çevremizde önem verilen örf ve adetler

3d duvar kağıdı

çevremizde önem verilen örf ve adetler bilgi90’dan bulabilirsiniz

Çevrenizde önem verilen örf ve âdetlere örnekler bularak arkadaşlarınızla paylaşınız

Çevrenizde Önem Verilen Örf Ve Adetlere Örnekler Bularak Arkadaşlarınızl

Çevrenizde önem verilen örf ve âdetlere örnekler bularak arkadaşlarınızla paylaşınız.

Gelenek Ve Göreneklerimiz Nelerdir? Ödev İçin Maddeler Halinde Örnek Gelenek Ve Görenekler

Gelenek Ve Göreneklerimiz Nelerdir? Ödev İçin Maddeler Halinde Örnek Gelenek Ve Görenekler

Toplumu bir araya getiren ve onları bütün halinde tutan yapılar arasında gelenek ve görenekler geliyor. Bu yapılar unutulmaz ve her zaman hatırlatarak yerine getirilirse, aynı zamanda aradaki sevgi bağları da her daim güçlü kalır. Bu konuda Türk ve Anadolu üzerinden bakıldığı zaman birçok farklı gelenek ve görenek ön plana çıkıyor.

Gelenek ve Göreneklerimiz Nelerdir?

Toplumu bir arada tutan bazı manevi ve milli değerler bulunur. Bunlar gelenek ve görenek olarak bilinir. Yüzyıllardır yaşanmış olan ve toplum tarafından da kabul görmüş, hala büyük değerler şeklinde gelenek ve görenek şeklinde ifade edilmektedir. Barış ve huzur ortamının oluşması ile beraber birlik ve beraberliğin temsili olarak da öne çıkıyorlar.

Türk yapısında yüzyıllardan bu yana birçok farklı gelenek ve görenek yer alır. Çok önemli değerlerdir. Bu doğrultuda gelenek ve görenek, örf ve adete göre daha genel bir yapıdır. Tabii Türkiye’deki coğrafi açıdan bakıldığı zaman, örf ve adet ile beraber gelenek ve görenek aynı etki üzerinden de yaşanabiliyor. Ancak nasıl yaşanırsa yaşansın ortak olarak milli değerler şeklinde, birlik ve beraberliğin sürekliliğini yakalamak amaçlı gelenek ve görenekler büyük bir öneme sahiptir.

 Ödev İçin Maddeler Halinde Örnek Gelenek ve Görenekler

Yazılı olmayan ancak bu milletin her kesimi tarafından ele alınan gelenek ve görenekler, aynı zamanda nesilden nesle aktarılan alışkanlıklardır. Tabii toplumun her kesimi tarafından uygulanan bir alışkanlık olmadığını da söylemek mümkündür. Ancak farkında olunmasa bile aslında hayatın her alanında gelenek ve görenekler yer alır. Bu doğrultuda Türk ve Anadolu kültürü açısından bakıldığında birçok farklı gelenek ve görenek bulunuyor.

 – Kız isteme merasimi,

 – Kına gecesi,

 – Bayram ziyaretleri,

 – Sünnet törenleri,

 – Cenaze törenleri,

 – Büyüklerin elini öpmek,

 – Doğum ile bebeğe hediyeler getirmek,

 – Vatani görev için asker uğurlaması,

 Gelenek ve görenek açısından maddeler halinde bunları ele almak mümkün. Her biri toplum içerisinde farklı zamanlarda gerçekleştirilen alışkanlıklar bütünüdür. Bu gelenek ve göreneklerin çoğu bilinçli şekilde yapılırken bazı kısımları ise bilinçsiz olarak gündelik yaşamda gerçekleştirilir. Ancak genelde halkın büyük bir kesimi için geçerli olan ve çok önemli gelenek ile göreneklerdir.

 Yukarıda sayılan gelenek ve görenekleri devam ettirmek bir toplumun birlik ve beraberliğini oluşturur. Nasıl güçlü kalınacağı ve dağılmadan bütün olunacağını her zaman hatırlatan yapılardır. O yüzden örf ve adetler ile beraber gelenek ve görenekler her zaman Anadolu toplumu noktasında büyük bir potansiyel teşkil etmektedir.

Yazı kaynağı : www.milliyet.com.tr

5. Sınıf Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Örf Ve Adetlerimizde Dinî Unsurlar konu anlatımı

5. Sınıf Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Örf Ve Adetlerimizde Dinî Unsurlar konu anlatımı

Günümüzde hala sürdürülen birçok örf ve adette dinin etkisi büyüktür. İslami gelenek ve görenekler Müslümanları bir arada tutar. Paylaşmayı ve dayanışmayı hatırlatır. Bu nedenle bu örf ve adetlerin yaşatılması gerekir.

5.Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Örf ve Adetlerimizde Dinî Unsurlar – Konu anlatımı

 1- Arefe ve Bayram:

 Arefe günü ve bayram İslami geleneklerin en başında gelir. Ramazan ve Kurban bayramı her yıl tüm Müslüman ülkelerde usulüne uygun olarak kutlanır. Bayram hazırlıkları bir gün öncesinden başlar. Ramazan Bayramının arifesinde son oruçlar tutulur. Kurban Bayramının arifesinde kurban edilecek hayvanlar alınır ve beslenir.

 Aynı zamanda arife günü bayramlık kıyafetler alınır. Bayram namazı kılındıktan sonra küçükler büyüklerini ziyaret eder ve ellerini öper. Büyüklerse küçüklere bayram harçlığı verir. Ramazan Bayramı 3, Kurban Bayramı ise 4 gün sürer.

 2- Hediye Alıp Vermek:

 İslam dünyasında hediye alıp vermek hem sünnet hem de örfi geleneklerden biridir. Hz. Muhammed de hayatı boyunca birçok kişiye hediye vermiş ve gelen hediyeleri kabul edilmiştir. Bu adet Müslümanlar arasındaki dostluğu ve sevgiyi pekiştirir.

 3- Küs Kalmamak:

 İslam ve Selam kelimeleri aynı kökten türemiştir ve anlamı ‘Barış’ demektir. Bu nedenle bir müminle başka bir müminin küs kalması İslami geleneklerle örtüşmez. Özellikle bayram günleri dargın kişiler barışır. Bu da en köklü İslami geleneklerden bir diğeridir.

 4- Selamlaşmak:

 Günlük geleneklerden bir diğeri selamlaşmaktır. Kişi, kendi evine gelse ve ev boş olsa bile selam vererek içeri girer. Bu sayede hem evdeki melekler selamlanmış olur hem de hanenin bereketi artar.

 5- Mukabele:

 Kuran-ı Kerim’in bir kişi tarafından yüksek sesle okunup diğer kişilerle sessizce ve saygılı bir şekilde dinlenmesine mukabele denir. Sadece Ramazan aylarında değil yeni bir ev alındığında, biri askerden döndüğünde ya da bir kaza atlatıldığında da mukabele okutulur. Buna Kuran’ı tilavet etmek denir. Kuran’ı kıraat ve tedebbür etmek de İslami gelenekler arasında yer alır. Kıraat etmek, düşüne düşüne ve anlayarak okumak demektir. Tedebbür etmek ise satır aralarına kadar, çok yavaş ve derin bir şekilde okumak anlamına gelir.

Yazı kaynağı : www.hurriyet.com.tr

Adet, Gelenek ve Görenekler

         1. DOĞUMLA İLGİLİ GELENEKLER

Yörede, kadının ilk doğumuna önem verildiğinden daha çok ilk bebek için hazırlıklar yapılmakta, diğer doğumlarda özel bir hazırlığı ihtiyaç duyulmamaktadır. Çocuk doğunca hısım akraba o eve çocuk görmeye giderler. Çocuk görmeye gitmeye “Doğuya Gitme” denilir. Hazırladıkları hediyeleri, öğle yemeğinden sonra alıp çocuk evine gidilir. Hediyeler uygun şekilde verilir.

            Çocuk bir – birbuçuk yaşına geldiği ve diş çıkarmaya başladığı zaman “Diş Dirgiti” denilen bir adet yapılır.

2 . SÜNNET TÖRENİ

Hali vakti yerinde olanlar, erkek çocukları için sünnet düğünü yaparlar. Sünnet genellikle iki ile oniki yaş arasında yapılır. Düğün öncesinde köylerde oku dağıtılırken, ilçe merkezlerinde düğün kartları hazırlanarak davet yapılır. Sünnet hazırlıkları bittikten sonra düğün hazırlıklarına başlanılır. Düğün genellikle iki gün olarak yapılır. İlk gün sünnet olacak çocuk ya da çocuklar çalgı ile gezdirildikten sonra dini bir törenle sünnet ettirilir. Akşam sünnet olan çocuğun acısını unutturacak çeşitli eğlenceler düzenlenir. İkinci gün genellikle 8.30 – 13.00 arası gelen misafirlere yemek verilir. Daha sonra yemeğin verildiği gün yemeğin bitiminden sonra çocuklar gezdirilerek sünnet edilir.

3. ASKERE UĞURLAMA VE ASKER KARŞILAMA

Askere gitmeden iki hafta kadar önce gidecek olanların ve arkadaşlarının düzenlediği eğlenceler başlar. Akrabalar ve komşular tarafından askere gidecek kişi eve davet edilerek ağırlanır. Askere gidileceği akşam namazından öncesi askerler önde, imam ve hak arkasında olmak üzere imam tarafından dua edilir. Dua ettikten sonra askerler herkesle vedalaşırlar, helalleşirler. Askerlerin gidecekleri günün sabahı askerler ve yakınları köylerde köy meydanında, ilçe ve şehirde otobüs terminallerinde toplanırlar. Askere giden kişilere akrabalar ve komşular tarafından genellikle para hediyesi verilmektedir. Toplu olarak uğurlama yapılırken davul, klarnet, saz ve darbuka gibi çalgılar çalınarak askerlere moral verilmeye çalışılır. Uğurlamalar yapıldıktan sonra asker ailelerine “Allah kavuştursun” denilir.

4. EVLİLİKLE İLGİLİ GELENEKLER

Yörede evlenmelerde özellikle yaş, sosyal ve ekonomik denklikler gözetilir. Kız ve erkeğin seçiminde soy ve sülalenin araştırılmasına özen gösterilir. “Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al” , “Kız anadan öğrenir bohça düzmeyi, oğul babadan öğrenir sohbet gezmeyi” sözleri bumun belirtisidir.

4.1. Görücülüğü Gitme, Kız seçimi: Tespit edilen kızların evine görücüler, kendi aralarında kararlaştırdıkları bir günde haber vererek gidereler. Gelen misafirlerin ziyaret sebeplerini anlayan ev sahibi misafirlerine gereken saygıyı gösterirse de, kızlarını birden bire verecek izlenimini yaratacak davranışlardan kaçarlar.

Eve dönen görücüler görebildiklerini konuşurlar ve kız ile ailesi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karara varırlar. Kız oğlana gösterildikten sonra kesin bir sonuca varılır.

4.2. Kız İsteme: Kız isteme işi, hem kadınlar hem erkekler tarafından yapılır. Eskiden oğlan tarafının yakın akrabalarından bir grup, istemek için kız evine giderlerdi. Kısa bir sohbetten sonra “sizin tutmaç keseni, bizim kalem tutana uygun ve münasip gördük” denirken, günümüzde “Allah’ın emri, peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza münasip bulduk, siz ne dersiniz?” denilerek kız istenir ve oğlanın hüner ve meziyetleri anlatılır. Kız evi ise “iyi geldiniz, hoş geldiniz ama kızımız küçük, borçluyuz, evimiz pek yalnız, çocuk da giderse elimiz ayağımız kuruyup kalacak” cevabını verirler. Kızı isteyen taraf da “biz sizi sıkmayız, hepsinin kolayı bulunur, kızın yeri iyidir, kaçırmayınız” gibi gönül alıcı sözler saf ederler. Eğer kız tarafı olumlu düşünüyor ise “Allah nasip etmiş ise ne diyelim” ya da “birkaç gün sonra cevap verelim” derler.

Oğlan evinin ikinci ve üçüncü gidişinden sonra söz kesilir ve kız evi oğlan evine “mendil alma” adı altında bir bohça verir. Bundan sonra kız ile oğlan bağlanmış sayılırlar.

4.3. Nişan: Oğlan evinin uygun bulduğu bir günde nişan töreni yapılacağı önceden kız evine bildirilir. Nişan, kız ailesinin evi yeterli ise kız evinde, değilse sinema, düğün salonu vb. gibi geniş bir yerde yapılır. Kız ve oğlan evinin akraba, eş, dost ve arkadaşları nişan yerinde toplanırlar. Oğlan evinin sosyal ve ekonomik durumuna göre takılması gereken takılar takılır.

Oğlan tarafının büyüklerinden biri kızın ve oğlanın adlarını söyleyerek nişan yüzüklerini takar ve mutluluk diler. Nişanlı geçler daha sonra misafirlerin ellerini öperler.

4.4. Düğün: Düğün genellikle üç gün sürer. Düğünden bir hafta on gün önce hazırlıklara başlanır. Düğün yemekli ve çalgılı olacaksa aşçı ve çalgıcılar tutulur. Kız tarafı, kız için elbiseler ve kumaşlar beğenir, oğlan tarafı, bunların masraflarını karşılar. Köylerde yapılan düğünlerde oğlan tarafı okucu (okuyucu) çıkararak düğün gününü duyurur.

Eskiden düğünler şu şekilde yapılırmış:

Yük Yığma: Oğlan evinin aldığı sandık, yaygı, giysi, takı gibi hediyeler Pazar günü davetlilere sergilenirmiş. Bunlardan geline ilişkin olanlar akşam gelin sandığına, öbürleri de başka sandıklara konarak kız evine gönderilirmiş. “Yük Yığma” denilen bu sandıkları getirenlere kız evinin büyükleri çeşitli hediyeler verirmiş.

Tel Hamamı: Oğlan evi Pazartesi sabahı yakındaki hamamlardan birini kiralarmış. Misafirler kapıda karşılanır, gelenlere uygun yerler gösterilir, sabun ve kına verilirmiş. Gelin gelince def ve dümbeleklerle yıkanma yerine geçilirmiş. Gelin yıkandıktan sonra saçı örtülür, zülüf kesilirmiş. Pide, meyve, çerez sunulur ve misafirlere akşam kınaya beklendikleri bildirilirmiş. Kına yakılmasından sonra “çekici” denen kadın gelinin yakınlarından birini kaldırarak oyunu açarmış.

Gelin Hamamı: Çarşamba günü öğleden akşama kadar sürermiş. İki tarafın misafirleri katılırmış. Gelinin kınası misafirler dağıldıktan sonra yakılırmış. Bu sırada yalnız çok yakın akrabalar gelinin yanında bulunur, el ve ayaklarına kına yakarlarmış. Kimi yerlerde de evlendiğinin anlaşılması için güveyin avuç içine de kına yakılırmış. Oğlan evinde düzenlenen kına gecesi yörede “semah gecesi” diye adlandırılırmış.

Gelin Çıkarma: Oğlan evinin büyükleri önde, öbür davetliler arkada olmak üzere (kimi yerlerde güveyi de yanlarına alarak) Perşembe sabahı kız evine gidilirmiş. Arkadaşlara düğün alayı gelinceye kadar gelini hazırlar çeşitli eğlencelerle (Gelin okşama)  üzüntüsünü gidermeye çalışır, kimi yerlerde de güveyin arkadaşlara Perşembe sabahı “Güvey Hamamı” düzenler, ondan sonra gelin çıkarmaya gidilirmiş.

Gelin ata bindirilip oğlan evine gelindiğinde de karşılama töreni ve eğlenceleri yapılırmış. Gelinin duvağı gerdeğe kadar açılmazmış.

Gelin Ertesi: Gerdekten sonraki üç gün yörede “gelin ertesi” diye adlandırılırmış. Dost ve akrabalar gelini ziyaret eder, kutlarlarmış.

Köylerde ve kasabalarda bazı değişikliklerle varlığını sürdüren bu gelenekler, merkez şehirlerde büyük ölçüde bırakılmıştır. Çağrılar “Okucu” yerine davetiyelerle yapılmakta, nişan ve düğün törenleri salonlarda ve açık alanlarda düzenlenmektedir. Hamam törenleri ise tamamen canlılığını kaybetmiş durumdadır.

Günümüzde ise yapılan düğünler üç gün sürmektedir. Cuma günü düğün evine Türk Bayrağı çekilerek düğün evi belirlenir. Çalgıcılar buraya gelerek, orada bulunanlara çalgı çalarlar. Düğün yemeği için tutulan aşçı da, yemeği pişirme hazırlıklarına başlar. Gece yarılarına kadar çalgılar eşliğinde eğlenirken düğün yemekleri de pişirilmiş olur. Düğünün ikinci günü olan Cumartesi günü, yemekler yedirilir. Saat 8:00’den 13:00’e kadar gelen misafirler yemeklerini yerler. Yemeğe gelen misafirler düğün hediyelerini de bu sırada getirebilirler. Cumartesi akşamı ise kız evinde kına gecesi yapılır. Kına gecesinin Cuma akşamları da yapıldığı görülür. Kına gecesinde geline ve gelen misafirlere kınalar yakılır. Kuruyemişler ikram edilir. Ayrıca def ile birtakım eğlenceler düzenlenmesiyle birlikte gelini ağlatmak ve hüzünlendirmek için birtakım türküler söylenir. Buna “gelin okşaması” denilir. Bu akşam güvey evinde de “semah geçesi” denilen birtakım eğlenceler tertip edilir.

Düğünün son günü dolan Pazar gününe “gelin çıkarma” denir. Öğle namazını müteakiben gelin oğlan tarafının misafirleriyle birlikte kız evine gelinerek alınır. Gelin bir hoca nezaretinde dua edilerek kız evinden alınır ve arabaya bindirilir. Gelin küçük yerlerde bir caminin etrafında dolaştırılarak oğlan evine getirilir. Şehir merkezlerinde ise arabalarla bir şehir turu atıldıktan sonra oğlan evine gelinir. Gelin arabadan inerken ve oğlan evine girerken güvey cebinden para ve şeker çıkararak havaya saçar ve etrafta bulunan herkes bundan almaya çalışır.

Gelin eve geldikten sonra kadın misafirler gelinin evine çıkarak evi gezmeye başlarlar. Gelinin eşyalarını ve çeyizlerine bakarlar. Daha sonra misafirler dağılır. Yatsı namazından sonra güvey, arkadaşları tarafından gelin evine getirilerek gerdeğe sokulur.

Pazartesi günü gelinin evinde “Erte” denilen bir eğlence tertip edilir.

Düğünden bir veya birkaç gün sonra yeni evliler kız evine el öpmeye giderler. Bir hafta sonra da kız ve oğlan evi birbirlerine yemekli davet verirler.

5. HAC GELENEKLERİ

Günümüzde hacca uğurlama şekilleri ve karşılama adetleri eskiye göre değişikliklere uğramıştır. Hacca gitmeden bir hafta – 15 gün önce hacı adaylarına herkes, dilediği şekilde hediyeler verir. Ayrıca hacı adaylarının akrabaları, gidişten bir ay öncesinden itibaren onları yemeğe çağırmaya başlarlar ve Hacı Yemeği verirler. Hacılar Isparta’da Ulu Camii’nin önünde toplanarak otobüslere bindirilir. Hacılar ihramlarını giymiş bir vaziyette giderler. Otobüs ve arabaların üzerine Türk Bayrakları asılır.

Hacılar hacdan döndüklerinde havaalanında karşılayanlar olduğu gibi, şehirde, Ulu Camii önünde de karşılamaya gelenler olur. Hacı evine geldiğinde hacı ziyaretlerine gidilir. Gelenlere zemzem takımı içinde zemzem suyu ile hacı yağı ve hurma ikram edilir. Genellikle akşam yapılan bu hacı ziyaretlerinde gelenlere gümüş yüzük, tespih ve takke gibi hediyeler verilir.

Hacılar yaklaşık 10 veya 20 gün sonra varlıklarının durumuna göre “Hacı yemeği”  verirler.

6. ÖLÜMLE İLGİLİ GELENEKLER

Bir kişi ölünce dini vecibelere göre defnetme işlemleri başlar. Şayet ölünün yakınları, şayet ölenin yakınları uzakta iseler ölü gömülmez, bekletilir. Bütün aile yakınları ve akrabaları tarafından “katmer” edilir. Baş sağlığına gelenlere ikram edilir.

Cenaze tabuta konulduktan sonra genellikle tabutun üstüne halı konulur, daha sonra bu halı bir camiye gönderilir. Cenaze defnedip gelenlere pide ayran veya mahalli yemeklerden pişirilerek yedirilir. Ölüm gününü takip eden bir hafta veya on gün çeşitli yemeklerle birlikte akşam yemeğini yemeğe gelirler. Ölenin yedinci günü pişi yapılır, komşulara dağıtılır. 52. günü de mevlidi şerif okutularak yemek verilir.

7. BAYRAM GELENEKLERİ

Yöre halkı dini örf ve adetlerine çok bağlıdır. Bilhassa üç ayların girişiyle oruç ve namaz ibadetlerinde, hayır, hasenat işlerinde artmalar olur.

Mübarek günlerde topluca mahalle camilerine gidilir. Evlerde ise “geçe bekleme” adı verilen ibadetler yapılır. Yine mübarek günlerde şehir merkezlerinde kandil simitleri satılır. “Arasta” denilen yerlerdeki esnaflar, bir araya gelerek ortaklaşa irmik helvası yaptırıp sokak başlarında hayır için dağıtırlar. Arife günü veya bayram namazından çıktıktan sonra mezarlıklara gidilir, geçmişlerin ruhuna fatihalar okunur. Ramazan boyunca herkes oruç ve namaz ibadetlerini yapmaya çalışır. Kurban bayramlarında yine mezarlıklara gidilir ve yakın akrabalardan başlamak üzere bayram ziyaretleri yapılır.

8. MEVSİMLİK BAYRAMLAR

Yörede mevsimlik bayram olarak Nevruz ve Hıdrellez bayramları kutlanır. Nevruz kutlamaları daha çok Alevi-Bektaşi inancına bağlı topluluklarda cem yapılarak kutlanmaktadır. Hıdrellez gecesi (5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece)nde ise birtakım niyetler tutulur. Bolluk, bereket, kısmet, şans, sağlık ve sıkıntılardan kurtulmak şeklinde birtakım dilekler tutularak, Hızır tarafından bunların gerçekleşmesi dilenir.

Isparta’da hıdrellezin kutlandığı hemen her yerde kır ve yeşillik alanlara gidilerek piknikler yapılır. Yemekler yenilerek eğlenilir ve sohbetler yapılır.

Yazı kaynağı : isparta.ktb.gov.tr

Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler

Similar Posts

Bir cevap yazın