koroner olayları ise yüzde 16 oranında azaltmak mümkün oluyor.

Tansiyon ilacı başlandıysa hastanın bu ilacı ömür boyu kullanması gerekiyor.

Sigara Kalbe Zarar Veriyor

Sadece akciğerlerimize değil kalbimize de büyük zarar veriyor: Sigara kandaki pıhtılaşma faktörlerini harekete geçiriyor. Kalp hızını ve tansiyonu artırıyor. Kalp damarlarındaki yağdan zengin madde baloncuklarının patlama sürecini başlatıyor.

Vücudu bu kadar olumsuz etkileyen sigaranın içim miktarı, kalp krizi geçirme riskiyle de doğrudan ilişkili. Kalp hastalığı geçirme açısından sigara içenler, içmeyenlere göre 3 kat daha riskli.

Pasif içici olmak da aynı sonuca yol açıyor; kalp krizi geçirme ve kalp krizinden ölme riski bir buçuk kat artıyor.

Sigarayı bırakmak ise oldukça avantajlı. Sigaranın bırakılmasından bir yıl sonra kalp damar hastalığından ölüm riski yüzde elli oranında azalıyor. 5 yıl sonra ise bu risk sigara açısından sıfırlanıyor. Sigarayı bırakmak için hekiminizden yardım alabilirsiniz.

Kan Yağlarındaki Yükseklik (Kolestrol)

Kan yağlarının yüksek olması en önemli risk faktörü kabul ediliyor. Kalp damarlarında darlık oluşumuna yol açan kan yağlarındaki yükseklik düşürüldüğünde, kalp krizi geçirme ve kalp krizinden hayatını kaybetme riski azalmış oluyor.

Kanımızda iki çeşit yağ bulunuyor, kolesterol ve trigliserit. Kolesterol sağlıklı hücre yapısı için de gerekli olan ancak fazlalığı kalp damarlarında birikerek tıkanıklığa yol açan mumsu yapıda bir yağ çeşididir. Kolesterol yüksekliği genetik olarak da bulunmakla birlikte çoğunlukla sağlıksız beslenme sonucu gelişir. Dolayısı ile önlenebilir ve tedavi edilebilir bir durumdur.

Kolesterol yüksekliği herhangi bir belirtiye yol açmaz. Kolesterol yüksekliğini anlamanın tek yolu kan tetkiki yaptırmaktır. Kolesterol kanda proteinlere bağlı bir şekilde taşınır, bu yapılara lipoprotein denir. İki çeşit lipoprotein vardır:

LDL kolesterol yani “en önemli kolesterol, çünkü tedavi, daha çok kötü kolesterole göre düzenleniyor. LDL kolesterolün olması gereken düzey, kişiden kişiye veya hastadan hastaya göre değişiyor. Şöyle ki, eğer kolesterolü yüksek bir hastaysanız, mutlaka doktorunuza riskinizi hesap ettirmelisiniz.

Böylece doktorunuzdan 10 yıl içinde kalp krizi geçirme ve kalp krizinden hayatınızı kaybetme riskinizi öğrenebilirsiniz. Çünkü kan yağlarının ne kadar düşürüleceği, hangi değerlerin normal kabul edileceği risk hesabına göre yapılıyor.

Örneğin şeker hastalığı veya kalp damar hastalığı olan bir kişide LDL kolesterol 100 mg/dl üzerinde ilaç başlarken, risk faktörü olmayan bir hastada LDL kolesterol 190 mg/ dl üzerine çıkarsa ancak ilaç başlanıyor. İyi kolesterol (HDL) değerlerinin yüksek olması kalp damar hastalığı riskini azaltıyor.

Trigliserid değerleri ile iyi kolesterol değerleri ters orantılı. İyi kolesterolün kadınlarda 60 mg/dl, erkeklerde 50 mg/dl üzerinde olması kalp damar hastalığı riskini azaltıyor. 20 yaşından sonra her sağlıklı bireyin 5 yılda bir; eğer tansiyon, yüksek kolesterol, şeker hastalığı, kalp hastalığı varsa en az yılda bir kan yağlarını ölçtürmesi öneriliyor.

Diğer Risk Faktörleri

Tip 2 diyabeti olanlarda kalp damar hastalığına yakalanma riski 4 kat, tip 1 diyabette ise 10 kat artıyor. Şeker hastalığı olanlar en az kalp damar hastalığı olanlar kadar risk taşıyor. Özellikle kalp krizi ve felç geçirme olasılığının yanında ani ölüm riskleri de yükseliyor.

Bu nedenle diyabet hastalarının gizli kalp damar hastalığı ve gizli kalp krizi geçirme olasılığı yüksek olduğu için yılda en az bir kez kardiyolojik muayeneden geçmeleri ve mevcut risk faktörlerinin daha şiddetli tedavi edilmesi çok önemli.

Örneğin tansiyonu 140 mmHg olan normal bireye tansiyon ilacı önerilmezken, diyabet hastasında mutlaka ilaç başlanmalı. Yine kötü kolesterolü (LDL) 120 mg/dl olan normal bireye hiçbir öneride bulunulmazken, şeker hastasının değerini 100’ün altına çekmek için ilaç tedavisine başlanıyor.

Bir diğer risk faktörü ise genler. 1. dereceden erkek akrabalarında kalp damar hastalığı bulunan kişiler risk altında sayılıyor. Böyle bir risk bulunan kişilerin günlük yaşamda beslenmeden egzersize kadar kalp sağlığını etkileyen bir dizi faktör konusunda dikkatli olması ve gerekiyorsa değişiklik yapması gerekiyor.

Beslenmede Akdeniz diyetinin benimsenmesi, özellikle doymuş yağlardan kaçınılması öneriliyor. Egzersiz yapılması da büyük önem taşıyor. Uzmanlar haftada en az 3-4 gün, günde en az 20-30 dakika yürüyüş yapılması gerektiğini söylüyor.

Kilo sorunu ve göbek tipi yağlanması olanlarda kalp hastalığına zemin hazırlayan diyabet, tansiyon, kolesterol yüksekliği oluşum riski artıyor. Bu nedenle kilonun normal sınırlarda tutulması büyük önem taşıyor.

Kadınlarda bel çevresinin 88 cm., erkeklerde 102 cm. üzeri olması göbek tipi yağlanma olduğunu gösteriyor. Eğer bu ölçülerin üzerinde iseniz, diyetisyene başvurmanız öneriliyor.

Yazı kaynağı : www.acibadem.com.tr

Kalp hastalığının 10 ilginç belirtisi

Kalp hastalığının 10 ilginç belirtisi

Kalbinizin uyarılarına kulak verin

İstatistiklere göre kalp ve damar hastalıkları tüm can kayıplarının yüzde 40’ını oluşturur hale geldi. Oysa erken teşhis edildiğinde sorun büyümeden önlenebiliyor. Kalp rahatsızlıklarıyla ilgili bazı belirtiler oldukça şaşırtıcı olabiliyor ve haliyle kalp hastalığı belirtileri oldukları anlaşılmayabiliyor. İşte göbekten alınan kilodan pembe yanaklara dek bilimsel olarak kanıtlanmış 10 ilginç kalp hastalığı belirtisi…

Göz çevresinde yağ birikintileri

Göz çevresinde izlenen sınırları düzensiz sarımtırak yağ birikintileri, artmış kalp krizi riski ile ilişkili bir sorun. Bu kişilerde genellikle doğuştan gelen kolesterol metabolizması bozukluğu bulunur ve vücutta tüm damarlarda kolesterol birikimi olur.

Yağlanmış göbek

Espirili bir şekilde ‘Türk kası’ olarak tanımlanan göbeklilik kalp hastalığı belirtilerinden biri. Göbekten alınan kilolar diyabet, yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekliğinin habercisi olup göbek çevresinde doktora gitme sınırının erkeklerde 102 cm, kadınlarda ise 94 cm olması gerektiğini ortaya koyuyor.

Öksürük de kalp hastalığı belirtilerinden

Kalp hastalığı belirtilerinden biri olduğu pek bilinmeyen öksürük, çoğu zaman soğuk algınlığı ya da sigaraya yoruluyor. Bazı kişilere de alerjik astım denilerek ona göre tedavi veriliyor. Ancak tedaviye cevap vermeyen, sebebi bulunmayan öksürüklerde kalp hastalığı düşünülmeli. Çünkü kalp yetersizliği ve bazı kapak hastalıkları akciğer dokusunda ödeme yol açarak öksürüğe neden olabiliyor.

Bacak ve ayaklarda şişme

kalp rahatsızlıği belirtilerinden bir diğeri de bacak ve ayaklarda şişmedir. Özellikle kilolu kadınlarda sık gözlenen bu bulgu çoğunlukla önemsenmiyor. Ancak özellikle her iki bacakta gelişen, bastırınca iz bırakan ve cildi geren şişkinlikler kalp yetersizliğini işaret edebiliyor. Tek taraflı şişkinliklerde ise daha çok toplardamar hastalıkları rol oynuyor.

Kellik

Erkeklerde saptanan ve erken yaşta ortaya çıkan kellik kalp hastalığı belirtileri arasında yer alabiliyor. Mekanizma net olmasa da saç köklerini besleyen ince damar yetersizliğinin vücuttaki genel damar hastalığının belirtisi olabileceği düşünülüyor.

Pembe yanaklar da kalp hastalığı belirtilerinden biri

Pembe yanaklar bir sağlık göstergesi değil; aksine özellikle de kalp hastalığı belirtileri arasında yer alabiliyor. Kadınlarda daha net izlenen bu bulgu özellikle mitral kapak darlığında gözleniyor ve hastalığın ilerlemiş olduğunun haberini veriyor. Ayrıca yanaklarda oluşan pembe ya da kırmızı renkteki kızarıklıklar bazı kan hastalıklarında da gözlenebiliyor.

Mide yanması

Toplumda sık gözlenen mide yanması ve karın ağrısı kalp hastalığı belirtileri arasında yer alır. Özellikle yorgunluk sonrası gelişen dinlenmede hafifleyen karın ağrıları, yemek sonrası artış gösteren ve mide ilaçlarına cevap vermeyen mide yanmalarında kalp damar hastalığının düşünülmesi gerekiyor.

Cinsel fonksiyon bozukluğu

Yapılan araştırmalar sertleşme sorunlarının damar hastalığının belirtisi olup, takip eden 5 yıl içinde kalp krizi riskinde artış yaşanabildiğini ortaya koyuyor.

Dudaktaki morluk

Dudaktaki morluk, kararma ya da belirgin bir kahverenginin hakimiyeti kalp hastalığı belirtileri arasında yer alır. Özellikle doğuştan gelen kalp deliklerinde kirli ve temiz kanın karışması sonucu bu tür morarma görülebiliyor.

Patlak gözler

Kalp hastalığı belirtieri arasında dışarı çıkık gözler de yer alır. Öne doğru çıkık ve dik bakan gözler kalp yetersizliği ve kapak hastalıklarının belirtisi olabiliyor. Bu tip gözler özellikle sağ kapak hastalıklarında sık ortaya çıkıyor.

Yazı kaynağı : www.acibadem.com.tr

Kalp Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Kalp Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Kalp hastalığı, kalpte meydana gelen ve kalbi etkileyen herhangi bir bozukluğu kapsayan bir terimdir. Kalp hastalığı başlığı altında koroner arter hastalığı gibi kan damar hastalıkları, kalp ritmi problemleri (aritmiler) ve bu hastalıkların yanında doğuştan gelen kalp kusurları yer alır. Kalp hastalıkları terimi çoğunlukla kardiyovasküler hastalık terimi ile dönüşümlü olarak kullanılır. Başlıca kalp hastalığı belirtileri nelerdir?

Koroner Arter Hastalığı

Koroner arter hastalığı, konjestif kalp yetmezliği, kalp krizi gibi hastalıklar her ne kadar kalp kaynaklı hastalıklar olsa da farklı tedavi yaklaşımları gerektirir, ancak benzer belirtileri gösterebilirler. Doğru teşhis ve hızlı tedavi alabilmeniz için zamanında doktorunuza başvurmanız önemlidir.     

Kalp hastalığına işaret edebilecek belirtileri tanımaya, öğrenmeye çalışalım. Yeni belirtiler yaşamaya başlarsanız veya bu belirtiler daha sık veya şiddetli hale gelirse mutlaka doktorunuzu arayın.

Koroner Arter Hastalığının Belirtileri

Koroner arter hastalığının en yaygın belirtisi anjina, kalbinizin bir kısmına yeterince kan gitmediği için meydana gelen göğüs ağrısıdır. Göğsünüzde baskı veya sıkışma ile kalp krizi gibi hissedebilir. Bazen anjina pektoris veya iskemik göğüs ağrısı olarak adlandırılır. Anjina, göğsünüzde bir rahatsızlık, ağırlık, basınç, ağrı, yanma, dolgunluk, sıkışma veya ağrılı his olarak tanımlanabilir. Hazımsızlık veya mide ekşimesi ile karıştırılabilir. Angina ayrıca omuzlarda, kollarda, boyunda, boğazda, çenede veya sırtta da hissedilebilir.

Bu bir kalp hastalığının belirtisidir ve bir şey kalbi besleyen arterlerinizi tıkadığında veya kalbe oksijen açısından zengin kanı getiren arterlerde yeterli kan akışı olmadığında meydana gelir.

Anjina genellikle çabuk geçer. Yine de, yaşamı tehdit eden bir kalp sorununun işareti olabilir. Neler olup bittiğini ve kalp krizinden kaçınmak için neler yapabileceğinizi öğrenmek önemlidir.

Kararlı anjina: Bu en yaygın olanıdır. Fiziksel aktivite veya stres onu tetikleyebilir. Genellikle birkaç dakika sürer ve dinlendiğinizde kaybolur. Bu bir kalp krizi değil, ancak geçirme olasılığınızın daha yüksek olduğuna dair bir işaret olabilir. Böyle bir durumda erkenden doktora başvurmak çok önemlidir.

Kararsız anjina: Dinlenirken veya çok aktif değilken buna duruma sahip olabilirsiniz. Ağrı güçlü ve uzun süreli olabilir ve tekrar tekrar geri gelebilir. Kalp krizi geçireceğinizin bir işareti olabilir, böyle bir durumda hemen bir doktora başvurmalısınız.

Mikrovasküler anjina: Bu tipte göğüs ağrısında esasen koroner arter tıkanıklığı yoktur. Burada sorun en küçük koroner arterleriniz gerektiği gibi çalışmadığı için olur, bu nedenle kalbiniz ihtiyacı olan kanı alamaz. Göğüs ağrısı genellikle 10 dakikadan fazla sürer. Bu tip anjina kadınlarda daha yaygındır.

Prinzmetal anjinası (varyant anjina): Bu tür nadirdir. Siz uyurken veya dinlenirken geceleri olabilir. Kalp atardamarlarınız aniden kasılır veya daralır. Çok fazla acıya neden olabilir ve tedavi gerektirebilir.

Kalp Krizinin Belirtileri

Kalbi besleyen atardamarlarda gelişen herhangi bir ani tıkanma kalp kasının yeterince oksijen alamamasına neden olarak kalp dokusunda hasara yol açabilir. Kalbe kan akışından sorumlu olan damarların duvarlarında yağ yapıdaki kolesterol gibi maddeler birikir ve plak olarak adlandırılan yapıları oluşturur. Plaklar zaman içinde çoğalarak damarı daraltır ve üzerlerinde çatlaklar oluşur. Bu çatlaklarda meydana gelen pıhtılar veya duvardan kopan plaklar damarları tıkayarak kalp krizine neden olabilir. Erken zamanda ve doğru bir müdahale yapılarak damar açılmazsa kalp dokusu kaybı meydana gelir. Kayıp, kalbin pompalama gücünü azaltır ve kalp yetmezliği oluşur.

Kalp krizi sırasında semptomlar tipik olarak 30 dakika veya daha uzun sürer ve dinlenme veya ağızdan alınan ilaçlarla geçmez . İlk semptomlar, belirgin ağrıya ilerleyen hafif bir rahatsızlık olarak başlayabilir.

Bazı kişiler, “sessiz” miyokard enfarktüsü (MI) olarak bilinen herhangi bir belirti vermeden de kalp krizi geçirebilirler. Bu durum diyabeti (şeker hastalığı) olan kişilerde daha sık görülür.

“Kalp krizi geçirdiğinizi düşünüyorsanız ERTELEMEYİN. Acil yardım için arayın 112’yi arayın. Kalp krizinin acil tedavisi, kalbinize verilen hasarın miktarını azaltmak için çok önemlidir.”

Ritim Bozukluğu (Aritmi) Belirtileri

Kalpteki elektriksel faaliyet, kalp kasının dakikada 60 ila 100 kez kasılmasına yol açar. Böylece kalp, akciğerlerde oksijenlenen temiz kanı vücuda pompalayarak yaşamsal faaliyetlerin devamlılığını sağlar. Kalbin ritmik olarak atmasını sağlayan elektriksel uyarıların bozulmasına bağlı olarak kalp, olması gerekenden daha hızlı, daha yavaş ya da düzensiz çarpabilir. Bu durum kalp aritmileri olarak bilinir. Kalpte oluşan ritim bozuklukları pek çok farklı nedenden dolayı oluşabilir. Stres, sigara ve alkol kullanımı, diyabet hipertansiyon gibi pek çok etken, kalp ritminin farklılaşmasına yol açar.

Aritmi semptomları veya anormal kalp ritmi mevcut olduğunda, belirtiler şunları içerebilir: 

Atrial fibrilasyon (AF) bir tür aritmidir. AF’li çoğu insan aşağıdaki semptomlardan birini veya birkaçını yaşar:

Atrial fibrilasyonu olan bazı hastalarda hiçbir semptom görülmez. Yada bu şikayetler kısa süreli olabilir.

Kalp Kapağı Hastalığının Belirtileri

Kalp kapakları, kalp odacıkları içindeki kan akımını doğru şekilde yönlendiren, her kalp atımı ile birlikte açılıp kapanan yapılardır. Dört adet kalp kapakçığı vardır: mitral, aort, triküspit, pulmoner kapak. Kalp kapak yapısının bozularak işlev yapamaz hale gelmesi sonucu kalp kapak hastalığı oluşur.

Kapakçıklarda hastalık iki şekilde gelişebilir, kapağın daralması ve/veya yetmezliği (geriye doğru kan kaçırması). Kapak hastalıklarının sebebi genetik, ileri yaş, enfeksiyon, kalp kası hastalıkları gibi çok çeşitlidir.

Kalp kapak hastalıkları uzun yıllar belirtisiz seyredebilir. Muayene sırasında doktorunuzun üfürüm duyması sonucu tesadüfen tespit edilebilir. Kapak hastalıkları mekanik sorunlar olduğundan ilaçlar ile tedavi edilemez, ilaç tedavileri ancak hastalığın ilerlemesini veya belirtilerin hafiflemesini sağlayabilir.

Kalp kapak hastalıkları genelde yavaş seyirlidir, ancak ileri düzeylerde kalp yetmezliği, inme, ritim bozukluğu ve bazen ani ölüme yol açabilir. Bu nedenle kapak hastalarının aralıklar ile ekokardiyografi tetkiki ile izlenerek kapak cerrahisi zamanının belirlenmesi gereklidir.

Uzun vadede kalp kapağına yönelik cerrahi girişim gerekecektir, bu kapağın onarılması veya tümüyle değiştirilmesi şeklinde olabilir.

Kapak hastalığı kalp yetmezliğine neden olursa, semptomlar şunları içerebilir:

Kalp kapakçığı hastalığının belirtileri her zaman durumunuzun ciddiyetiyle ilgili değildir. Hiç semptomunuz olmayabilir ve acil tedavi gerektiren ciddi kapak hastalığınız olabilir. Veya mitral kapak prolapsusunda olduğu gibi, şiddetli semptomlarınız olabilir, ancak testler küçük kapak hastalığını gösterebilir.

Kalp Yetmezliğinin Belirtileri

Kalp yetmezliği, kalbinizin çeşitli sebepler nedeniyle zarar görerek vücuda ihtiyacı olan kanı yeterli miktarda gönderememesi olarak tanımlanabilir.

En sık kalp yetmezliği sebebi kalp kasının kalp krizi nedeniyle zarar görerek kasılamamasıdır. Ancak uzun süren hipertansiyon, kalp kapak hastalıkları, doğumsal kalp hastalıkları gibi sebepler ile de kalp yetmezliği gelişmektedir.

Kapak hastalığı gibi, kalp yetmezliği semptomları da kalbinizin ne kadar zayıf olduğuyla ilgili olmayabilir. Pek çok semptomunuz olabilir, ancak kalp fonksiyonunuz yalnızca hafifçe zayıflamış olabilir. Veya çok az semptom gösteren veya hiç semptom göstermeyen ciddi şekilde hasar görmüş bir kalbiniz olabilir.

Doğuştan kalp kusurları, doğumdan önce, doğumdan hemen sonra veya çocukluk döneminde teşhis edilebilir ya da yetişkinliğe kadar teşhis edilmeyebilir. Bir kusur olması ve hiçbir belirti olmamasımümkündür. Bazen, muayene esnasında kalpte üfürüm duyulması, bir EKG değerlendirilmesi esnasında veya göğüs röntgenini değerlendirirken hiç bir belirti olmadığı halde doğuştan kalp hastalığı teşhis edilebilir.

Yetişkinlerde, doğuştan kalp hastalığı belirtileri varsa, bunlar şunları içerebilir:

Bebek ve Çocuklarda Doğuştan Kalp Kusurları

Bebeklerde ve çocuklarda doğuştan kalp kusurlarının belirtileri şunları içerebilir:

Kalp Kası Hastalığının Belirtileri

Kalp kası hastalığı veya kardiyomiyopatisi olan birçok insan hiçbir semptom göstermez veya sadece küçük semptomlar gösterir ve normal bir hayat yaşar. Diğer insanlar, kalp fonksiyonu kötüleştikçe ilerleyen ve kötüleşen semptomlar geliştirir.

Kardiyomiyopati semptomları her yaşta ortaya çıkabilir ve şunları içerebilir:

Bazı kişilerde ayrıca aritmi vardır. Bunlar, kardiyomiyopatili az sayıda insanda ani ölüme yol açabilir.

Perikardit Belirtileri

Perikart diğer tabiri ile kalp zarı, kalbi göğüs kafesi içinde sabit bir şekilde tutar. Kalp kesesi olarak da nitelendirilen bu yapı kalbi çeşitli enfeksiyonlardan korur ve kalp zarı aralığında mevcut durumdaki çok az miktarda sıvı sayesinde kalbin hareketini kolaylaştırıcı bir etki yaratır. Kalp kesesi yani perikard hastalıkları, tek başına veya tüm vücudu etkileyen hastalıklarla beraber görülebilmektedir.

Mevcut olduğunda, perikardit semptomları şunları içerebilir:

Yazı kaynağı : www.ahmetarnaz.com

Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler

Yorum yapın