hangi yenilenebilir enerji kaynağı ekolojik dengeye daha az zarar verir

hangi yenilenebilir enerji kaynağı ekolojik dengeye daha az zarar verir bilgi90’dan bulabilirsiniz

“Hangi yenilenebilir enerji kaynağından enerji üretmek ekolojik dengeye daha az zarar verir?” sorusunun cevabını “Yosun Pilleri” metninden hareketle düşününüz. Cevabınızı, günlük hayattan örneklerle destekleyerek aşağıya bilgilendirici bir metin yazınız.

Yenilenebilir Enerji Kaynakları / T.C. Dışişleri Bakanlığı

Simla Yasemin Özkaya*

Dünya Nereye Gidiyor?
 
Hızla artan nüfusun ve gelişen sanayinin enerji gereksinimi kısıtlı kaynaklarla karşılanamamakta, enerji üretimi ve tüketimi arasındaki açık giderek artmaktadır. Küresel enerji tüketiminin, 2035 yılına gelindiğinde 1998 yılında tüketilen enerji miktarının iki katı, 2055 yılında ise üç katı olacağı tahmin edilmektedir.

Öte yandan, petrol, doğalgaz, kömür ve nükleer enerji gibi “yenilenemeyen”, geleneksel enerji kaynakları çevreyi ve insan sağlığını giderek daha fazla tehdit eder hale gelmiştir. Geleneksel enerji kaynaklarının, başta ulaştırma olmak üzere, konut ve sanayi sektöründe yaygın olarak kullanılması, sorunu daha da karmaşık bir hale getirmektedir. Sözgelimi, ulaştırma sektöründeki enerji tüketiminin %95’i petrolden karşılanmaktadır. Bu oranın gelecek beş yıl içinde, gelişmiş ülkelerde yılda %1.5, gelişmekte olan ülkelerde ise %3.6 düzeyinde artması beklenmektedir.

Fosil  yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan karbondioksit (CO2) miktarı ormanların azalmasıyla giderek artmakta, bu nedenle atmosferdeki diğer gazlarla birlikte güneş ışınlarının yansımasını engellemektedir. Bu suretle, “sera etkisi” oluşmakta ve iklim değişikliklerine neden olmaktadır. Küresel ısınmanın bu şekilde artmaya devam etmesi durumunda, 2040 yılına kadar, deniz seviyesinin bir metreye kadar yükseleceği, bu durumda dünyanın en büyük kentlerinin sular altında kalacağı yolunda görüşler ileri sürülmektedir.

Fosil yakıtların  yanması sonucu ortaya çıkan gazlardan biri olan karbonmonoksit (CO) vücuttaki oksijen oranını azaltarak ölümlere yol açarken, kükürtdioksit (SO2) kansere sebep olmaktadır. Doğalgazın yanmasıyla ortaya çıkan kokusuz ve gözle görülemeyen azotoksit (NO) ise  atmosferde diğer gazlarla etkileşime girerek vücudun bağışıklık sistemini çökertmektedir.

Atmosferin kirlenmesinin önlenmesine yönelik tedbirler, 1970’li yıllarda sanayileşmiş bir çok ülke tarafından alınmaya başlanmış olmakla birlikte, kirleticilerin hava olaylarıyla birlikte taşınmasının ve sınırötesi etkiler yaratmasının engellenmesi mümkün olamamıştır. Uzun mesafelere taşınan kirleticiler, insan sağlığına zarar vermiş, toprakta ve su kaynaklarında asit oranının artmasına neden olarak bazı canlı türlerinin yok olmasına sebep olmuş, ayrıca metal yüzeyleri, binaları olumsuz yönde etkilemiştir.

Diğer taraftan, İkinci Dünya Savaşı sonrasında barışçıl amaçlarla kullanılmaya başlanan nükleer enerjiye duyulan güven, bugün dünyadaki elektrik enerjisinin %17’sini üretse de, “Çernobil Nükleer Kazası” sonucu azalmaya başlamıştır. Günümüzde 1000’i aşkın ticari, askeri ve araştırma amaçlı nükleer reaktör işletilmekte, ancak yeni tesisler açılması yoğun tartışmalara neden olmaktadır. 

Bütün bu gelişmelerin yanısıra petrolün 50 yıl, doğal gazın ise 200 yıl içinde tükeneceğinin tahmin edilmesiyle insanoğlu doğa ile dost, temiz ve nispeten ucuz enerji kaynakları arayışına yönelmiştir. Bu kapsamda, zaman açısından “sürdürülebilir” olmakla birlikte dünyanın her bölgesinde var olabilme özelliğini de taşıyan “yenilenebilir enerji kaynakları”nın daha fazla kullanılması yönünde adımlar atılmaya başlanmıştır.

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Nedir ve Neden Önemlidir?

Yenilenebilir enerji kaynağı “Doğanın kendi evrimi içinde bir sonraki gün aynen mevcut olabilen enerji kaynağı” olarak  tanımlanmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının en büyük özellikleri, karbondioksit emisyonlarını azaltarak çevrenin korunmasına yardımcı olmaları, yerli kaynaklar oldukları için enerjide dışa bağımlılığın azalmasına ve istihdamın artmasına katkıda bulunmaları ve kamuoyundan yaygın ve güçlü destek almalarıdır. Bir başka deyişle, yenilenebilir enerji kaynakları, ulaşılabilirlik (Accessibility), mevcudiyet (Availability), kabul edilebilirlik (Acceptability) özelliklerinin hepsini taşımaktadırlar.

Yenilenebilir enerji kaynakları, hidro, jeotermal, güneş, rüzgar, odun, bitki artıkları, biyokütle,gel-git ve dalga olarak kabul edilmektedir.

Rakamlarla Yenilenebilir Enerji:

Hidro-enerji ve barajlar, atmosferi kirleten zehirli gaz ve parçacık deşarjlarının olmaması, yenilenemeyen enerji kaynaklarıyla karşılaştırıldıklarında işletim maliyetlerinin azlığı, ayrıca tarım sektöründe kullanımları nedeniyle vazgeçilmez görülmektedirler. Günümüzde,  potansiyel hidro-enerji miktarının ancak üçte birinden faydalanılmaktadır. Bu oran dünya elektrik üretiminin %17’sine karşılık gelmektedir. Hidro-enerji üretiminde küçük barajların çevreye daha az zarar verdiği, bu nedenle büyük barajların yenilenebilir enerji olarak kabul edilemeyeceği yönünde tartışmalar yaşanmaktadır. Öte yandan, büyük barajların yapılmaması yönünde tutum sergileyen Dünya Bankası bu husustaki politikalarını değiştirmeye başlamıştır. Enerji tüketiminde dünya ortalamasının çok altında olan ülkelerde hızla artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak için kalkınmış ülkelere göre çok daha fazla güç ve enerjinin kısa süreler içinde devreye girmesi gerekmektedir. Yılda %8-10 düzeylerinde binlerce MW’lık enerji ihtiyacının karşılanması ancak büyük ölçekli baraj projelerinin hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır.  Jeotermal enerjiden elektrik üretimi dünyada ilk defa İtalya’da uygulanmaya başlamış olup, günümüzde Amerika, Filipinler ve Yeni Zellanda başta olmak üzere 22 ülkede 8274 MW’lık elektrik üretilmektedir. Odun, yenilenebilir enerji kaynağı olarak önemli potansiyele sahip  olmakla  birlikte, hızla tüketilmesi nedeniyle “yenilenebilme” özelliğini yitirmeye başlamıştır. Günümüzde her bir dakikada 50 dönüm orman yok edilmektedir. Dünyada güneş enerjisinden ısı elde edilmesine yönelik teknolojiler giderek gelişmektedir. İsveç gibi güneşi çok az gören bir ülkede bile dışarıda sıcaklık eksi dört dereceyken  güneş enerjisini depolayan araçlardan 70 derecede su elde edilebilmektedir. Gürültü kirliliğine neden olduğu, televizyon ve radyo dalgalarının yayılmasını olumsuz yönde etkilediği ve kuşlara zarar verdiği yolunda yaşanan tartışmalara rağmen, rüzgar türbinlerinin kullanım alanları giderek artmaktadır. Kapasitesi 5 MW’a kadar çıkan rüzgar türbinleri Amerika, İngiltere, Almanya ve Danimarka’da yaygın olarak kullanılmaktadır. 2010 yılında, rüzgar türbinleri tarafından üretilen enerji miktarının 150 GW’a ulaşması beklenmektedir. Biyokütle ve deniz enerjisi en temiz enerji kaynakları olarak kabul edilmekle birlikte, küresel ölçekte toplam enerji üretimine katkıları ancak %1 mertebesindedir.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2002 tarihli raporunda, küresel enerji üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı %13.8 olarak belirtilmektedir. Bu rakamdan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım alanının oldukça sınırlı olduğu sonucuna ulaşılsa da, 20-30 yıl içinde yenilenebilir enerji kaynaklarının önemlerinin giderek artacağı tahmin edilmektedir. Nitekim, Shell Uluslararası  Petrol Şirketi, 2025 yılında, yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji üretimine olan katkılarının günümüzde fosil yakıtları tarafından üretilen enerjinin üçte ikisi kadar olacağını açıklamıştır. “Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli” (Intergovernmental Panel of Climate Change-IPCC), 1995 yılı değerlendirmesinde, bu oranın beşte iki mertebesinde olabileceğini belirtmiştir. Bazı kaynaklara göre, 2020 yılında dünyada üretilen elektriğin yüzde 50’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanacağı iddia edilmektedir.

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Yaygınlaştırma Çabaları:

Özellikle Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere, gelişmiş ülkeler yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması yönünde somut adımlar atmaya çalışmaktadır. Bu çerçevede, Avrupa Birliği, 2010 yılı için yenilenebilir enerji alanındaki strateji hedeflerini 1,000,000 fotovoltaik çatı (güneş enerjisi), 10,000 MW ilave rüzgar enerjisi kapasitesi, 10,000 MWth ek biyokütle enerjisi kapasitesi olarak belirlemiştir. Bu hedeflerin gerçekleşmesi halinde karbondioksit emisyonlarında yıllık toplam 402 milyon tonluk bir düşüş sağlanacağı belirtilmektedir.

2002 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Johannesburg kentinde düzenlenen “Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi”nde, Türkiye’nin de benimsediği, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına yönelik teknolojilerin desteklenmesi ve bu kaynakların kullanımının önemli ölçüde arttırılması için ulusal, bölgesel ve küresel ölçekte hedefler içeren “Johannesburg Zirvesi Bildirisi” AB’nin öncülüğünde yayımlanmıştır. AB, iklim değişikliği ile mücadele konusunda sera gazı emisyonlarının azaltılmasını öngören “Kyoto Protokolü”nün hayata geçirilmesine yönelik çalışmalarını sürdürmektedir. AB’nin, yenilenebilir enerji  kaynaklarının kullanımını teşvik etmek üzere üstlendiği eylemlerin ve aldığı tedbirlerin, koyduğu hedeflere ulaşılmasında  ne ölçüde başarı sağlayacağını, özellikle üye devletler  tarafından ortaya konulan siyasi irade  belirleyecektir.

 Türkiye’nin Vizyonu:

AB üyesi ülkelerin enerji tüketimlerinin içinde yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırmaya yönelik çabalara ağırlık vermeye başladıkları  bir dönemde, Türkiye AB üyeliğini ulusal politika olarak amaçlamış bir ülke olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına giderek artan bir önem vermektedir. Türkiye, gerek uluslararası taahhütler  ve Avrupa Birliği üyelik hedefi, gerek ulusal gereksinim ve çıkarları bakımından yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasını teşvik etme, bu amaçla gerekli idari yapıyı kurma çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çerçevede, 24 Temmuz 2003 tarihinde yürürlüğe giren, gözden geçirilmiş “Avrupa Birliği Müktesebatı’nın Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı” nda, yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji üretimindeki payının artırılması kısa vadeli öncelikler arasında belirtilmiştir. Ulusal Program’da ayrıca, gerek  enerji ithalat bağımlılığının  azaltılması gerek arz güvenliğinin sağlanması amacıyla, enerji arz dengesinde yenilenebilir enerji kullanımının artırılmasının enerji politikasının önemli bir parçasını oluşturduğu ve yenilenebilir enerji  kullanımının desteklenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda, çevrenin korunması için yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının  desteklenmesi konusunda gerekli tedbirlerin alınması vurgulanmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla yararlanılmasını sağlayıcı  politikalar çerçevesinde, TBMM’ne “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımına İlişkin Kanun Tasarısı Taslağı”  sunma hazırlıkları sürdürülmektedir. Ayrıca, 4628 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu” ile elektrik enerjisi üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını özendirmek amacıyla  gerekli tedbirlerin alınmasına çalışılmaktadır. Bu çerçevede, 200  milyon dolar tutarında Dünya Bankası kredisi, yenilenebilir enerji yatırımları için Türkiye Sınai Kalkınma Bankası ve  Türkiye Kalkınma Bankası aracılığıyla özel sektörün kullanımına sunulmuştur.

Türkiye’nin, hidroenerji, jeotermal, güneş, rüzgar, enerji potansiyeli sırasıyla 216 milyar KWh, 31500 MWt, 500 Mtep/yıl, 400 milyar Kwh’tur. Bir başka deyişle yenilenebilir enerji kaynakları yönünden dünyanın şanslı bölgelerinden birinde yer almaktadır. Türkiye’de hidro-enerji toplam elektrik enerjisi üretiminde %41 oranındaki payıyla halen en fazla kullanılan yenilenebilir enerji kaynaklarından biridir. 2020 yılına gelindiğinde Türkiye’nin hidro-enerji potansiyelinin yaklaşık %90’ından faydalanması beklenmektedir. Öte yandan, Türkiye’de jeotermal enerji  kaynaklarından 20 Megavat elektrik üretilmektedir. 2020 yılında bu miktarın 1000 MGW’a kadar çıkması öngörülmektedir. Bir başka deyişle, 2020 yılında, 1 milyon 250 bin konut jeotermal enerjiyle ısıtılacaktır. Diğer taraftan,2002 yılı sonu itibariyle rüzgar enerjisinden 1.8 GW’lık enerji elde edilmiştir. Yapılan planlar 2025 yılında elektrik ihtiyacının %7’si rüzgar enerjisinden karşılanacağını ortaya koymaktadır.

Türkiye’de bazı belediyeler tarafından çöp içinde biriken metan gazının borularla enerji üretim tesislerine pompalanmasıyla elektrik enerjisi üretilmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalara 1957 yılında başlanmış olup, çöp termik santralların kurulması  girişimleri hız kazanmıştır.

Neler Yapılabilir?

Türkiye, 2001 yılı itibariyle dünya nüfusunda %1.10, ekonomisinde %0.68 ve enerji tüketiminde %0.86 oranında bir paya sahiptir. Tüketilen ve üretilen enerji miktarının bir ülkenin ekonomik kalkınmışlığının bir göstergesi olduğu düşünülürse, yenilenebilir enerji kaynakları potansiyelinin daha etkin kullanılması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

Yenilenebilir enerji kaynakları açısından oldukça zengin bir bölgede yer alan Türkiye’de yapılan bu düzenlemeler çevre dostu ve ucuz enerji üretimini artıracaktır. Ancak, yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmak amacıyla daha fazla araştırma-geliştirme çalışmalarının yapılması, bu amaçla “Yenilenebilir Enerji Kaynakları Master Planı”nın oluşturulması, özel sektörün bu alanda yapacağı yatırımlara sübvansiyon, düşük faizli kredi, vergi  iadesi ve muafiyeti gibi uygulamalar getirilmesi de faydalı olabilecektir. Yerli üretimin artırılması, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, dışa bağımlılığın azaltılması ayrıca çevreye daha az zarar verilmesi amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması teşvik edilmeli, bu amaçla, işletme masrafları çok düşük, ulusal kaynaklarımızdan olan, ancak hala %35’ini değerlendirebildiğimiz hidro-enerji kaynaklarımıza yönelik yatırımlar desteklenmelidir. Enerji talebindeki hızlı artışın karşılanması için, yenilenebilir enerji kaynaklarından en etkin ve rasyonel biçimde yararlanılması amacıyla kamu ve özel sektör yatırımlarının bu alana yönlendirilmesi de yararlı olacaktır.

Ancak, bu konuda yatırım, üretim ve tüketim maliyetlerinin yüksekliğinin yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılmasının önündeki en büyük engel olduğu görülmektedir. Sözgelimi, kömür, yakıldığında ortaya çıkan karbondioksit emisyonu için ödenmesi gereken yüksek bir ceza olmadığı sürece, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki (Hindistan, Çin, Endonezya vb.) bolluğu da gözönünde alındığında önemli bir enerji kaynağı olmaya devam edecektir. Öte yandan, doğalgaz, kalkınmakta olan ve yoğun nüfusa sahip pek çok ülkenin enerji planlamasında gelecek yıllarda da önemli rol oynayacaktır. Bütün bu gelişmelere rağmen, yenilenebilir enerji kaynaklarından, bugüne kadar arzulanan düzeyde faydalanılamamasa da, küresel ölçekte yaşadığımız ağır çevre sorunlarının giderilmesi için uluslararası işbirliğiyle bu yönde daha fazla adım atılması memnuniyet vericidir.

*Su ve Çevre Danışmanı, Çevre İşleri Dairesi, Dışişleri Bakanlığı

Yazı kaynağı : www.mfa.gov.tr

Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Sürdürülebilir Enerji, Güneş Enerjisi, Rüzgar Enerjisi, Biyogaz- Ekosmart EVD


Yenilenebilir Enerji Kaynakları Nelerdir?

En genel olarak, yenilenebilir enerji kaynağı; enerji kaynağından alınan enerjiye eşit oranda veya kaynağın tükenme hızından daha çabuk bir şekilde kendini yenileyebilmesi ile tanımlanır. Örneğin, güneşten elde edilen enerji ile çalışan bir teknoloji bu enerjiyi tüketir, fakat tüketilen enerji toplam güneş enerjisinin yanında çok küçük kalır. En genel yenilenebilir enerji şekli güneşten gelendir. Bazı formlar güneş enerjisini ve rüzgâr gücünü depolar.

Dünyanın giderek en büyük sorunu haline gelen enerji ihtiyacını, yenilenebilir enerji kaynakları ve temiz enerji kaynakları ile çevreye zarar vermeden çözmemiz mümkün.

Dünya, gün geçtikçe daha fazla enerji ihtiyacı ile karşı karşıya kalıyor. Şu an kullanılan en büyük enerji kaynaklarını ise fosil yakıtlar oluşturuyor. Yani yenilenemez enerji kaynakları maalesef çok yoğun kullanılıyor.

Hala yenilenebilir enerji kaynakları için gerekli önem gösterilmediğinden hava, su ve çevre kirliliği başta olmak üzere birçok sorun enerji ihtiyacı ile beraber ortaya çıkıyor.

Gelecek nesillerin enerji ihtiyacını karşılamak ve çevreye verilen zararı en aza indirgeyebilmek için sürdürülebilir enerji kaynakları‘na yönelmemiz gerekiyor.

Sürdürülebilir enerji kaynakları, enerji kaynaklarını riske atmadan gerekli olan ihtiyacı karşılamak için üretilen enerjiye deniyor. Yenilenebilir enerji kaynakları da devamlılığı ve ihtiyacı karşılama konusunda en önemli rolü oynuyor.

Yenilenebilen enerji kısaca özetlemek gerekirse; enerji üretimi için doğal süreçlerden yararlanılan, kullanılan kaynakların tükenme hızından çok daha hızlı bir sürede kendini yenileyebilen enerji kaynakları karşımıza çıkıyor.

Yenilenebilir enerji kaynakları kısaca şunlardır;

Güneş enerjisi,

Rüzgar enerjisi,

Hidrolik (hidroelektrik) enerjisi,

Jeotermal enerjisi,

Biyokütle enerjisi (biyoyakıt enerjisi de dahil),

Hidrojen enerjisi,

Dalga enerjisi,

Gelgit enerjisi,
kısaca sıralanabilir. Ancak henüz yeterli miktarda enerji üretmese de, piezoelektrik enerjisi de yenilenebilir enerji kaynakları arasında görülebilir. Piezoelektrik enerjisi mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirir.

Peki bu yenilenebilir enerji kaynakları nelerdir?
İşte başlıca temiz enerji kaynakları ve alternatif enerji kaynakları şunlardır:

Güneş Enerjisi
Yenilenebilir enerji kaynakları güneş enerjisi nedir? Güneş enerjisi, dünyaya gelen güneş ışınlarının güneş panelleri yardımı ile ısı ve elektriğe dönüştürülmesi sonucu oluşur. Doğal enerji kaynakları arasında yer alan güneş enerjisi, çevreye hiçbir zararı olmadan elde edilebilir.

Önceleri çok daha maliyeti yüksek olan bu enerji türü şimdilerde daha uygun maliyetler sayesinde hızla artmaktadır. Ayrıca güneş enerjisinin kullanım alanları da çok fazladır ve her geçen gün artmaktadır.

Güneş Enerjisinin Avantajları

Yenilenebilir enerji kaynağıdır,

Doğal malzemeler kullanılır,

Çok ekonomiktir,

Dış kaynaklara bağımlı değildir ve her ülke kullanabilir,

Çevresel açıdan temiz enerji kaynağıdır.

Güneş Enerjisinin Dezavantajları

Üretim için verimi düşüktür,

Tüm yıl boyunca stabil değildir. Mevsimsel ve gece-gündüz kesilmeler gösterebilir,

İlk yatırım maliyeti oldukça yüksektir,

Orta ve küçük çaplı tüketiciler için çok pahalıdır,

Bazı durumlarda depolanması gereklidir, bu da maliyeti çok arttırmaktadır,

Gölgelenme durumlarında ciddi verim kaybı görülebilir.

Ayrıca çok detaylı olarak yazdığımız güneş santrali maliyeti ile ilgili yazımızı da okuyabilirsiniz.

Piyasada bulunan güneş panelleri hakkında solar panel çeşitleri isimli yazımızı inceleyebilirsiniz.

Rüzgar Enerjisi

Yenilenebilir enerji kaynakları rüzgar enerjisi nedir? Güneş ışınlarının dünyaya geliş açısındaki farklılıklar sayesinde oluşan basınç ve dünyanın dönüşü ile ortaya çıkan rüzgarlar sayesinde elde edilen enerji türüdür.

Yoğun rüzgar olan yerlerde kurulan rüzgar türbinleri sayesinde elde edilen rüzgar enerjisi, yenilenebilir enerji kaynakları arasında yer alır. Teknolojik gelişmeler sayesinde rüzgarın tahmin edilebilir olması rüzgar enerjisini daha etkili kullanabilmemize yardımcı olmaktadır.

Rüzgar türbini biraz komplekstir ve birçok bileşenlerden oluşmaktadır. Başlıca rüzgar türbini çeşitleri şunlardır;

Mikro rüzgar türbini,

Küçük tip rüzgar türbini,

Yatay eksenli rüzgar türbini,

Düşey eksenli rüzgar türbini,

Eğik eksenli rüzgar türbini.

Rüzgar Enerjisinin Avantajları

Sürekli bir enerji kaynağıdır,

Doğal kaynaklardan olduğu için dışa bağımlılığı yoktur,

Rüzgar enerjisi sektörü sürekli geliştiği için birim maliyetler de sürekli düşmektedir,

Temiz enerji kaynaklarındandır ve çevreye zararı yok denecek kadar azdır,

Yer yüzünün neredeyse %95’inde rüzgar enerjisinden faydalanılabilir.

Rüzgar Enerjisinin Dezavantajları

Rüzgar türbinleri için büyük alanlar gereklidir,

Görsel açıdan kirlilik yaratmaktadır,

Göç eden kuşlar için büyük tehdit içermektedir ve toplu kuş ölümlerine sebebiyet vermektedir,

Rüzgar türbinleri yüksek desibelde ses oluşturmaktadır ve gürültü kirliliğine sebep olmaktadır,

Verimleri değişmekle beraber genelde düşüktür,

Şehir merkezlerinde ve vadilerde çok verimsizlerdir,

Rüzgar türbinlerinde devrilme ve yanma gibi istenmeyen durumlar görülebilir.

Eğer rüzgar enerjisi hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak isterseniz rüzgar enerjisi hakkında yazdığımız makaleyi okuyabilirsiniz.

Hidroelektrik (Hidrolik) Enerjisi

Yenilenebilir enerji kaynakları hidroelektrik enerjisi nedir? Hidroelektrik enerjisi, suyun akış gücü kullanılarak elde edilen ve sera gazı salınımı yapmaması sayesinde dünyaya hiçbir zararı olmayan enerji çeşididir.

Hidroelektrik enerjisi, suyun akışının yarattığı kinetik enerjinin kanallar vasıtası ile türbinlere iletilmesi ile üretilir. Özellikle yüksekliğin ve su akış hızının fazla olduğu yerlerde hidroelektrik üretimi yapılması büyük avantaj sağlayacaktır.

Hidrolik Enerjisinin Avantajları

Çevre kirliliği oluşturmaz,

Aşırı enerji ihtiyacı gibi durumlarda çok hızlı devreye alınabilir,

Acil durumlarda yine çok hızlı devre dışı bırakılabilir,

Doğal kaynaklardan olduğu için dışa bağımlılığı yoktur,

Sadece enerji değil, sulama ve diğer faaliyetler içinde kullanılabilir.

Hidrolik Enerjisinin Dezavantajları

İlk yatırım maliyeti çok yüksektir,

Kurulum süresi çok uzundur,

Enerji üretme kapasitesi yağış miktarına bağlıdır,

Hidroelektrik barajlar bulunduğu çevrenin ekolojik dengesini değiştirebilir,

Deprem ve benzeri durumlarda sel tehlikesi oluşturup, yerleşim bölgelerini su altında bırakabilir.

Hidrolik santrallerin çalışma prensipleri karmaşıktır. Hidroelektrik santrali çalışma prensibi ve komponentlerini öğrenmek isterseniz mevcut yazımıza bakabilirsiniz.

Yazı kaynağı : ekosmart.com.tr

Türkiye’de Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Çevresel Etkileri Nelerdir?

Günümüzde sanayileşmenin ve şehirleşmenin bir sonucu olarak enerjiye olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Enerji ihtiyacının artması ile birlikte enerji üretiminde kullanılan tükenilebilir olarak nitelendirilen fosil yakıtların da kaynakları azalmaktadır. Kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtların kullanılması hem çevreye zarar verir hem de ülke ekonomisine yük getirir.

Doğada kendini yenileyememesi nedeniyle fosil yakıtların da tükenmeye başladığı günümüzde ülkeler yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme durumuna geçmiştir. Isınma, elektrik üretimi, ulaşım ve endüstriyel faaliyetler gibi çok fazla alanda kullanılabilen yenilenebilir enerji kaynakları sayesinde ülke ekonomisinin dışa bağımlılığı azalır, ülke kendi çabasıyla kalkınma olanağına sahip olur. Bu özellikle doğal kaynaklar bakımın zengin olanaklara sahip olan Türkiye için önemli bir kalkınma fırsatıdır.

Yenilenebilir Enerji Nedir?

Doğada kendini zaman içerisinde yenileyen ve hiç tükenmeyen güneş, rüzgâr, dalga, bitkisel atık gibi doğal kaynakların kullanılması ile üretilen enerjiye yenilenebilir enerji adı verilir. Fosil kaynaklar ozonun delinmesi, küresel ısınma, iklim değişikliği ve doğanın tüketilmesi gibi ciddi zararlara yol açar. Yenilenebilir enerji kaynakları ise düşük maliyetlidir, çevre dostudur, temiz ve yerlidir. Bu yüzden fosil yakıtlara dayalı enerjinin yerini almaya başlamıştır. Gelecek nesillere de doğal mirasın aktarılabilmesi, çevrenin korunması ve ucuza enerji elde edilebilmesi amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık verilmesi bir zorunluluktur.

Yenilenebilir enerji kaynağı türleri şöyledir:

Türkiye’deki Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Çevreye Olan Etkileri Nelerdir?

Fosil yakıtların tükenmeye yüz tuttuğu bilinen bir gerçektir. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler yoğun bir enerji üretimine ihtiyaç duymaktadır. Enerji üretiminin artması sayesinde sanayi üretimi ve endüstrileşme de desteklenebilir. Türkiye ihtiyacı olan enerjinin büyük bir kısmını ithalat yolu ile temin etmektedir. Bu durum da cari açığa, ekonomik bağımlılığa ve iktisadı sorunlara yol açmaktadır.

Türkiye 36° – 42° güney paraleller ile 26° – 45° doğu meridyenleri arasında yer alan bir konumdadır. Bu sayede dört mevsimi de yaşar. Güneş enerjisi, hidrolik enerji, jeotermal enerji ile rüzgâr enerjisi gibi doğal enerji kaynakları bakımından yüksek bir potansiyele sahiptir. Sahip olunan doğal kaynakların değerlendirilmesi sayesinde hem yeni iş kolları yaratılmış olur hem ülke ekonomisi desteklenir. Söz konusu doğal kaynakların değerlendirilmesi için gerekli yasal mevzuat oluşturulmuştur. Yapılan yatırımların sonucunda yenilenebilir enerji üretiminde önemli ölçüde yol kat edilmiştir.

Türkiye’de bulunan yenilenebilir enerji kaynakları ile çevresel etkileri şöyledir:

Güneş Enerjisi

Türkiye’de en çok kullanılan yenilenebilir enerji kaynaklarının başında güneş enerjisi gelir. Türkiye dört mevsimi yaşayan bir ülkedir ve yılın yaklaşık olarak 114 gününde yoğun olarak güneş ışınlarına maruz kalır. Güneş ışınlarının çoğunlukla dik açı ile gelmesi sayesinde bu kaynak kullanılarak enerji üretimi yüksek verimliliğe sahiptir. Bu oldukça yüksek bir rakamdır. Yapılan araştırmalara göre günlük 7,5 saat ve yıllık 2.737 saat olmak üzere güneşlenme süresi mevcuttur.

Türkiye’de 7 adet coğrafi bölge arasında güneş ışınlarına en çok maruz kalan bölge Güney Doğu Anadolu Bölgesi’dir. Bunun ardından Akdeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi gelmektedir. Güneşlenme sürelerinin fazla olması sebebiyle özellikle ve güney ile batı kesimlere pek çok güneş enerjisi santrali kurulmuştur. Güneşten elde edilen elektrik enerjisi hem ısıtmada, sanayide hem de seracılıkta kullanılır. Geniş düzlüklere kurulan güneş panelleri sayesinde elektrik enerjisi depolanır ve kalanı da ihtiyaç duyan bölgelere aktarılır. Güneş enerjisinden en fazla elektrik üretilen ay Haziran iken en düşük seviyede elektrik elde edilen ay ise Aralık’tır.

Rüzgâr Enerjisi

Bu yenilenebilir enerji türü Türkiye’de güneş enerjisi gibi oldukça yaygın bir kullanım ağına sahiptir. Özellikle Marmara Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesi’nde rüzgar enerjisi santralleri sık olarak bulunur. Rüzgâr enerjisinden elektrik üretilebilmesi için denize yakın bulunan geniş düzlüklere ihtiyaç duyulur. Bu özellikteki alanlara kurulan pervaneler sayesinde elektrik enerjisi elde edilir. Türkiye doğu, batı, kuzey ve güney olmak üzere dört yönden de rüzgar almaya açıktır. Bu sayede de yüksek bir potansiyele sahiptir. Rüzgardan daha çok yararlanmak için kurulan santrallerin sayısı arttırılmalıdır.

Hidroelektrik Enerjisi

Güneş enerjisi gibi hidroelektrik enerjisi de Türkiye’de en çok kurulan yenilenebilir enerji santralleri arasında yer alır. Türkiye coğrafi yapısı gereği hem su kaynakları bakımından zengin hem de engebeli kara yapısına sahiptir. Yüksekten akan su sayesinde elektrik enerjisi üretilebilir. Türkiye’nin pek çok yerinde hidroelektrik santraller ve barajlar bulunur. Zengin su kaynakları ve akarsular sayesinde yoğun bir şekilde elektrik üretimi gerçekleştirilir. Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılayan en büyük ikinci enerji kaynağı olarak hidroelektrik santraller kabul edilir. Hidroelektrik enerjisi üretilerek akan su değerlendirilir, üretim faaliyetleri desteklenir, istihdam artar ve enerji ithalatına ayrılan bütçe azalır.

Biyokütle Enerjisi

Bitkisel ve hayvansal atıkların dönüştürülmesi suretiyle elde edilen enerji çeşididir. Biyokütle enerjisi Türkiye’de daha az kullanılan bir yenilenebilir enerji türüdür. Doğal kaynaklardaki karbon ile azot dengesi kullanılarak biyodizel ve biyogaz gibi yakıtlar üretilir. Türkiye’de ayçiçeğiler dönüştürülerek biyodizel üretilir. Bu bitkiye ek olarak buğday, mısır ve gübrede kullanılır. Ayrıca çöplerin ve tarım gibi diğer atıkların yakılması suretiyle de biyokütle enerjisi üretilmektedir. Biyokütle enerjisi elde edilebilmesi için biyolojik ve kimyasal araştırma geliştirme çalışmalarının yürütülmesi gerekir. Ne yazık ki Türkiye bu alanda henüz tam olarak yetkinleşememiştir.

Jeotermal Enerji

Çok yönlü olarak kullanılabilen bir yenilenebilir enerji kaynağıdır. Yeraltından çıkan sıcak su ve buhar sayesinde enerji üretilir. Türkiye coğrafi konumunun bir sonucu olarak pek çok fay hattının ortasında yer almaktadır. Depremler ile hareket halinde olan fay hatlarından sızan sıcak su ve su buharı enerji üretiminde kullanılır. En çok Ege Bölgesi ile Marmara Bölgesi jeotermal kaynak yönünden zengindir. Bu bölgeler fay kırıkları sürekli olarak hareket eder. Devamlı olan sıcak su akıntıları sayesinde buharla çalışan araç gereçler, endüstriyel makineler kullanılır, hanenin ısınma ihtiyacı giderilir.

Yazı kaynağı : www.incitas.com.tr

Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler

Yorum yapın