iflas kararı verme yetkisi kime aittir bilgi90’dan bulabilirsiniz
İflas Sebepleri ve İflasta Yetki – YAVUZ HUKUK BÜROSU
İflas Sebepleri ve İflasta Yetki
İflas sebepleri, genel iflas sebepleri ve özel iflas sebepleri olmak üzere ikiye ayrılır.
Genel iflas sebepleri
Özel iflas sebepleri
DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLAS HALLERİ
Evvelce takibe hacet kalmaksızın iflas:
A – Alacaklının talebi:
İİK Madde 177 – Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.
1 – Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2 – Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3 – 308 inci maddedeki hal varsa;
4 – İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır. (Ek: 9/11/1988-3494/36 md.) Bu Kanunun 178 inci maddesinin ikinci fikrası burada da uygulanır.
B – Borçlunun müracaatiyle:
İİK Madde 178 – İflasa tabi bir borçlu, aciz halinde bulunduğunu bildirerek yetkili mahkemeden iflasını isteyebilir. Borçlu, bu halde bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren mal beyanını iflas talebine eklemek zorundadır. Bu belge mahkemeye ibraz edilmedikçe iflasa karar verilemez. (Ek: 9/11/1988-3494/37 md.)
İflas talebi l66 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. Alacaklılar iflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde davaya müdahale veya itiraz ederek, borçlunun iflas talebini, hakkındaki takipleri ertelemek ve borçlarını ödemeyi geciktirmek için yaptığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler.
İflasa tabi bir borçlu aleyhine alacaklılardan birinin haciz yolu ile takibi neticesinde yapılan haciz borçlunun yarı mevcudunun elinden çıkmasına sebep olup da kalanı muaccel ve vadesi bir sene içinde hülül edecek diğer borçlarını ödemeye yetişmiyorsa borçlu derhal aczini bildirerek iflasını istemeye mecburdur.
Hukukumuzda genel iflas sebebi olarak, iflasa tabi olan bir borçlunun muaccel olan bir borcunu, aleyhine bir iflas davası açılmış olmasına rağmen ödememesi durumu gösterilebilir. Bu durumun sürekli olması ve yaygınlık göstermesi durumuna, borçlunun ödemelerini tatil etmesi denir.
Burada dikkat edilmesi gereken, borçlunun pasifinin aktifinden fazla olması, genel bir iflas sebebi değildir. Yani pasifi aktifinden fazla olan bir borçlunun borçları henüz muaccel değilse veya bir şekilde borçlarını ödeyebiliyorsa bu kişinin iflasına karar verilemez.
Yine aktifi pasifinden fazla olan bir borçlu, mevcut olan aktifini kolayca paraya çeviremiyorsa ve muaccel olan borcunu ödeyemiyorsa alacaklının talebi üzerine iflas ettirilebilir.
***Borçlunun iflas ettirilmesinin ana nedeni borçlarını ödeyememesi ya da ödemelerini tatil etmiş olmasıdır.
Kanunumuz anonim, limited şirketler ve kooperatifler için özel iflas nedenlerini de kabul etmiştir. Buna göre pasifi aktifinden fazla olan sermaye şirketleri veya kooperatifler hakkında iiflas istenebilecektir. Yani, sermaye şirketlerinde, şirketin borçlarını ödeyip ödeyemediğinde bakılmaksızın, pasifin aktifinden fazla olması halinde iflasları istenebilecektir.
İİK Madde 179
Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.
Bunlardan başka, tereke mevcudunun borcuna yetmemesi ve yine borçlunun yarı mevcudunun haczedilmesine rağmen kalan mevcudun diğer borçları ödemeye yetmemesi de birer iflas sebebidir.
İFLASTA YETKİ
Alacaklının borçlu hakkında iflas yolu ile takip yapabilmesi için icra dairesinden iflas takip talebinde bulunması gerekmektedir. İflas kararını almak isteyen alacaklı ise Asliye Ticaret Mahkemesi’ne iflas davası açmalıdır. İflas kararını Asliye Ticaret Mahkemesi verecektir.
YETKİLİ İCRA DAİRESİ
İflas yolu ile takipte, borçlunun muamele (işlem) merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesi yetkilidir. Ancak bu yetki, kesin yetki hali değildir ve bu doğrultuda kamu düzenine ilişkin değildir. Bu nedenle kamu tüzel kişilikleri ve tacirler, aralarında akdedecekleri bir yetki sözleşmesi ile yetkili olabilecek icra dairelerini belirleyebilirler.
Alacaklının icra dairesine iflas takip talebinde bulunmasından sonra icra dairesi kendiliğinden yetkili olup olmadığını araştırmaz. Borçlu bu noktada icra dairesinin yetkili olmadığını ancak iflas ödeme emrine itiraz süresi içerisinde yetki itirazında bulunmak suretiyle ileri sürebilir. Bu süre içerisinde borçlu yetki itirazında bulunmazsa artık Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde icra dairesinin yetkisiz olduğunu ileri süremez. Aynı şekilde Asliye Ticaret Mahkemesi de icra dairesinin yetkisiz olduğunu kendiliğinden dikkate alamaz.
YETKİLİ TİCARET MAHKEMESİ
İflas davalarında yetkili Asliye Ticaret Mahkemesi, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesidir. Asliye Ticaret Mahkemelerinin bu yetkisi kamu düzenine ilişkin ve kesindir. Bu sebeple tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında Asliye Ticaret Mahkemesinin iflas davalarında yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında yetki sözleşmesi yapamazlar.
Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin ve kesin olduğundan dolayı mahkeme, yetkili olup olmadığını kendiliğinden incelemek/araştırmak zorundadır. Buradaki yetki itirazı, yetki ilk itirazı değildir ve o şekilde ileri sürülmez. Borçlu burada her zaman mahkemenin yetkisiz olduğunu ileri sürebilir.
Ayrı bir ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde o yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi aynı zamanda Asliye Ticaret Mahkemesi görevi de yapar. İflas davalarına ve ticari davalara bakar.
YETKİLİ İFLAS DAİRESİ
İflasta yetkili iflas dairesi, iflas kararını vermiş olan Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresindeki iflas dairesidir. İflas dairesinin yetkisi de Asliye Ticaret Mahkemesinde olduğu gibi kamu düzenine ilişkindir ve kesindir. Bu nedenle tacirler ve kamu tüzel kişileri aralarında yetki sözleşmesi yaparak yetkisiz bir iflas dairesini yetkisiz kılamazlar.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2012/19-643 K. 2013/256 T. 20.2.2013
“…Uyuşmazlık; iflas erteleme talebinde bulunan şirketlerin muamele merkezlerinin Bursa ili mi yoksa Balıkesir ili mi olduğu; buradan varılacak sonuca göre, yetkili mahkemenin bu iki yerden hangisi olduğu, noktasında toplanmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ( İİK )’nun “İflas Takiplerinde Yetkili Merci” başlığı altında düzenlenen 154/III. maddesinde, “…Şu kadar ki, iflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır.” Hükmü öngörülmüştür.
Bu açık hüküm karşısında, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki Ticaret Mahkemesi’nin yetkisi kamu düzenine ilişkin olup, kesindir.
Nitekim, aynı ilke Hukuk Genel Kurulu’nun 28.09.2011 gün ve E:2011/19-446, K:2011/569 sayılı ilamında da benimsenmiştir.
İflası istenen kişinin ticaret siciline kayıtlı olduğu yer, muamele merkezi yönünden karine teşkil ederse de, ticaret sicilinde kayıtlı yerden başka bir yerin muamele merkezi olduğu kanıtlanırsa iflas davasının bu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekir…”
Yazı kaynağı : www.eyavuz.av.tr
�FLAS DAVASINDA YETK�
�flas yolu ile takip edilebilecek ki�iler: T�rk Ticaret Kanunu uyar�nca
tacir say�lan veya tacirler hakk�ndaki h�k�mlere tabi olan ki�iler ile
�zel kanun h�k�mleri uyar�nca iflasa tabi olan ger�ek veya t�zel ki�ilerdir
(��K. m. 43). Tacirler her t�rl� bor�lar�ndan dolay� iflasa tabidirler
(TTK.m. 20).
Hukukumuzda, genel iflas yolu, kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ve
do�rudan do�ruya iflas yolu olmak �zere �� �e�it iflas yolu vard�r. �flas
davas�nda yetki h�k�mleri a��s�ndan bu �� iflas yolu aras�nda fark bulunmamaktad�r.
1. �FLAS TAK�B�NDE YETK�
�flas takibinde yetki konusu, �cra ve �flas Kanunu (��K)’ nun 154. maddesinde
d�zenlenmi�tir. Maddenin metni �u �ekildedir:
“�flas yoluyla takipte yetkili merci, bor�lunun muamele merkezinin bulundu�u
mahaldeki icra dairesidir.
Merkezleri yurt d���nda bulunan ticari i�letmeler hakk�nda yetkili merci,
T�rkiye’deki �ubenin, birden ziyade �ubenin bulunmas� halinde merkez �ubenin
bulundu�u yerdeki icra dairesidir.
Bor�lu ile alacakl� yetkili icra dairesini yaz�l� anla�ma ile tayin etmi�lerse,
o yerin icra dairesi dahi iflas takibi i�in yetkili say�l�r. �u kadar ki,
iflas davalar� i�in yetki s�zle�mesi yap�lamaz ve iflas davas� mutlaka
bor�lunun muamele merkezinin bulundu�u yer ticaret mahkemesinde a��l�r.”
1.1 �FLAS TAK�B�NDE YETK�L� �CRA DA�RES�
Genel iflas yolu ve kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takipte yetkili
icra dairesi, bor�lunun muamele merkezinin bulundu�u yerdeki icra dairesidir
(��K. m. 154/I). Do�rudan do�ruya iflas yolunda (takipsiz iflas)
ise, alacakl� (genel iflas yolu ve kambiyo senetlerine mahsus iflas yolunda
oldu�u gibi) �nce icra dairesine bir takip talebinde bulunup, bor�luya
bir �deme emri tebli� ettirmeden, do�ruca ticaret mahkemesinde iflas davas�
a�abilece�i i�in bu takip yolunda icra dairesinin bir fonksiyonu yoktur.(2)
Kanun, icra dairesinin yetkisinin kamu d�zeniyle ilgili olmad���n� kabul
etmi� ve bu nedenle, icra dairesinin yetkisine ili�kin yetki s�zle�mesi
yap�labilece�ini belirtmi�tir. Buna g�re, bor�lu ile alacakl� bir yetki
s�zle�mesi yaparak, bor�lunun muamele merkezinin bulundu�u yerden ba�ka
bir yerdeki icra dairesini yetkili k�labilirler.
Millet Meclisi Adalet Komisyonu da h�km�n gerek�esinde, ” Yukar�da bahsedilen
amme intizam� m�lahazalar�,(3) iflas takibinin
yap�laca�� icra dairesinin yetkisi bak�m�ndan varit de�ildir. Tasar�n�n
gerek�esinde belirtilen << b�y�k ticaret merkezlerindeki tacirlerin
hukukunu himaye etmek >> gayesini benimseyen komisyonumuz, icra daireleri
bak�m�ndan yetki s�zle�mesini kabul etmi� ve b�ylece bu gayenin ger�ekle�tirilmesine
de �al���lm��t�r. ” demek suretiyle bu hususu a��k�a ifade etmi�tir.(4)
Bu sayede, asl�nda yetkisiz olan bir icra dairesi, o iflas takibi bak�m�ndan
yetkili hale gelmi� olur. Yetki s�zle�mesi yap�lmas� nedeniyle, kanunen
yetkili olan bor�lunun muamele merkezinin bulundu�u yerdeki icra dairesinin
yetkisi kalkmaz. Buna g�re, bor�lu ile alacakl� bir yetki s�zle�mesi yapm��larsa
bor�lu aleyhine, hem bu s�zle�me ile yetkili k�l�nan yer icra dairesinde
hem de bor�lunun muamele merkezinin bulundu�u yer icra dairesinde iflas
takibi yap�labilir. Alacakl� bu iki icra dairesinden birine ba�vurmakta
serbesttir.(5)
�cra dairesi, bir iflas takibi bak�m�ndan yetkili olup olmad���n� re’sen
g�z �n�ne alamaz. Bor�lu icra dairesinin yetkisine, �deme emrine itiraz
s�resi i�inde itiraz etmelidir. Alacakl�, iflas yolu ile takibi, bor�lunun
muamele merkezinin bulundu�u yerden ba�ka bir yerdeki icra dairesinde ba�lat�r
ve bor�lu da bu icra dairesinin yetkisiz oldu�unu �deme emrine itiraz s�resi
i�inde ileri s�rmezse bu durumda bor�lu, icra dairesinin yetkisiz oldu�unu
a��lacak iflas davas�nda ticaret mahkemesine kar�� ileri s�remeyecektir.
B�yle bir durumda, bor�lu ile alacakl� aras�nda z�mni bir yetki s�zle�mesi
olu�mu� olacakt�r.(6)
1.2 �FLAS DAVASINDA G�REVL� MAHKEME
��K. m. 154/III h�km� uyar�nca iflas davas�, bor�lunun muamele merkezinin
bulundu�u yerdeki ticaret mahkemesinde a��l�r. Bu bak�mdan ��K, iflas davalar�nda
ticaret mahkemesini g�revli mahkeme olarak, bor�lunun muamele merkezinin
bulundu�u yerdeki mahkemeyi de yetkili mahkeme olarak g�stermi�tir.
�flas davas�nda g�revli mahkeme ticaret mahkemesidir. �flas isteyen alacakl�n�n
alaca�� d�rt y�z milyon liradan az olsa bile, iflas davas� yine ticaret
mahkemesinde a��l�r (HUMK. m. 8/I). Sulh hukuk mahkemeleri iflas davas�
i�in g�revli de�ildir.
�flas davas� mutlak ticari bir davad�r.(7)
Bu davalar m�nhas�ran iki taraf�n arzusuna tabi olmayan i�lerdendir. Bu
nedenle, iflas davas�nda g�rev itiraz� ilk itiraz de�ildir, dava �art�d�r(8)
(HUMK. m. 23, TTK.m. 5/III). Taraflar yarg�laman�n sonuna kadar g�rev itiraz�nda
bulunabilirler ve mahkeme de davan�n her d�neminde re’sen davan�n kendi
g�rev alan�na girmedi�ine ve dava dosyas�n�n g�revli mahkemeye g�nderilmesine
karar verebilir.(9)
Ayr� ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemesi, ticaret
mahkemesi s�fat�yla iflas davalar�na bakar. Ayr� ticaret mahkemesi bulunan
yerlerde ise, iflas davas� asliye hukuk mahkemesinde a��l�rsa mahkeme,
dava dosyas�n�n ticaret mahkemesine g�nderilmesine, re’sen karar vermelidir.
Taraflar da yarg�lama bitinceye kadar, dava dosyas�n�n ticaret mahkemesine
g�nderilmesini isteyebilirler.(10)
Ayr� ticaret mahkemesi bulunmayan bir yerde, asliye hukuk mahkemesinde
iflas davas� a��ld�ktan sonra o yerde ticaret mahkemesi kurulursa, asliye
hukuk mahkemesi dava dosyas�n�n ticaret mahkemesine g�nderilmesine re’sen
karar vermelidir.(11)
B�y�k �ehirlerdeki ticaret mahkemeleri, sadece bu �ehirlerin merkez il�elerinde
ve merkez il�eye �ok yak�n olmas� sebebiyle ayr� mahkeme te�kilat� bulunmayan
ve bu nedenle merkez il�edeki mahkeme te�kilat�na ba�l� olan il�elerde
muamele merkezi bulunan bor�lular hakk�ndaki iflas davalar�na bakabilirler.
Merkez il�eye �ok yak�n olsa bile, ayr� mahkeme te�kilat� bulunan il�elerde
muamele merkezleri bulunan bor�lular hakk�ndaki iflas davalar�na, merkez
il�edeki ticaret mahkemesince bak�lamaz. Bu davalar�n mutlaka ayr� mahkeme
te�kilat� bulunan il�elerin asliye hukuk (veya asliye ticaret) mahkemelerince
g�r�lmesi gerekir. Bu nedenle, �rne�in; �stanbul Ticaret Mahkemesi, muamele
merkezi Kad�k�y il�esinin s�n�rlar� i�inde olan bir bor�lu hakk�ndaki iflas
davas�na bakamaz. Bu iflas davas�na Kad�k�y Asliye Hukuk Mahkemesince (veya
varsa ticaret mahkemesince) bak�lmal�d�r. Nitekim, Ankara’n�n �ankaya il�esinde
ayr� mahkeme te�kilat�n�n bulundu�u d�nemde, muamele merkezi �ankaya il�esi
s�n�rlar� i�inde kalan bir bor�lu hakk�nda, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde
a��lan bir iflas davas�nda mahkeme, bor�lunun muamele merkezinin �ankaya
il�esi s�n�rlar� i�inde kald���ndan ve �ankaya il�esi s�n�rlar� i�inde
ayr� bir mahkeme te�kilat� bulundu�undan bahisle, davan�n yetki y�n�nden
reddine ve dava dosyas�n�n yetkili olan �ankaya Asliye Hukuk Mahkemesine
g�nderilmesine karar vermi�tir. Bu karar Yarg�tay taraf�ndan oybirli�i
ile onanm��t�r.(12)
1.3 �FLAS DAVASINDA YETK�L� MAHKEME
�cra ve �flas Kanunu’nun 154/III. Maddesi uyar�nca iflas davas� mutlaka
bor�lunun muamele merkezinin bulundu�u yerdeki ticaret mahkemesinde a��l�r.
1.3.1 MUAMELE MERKEZ� KAVRAMI
Merkez, bir i�letmenin faaliyetlerinin “m�lki” anlamda y�netildi�i ve i�letme
sonu�lar�n�n topland��� i� yerini ifade eder. ��letme merkezi kavram� iki
temel veriyi kapsar: birinci veri i�letmenin hukuki ili�kilerinin bir b�t�n
olarak y�netilmesidir. Bu a��dan hukuki merkez s�z konusu olur. �kinci
veri, i�letmenin y�netimi ile i� ve i�letme politikalar�n�n bir b�t�n olarak
y�nlendirilmesidir Bu a��dan da i� merkezi veya muamele merkezi s�z konusu
olur. T�rk hukukunda, i�letmenin kanuni veya ekonomik merkezlerinin ayr�
yerlerde bulunmas�n� engelleyen bir h�k�m bulunmamaktad�r. Bu nedenle,
i�letmelerin kanuni merkezlerinin ve muamele merkezlerinin ayr� mahallerde
bulunmas� �eklindeki uygulamalar g�r�lmektedir.(13)
�flas davas�nda yetkili mahkeme, bor�lunun muamele merkezinin bulundu�u
yerdeki ticaret mahkemesidir. Muamele merkezi kavram� ile ifade edilmek
istenen, tacirin ticarethanesinin bulundu�u yer de�il, tacirin ���nc� ki�ilere
kar�� i�lerini idare etti�i merkezdir.(14)
Tacir genellikle muamele merkezinde taahh�tlere giri�ir. Tacirin kendisi
ve mallar�, muamele merkezinde kolayl�kla bulunabilir. Ayr�ca, ayn� bor�luya
kar�� yap�lacak birden �ok takip neticesinde farkl� yerlerde a��labilecek
iflas davalar� nedeniyle bor�lu ile birlikte alacakl�lar� da zarar g�rebilir.
Farkl� yerlerde a��lacak davalar nedeniyle bor�lunun, bunlar�n her birinde
kendini ayr� ayr� savunmas� hem zaman kayb�na hem de fazla masrafa neden
olur. Kanun koyucu, bu nedenleri g�z �n�ne alarak, iflas davalar�n�n mutlaka
bor�lunun muamele merkezindeki mahkemede a��laca�� hakk�ndaki h�km� getirmi�tir.(15)
T�zel ki�i tacirlerin merkezleri, bunlar�n kurulu�lar�na ili�kin s�zle�melere
yaz�lmak suretiyle belirlenir (TTK.m. 155, 244, 279, 478, 506, Kooperatifler
Kanunu m. 4, Dernekler Kanunu m. 7). Ger�ek ve t�zel ki�i tacirler, TTK.m.
42/I uyar�nca ticari i�letmelerini a�t�klar� g�nden itibaren 15 g�n i�inde,
belirledikleri i�letme merkezini, o yerin ticaret siciline tescil ve ilan
ettirmek zorundad�rlar.
2. �FLASA TAB� K���LER HAKKINDAK� YETK� H�K�MLER�
Ger�ek veya t�zel ki�i tacirin, ticaret siciline tescil ettirmi� oldu�u
i�letme merkezinin bulundu�u yer, o tacirin muamele merkezinin de
oras� oldu�una karine te�kil eder.(16) Ancak
bunun aksi ispat edilebilir.(17)
Bu bak�mdan, tacirin fiili muamele merkezinin, ticaret sicilinde kay�tl�
olan yerden ba�ka bir yerde oldu�u ispat edilirse, iflas davas� bu ikinci
yerde a��l�r. Ayr�ca, ticaret sicilinde ikametgah olarak ba�ka bir yerin
g�sterilmi� olmas�, tacirin muamele merkezinin de bu
g�sterilen yer oldu�unun kabul�n� gerektirmez.
Bu tacir hakk�nda iflas davas�, kay�tl� oldu�u ticaret sicili nerede ise,
o yerdeki ticaret mahkemesinde a��l�r.(18)
�rne�in; Ankara Ticaret Siciline kay�tl� bir tacir, sicil kayd�nda ikametgah
olarak Polatl�’y� g�stermi�se bu durumda, iflas davas�nda yetkili mahkeme
Polatl� de�il Ankara mahkemeleridir. Davan�n Polatl�’da a��labilmesi i�in,
bor�lunun muamele merkezinin Polatl�’da oldu�unun ispat edilmesi gerekir.
��K. m. 44 uyar�nca ticareti terk eden eski tacir aleyhine, ticareti terk
etti�inin ticaret sicili memurlu�unca ilan edildi�i tarihten itibaren bir
y�l i�inde iflas yolu ile takip yap�labilir. B�yle bir iflas davas�nda
yetkili mahkeme, eski tacirin ticareti terk etti�i andaki muamele merkezi
olmal�d�r.(19)
Kollektif ve komandit �irket ortaklar�, yaln�z bu s�fatlar�ndan dolay�
tacir de�ildir.(20) Ancak, kollektif �irket
ortaklar�n�n �irket bor�lar�ndan dolay� iflasa tabi olduklar� TTK.m. 182/I’
de belirtilmi�tir. TTK.m. 256 uyar�nca bu h�k�m komandit �irket ortaklar�
hakk�nda da caridir. Kollektif ve komandit �irket ortaklar� hakk�nda, �irket
bor�lar�ndan dolay� a��lacak bir iflas davas�nda yetkili mahkeme, bunlar�n
ikametgah�ndaki ticaret mahkemesi olmal�d�r (��K. m. 285/II k�yasen).(21)
4389 say�l� (4491 say�l� kanun ile de�i�tirilen) Bankalar Kanununun 17/1
maddesi uyar�nca, bir bankan�n y�netim kurulu ve kredi komitesi ba�kan
ve �yeleri ile genel m�d�r, genel m�d�r yard�mc�lar� ve imzalar� bankay�
ilzam eden memurlar�n�n kanuna ayk�r� karar ve i�lemleri ile bankan�n iflas�na
neden olduklar�n�n tespiti halinde, bankaya verdikleri zararlarla s�n�rl�
olarak bunlar�n �ahsi sorumluluklar� yoluna gidilerek, Bankac�l�k D�zenleme
ve Denetleme Kurulu’nun karar�na istinaden ve Tasarruf Mevduat� Sigorta
Fonunun Talebi �zerine �ahsen iflaslar�na karar verilebilir. Bu karar ve
i�lemler bankan�n y�netim ve denetimini do�rudan veya dolayl� olarak tek
ba��na veya birlikte elinde bulunduran ortaklara menfaat temini amac�yla
yap�ld��� takdirde, menfaat temin eden ortaklar hakk�nda da temin ettikleri
menfaat �zerinden ayn� h�k�m uygulan�r. Bankalar Kanununun bu h�km�ne dayan�larak
a��lacak bir iflas davas�n�n, (kollektif ve komandit �irket ortaklar� hakk�nda
�irket bor�lar�ndan dolay� a��lan iflas davas�nda oldu�u gibi) daval�lar�n
ikametgah�ndaki ticaret mahkemesinde a��lmas� gerekir.(22)
Merkezleri yurt d���nda bulunan ticari i�letmeler aleyhine a��lacak iflas
davalar�, bunlar�n T�rkiye’deki �ubelerinin, birden fazla �ube bulunmas�
durumunda merkez �ubenin bulundu�u yerdeki ticaret mahkemesinde a��l�r.
Bu durum Millet Meclisi Adalet Komisyonu gerek�esinde �u �ekilde ifade
edilmi�tir:
“Merkezleri yurt d���nda bulunan ticari i�letmelerin T�rkiye’deki �ubelerinin
T�rkiye bak�m�ndan merkezi, bu �ubenin bulundu�u yerden ba�ka bir yer de�ildir.
O halde, maddenin (��K’ nun 154. maddesi) birinci f�kras�ndaki prensibe
en uygun d��en tanzim tarz�, iflas takibi bak�m�ndan �ubenin bulundu�u
yer icra dairesi ve ticaret mahkemesini yetkili say�lmas�d�r. Komisyonumuzun
kabul etti�i bu esas iflastaki yetkiyi tanzim eden amme intizam� m�lahazalar�na
uygun oldu�u gibi, Ecnebi Anonim ve Sermayesi Eshama M�nkasem �irketler
hakk�ndaki 30 Kas�m 1330 tarihli muvakkat kanunun 10. maddesine de uygundur.
Merkezi T�rkiye d���nda olan bir ticari i�letmenin T�rkiye’de birden fazla
�ubesi varsa, bu halde iflas takibi ve davas� bak�m�ndan, sadece merkez
�ubenin bulundu�u yer icra dairesi ve ticaret mahkemesinin yetkili olaca��n�,
HUMK’ nun 17. maddesini tatbik etmek suretiyle tespit etmek m�mk�nd�r.”(23)
�flas davalar�n�n kamu d�zeni ile ilgili olmas� nedeniyle, birden fazla
daval�s� bulunan bir davan�n, daval�lardan birinin ikametgah� mahkemesinde
a��laca��na ili�kin yetki kural� (HUMK. m. 9/II), iflas davalar�nda uygulanmaz.(24)
�svi�re’nin Neuchatel Kanton Mahkemesi bir karar�nda “birden fazla alacakl�s�n�n
iflas�na karar verilmesini isteyen alacakl�, bunlar�n her biri i�in ayr�
ayr� dava dilek�esi vermelidir; zira iki davan�n bir arada y�r�t�lmesi
caiz de�ildir ve birden fazla iflas karar� tek bir h�k�mle verilemez.”
�fadesine yer vermi�tir.(25) Yarg�tay’�m�z
da bir karar�nda iki bor�lu aleyhine tek bir dilek�e ile a��lan iflas davalar�n�n
ayr�larak, bunlar�n her birinin bor�lular�n kendi muamele merkezlerinde
bulunan mahkemelerce g�r�lmesi gerekti�ine i�aret etmi�tir.(26)
3. MAHKEMEN�N YETK�S� KAMU D�ZEN� �LE �LG�L�D�R
Kanun, icra dairesinin yetkisinin kamu d�zenine ili�kin olmad���n�,(27)
bu nedenle icra dairesinin yetkisi a��s�ndan, yetki s�zle�mesi yap�labilece�ini
kabul etmi�tir (��K. m. 154/III).(28)
�flas davas�nda ise, bor�lunun muamele merkezinin bulundu�u yerdeki ticaret
mahkemesinin yetkisi ise kamu d�zenine ili�kindir ve kesindir. Yetkinin
kamu d�zenine ili�kin olmas� nedeniyle iflas davalar� i�in yetki s�zle�mesi
(HUMK. m. 22) yap�lamaz. �flas takibi i�in yap�lm�� bir yetki s�zle�mesi
de, iflas davas�na sirayet etmez. �flas davas� mutlaka bor�lunun muamele
merkezinin bulundu�u yerdeki ticaret mahkemesinde a��l�r (��K. m. 154/III).
Millet Meclisi Adalet Komisyonu h�km�n gerek�esini �u �ekilde belirtmi�tir:
“�flas davas� i�in bor�lunun muamele merkezinin bulundu�u yer ticaret mahkemesinin
yetkili say�lmas�, amme menfaati i�in kabul edilmi� bir esas olup, amme
intizam�ndand�r.
Ger�ekten, iflas davas�nda sadece iflas isteyen alacakl� ile iflas� istenen
bor�lunun menfaatleri bahis konusu olmay�p, bor�lunun b�t�n alacakl�lar�n�n
e�it bir �ekilde muamele g�rmeleri bahis konusudur. Hatta, iflas etmek
�zere veya iflas etmi� bor�lu ile muamelede bulunmak isteyen kimselerin
de, bor�lunun sadece muamele merkezinde iflas ettirilmesinde menfaati vard�r.
Zira bor�lunun alacakl�lar� veya onunla muameleye giri�mek isteyen ���nc�
�ah�slar, bor�lunun durumu hakk�nda en emin bir �ekilde onun muamele merkezinde
bilgi edinebilirler. Bu kimselerin bor�lunun T�rkiye’nin �u veya bu yerinde
iflas ettirilmi� olup olmad���n� ara�t�rmalar�na ve bilmelerine imkan yoktur.
B�yle olunca da, bor�lunun muamele merkezinde gerekli ara�t�rmay� yapm��
ve bunun �zerine bor�lu ile ticari m�nasebete giri�mi� bir ���nc�
�ah�s, kendisi ile ticari m�nasebete giri�ti�i bir bor�lunun, daha �nce
ba�ka bir yer mahkemesince iflas ettirildi�ini ��renince, b�y�k bir s�rprizle
kar��la��r.
Bu ���nc� �ah�s, iflas masas�na kar�� iyi niyet iddias�nda bulunamayaca��ndan,
bor�lunun bir alacakl�s� ile yapm�� oldu�u yetki s�zle�mesinden dolay�
zarara u�rayacak, bundan ise ticaret hayat� zarar g�recektir. ��te bu sebeplerle,
iflasa karar verecek ticaret mahkemesi bak�m�ndan bor�lunun muamele merkezindeki
mahkemenin yetkili olmas� amme intizam�ndand�r. Bir mahkemenin yetkisinin
amme intizam�ndan bulundu�u hallerde ise yetki s�zle�mesi yap�lamayaca��
HUMK’ nun (m. 22) ana prensiplerinden biridir.”(29)
�u halde, bor�lu hakk�nda T�rkiye’nin herhangi bir yerinde iflas takibi
yap�labilir. Ancak, iflas davas�n�n mutlaka bor�lunun muamele merkezinin
bulundu�u yer ticaret mahkemesinde a��lmas� gerekmektedir. �flas davas�na
bakan mahkeme yetkisizli�ini re’sen g�zetir.(30)
Taraflar da davan�n her a�amas�nda yetki itiraz�nda bulunabilirler. Bu
bak�mdan, iflas davas�nda yetki itiraz� ilk itiraz de�ildir. Mahkemenin
yetkisi dava �art�d�r.(31)
4. BOR�LU ALEYH�NE B�RDEN �OK �FLAS DAVASI A�ILAB�L�R
�flasa tabi bir ki�i aleyhine farkl� alacakl�lar� taraf�ndan ve hatta ayn�
alacakl� taraf�ndan farkl� alacaklara dayan�larak birden �ok iflas davas�
a��labilir.(32) Bu �ekilde a��lm�� birden
�ok iflas davalar�ndan biri sonucunda bor�lunun iflas�na karar verilirse,
bu karar�n kesinle�mesine kadar ikinci bir iflas karar� verilmesinde hukuki
bir yarar bulunmad���ndan, bu iflas karar� kesinle�inceye kadar di�er iflas
davalar�na bak�lamaz. Di�er iflas davalar�na bakan mahkemeler, daha �nce
verilmi� iflas karar�n�n kesinle�mesini, bakmakta olduklar� davalar a��s�ndan
bekletici sorun yaparlar. �flas karar� kesinle�irse, di�er iflas davalar�
konusuz kal�r ve d��er.(33)
Bir g�r��e g�re, bir iflas davas�nda verilen iflas karar�n�n kesinle�mesi
ile di�er iflas davalar�n�n konusuz kalmas�, bu iflas davalar�n�n sadece
iflas talebi ile ilgili b�l�m� i�indir. Bor�lu �deme emrine itiraz etmi�,
alacakl� iflas davas� a�m�� ve mahkeme bu davada hen�z bor�lunun ger�ekten
bor�lu olup olmad���n� inceledi�i bir d�nemde, bor�lu ba�ka bir iflas davas�
neticesinde iflas etmi� ve bu iflas karar� kesinle�mi� ise, bununla alacakl�n�n
a�t��� iflas davas�n�n sadece iflas talebi ile ilgili k�sm� konusuz kal�r.
Bu davaya art�k iflas davas� olarak devam edilemez ve bor�lunun ikinci
defa iflas�na karar verilemez. Fakat alacakl�n�n a�t��� bu dava ayn� zamanda
bir alacak davas� oldu�u i�in, iflas idaresi alacakl�n�n alaca��n� kabul
etmezse, alacakl� ikinci alacakl�lar toplant�s�ndan on g�n sonra iflas
davas�na alacak davas� olarak devam edebilmelidir.(34)
Alaca��n� tahsil i�in herhangi bir dava a�mam�� olan bir alacakl�, bor�lunun
iflas�na karar verilmesinden sonra, iflas idaresine ba�vurarak alaca��n�
iflas masas�na kaydettirir (��K. m. 219). �flas idaresi, alacaklar�n kaydettirilmesi
i�in verilen bir ayl�k s�renin
sonunda masaya yazd�r�lan alacaklar�n do�ru olup
olmad���n� incelemeye ba�lar (��K. m. 230). �flas idaresi bu inceleme sonunda,
varl��� iddia edilen alacaklar�n kabul�ne veya reddine karar vererek bir
s�ra cetveli haz�rlar (��K. m. 232). Alaca�� k�smen veya tamamen reddedilen
alacakl�, iflas idaresi aleyhine bu s�ra cetveline kar�� bir itiraz davas�
a�abilir (��K. m. 235) . Alacakl� davay� kazan�rsa s�ra cetveli mahkeme
karar� do�rultusunda d�zeltilir.
G�r�ld��� gibi, alaca�� iflas idaresince kabul edilmeyen alacakl�n�n, alaca��na
kavu�mas� i�in gerekli d�zenlemeler ��K’ nda mevcuttur. Ayr�ca, bu d�zenlemelerde
de alacakl�n�n alaca��n�n mevcut olup olmad���na, idari bir kurum de�il,
bilakis yarg�sal bir kurum olan mahkeme karar vermektedir. Bu bak�mdan,
bir iflas davas� devam ederken, ayn� bor�lunun ba�ka bir iflas davas� nedeniyle
iflas�na karar verilmi�se, art�k devam etmekte olan davan�n derdest kalmas�nda
alacakl�n�n hukuki bir yarar� yoktur. Bu iflas karar�, mahkemenin hen�z
alaca��n varl��� veya yoklu�u meselesini inceledi�i bir a�amada verilmi�
olsa bile, alacakl�, alaca�� iflas idaresi taraf�ndan kabul edilmedi�i
takdirde yine bir yarg� makam�na m�racaat ederek, hakk�n�n korunmas�n�
isteyebilir. Bu nedenle, bir iflas davas� devam ederken ve mahkemenin hen�z
alaca��n varl��� veya yoklu�u meselesini inceledi�i bir a�amada, daha �nce
a��lm�� bir iflas davas� nedeniyle bor�lunun iflas�na karar verilmi�se,
art�k bu davan�n bir alacak davas� mahiyetini kazanamamas�(35)
ve d��mesi gerekir. Bu nedenle yukar�da anlat�lan g�r��e kat�lm�yoruz.
Bir alacakl�n�n takibi ve davas� �zerine verilmi� iflas karar�ndan, bor�lunun
di�er b�t�n alacakl�lar� yaralanaca�� i�in, bor�lu aleyhine yeni bir iflas
davas� a��lmas�nda bir hukuki yarar yoktur. Bu nedenle, bor�lunun iflas�na
karar verildikten sonra, bor�lu aleyhine yeni bir iflas davas� a��lamaz.(36)
5. DERDEST OLAN B�RDEN �OK �FLAS DAVASININ B�RLE�T�R�LMES� SORUNU
Bir yarg� �evresinde, i� yo�unlu�u nedeniyle ayn� d�zeyde birden �ok mahkeme
varsa (1., 2., 3. ticaret mahkemesi gibi), bunlar ayr� ayr� mahkemeler
de�il, ayn� mahkemenin daireleri durumundad�r.(37)
�flas davalar�n�n, mutlaka bor�lunun muamele merkezinin bulundu�u yerdeki
ticaret mahkemesinde a��lmas� gerekti�i daha �nce belirtilmi�ti. Bu bak�mdan
bir bor�lu hakk�nda a��lm�� birden �ok iflas davas�, farkl� dairelerde
a��lm�� olsalar bile, ayn� mahkemede a��lm�� say�l�r.
Ayn� mahkemede, ayr� ayr� a��lm�� iki dava aras�nda ba�lant� varsa bu iki
davan�n birle�tirilmesi istenebilir. Mahkeme de re’sen bu davalar�n birle�tirilmesine
karar verebilir (HUMK. m. 45). Davalar�n ayn� sebepten do�mas� veya biri
hakk�nda verilecek h�km�n di�erini etkileyecek nitelikte bulunmas� halinde
ba�lant� varsay�l�r (HUMK. m. 45/III).
Birle�tirilmesine karar verilen davalar, bir dosyada toplanarak birle�tirilir.
mahkeme birle�tirilen davalar� birlikte inceleyerek karara ba�lar. Birle�tirilen
davalar�n tahkikat safhas� ortakt�r.(38)
�flas davalar� a��s�ndan, genel iflas yolu veya kambiyo senetlerine mahsus
iflas yolu ile do�rudan do�ruya iflas yolu aras�nda takip tarz� inceleme
�ekli ve sonu�lar� itibar�yla farkl�l�klar vard�r. Bu nedenle, genel iflas
yolu veya kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile yap�lan bir takip neticesinde
a��lm�� bir iflas davas� ile, do�rudan do�ruya iflas yoluna dayanan bir
iflas davas�n�n birle�tirilmesi do�ru de�ildir.(39)
Genel iflas yolu veya kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile yap�lan
takipler neticesinde a��lm�� birden �ok iflas davas�nda ise, bor�lunun
�deme emrine itiraz edip etmedi�i hususu �nem ta��maktad�r. ��yle ki, bor�lu
�deme emrine itiraz etmi� ise mahkeme, �ncelikle borcun ger�ekten var olup
olmad��� hususu �zerinde bir inceleme yapacakt�r. Bor�lu �deme emrine itiraz
etmemi� ise, bor�lunun borcu kabul etti�i varsay�lacak ve mahkemenin yapaca��
tahkikat �ekli bir incelemeden ibaret olacakt�r. Mahkeme, �deme emrine
itiraz edilip edilmedi�ini, itiraz edilmemi�se borcun �denip �denmedi�ini
inceleyecektir. Bu nedenle, davalardan birinde bor�lu, daha �nce �deme
emrine itiraz etmi�, di�erinde itiraz etmemi�se bu durumda bu iki davan�n
birle�tirilmesi do�ru olmayacakt�r. ��nk�, bu �ekilde birle�tirilecek davalar�n
tahkikat� safhas�nda, birlikte tahkikat yap�lmas�n� gerektirecek bir ba�lant�
olmayacakt�r. Zira, bor�lu �deme emrine itiraz etmemi�se bu dava a��s�ndan
maddi anlamda bir �eki�me ve dolay�s�yla bu anlamda bir tahkikat safhas�
da yoktur.
Genel iflas yolu veya kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile yap�lan
takipler neticesinde a��lm�� birden �ok iflas davas�n�n tamam�nda bor�lu
�deme emrine itiraz etmi� ise mahkemenin b�yle bir durumda davalar�n birle�tirilmesine
karar verebilece�i d���n�lebilir. Ancak davalar�n birle�tirilmesi durumunda,
bu davalar birbirinden ba��ms�z, ayr� davalar olarak kalmaya devam eder.
Bu nedenle mahkeme, birle�tirme yapsa dahi, varl��� iddia edilen alacaklar�n
ger�ekten var olup olmad���n� ayr� ayr� incelemelidir. Tahkikat�n� yapt���
iddialardan birinin do�ru oldu�unun anla��lmas� halinde, bu sonucun di�er
davalar a��s�ndan da etkili olaca��ndan bahisle, di�er iddialar� incelemeden
dosyadan elini �ekmesi m�mk�n de�ildir. �ddialar�n tamam�n�n bir dosyada
toplanarak incelenmesi ise, davalar�n sonu�lanmas�n� uzun s�re geciktirebilir.
Bu nedenle davalar�n, hem alacakl�lar�n uzun s�re bekleyerek zarara u�ramamalar�
y�n�nden, hem de bu davalardan biri hakk�nda iflas karar� verilmesinin
di�er davalar� durduraca�� d���n�lerek, mahkemenin farkl� dairelerince
veya ayn� dairede farkl� dosyalar halinde incelenmesinin uygun olaca��
g�r���ndeyiz.
Genel iflas yolu veya kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile yap�lan
takipler neticesinde a��lm�� birden �ok iflas davas�n�n tamam�nda bor�lu
�deme emrine itiraz etmemi�se bu durumda, esasen maddi anlamda bir tahkikat
yap�lmayaca�� i�in ve bor�lunun bor�lar�n� kabul etti�i varsay�laca�� i�in
mahkemenin bu davalar� birle�tirerek g�rebilece�i kanaatindeyiz.
(1) KURU Baki, �cra ve �flas Hukuku C.3, sf. 2599.
(2) KURU Baki – ARSLAN Ramazan – YILMAZ Ejder, �cra ve �flas
Hukuku Ders Kitab�, sf. 423.
(3) Bkz. sf. 10
(4) ERMAN Ey�p Sabri, Kambiyo Senetlerine M�stenit �flas, Adalet
Dergisi – 1967, sf. 538.
(5) KURU Baki, �flas Takibi ve Davas�nda Yetki Kaideleri, �mran
�ktem’ e arma�an, Ankara 1970, sf. 514.
(6) �ST�NDA� Saim, �flas Hukuku (�flas, Konkordato, �ptal Davalar�),
sf. 17.
(7) ARKAN Sabih, Ticari ��letme Hukuku, sf. 96.
(8) KURU Baki, Hukuk Muhakemeleri Usul� C.1, sf. 882.
(9) KURU Baki – ARSLAN Ramazan – YILMAZ Ejder, Medeni Usul
Hukuku Ders Kitab�, sf. 186.
(10) KURU Baki, �flas ve Konkordato Hukuku, sf.58.
(11) Y. 11.HD. 19.06.1990, E. 3783, K 4916; Y. 11.HD. 20.02.1989,
E. 9872, K. 956. Ayr�ca bkz. ER�� G�nen, �flas ve Konkordato
Hukuku, sf. 10.
(12) Y. ��D. 11.03.1965, E. 2068, K. 3113. Ayr�ca
bkz. KURU Baki, �flas Takibi ve Davas�nda Yetki Kaideleri, �mran
�ktem’ e arma�an, Ankara 1970, sf. 520.
(13) M�MARO�LU Kemal, Ticaret Hukuku C.1, sf.159.
(14) KURU Baki, �cra ve �flas Hukuku C.3, sf. 2649.
(15) BERK�N Necmettin, �flas Hukuku, sf. 91,
(16) Y. ��D. 03.04.1969, E. 3724, K. 3738.
(17) Y. 11. HD. 17.10.1988, E. 7079, K. 5853.
(18) KURU Baki, �cra ve �flas Hukuku C.3, sf. 2650.
(19) Y. ��D. 25.12.1950 E. 5587, K. 5948.
(20) KURU Baki – ARSLAN Ramazan – YILMAZ Ejder, �cra ve �flas
Hukuku Ders Kitab�, sf. 397.
(21) KURU Baki, �cra ve �flas Hukuku C.3, sf.2651.
(22) KURU Baki, �flas Takibi ve Davas�nda Yetki Kaideleri,
�mran �ktem’e arma�an , Ankara 1970, sf. 513.
(23) OLGA� Senai, �cra – �flas Hukuku C.2, sf. 1309.
(24) KURU Baki, �flas Takibi ve Davas�nda Yetki Kaideleri,
�mran �ktem’e arma�an, Ankara 1970, sf. 521.
(25) UMAR Bilge, HUMK’ nun Mehaz Neuchatel Kantonundaki Tatbikat�,
sf. 79, no. 134.
(26) Y. ��D. 15.11.1958, E. 6155, K. 6014.
(27) KURU Baki, �cra ve �flas Hukuku C.3, sf. 2652.
(28) Bkz. yuk. sf. 2
(29) ERMAN Ey�p Sabri, Kambiyo Senetlerine M�stenit �flas,
Adalet Dergisi – 1967, sf. 537.
(30) Y. 12.HD. 02.02.1984, E. 560, K. 951; Y. 12.HD. 21.05.1984,
E. 4239, K. 6410; Y. 11. HD., 19.06.1990, E. 3783, K. 4916.
(31) KURU Baki, Hukuk Muhakemeleri Usul� C.1, sf. 882.
(32) KURU Baki, �cra ve �flas Hukuku C.3, sf. 2671.
(33) KURU Baki, �flas ve Konkordato Hukuku, sf. 85. Ayr�ca
bkz. Y. 12. HD. 09.06.1987, E. 1418, K. 3463.
(34) KURU Baki, �flas ve Konkordato Hukuku, sf. 85 (dipnot
no. 99c).
(35) Ayn� g�r��te bkz. Y. 11. HD. E. 3676, K. 5052.
(36) KURU Baki, �cra ve �flas Hukuku C.3, sf. 2714.
(37) Y. �BK. 14.02.1992, 3/2 (R.G. 01.05.1992).
(38) KURU Baki – ARSLAN Ramazan – YILMAZ Ejder, �cra ve �flas
Hukuku Ders Kitab�, sf. 477.
(39) Ayn� g�r��te bkz. Y. 11. HD., 19.10.1989, E. 6269, K.
5502.
Yazı kaynağı : www.mevzuatdergisi.com
İflas Hukuku
A. İflas Hukukunda Giriş
Takip yolları icra yolları ve iflas yolları olarak ikiye ayrılmaktadır. İcra yolları bireysel; iflas yolları ise toplu takip yollarıdır.
İflas, borcunu ödeyemeyen borçlu hakkında belli usullere göre ticaret mahkemesi tarafından hakkında iflas kararı verilen borçlunun iflas masasına giren bütün malvarlığı aktiflerinin paraya çevrilerek bilinen bütün alacaklıların tatmin edilmesini sağlayan takip yoludur.
İflas takip yolunun konusunu para ve teminat alacakları oluşturur. İflas takibi kural olarak tacirler ve tacirler hakkındaki hükümlere tabi olanlar bakımından mümkündür. İflasta alacaklılar arasında eşitlik ilkesi geçerlidir. Borçluya karşı yapılan iflas takibinden o borçlunun bütün alacaklıları faydalanır.
B. İflas Sebepleri
İflas kararının gerekçesine iflas sebebi denir.
Borçlunun borcunu ödememesi genel iflas sebebidir.
C. İflas Organları
D. İflasa Tabi Olan Kişiler
İflasa tabi olma kamu düzeniyle ilişkili olduğu için iflas davasında dava şartıdır. Alacaklı iflasa tabi borçlu için iflas takibi yapmak zorunda değildir. Takibi başlatan alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere harç ödemeden takip yolunu değiştirebilir.
E. İflasta Görev ve Yetki
İflas yoluyla takibin başlangıcında icra daireleri görevlidir. İflas yoluyla takip talebi iflas dairesine verilmez; verilirse görevsizlik nedeniyle reddedilir.
Yetkili icra dairesi, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesidir.
Gerçek kişi tacirler için muamele merkezi ticari işletmenin bulunduğu yerdir.
Tüzel kişilerin muamele merkezi şirket esas sözleşmelerinde yazılıdır.
Dernek ve vakıflar için yetkili icra dairesi dernek tüzüğü ve vakıf senedinde belirtilen yerdeki icra dairesidir.
Merkezleri yurt dışında bulunan ticari işletmelerin, Türkiye şubesinin bulunduğu yer icra dairesi yetkilidir. Birden fazla şubenin olması halinde merkez şubenin bulunduğu yerdeki icra dairesi yetkilidir.
Taraflar usulüne uygun yapılmış bir yetki sözleşmesi ile yetkili icra dairesini belirleyebilirler.
Alacaklı yetkisiz icra dairesinde iflas takibi yaparsa borçlu yetki itirazında bulunabilir. Borçlu yetkiye itiraz etmezse yetkisiz icra dairesi yetkili hale gelir. İtiraz icra dairesine yapılır.
İflas davalarında görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Görev kamu düzenine ilişkindir, mahkeme re’sen gözetir.
Asliye ticaret mahkemesi olmayan yerlerde asliye hukuk mahkemeleri görevlidir.
İflas davasında borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. İflas davasında yetki kesindir; taraflar yetki özleşmesi yapamaz.
İflas dairesinin görevi kural olarak iflas kararı verildikten sonra başlar. İflas kararını veren asliye ticaret mahkemesinin yargı çevresindeki iflas dairesi yetkilidir. İflas dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkindir; yetki sözleşmesi yapılamaz.
F. İflas Yolları
İflas yolları genel ve özel iflas yolları olarak ya da takipli ve takipsiz iflas olarak sınıflandırılabilir. Genel iflas yolu ve kambiyo senetlerine özgü iflas yolu takipli iflastır. Alacaklının talebi ile iflas takibi başlar.
Elinde ilam veya ilam niteliğinde belge bulunmayan alacaklı iflasa tabi borçluya karşı genel iflas yoluyla takip yapabilir.
Alacaklı icra dairesine takip talebinde bulunarak genel iflas yoluyla takibi başlatır. Takip talebi genel haciz yolundaki takip talebinin unsurlarını içermek zorundadır. Buna ek olarak alacaklının iflas istediğini açıkça belirtmesi gerekmektedir.
İflas takip talebini alan icra müdürü, üç gün içinde iflas ödeme emri düzenler ve borçluya gönderir.
Ödeme emrinin unsurları:
Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmezse ödeme emri kesinleşir. Ödeme emrinin kesinleşmesine rağmen borçlu borcunu ödemezse alacaklı iflas davası açabilir.
Ödeme emrine itiraz yedi gün içinde dilekçe ile icra dairesine yapılır. İtiraz takibi durdurur. Borçlu itirazında sebep belirtmek zorunda değildir ve sebep göstermişse bile bu sebeplerle bağlı değildir. Takibe devam etmek isteyen alacaklı iflas davası açmak zorundadır.
İflas davası ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılabilir. Bir yıllık süre hak düşürücü niteliktedir.
Alacaklı iflas kararı verilinceye kadar davayı geri alabilir. İflas talebini geri alan alacaklı bir ay geçmedikçe bu talebini yenileyemez.
İflas davasında basit yargılama usulü uygulanır. İflas davasında mahkeme dosya üzerinden karar veremez; inceleme duruşmalı olarak yapılır.
İflas davası adli tatilde de görülebilir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse iflas davası açan alacaklı mahkemeden hem itirazın kaldırılmasını hem de iflasa karar verilmesini ister.
Mahkeme iflas takip dosyasını getirtir ve inceler. Mahkeme öncelikle muhafaza tedbiri gerekip gerekmediğini takdir eder. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemişse mahkeme, alacaklının talep etmesi halinde muhafaza tedbirine karar vermek zorundadır. Mahkeme muhafaza tedbirine re’sen de karar verebilir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemişse mahkeme şekli bir inceleme yapar. Mahkemenin vereceği karar ile takip kesinleşir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse mahkeme her türlü delili kullanarak genel hükümlere göre inceleme yapar. Mahkeme itirazın kaldırılmasına karar verirse takip kesinleşir.
İflas dairesi kesinleşen iflas takibini ilan eder. İlandan itibaren on beş gün içinde diğer alacaklılar iflası gerektiren bir durum olmadığını ileri sürerek itiraz edebilirler. İlana itiraz eden olmaz ya da itirazları yerinde görülmezse mahkeme depo kararı verir.
Depo kararı iflas takibi kesinleştikten sonra mahkemenin borçluya borcunu ve takip giderlerini ödemesi için verdiği son süreyi ifade eder. Depo kararı ara karardır ve temyiz edilemez. Borçlu yedi gün içinde borcunu ve takip giderlerini öderse veya mahkeme veznesine depo ederse mahkeme iflas davasının reddine karar verir. Borçlu bu süre içinde borcunu ve takip giderlerini ödemezse ilk oturumda iflasına karar verilir. Bunun için iflas isteyen alacaklıların, ilk alacaklılar toplantısına kadar olan giderleri ve diğer tüm masrafları peşin olarak mahkeme veznesine yatırması gerekmektedir. Aksi halde borçlunun iflasına karar verilemez.
Asliye ticaret mahkemesinin iflasa karar verdiği anda iflas açılmış olur. İflas kararından sonra davadan feragat edilemez. İflas açılma anından itibaren bütün alacaklılar için hüküm ve sonuç doğurur.
İflas kararının tebliğinden itibaren on gün içinde istinafa gidilebilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı da tebliğden itibaren on gün içinde temyize gidilebilir.
Kanun yollarına başvurulması iflasın sonuçlarını doğurmasını engellemez. Ancak iflas kararı kesinleşene kadar ikinci alacaklılar toplantısı ve masa mallarının satışı yapılamaz.
Asliye ticaret mahkemesi iflas kararını yargı çevresindeki iflas dairesine bildirir. İflas dairesi kararı ilan eder ve kanunda belirtilen yerlere bildirir.
Kambiyo senetlerine özgü iflas yolu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolunun iflas hukukundaki yansımasıdır.
Alacağı kambiyo senedine dayanan alacaklı iflasa tabi olan borçluya karşı kambiyo senetlerine özgü iflas yoluna başvurabilir. Alacağı kambiyo senedine dayanan alacaklı isterse adi iflas veya kambiyo senetlerine özgü haciz yoluna da başvurabilir.
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu icra dairesine verilen takip talebi ile başlar. Takip talebi genel iflas yolundaki gibidir ancak kambiyo senedinin aslının eklenmesi zorunludur.
Takip talebini alan icra müdürü senedin kambiyo senedi olup olmadığını ve vadesinin gelip gelmediğini inceler. İcra müdürü senedin kambiyo senedi olduğu ve vadesinin geldiğini tespit ederse bir ödeme emri düzenler ve borçluya gönderir.
Ödeme emrinin unsurları:
Ödeme emrine itiraz tebliğden itibaren beş gün içinde dilekçe ile icra dairesine yapılır. İtirazı asliye ticaret mahkemesi inceler. Borçlu itirazında sebep göstermek zorunda değildir ve gösterdiği sebeplerle de bağlı değildir.
Ödeme emrine karşı şikayet tebliğden itibaren beş gün içinde dilekçe ile icra dairesine yapılır. Şikayeti asliye ticaret mahkemesi inceler.
Ödeme emrine itiraz ve şikayet dilekçesinin bir örneği alacaklıya tebliğ edilir.
Asliye ticaret mahkemesi itiraz ve şikayeti her türlü delili inceleyerek karara bağlar.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmezse veya itiraz asliye ticaret mahkemesi tarafından kaldırılmışsa takip kesinleşir. Borçlu takibin kesinleşmesine rağmen borcunu ödemezse alacaklı iflas davası açabilir. İflas davası genel haciz yolundaki gibidir.
Doğrudan doğruya iflas yolunda borçluya ödeme emri gönderilmeden iflas davası açılır. Burada depo kararı ve depo emri hükümleri uygulanmaz. Asliye ticaret mahkemesi doğrudan doğruya iflas sebeplerinin varlığını tespit ederse depo kararı vermeden iflasa karar verir.
Alacaklının talebiyle doğrudan doğruya iflas nedenleri:
Borçlunun talebiyle doğrudan doğruya iflas nedenleri:
G. İflasın Hukuki Sonuçları
İflasın açıldığı andan itibaren borçlu müflis adını alır.
İflas eden borçlu medeni haklardan yararlanma ve fiil ehliyetini kaybetmez. Ancak iflasın açılması müflisin tasarruf ehliyetini sınırlandırır. Müflisin haczedilebilen tüm mal ve alacakları iflas masasına girer. Müflisin iflas masasına giren mallar üzerindeki tasarruf yetkisi sınırlandırılır. İflas masasındaki malların tasarruf yetkisi iflas dairesine aittir.
Müflis borçlandırıcı işlem yapabilir. Örneğin iflas masasına dahil olan bir mal için satış sözleşmesi yapabilir ancak malı teslim edemez. Yapılan bu sözleşme geçerlidir ancak iflas kalktıktan sonra etkisini gösterir.
Kural olarak iyiniyetli üçüncü kişilerin yaptıkları işlemler de iflas masasına karşı geçersizdir. Ancak bu durumun bazı istisnaları vardır. İflasın açılması ile ilanı arasındaki dönemde üçüncü kişinin iyiniyeti korunmuştur. Üçüncü kişinin iyiniyetinin korunduğu haller:
İflasın açılmasıyla kural olarak daha önce müflise karşı başlamış olan takipler durur. Müflisin alacaklı olduğu takipler durmaz, iflas dairesi takibe devam eder.
İflasın açılmasıyla duran ve iflas kararının kesinleşmesiyle düşen takipler:
İflasın açılmasıyla durmayan takipler:
İflas tasfiyesi aşamasında müflise karşı yeni takip yapılamaz. Masa alacaklıları iflas tasfiyesi sırasında masaya karşı haciz yoluyla takip yapabilir.
Müflisin davacı veya davalı olduğu iflastan önce açılmış ve derdest olan hukuk davaları iflasın açılmasıyla durur. Duran davalara ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam edilebilir. Bu süreçte zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemez.
İflasın açılmasına rağmen devam eden davalar:
İflasın kamu hukuk bakımından sonuçları müflisin iflasta kusuru olup olmamasına göre değişmektedir.
Adi iflas, müflisin kusurunun olmadığı iflastır. Adi iflas suç değildir ve müflise ceza verilmez. Adi müflis avukat, noter, banka yönetim kurulu başkanı, üyesi, denetleyicisi ve genel müdür yardımcısı olamaz. İtibarı iade edilirse bu işleri yapabilir.
Taksirli (taksiratlı) iflas, müflisin basiretli bir tacir gibi davranmaması nedeniyle sebep olduğu iflastır. Taksirli iflas Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur ve müflis cezalandırılır.
Taksiratlı iflas nedenleri:
Taksiratlı müflis avukat, noter, banka yönetim kurulu başkanı, üyesi, denetleyicisi ve genel müdür yardımcısı olamaz. İtibarı iade edilse bile noter ve avukat olamaz.
Alacaklılarını zarara uğratmak amacıyla malvarlığını hileli olarak azaltan kimse hakkında verilen iflasına karar verilmesine hileli (dolanlı) iflas denir. Hileli iflas hem İcra ve İflas Kanunu’na hem de Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur. Hileli iflas seçimlik hareketli bir suçtur.
Hileli iflas için aşağıdaki hareketlerden birinin varlığı yeterlidir:
Hileli iflas suçunda ağır ceza mahkemesi görevlidir. Müflis üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Hileli müflis avukat, noter, banka yönetim kurulu başkanı, üyesi, denetçisi ve genel müdür yardımcısı, yedek subay köy muhtarı, belediye başkanı, belediye meclis üyesi ve milletvekili olamaz.
Vadesi gelmemiş olan alacaklar iflas kararı ile muaccel olur. Bu durumun iki istisnası vardır:
İflasın açılmasıyla müflisin borçları muaccel hale gelirken üçüncü kişiden olana alacakları muaccel olmaz.
İflasın açılması müflisin borçlarının zamanaşımını kesmez. Zamanaşımının kesilmesi için alacaklıların alacaklarını iflas masasına kaydettirmesi gerekir.
Konusu para olmayan alçaklar iflasın açılmasıyla para alacağına dönüşür.
İflasın açılması ile iflas masasındaki alacaklar için faiz işlemeye devam eder.
İflas kural olarak iki tarafa borç yükleyen sözleşmeleri ortadan kaldırmaz. Ancak bazı sözleşmelerde bir tarafa fesih hakkı verebilir. Örneğin kira sözleşmesi yapıldıktan ve kiralanan teslim edildikten sonra kiracı iflas etmiş olabilir. Bu halde kiraya veren kira alacağı için güvence verilmesini isteyebilir. Güvence verilmezse kiraya veren bildirim yapmadan sözleşmeyi feshedebilir.
İflasın açılması kural olarak takas hakkını etkilemez. Müflisten alacaklı olanlar aynı zamanda müflise borçluysa borçlarını ödemek yerine iflas masasındaki alacaklarıyla takas edebilirler.
Bir borcu birlikte taahhüt edenlerin iflas işlemleri aynı zamana denk gelebilir. Bu durumda alacaklı, alacaklarının tamamını müflislerin her birinin masasından ayrı ayrı isteyebilir.
H. İflas Tasfiyesi
İflasta tasfiye, iflas masasına giren mal, hak ve alacakların nasıl paylaştırılacağını ve iflasın nasıl sona ereceğini gösteren aşamadır.
İflas tasfiyesindeki ilk işlemler ve bu işlemlerin ikinci alacaklılar toplantısına kadar yürütülebilmesi için iflas kararının kesinleşmesi gerekmemektedir.
İflasın açılması ile müflisin haczedilebilen tüm mal ve haklarının oluşturduğu topluluğa iflas masası denir. İflas masası tasfiyeye girecek mal topluluğudur.
İflas masasına giren mal ve haklar:
İflas masasına giremeyen mal ve haklar:
Üçüncü kişi iflas masana dahil edilmiş olan bir malını geri isteyebilir. Üçüncü kişinin bu hakkına masadan çıkarma hakkı denir. Talebine rağmen malı geri verilmeyen üçüncü kişi, iflas masasına karşı istihkak davası açabilir.
Üçüncü kişilerin masadan çıkarma hakkını özel olarak kullanabilecekleri haller:
Müflisin iflas açıldığı andaki borçlarına iflas alacağı denir. İflas masasının oluşturulmasından tasfiye sonuna kadar, iflas masası tarafından yapılan harcamalardan doğan borçlara masa alacağı denir. Masa alacakları sıra cetveline geçirtilmeden öncelikle ödenir.
Asliye ticaret mahkemesi iflas kararını iflas dairesine bildirir. İflas dairesi hemen müflise ait mal ve hakların bir defterini tutar ve muhafazası için gerekli tedbirleri alır.
İcra dairesi deftere müflisin iflas masasına giren mal, hak ve alacaklarını, haczi caiz olmayan malları, üçünü kişilere ait gösterilen malları ve üçüncü kişiler tarafından hak iddia edilen malları yazar.
İflas dairesi deftere kaydedilen malların kıymet takdirini yapar veya bilirkişiye yaptırır. Yapılan kıymet takdiri de deftere geçirilir. Defterin doğruluğu ve eksikliği hakkında beyanda bulunması için müflise gösterilir. Müflisin beyanı deftere geçirilir ve müflise imzalattırılır.
Müflisin mağazaları, depoları, fabrikaları, perakende satış dükkanları ve benzeri yerler iflas masasının yararına olacağı kanaatine varılırsa birinci alacaklılar toplantısına kadar iflas dairesi tarafından yönetilebilir.
Masa mallarının defterinin tutulmasından sonra tasfiye yapılıp yapılamayacağına karar verilir. Daha sonra ise tasfiye yapılacaksa hangi usulün uygulanacağı belirlenir.
Müflisin iflas masasına girecek herhangi bir malvarlığı yoksa iflas dairesi iflasın tatiline karar verir. İflas dairesi tarafından verilen tatil kararı ilan edilir.
İlanda alacaklıların otuz gün içinde iflas işlerinin devamını istemediği ve giderleri peşin olarak yatırmadıkları takdirde iflasın kapatılacağı ihtarı bulunur.
Otuz gün içinde hiçbir alacaklı giderleri peşin olarak ödeyerek iflasın devamını istemezse iflas dairesi asliye ticaret mahkemesine iflasın kapatılması için başvurur. Bunun üzerine mahkeme iflasın kapatılmasına karar verir ve ilan edilir.
İflas masasındaki malların adi tasfiye giderlerini karşılayamayacağı anlaşılırsa basit tasfiye usulü uygulanır. Basit tasfiye usulü istisnai bir yoldur. İflas dairesi yirmi günden az ve iki aydan çok olmamak üzere bir süre belirler. Bu süre içinde alacaklıları, alacaklarını ve iddialarını bildirmeleri için ilanla davet eder. Bu süre içinde alacaklılardan biri masrafları peşin olarak ödeyerek adi tasfiye yapılmasını talep edebilir. Bunun dışında adi tasfiyeye başlanmış ancak altı ay içinde sonlandırılamamışsa alacaklılar basit tasfiyeye geçilmesini kararlaştırabilir.
Basit tasfiyenin özellikleri:
Asıl tasfiye usulüdür. Deftere göre masa mallarının adi tasfiye masraflarını karşılamaya yeteceği anlaşılırsa bu usul uygulanır.
Adi tasfiyenin iflasın açılmasından itibaren en geç altı ay içinde tamamlanması gerekir.
Adi tasfiyenin aşamaları:
İflas tasfiyesi sonunda alacağının tamamını alamayan alacaklılara iflas idaresi alamadıkları kısım için borç ödemeden aciz belgesi verir.
I. İflasın Kapanması
İflas tasfiyesinin bitmesi iflası kendiliğinden sona erdirmez. Asliye ticaret mahkemesi tasfiyenin bittiğini anladıktan sonra kapanma kararı verir.
İflas idaresi mahkemeden iflasın kapanmasını talep eder. İflasın kapanmasına ilişkin kararı iflas dairesi ilan eder. İflas idaresinin görevi biter.
İflasın kapanması müflis sıfatını sona erdirmez.
J. İflasın Kaldırılması
İflasın kaldırılması tasfiye devam ederken mahkemece iflas kararının verilmemiş sayılmasıdır. İflasın kaldırılması ile müflis hiç iflas etmemiş olur.
İflasın kaldırılmasında asliye ticaret mahkemesi görevlidir.
K. İtibarın İadesi
İflasın kapanması müflis sıfatını kaldırmaz. Müflis sıfatı itibarın iadesi ile kalkar.
Adi, taksirli ve hileli iflasta itibarın iade edilebilmesi için bütün alacaklıların alacağının itfa edilmiş olması ve talep gerekmektedir.
Adi iflasta itibarın iadesi için itfa yeterlidir. Taksirli iflasta ayrıca cezanın tamamen çekilmesi veya kanuni bir nedenle düşmesi gerekmektedir. Hileli iflasta ise müflisin cezayı tamamen çekmesi veya cezanın düşmesi, kişisel hakların ödenmesi, iyi halin saptanması ve memnu hakların iadesini isteme süresine uyulması gerekmektedir.
Adi ve taksirli iflasta itibarın iadesine iflasa karar veren asliye ticaret mahkemesi karar verir. İtibarın iadesi talebi reddedilen müflis temyize gidebilir.
Hileli iflasta itibarın iadesine müflisin yerleşim yerindeki ağır ceza mahkemesi karar verir.
Yazı kaynağı : www.ahmetekin.com
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.
kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler