çift başlı kartal hangi takımın amblemi

çift başlı kartal hangi takımın amblemi bilgi90’dan bulabilirsiniz

Her Sembol Bir Hikaye Anlat�yor

Hangi takım sembolünü nereden aldı?

Hangi takım sembolünü nereden aldı?

Zafer Akpınar’ın haberi

Takımların flamaları, resmi internet siteleri ve formalarında yer alan, taraftarların tezahüratların hayat bulan kara kartal, aslan, sarı kanarya, çift başlı kartal, şahin, leopar, horoz, minare, buğday ve karpuz gibi sembol ve simgelerin birbirinden farklı öyküsü bulunuyor.

AA muhabirinin edindiği bilgilere göre, taraftarların hayran olduğu, desteklediği takımların birbirinden farklı sembol ve simgeleri bulunuyor. Takımların önemli bölümü sembol olarak hayvanları seçerken, bazıları tarihi yerleri ve tarımsal ürünlerini tercih ediyor.

Semboller içinde kartal, aslan, şahin gibi yırtıcı hayvanlar kadar sarı kanarya, horoz gibi daha evcil olanları da bulunuyor. Buğday ve karpuz gibi tarımsal ürünler de takımların simgesi, amblemi olabiliyor.

-GALATASARAY’IN ASLANI-

Galatasaray’ın simgesi olan aslan, futbolcuları Nihat Bedik’ten geliyor. Galatasaray kurulmadan 3 yıl önce dünyaya gelen Bedik, Galatasaray Lisesi’nde eğitimini sürdürürken spor hayatına başladı.

1916 yılında başlayan Galatasaray macerası süresince sadece futbolcu olarak değil üç adım atlama, yüksek atlama, binicilik, yelken ve yüzme alanlarında da kulübüne hizmet eden Bedik, tam 20 yıl boyunca futbolcu olarak verdiği mücadelesinde 268 kez forma giydi.

Galatasaray futbol takımının 8 yıl kaptanlığını yapan, 18 kez giydiği A Milli Takım formasını 8 kez kaptan olarak taşıyan Bedik, 1936 yılında aktif spordan çekilmesine rağmen spor yapmayı ihmal etmedi. ”Aslan” ismini verdiği teknesi ile yarışlara katılan, futbol oynadığı dönemlerde ”Aslan Nihat” olarak çağırılan Bedik, hayatını adadığı Galatasaray’a kendi lakabını simge olarak bıraktı.

-”HEY YAVRUM KANARYAMA BAK, YİNE UÇTU”-

Fenerbahçe’nin simgesi sarı kanarya da ”Uçan kaleci” olarak tanınan ünlü kalecileri Cihat Arman’dan geliyor. Fenerbahçe Müzesi Müdürü Alp Bacıoğlu, sarı kanaryanın öyküsünü şöyle anlattı:

”1939 yılında Fenerbahçe’ye transfer olan kaleci Cihat Arman, 1952 yılına kadar oynuyor. O dönemlerde Türkiye’nin en iyi kalecisi olan Arman’a ”Uçan kaleci” deniliyor. Arman, sahaya genellikle kanarya sarısı formasıyla çıkıyor. Lacivert forması da var ancak bu sarı forması daha çok biliniyor. Bir maçta Arman, kalenin 90 olarak tabir edilen köşesine giden top adeta uçarak çıkarıyor. O sırada taraftarlardan birisi, ‘hey yavrum kanaryama bak, yine uçtu’ diye bağırıyor. Bu kanarya zihinlerde yer ediyor. 1952 yılında Fenerbahçe genç kadro kuruyor. Bu kadro, ardı ardına şampiyonluğunu kovalayınca basın, kanarya sembolünü telaffuz etmeye başlıyor. Basın, o dönemlerde iyi maçlar çıkaran takımla ilgili ‘sarı kanaryalar yine güzel oynadı’ şeklinde haber yazınca kanarya tam anlamıyla simge olarak kalıyor.”

-BALIKÇININ ”HAYDİ KARA KARTALLAR” DİYE BAĞIRMASI-

Beşiktaş’ın simgesi olan kara kartalın çıkış noktası ise bir taraftarın tezahüratı. 1940-41 sezonuna gençleştirilmiş ve yenilenmiş kadrosuyla giren Beşiktaş, haftalar ilerledikçe puan farkını açıyor ve ligdeki liderliğini sürdürüyor. Bitime 5 hafta kala Süleymaniye ile 19 Ocak 1941 Pazar günü Şeref Stadı’ndaki maçta Beşiktaş, yine güzel bir oyun ortaya koyuyor.

Maçın ikinci yarısının ortalarında Beşiktaş takımı, önde olmasına rağmen rakip kaleye bitmek tükenmek bilmeyen hücumlar gerçekleştirdiği sırada siyah beyazlıların akın yönü olan Şeref Stadı’nın Atatürk panosu bulunan tarafındaki tribününden bir taraftar, ”Haydi Kara Kartallar. Hücum edin Kara Kartallar” diye bağırıyor.

Şeref Stadı’nı dolduran binlerce taraftar ve maçı takip eden gazetecileri bir anda etkileyen balıkçı Mehmet Galin’in bu tezahüratı, o maçtan sonra Beşiktaş’a sembol oldu. 6-0’lık galibiyetin ardından Beşiktaş’ın sembolü ”Kara Kartallar” oldu.

-”TİMSAHIN DOĞUŞU-

Bursaspor’un simgesi timsah, bir yöneticinin izlediği belgeselden yola çıkılarak hayat buldu. 1992 yılında yeşil-beyazlı yönetimde yedek üye olarak yer alan Lemi Keskin, o yıllarda takımın sembolünün inci olduğunu ve genellikle ”Yeşil inci” olarak telaffuz edildiğini söyledi.

Beşiktaş ile 1992 yılında İnönü Stadı’nda bir maç yaptıklarını ve 0-0 berabere kaldıklarını anlatan Keskin, şunları kaydetti:

”Mart ayındaki bu maçtan sonra takımın sembolünün durağan yerine hareketli olması gerektiğini düşündüm. Kartal havada uçarken onun karşısında inci pek uymuyordu. O dönemlerde yeni sembolü düşünürken belgeselde timsahın boğayı parçaladığını gördüm. Timsah ilk etapta bana sıcak geldi. Yöneticilere ve kulüp başkanına konuyu anlattım, ama kolay olmadı. Marttan ağustosa kadar tanıdığım, tanımadığım birçok Bursaspor taraftarına sembolün nasıl olması gerektiğini sordum. Takımın rengi yeşildi. Sembol, hayvan veya yeşil olmalıydı. Buna en uygun olanı da timsahtı. Sonunda ağustos ayında yapılan yönetim kurulu toplantısında takımın sembolü timsah olarak belirlendi.”

Keskin, Bursaspor’un ünlü gol sevinci olan ”Timsah yürüyüşü”nün ise ilk kez Ugandalı futbolcuları Majid Mussisi tarafından yapıldığını belirterek, kulüp olarak o dönemlerde timsah ve Bursaspor ile ilgili belgesel bile hazırlattıklarını anlattı.

-FRANSIZLAR’IN KORKULU RÜYASI ŞAHİN BEY SEMBOL OLDU-

Gaziantepspor’un ambleminde yer alan, takımın sembolü olan ”Şahin” ise Fransızlara karşı kentin savunmasında önemli rol üstlenen Şahin Bey’den geliyor.

Halk tarafından ”Şahin Bey” olarak bilinen Mehmet Sait, 1911’de Trablusgarp Savaşlarına gönüllü olarak katıldı. Balkan Savaşlarında, Birinci Dünya Savaşında Çanakkale, Romanya, Filistin cephelerinde savaşan Şahin Bey, Fransızlara karşı Antep savunmasını her şeyin üstünde tuttu.

Gaziantepspor tarihinde önemli yere sahip Şahin Bey, kentin futbol kulübüne Şahin simgesini veren isim oldu. Hatta, takımın rengi Fransızlarla çarpışan çetelerden akan kanın rengi kırmızı ile matemi simgeleyen siyah olarak belirlendi.

-LEOPAR, ÇİFT BAŞLI KARTAL VE HOROZ-

Ankara’da 6 Haziran 1978’de Ankara Belediyespor olarak kurulan Ankaraspor, sembol olarak ise kendisine güç ve asaleti temsil eden, bir dönem Anadolu’da ve özellikle Ankara çevresinde de yaşayan ”Anadolu Leoparı”nı kullanıyor.

Denizli’nin takımı Denizlispor ise amblem olarak adeta kentle özdeşleşen horozu seçti. Kulübün logosu, dünyaca ünlü horozunu simge alarak, yeşil–siyah renklerden oluşuyor.

Turkcell Süper Lig’e çıkan Diyarbakırspor, bugün formasında taşıdığı renklerin yeşilini Diclespordan, kırmızısını ise Yıldızspor’dan aldı. Kulübün amblemi, kentle özdeşleşen kale surları ile ünlü karpuzu oldu.

Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapan Konya’nın takımı Konyaspor’un sembolü de ambleminde yer alan çift başlı kartal. Doğunun ve batının hakimi olarak nitelendirilen keskin bakışlı çift başlı kartal, futbolun da hakimi olmak için yeşil-beyaz renklerin üzerinde amblem olarak yer buldu. Anadolu Selçuklu Devleti’nin simgesi olan çift başlı kartalı, Konyaspor’un ambleminde buğday başakları yalnız bırakmadı.

Antalyaspor’un simgesi ise kentin sembolü olarak bilinen tarihi Yivli Minare oldu. Antalya Ulu Camii’nin minaresi olan Yivli Minare, yıllardır takımın ambleminde yer alıyor.

Yazı kaynağı : spor.haber7.com

Çift başlı kartal

Çift başlı kartal

Çift başlı kartal, arma bilimi ve bayrakbilim‘de imparatorluklar ile ilişkilendirilmiş bir semboldür. Modern dönemde kullanılan sembollerin çoğu Bizans İmparatorluğu döneminde hüküm sürmüş Paleologos Hanedanı arması ile bağlantılıdır. Kutsal Roma İmparatorluğu ve diğer Ortodoks beyliklerinde kullanılmaya başlayan bu semboller Yeni Çağ döneminde kabul edilip günümüze kadar gelmeyi sürdürdü. Bunun yanında Aquila adı verilen tek başlı kartal ve üç başlı kartal formları da kullanıldı.

Motifin geçmişte Bronz Çağ döneminde Miken Uygarlığı‘nın İlirya bölgesi, Antik Yakın Doğu bölgesi ve Hititler‘de sembol olarak kullanıldığı görülür. 10. ve 11. yüzyıldan itibaren Bizans İmparatorluğu ve 13. yüzyıl döneminde Endülüs ve Sırbistan Büyük Prensliği bölgesinde kullanım örnekleri görülür. Sonrasında Müslüman dünyasında Anadolu Selçukluları ve Memlükler devletlerinin kullandığı sembol Hristiyan dünyasında da Kutsal Roma İmparatorluğu, Sırbistan Krallığı, Arnavutluk soyluları ve Rusya Çarlığı tarafından tercih edilmiştir.

Tarihi[değiştir | kaynağı değiştir]

Bronz Çağ[değiştir | kaynağı değiştir]

Bu dönemde Antik Yakın Doğu bölgesinde özellikle Asurlular tarafından disefali yani birden fazla başı olan mitolojik varlıkların sembol olarak kullanıldığı görülür. Bu semboller Hititler tarafından da benimsenmiştir.[1] Hititler’de çift başlı kartal kraliyet nişanesi olarak yorumlanmıştır.[2] Alacahöyük‘te çift başlı heykel kabartması bulunmuştur. Miken Uygarlığı bölgesindeki mezarlık kalıntılarında da benzer sembollere rastlanmıştır.[3]

Orta Çağ[değiştir | kaynağı değiştir]

Bu dönemde sembolün Bulgar İmparatorluğu[4] ve Fransız Krallığı [5] bölgelerinde kullanımına rastlanır. Benzer şekilde Endülüs bölgesinde de rastlanır.[6] Ancak en önemli örnekler Bizans İmparatorluğu döneminde hüküm sürmüş Paleologos Hanedanı arması ile birlikte ortaya çıkmıştır.

Müslüman Dünyasında kullanımı[değiştir | kaynağı değiştir]

Çift başlı kartal motifi, 13. yüzyılın başlarında Orta Çağ Anadolu’sunun Anadolu Selçuklu Devleti ve Türk beyliklerinde benimsenmiştir.[7] I. Alâeddin Keykubad döneminde Konya‘da inşa edilen kalenin bir kemerinin kilit taşındaki görünümü, motifin kraliyet çağrışımına işaret etmektedir. Motif, bu dönemin Türkmen sikkelerinde, özellikle de Artuklu hükümdarı Hasankeyfli Nasreddin Mahmud döneminde basılan sikkelerde görülür.[8] Diyarbakır Kalesi‘nin kulelerindeki bazı taş kabartmalarda da görülmektedir.[9]

Hristiyan Dünyasında kullanımı[değiştir | kaynağı değiştir]

Çift başlı kartalın Kutsal Roma İmparatorluğu, Sırbistan Krallığı, Arnavutluk soyluları ve Rusya Çarlığı‘nda benimsenmesi Orta Çağda, muhtemelen 12. yüzyılda başlasa da yaygın kullanım 15. yüzyılın sonlarında İstanbul’un Fethi‘nden sonra görülür.[10]

Günümüzdeki kullanımı[değiştir | kaynağı değiştir]

Günümüzde Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ‘ın devlet bayraklarında çift başlı kartal vardır. Yunan Ortodoks Kilisesi ve Arnavutluk Ortodoks Kilisesi de dahil olmak üzere bir dizi Ortodoks Hristiyan kilisesi tarafından amblem olarak kullanılmaktadır. Modern Yunanistan’da, Yunanistan Kara Kuvvetleri logosunda kullanımda görünmektedir. İki başlı kartal, Avusturya-Macaristan, Yugoslavya Krallığı, Avusturya (1934–1938), Arnavutluk, Ermenistan, Karadağ, Rusya ve Sırbistan‘ın modern ve tarihi armalarında da görünür. Ayrıca Almanya, Hollanda ve Sırbistan’daki bazı şehirlerin belediye kollarında ; İspanya’nın Toledo Eyaletinin arma ve bayrağında ; İtalya’nın Velletri kasabasının armalarında ve Hırvatistan’ın Rijeka şehrinin bayrağında kullanıldığı görülür.

Başta Yunan ve Türk olmak üzere birçok spor kulübünün ambleminde çift başlı kartal vardır. Bunlardan bazıları: Türkiye’nin iki futbol kulübü, BB Erzurumspor ve Konyaspor ve Yunan spor kulüpleri AEK (İstanbul Atletizm Birliği) ve PAOK (İstanbul’un Panthesalonikios Atletizm kulübü) ‘tur. Aynı zamanda Hollanda kulüpleri NEC ve Vitesse Arnhem ile İngiliz futbol ligi AFC Wimbledon logolarında bulunur.

Türkiye’de ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü ve Konya Belediyesi ile Diyarbakır Belediyesi’nin armalarında da çift başlı kartal vardır.

Resim Galerisi[değiştir | kaynağı değiştir]

Bayrak , arma ve logolarda kullanımı[değiştir | kaynağı değiştir]

Sanatta kullanımı[değiştir | kaynağı değiştir]

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

Yazı kaynağı : tr.wikipedia.org

Takımların simge ve sembolleri

Takımların simge ve sembolleri

Takımların flamaları, resmi internet siteleri ve formalarında yer alan, taraftarların tezahüratların hayat bulan kara kartal, aslan, sarı kanarya, çift başlı kartal, şahin, leopar, horoz, minare, buğday ve karpuz gibi sembol ve simgelerin birbirinden farklı öyküsü bulunuyor.
         AA muhabirinin edindiği bilgilere göre, taraftarların hayran olduğu, desteklediği takımların birbirinden farklı sembol ve simgeleri bulunuyor.
 Takımların önemli bölümü sembol olarak hayvanları seçerken, bazıları tarihi yerleri ve tarımsal ürünlerini tercih ediyor.
         Semboller içinde kartal, aslan, şahin gibi yırtıcı hayvanlar kadar sarı kanarya, horoz gibi daha evcil olanları da bulunuyor. Buğday ve karpuz gibi tarımsal ürünler de takımların simgesi, amblemi olabiliyor.

GALATASARAY’IN ASLANI

         Galatasaray’ın simgesi olan aslan, futbolcuları Nihat Bedik’ten geliyor. Galatasaray kurulmadan 3 yıl önce dünyaya gelen Bedik, Galatasaray Lisesi’nde eğitimini sürdürürken spor hayatına başladı.
         1916 yılında başlayan Galatasaray macerası süresince sadece futbolcu olarak değil üç adım atlama, yüksek atlama, binicilik, yelken ve yüzme
 alanlarında da kulübüne hizmet eden Bedik, tam 20 yıl boyunca futbolcu olarak verdiği mücadelesinde 268 kez forma giydi.
         Galatasaray futbol takımının 8 yıl kaptanlığını yapan, 18 kez giydiği A Milli Takım formasını 8 kez kaptan olarak taşıyan Bedik, 1936 yılında aktif
 spordan çekilmesine rağmen spor yapmayı ihmal etmedi. “Aslan” ismini verdiği teknesi ile yarışlara katılan, futbol oynadığı dönemlerde “Aslan Nihat” olarak
 çağırılan Bedik, hayatını adadığı Galatasaray’a kendi lakabını simge olarak bıraktı.

“HEY YAVRUM KANARYAMA BAK, YİNE UÇTU”

         Fenerbahçe’nin simgesi sarı kanarya da “Uçan kaleci” olarak tanınan ünlü kalecileri Cihat Arman’dan geliyor. Fenerbahçe Müzesi Müdürü Alp Bacıoğlu,
 sarı kanaryanın öyküsünü şöyle anlattı:
         “1939 yılında Fenerbahçe’ye transfer olan kaleci Cihat Arman, 1952 yılına kadar oynuyor. O dönemlerde Türkiye’nin en iyi kalecisi olan Arman’a
 “Uçan kaleci” deniliyor. Arman, sahaya genellikle kanarya sarısı formasıyla çıkıyor. Lacivert forması da var ancak bu sarı forması daha çok biliniyor. Bir
 maçta Arman, kalenin 90 olarak tabir edilen köşesine giden top adeta uçarak çıkarıyor. O sırada taraftarlardan birisi, ’hey yavrum kanaryama bak, yine uçtu’
 diye bağırıyor. Bu kanarya zihinlerde yer ediyor. 1952 yılında Fenerbahçe genç kadro kuruyor. Bu kadro, ardı ardına şampiyonluğunu kovalayınca basın, kanarya sembolünü telaffuz etmeye başlıyor. Basın, o dönemlerde iyi maçlar çıkaran takımla ilgili ’sarı kanaryalar yine güzel oynadı’ şeklinde haber yazınca kanarya tam anlamıyla simge olarak kalıyor.”

BALIKÇININ “HAYDİ KARA KARTALLAR” DİYE BAĞIRMASI

         Beşiktaş’ın simgesi olan kara kartalın çıkış noktası ise bir taraftarın tezahüratı. 1940-41 sezonuna gençleştirilmiş ve yenilenmiş kadrosuyla giren
 Beşiktaş, haftalar ilerledikçe puan farkını açıyor ve ligdeki liderliğini sürdürüyor. Bitime 5 hafta kala Süleymaniye ile 19 Ocak 1941 Pazar günü Şeref
 Stadı’ndaki maçta Beşiktaş, yine güzel bir oyun ortaya koyuyor.
         Maçın ikinci yarısının ortalarında Beşiktaş takımı, önde olmasına rağmen rakip kaleye bitmek tükenmek bilmeyen hücumlar gerçekleştirdiği sırada siyah beyazlıların akın yönü olan Şeref Stadı’nın Atatürk panosu bulunan tarafındaki tribününden bir taraftar, “Haydi Kara Kartallar. Hücum edin Kara Kartallar” diye bağırıyor.
         Şeref Stadı’nı dolduran binlerce taraftar ve maçı takip eden gazetecileri bir anda etkileyen balıkçı Mehmet Galin’in bu tezahüratı, o maçtan sonra
 Beşiktaş’a sembol oldu. 6-0’lık galibiyetin ardından Beşiktaş’ın sembolü “Kara Kartallar” oldu.

“TİMSAHIN DOĞUŞU

         Bursaspor’un simgesi timsah, bir yöneticinin izlediği belgeselden yola çıkılarak hayat buldu. 1992 yılında yeşil-beyazlı yönetimde yedek üye olarak yer alan Lemi Keskin, o yıllarda takımın sembolünün inci olduğunu ve genellikle “Yeşil inci” olarak telaffuz edildiğini söyledi.
         Beşiktaş ile 1992 yılında İnönü Stadı’nda bir maç yaptıklarını ve 0-0 berabere kaldıklarını anlatan Keskin, şunları kaydetti:
         “Mart ayındaki bu maçtan sonra takımın sembolünün durağan yerine hareketli olması gerektiğini düşündüm. Kartal havada uçarken onun karşısında inci
 pek uymuyordu. O dönemlerde yeni sembolü düşünürken belgeselde timsahın boğayı parçaladığını gördüm. Timsah ilk etapta bana sıcak geldi. Yöneticilere ve kulüp başkanına konuyu anlattım, ama kolay olmadı. Marttan ağustosa kadar tanıdığım, tanımadığım birçok Bursaspor taraftarına sembolün nasıl olması gerektiğini sordum. Takımın rengi yeşildi. Sembol, hayvan veya yeşil olmalıydı. Buna en uygun olanı da timsahtı. Sonunda ağustos ayında yapılan yönetim kurulu toplantısında takımın sembolü timsah olarak belirlendi.”
         Keskin, Bursaspor’un ünlü gol sevinci olan “Timsah yürüyüşü”nün ise ilk kez Ugandalı futbolcuları Majid Mussisi tarafından yapıldığını belirterek, kulüp olarak o dönemlerde timsah ve Bursaspor ile ilgili belgesel bile hazırlattıklarını anlattı.

FRANSIZLAR’IN KORKULU RÜYASI ŞAHİN BEY SEMBOL OLDU

         Gaziantepspor’un ambleminde yer alan, takımın sembolü olan “Şahin” ise Fransızlara karşı kentin savunmasında önemli rol üstlenen Şahin Bey’den
 geliyor.
         Halk tarafından “Şahin Bey” olarak bilinen Mehmet Sait, 1911’de Trablusgarp Savaşlarına gönüllü olarak katıldı. Balkan Savaşlarında, Birinci
 Dünya Savaşında Çanakkale, Romanya, Filistin cephelerinde savaşan Şahin Bey, Fransızlara karşı Antep savunmasını her şeyin üstünde tuttu.
         Gaziantepspor tarihinde önemli yere sahip Şahin Bey, kentin futbol kulübüne Şahin simgesini veren isim oldu. Hatta, takımın rengi Fransızlarla
 çarpışan çetelerden akan kanın rengi kırmızı ile matemi simgeleyen siyah olarak belirlendi.

LEOPAR, ÇİFT BAŞLI KARTAL VE HOROZ

         Ankara’da 6 Haziran 1978’de Ankara Belediyespor olarak kurulan Ankaraspor, sembol olarak ise kendisine güç ve asaleti temsil eden, bir dönem
 Anadolu’da ve özellikle Ankara çevresinde de yaşayan “Anadolu Leoparı”nı kullanıyor.
         Denizli’nin takımı Denizlispor ise amblem olarak adeta kentle özdeşleşen horozu seçti. Kulübün logosu, dünyaca ünlü horozunu simge alarak,
 yeşil–siyah renklerden oluşuyor.
         Turkcell Süper Lig’e çıkan Diyarbakırspor, bugün formasında taşıdığı renklerin yeşilini Diclespordan, kırmızısını ise Yıldızspor’dan aldı. Kulübün
 amblemi, kentle özdeşleşen kale surları ile ünlü karpuzu oldu.
         Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapan Konya’nın takımı Konyaspor’un sembolü de ambleminde yer alan çift başlı kartal. Doğunun ve batının
 hakimi olarak nitelendirilen keskin bakışlı çift başlı kartal, futbolun da hakimi olmak için yeşil-beyaz renklerin üzerinde amblem olarak yer buldu. Anadolu
 Selçuklu Devleti’nin simgesi olan çift başlı kartalı, Konyaspor’un ambleminde buğday başakları yalnız bırakmadı.
         Antalyaspor’un simgesi ise kentin sembolü olarak bilinen tarihi Yivli Minare oldu. Antalya Ulu Camii’nin minaresi olan Yivli Minare, yıllardır takımın ambleminde yer alıyor.

Yazı kaynağı : www.milliyet.com.tr

Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler

Yorum yapın