2023 türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminde adayların belirlenmesi bilgi90’dan bulabilirsiniz
2023 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi
2023 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi, Türkiye cumhurbaşkanını belirlemek için 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak seçimdir.[1][2] 2023 Türkiye genel seçimleri ile aynı gün yapılacaktır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşmasında 1950 seçimlerine atıfta bulunarak seçimlerin 14 Mayıs 2023’te yapılabileceğinin işaretini vermiştir[3] ve bazı muhalif partiler de bu tarihi seçim tarihi olarak kabul etmiştir.[4] Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 10 Mart 2023’te imzalanan bir kararnameyle seçimlerin yenilenmesine karar verildi.[5] Aynı gün Yüksek Seçim Kurulu genel seçimlerin ve cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunun 14 Mayıs’ta ve gerekirse cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun da 28 Mayıs’ta yapılmasına karar verdi.[6]
Arka plan
2017 referandumu ve 2018 seçimleri
Bir önceki Türkiye genel seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimi, 24 Haziran 2018’de gerçekleştirildi. Bu yeni sistemin kabul edildiği 2017 anayasa değişiklik referandumu, hazırlık aşamasında ve kampanya sırasında siyaset, basın ve halk tarafından tartışıldı. 2017 referandumunda anayasa değişikliklerinin seçmenler tarafından az farkla onaylanması ve YSK tarafından mühürsüz oyların geçerli sayılmasının ardından referandum sonucu da tartışıldı.[7] Anayasa değişikliğinin kabul edilmesiyle genel seçimlerin artık cumhurbaşkanlığı seçimleri ile aynı gün yapılmasına karar verildi. 2014’ten beri görevde olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2018’deki seçimde yeniden cumhurbaşkanı seçildi.
2018 genel seçimlerinde partilerin ittifak yapması için seçim kanunu değiştirildi.[8] Bu seçimde Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı kuruldu. Ancak AK Parti, 2018 genel seçimlerinde TBMM‘deki salt çoğunluğunu kaybetti ve bunun sonucunda mecliste ittifak ortakları olan MHP ve BBP‘nin desteğine ihtiyaç duydu.[9] 9 Temmuz 2018’de başbakanlık makamı kaldırıldı. Son başbakan Binali Yıldırım, 12 Temmuz 2018’de yeni dönemin TBMM Başkanı seçildi.[10]
2019 yerel seçimleri
Millet İttifakı‘nda başı çeken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçim yenilgisinden dolayı eleştirilere maruz kaldı. Bu nedenle 2019’daki yerel seçimler ana muhalefet için önem kazandı. CHP ve İYİ Parti arasında yapılan görüşmeler sonucunda Millet İttifakı yeniden kuruldu.[11] Yapılan yerel seçimler sonrasında Millet İttifakı, oyların çoğunluğunu alamasa da İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin, Adana gibi ülkenin büyük şehirlerini alarak uzun bir süre sonra Erdoğan‘a karşı bir başarı elde etti.[12] Ancak AK Parti ve Erdoğan hükûmeti tarafından yapılan itirazlar sonucu Millet İttifakı’nın kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimleri, Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edildi[13] ve seçimler 23 Haziran 2019 tarihinde yeniden yapıldı. Yenilenen seçimde de Millet İttifakı‘nın adayı Ekrem İmamoğlu, AK Parti adayı Binali Yıldırım‘a karşı kazandı ve belediye başkanı oldu.[14]
Ekonomik kriz
Seçim tarihi
Normal tarih anayasada yazdığı gibi Milletvekili Seçim Kanuna göre son genel seçimin tarihinin beş yıllık süresinin dolmasından önceki son pazar günü işaret edilerek 18 Haziran 2023 olarak belirtildi.[15] Devlet Bahçeli, muhalefetin 2023’ten önce erken seçim yapılması gerektiğine dair beklentilerine birçok konuşmasında karşı çıktı. Bahçeli, Haziran 2023’te yapılacak olan cumhurbaşkanı seçimlerinde adaylarının Erdoğan olacağını ve MHP’nin onu destekleyeceğini açıkladı.[16] Erdoğan 18 Ocak 2023’te seçimlerin tek partili CHP iktidarının sona erdiği 14 Mayıs 1950 seçimlerine atfen 14 Mayıs’ta yapılacağını belirtti.[17] 26 Ocak 2023’te Altılı Masa toplantısında yayınlanan bildiride liderler, meclis tarafından seçim kararı alınmadıkça anayasanın 101. ve 116. maddesine göre Erdoğan’ın 3. defa cumhurbaşkanlığına aday olamayacağını belirtti.[18] 10 Mart’ta Erdoğan, milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 14 Mayıs’ta yapılmasına dair karar aldı ve Resmi Gazete‘de yayınlandı.[5]
Kahramanmaraş depremleri
Seçim sistemi
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen meclisin ve cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni meclisin ve cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder. Bu şekilde seçilen meclis ve cumhurbaşkanının görev süreleri de beş yıldır.[19]
2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumu‘nda kabul edilen değişikliklere göre Cumhurbaşkanı adayının seçilebilmek için geçerli oyların salt çoğunluğunu alması (en az yüzde 50 oran + 1 oy) gerekmektedir. Cumhurbaşkanı iki turlu sistemle seçilir. Hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamazsa, ilk turda en çok oy alan iki aday arasında ikinci tur yapılır ve ardından salt çoğunluğu alan aday seçilir.[9]
2007 Türkiye anayasa değişikliği referandumu‘nda kabul edilen değişikliklere göre Cumhurbaşkanı, 5 yıllık görev süresi için doğrudan halk tarafından seçilir. Anayasanın 101. maddesine göre bir kimse en fazla iki dönem cumhurbaşkanı seçilebilir. Ancak anayasanın 116. maddesine göre son yapılan seçimler TBMM oy çoğunluğu kararıyla yenilenirse cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. Cumhurbaşkanı meclisi kendi yetkisiyle yenilerse 3. kez aday olamaz.[20]
Anayasanın 101. maddesine göre, bir adayın cumhurbaşkanlığı seçimine katılabilmesi için, en son parlamento seçimlerinde tek başına veya birlikte geçerli oyların yüzde 5’ini almış siyasi partiler ya da mecliste grubu bulunan siyasi partiler tarafından aday gösterilmesi gerekmektedir. Ayrıca, ilçe seçim kurullarında en az 100.000 seçmenin imzasını toplayabilen kişiler de aday olabilir.[21][22]
Erdoğan’ın 3. kez aday olması hakkındaki tartışmalar
2018 seçimlerinden önce cumhurbaşkanları parlamenter sistem içinde devlet başkanı olarak görev yapıyorlardı. 2017 anayasa referandumundan sonra cumhurbaşkanının yetkileri artarak, başkanlık sistemi içinde hükûmet başkanı ve devlet başkanı oldu. Bazı hukukçular ve muhalif siyasetçiler, 2014 ve 2018’de Erdoğan iki defa cumhurbaşkanı seçildiği için anayasanın 116. maddesinde yazdığı gibi TBMM‘nin erken seçim veya seçimlerin yenilenmesi kararı almadıkça bir defa daha aday olamayacağını belirtmektedir.[23] Başka hukukçular ise,[24] 2018’de başkanlık sistemine geçildiği için ve isim benzerliği dışında yeni bir makamın oluşmasını ileri sürerek 2018’deki seçimin Erdoğan’ın yeni sistemde ilk dönemi olduğunu ve yeniden aday olma hakkına sahip olduğunu belirtmektedirler.[25]
Adaylık süreci
YSK’nin hazırladığı takvim kapsamında sürecin başlangıcı 18 Mart olarak belirlendi. Takvime göre, cumhurbaşkanı adaylığı için başvurular 19 Mart’ta başladı. Seçmenler tarafından aday gösterilecekler için gerekli 100 bin imzanın toplanmasına 22 Mart’ta başlanacak. İmzaların 27 Mart saat 20.00’ye kadar toplanması gerekecek. Seçmenler bu süre içinde ilçe seçim kurullarına giderek imza verecek.[26]
Siyasi parti grupları tarafından aday gösterilenler
Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partiler aday gösterebilir.[27]
16 Mart 2023 tarihinde AK Parti ve MHP TBMM Grubu, Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesine ilişkin grup kararı aldı.[28] 26 Mart 2023 tarihinde adaylık başvurusu YSK tarafından oy biriliğiyle kabul edildi.[29]
26 Şubat 2023 tarihinde CHP TBMM Grubu ve Parti Meclisi, cumhurbaşkanı adayını belirleme süreçleri konusunda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na tam yetki verdi.[30] 6 Mart 2023 tarihinde Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu.[31] 20 Mart 2023 tarihinde CHP TBMM grubu, oybirliği ile CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu partinin 13. cumhurbaşkanı adayı olarak belirledi.[32]
İYİ Parti 21 Mart 2023 tarihinde 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu için TBMM grup kararı aldı. Toplantı sonrası konuşan İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, “İYİ Parti Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda grup kararı almıştır ve bu sürecin gereğini yapacaktır” ifadelerini kullandı.[33]
22 Mart 2023 tarihinde Emek ve Özgürlük İttifakı seçim için aday çıkarmama kararı aldı.[34] HDP Eş Başkanı Pervin Buldan’ın açıkladığı, ittifakın ortak deklarasyonunda, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde, tek adam yönetimine karşı tarihsel sorumluluğumuzu yerine getireceğiz” denildi. Bu ifadeden dolayı ittifakın aday çıkarmama kararı, Millet İttifakı’nın ortak adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek olarak yorumlandı.[35]
26 Mart 2023 tarihinde adaylık başvurusu YSK tarafından oy birliğiyle kabul edildi.[29]
Bireysel başvuru ile aday olanlar
TBMM’de bulunan parti gruplarınca aday gösterilmedikleri için bireysel başvuru yapmak zorunda olan kişiler, seçmenlerce aday gösterilecek cumhurbaşkanı adayları için son başvuru tarihi olan 20 Mart 2023 tarihine kadar Cumhurbaşkanı adaylığı için YSK’ya başvurdu.[36] 21 Mart günü eksik belgesi bulunan adaylar saat 17.00’a kadar belgelerini tamamladılar, 20.00’da YSK aday olan 18 kişinin 11’ini onayladı. Bireysel başvuru sahiplerinin adaylıklarının resmiyet kazanması için, 27 Mart günü saat 20:00’ye kadar 100.000 imza toplamaları gerekmektedir.[36]
Adaylıktan çekilenler ya da yeterli imzayı toplayamayanlar
Kampanyalar
Cumhur İttifakı
Cumhur İttifakı, kampanya süreci boyunca 2023 Kahramanmaraş depremleri sebebiyle müzik kullanmayacağını açıkladı.[46]
Millet İttifakı
Millet İttifakı, kampanya süreci boyunca 2023 Kahramanmaraş depremleri sebebiyle hareketli müzik kullanmayacağını açıkladı.[47]
Anketler
Kaynakça
Yazı kaynağı : tr.wikipedia.org
“14 Mayıs 2023 tarihinde milletimiz, cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçmek üzere sandık başına gidecektir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne ilişkin yaptığı açıklamada, “Biraz önce, anayasamızın 116. maddesinin verdiği yetkiyle, 18 Haziran 2023 tarihinde yapılması gereken cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin 14 Mayıs’ta yenilenmesi kararını imzalamış bulunuyorum. Buna göre, inşallah iki ay sonraki ilk pazar günü olan 14 Mayıs 2023 tarihinde milletimiz, cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçmek üzere sandık başına gidecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasanın 116. maddesinin verdiği yetkiyle 18 Haziran’da yapılması gereken cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin 14 Mayıs’ta yenilenmesi kararını imzaladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde seçimlerin yenilenmesine ilişkin kararı imzalamasının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Anayasanın 116. maddesinin verdiği yetkiyle, 18 Haziran’da yapılması gereken cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin 14 Mayıs’ta yenilenmesi kararını imzaladığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Resmî Gazete’de yayımlanacak bu kararın ardından, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) iki aylık seçim takvimini başlatacaktır. Buna göre, inşallah iki ay sonraki ilk pazar günü olan 14 Mayıs’ta milletimiz, cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçmek üzere sandık başına gidecektir. Seçimlerin yenilenmesi kararımızın ülkemize, milletimize, Türkiye Büyük Millet Meclisimize ve siyasi partilerimize hayırlı olmasını diliyorum.”
“ALTERNATİF OLARAK 14 MAYIS TARİHİNİ TEKLİF ETTİK”
Seçimlerin tarihinin 14 Mayıs olarak güncellenmesi kararını, yılbaşından hemen sonra kamuoyuyla paylaştıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Bizi, seçim tarihini yaklaşık bir ay öne çekme kararını almaya yönelten sebeplerden bazıları şunlardı, her şeyden evvel 18 Haziran, milyonlarca gencimizin geleceğini ilgilendiren üniversite sınav takvimiyle çakışan bir tarihti. Yine bu tarih, yurt içinden ve yurt dışından yüzbinlerce vatandaşımızın hac farizasını ifa etmek üzere mübarek topraklara gittiği bir döneme denk geliyordu. İlk ve orta dereceli okulların seçim tarihinden hemen önce tatile girmesi sebebiyle her yıl olduğu gibi bu sene de milyonlarca vatandaşımız, memleketine veya tatil beldelerine gitmek üzere yola çıkacaktı. Bunların başını çektiği sebeplerle, 18 Haziran’ın milletimizin iradesini sandığa yansıtmasını teminde sağlıklı bir tarih olmadığını değerlendirdik. Alternatif olarak da 14 Mayıs tarihini teklif ettik.
Demokrasi geçmişimiz bakımından anlamlı bir yıl dönümüne de tekabül eden bu tarihin milletimiz nezdinde hüsnü kabul gördüğünü biliyoruz. Ancak ülkemizin 6 Şubat’ta ardı ardına yaşadığı iki büyük deprem, seçimle ve seçim tarihiyle ilgili tartışmaları gündemimizden çıkardı. Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa, Diyarbakır, Kilis, Adana ve Elazığ illerimizde, yüreklerimizi yakan can ve mal kayıplarına yol açtı.”
“DEPREMDE 47 BİNİN ÜZERİNDE İNSANIMIZ VEFAT ETTİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Depremin ilk günlerindeki ağır kış şartları, hasar gören altyapı ve 500 kilometreyi bulan yıkım alanının büyüklüğü işimizi hayli güçleştirmiş olsa da, ya bir yol bularak ya bir yol açarak insanlarımızın yardımına koştuk. Bu 11 ilimizde yaşayan 14 milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen, geniş bir çevrede hissedilen depremde 47 binin üzerinde insanımız vefat ederken, 115 binden fazla insanımız da yaralı olarak kurtarıldı” dedi.
Depremde hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve millete başsağlığı dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şehirlerimizi yerle yeksan eden bu afette, milyonlarca vatandaşımız evini kaybederken, milyonlarca vatandaşımız da ardı arkası kesilmeyen sarsıntılar sebebiyle evine giremez hâle geldi. Felaketin ilk anından itibaren, devlet ve millet olarak, tüm gücümüz ve imkânlarımızla depremzede vatandaşlarımızın yanındayız. Cumhurbaşkanıyla, bakanlıklarıyla, belediyeleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, gönüllüleriyle, dost ülkelerden gelen kardeşlerimizle, felaket gününden beri sadece depremle uğraştık.”
“HEDEFİMİZ DEPREMDE ZARAR GÖREN ŞEHİRLERİMİZİ ADETA SIFIRDAN KURMAK”
Arama-kurtarma faaliyetlerinin tamamlandığı yerlerde hemen enkaz kaldırma ve yeni konutların inşası çalışmalarına başladıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Aynı şekilde, yiyecek, içecekten barınmaya kadar, bölgede yaşayan insanlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılayacak mekanizmaları kurduk, geliştirdik. Sayıları hızla artan konteyner kentlerimizle zor şartlarda hayata tutunma mücadelesi veren depremzedelerimize, nispeten daha iyi barınma imkânları sağlıyoruz. Kalıcı konutlarımızın inşasına da her gün yeni temeller atarak devam ediyoruz. Amacımız ilk etapta bir yıl içinde 244 bin konut ve 75 bin köy evinden oluşan 319 bin haneyi tamamlayarak hemen hak sahiplerine teslim etmektir. Esas hedefimiz ise toplamda 800 binden fazla konutu barındıran yıkık, yıkılacak, ağır hasarlı, orta hasarlı 270 bin binayı ortadan kaldırarak, depremde zarar gören şehirlerimizi adeta sıfırdan kurmaktır. İnşa ve ihya faaliyetlerimizi, kadim şehircilik geleneklerimizi yaşatan, tarihî ve kültürel değerlerimizi koruyan bir anlayışla yürütüyoruz. Tüm bu konutları etap etap tamamlayarak 3,5 milyon insanımıza yeni, güvenli, huzurlu hayat alanları oluşturana kadar durup dinlenmeden çalışmakta kararlıyız. Aynı şekilde, ülkemiz genelinde uyguladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle, afete dirençli şehirlerin inşasını hızlandırıyoruz.”
Tüm dikkatlerini depremin yaralarını sarmaya ve şehirleri yeniden inşa ve ihya edip, insanları bir an önce yuvalarına kavuşturmaya vermişken, seçim takviminin de işlemeyi sürdürdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üstelik bizim bu süreçte, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yıkımın yaralarını, yine dünyada eşine rastlanmamış süratle saracak bir program uygulamamız gerekiyor. Depremin doğrudan ve dolaylı etkilerinin üstesinden bir an önce gelerek, bölgeyi ve ülkemizi en kısa sürede normalleştirmenin yolu, güçlü bir siyasi irade tarafından alınacak kararların dirayetle uygulanmasından geçiyor” diye konuştu.
Seçim sürecinin uzamasının beraberinde getireceği siyasi gerilimler ve belirsizliklerin ister istemez, deprem yaralarının sarılmasına ve ülkenin kayıplarının telafisine yönelik çalışmaların aksamasına yol açma riski taşıdığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sadece son bir haftanın siyasi gündemi dahi tek başına bu tehdidin ne kadar reel, büyük ve endişe verici olduğunu göstermeye yeterlidir. Ülkenin bir bölümü yaşadığı can kayıplarının ve yıkımın altında adeta feryat ederken, öteki taraftaki bir kesimin kendi siyasi hesapları uğruna sergilediği aymazlığın faturasını, milletimizin tamamının sırtına yükleyemeyiz. Kabine toplantımızın ardından yaptığımız açıklamada da belirttiğim gibi Türkiye’nin ne vakit kaybına ne dikkat dağınıklığına ne de enerjisini gereksiz yere harcamaya tahammülü vardır. Depremzedelerimizin yaralarını sarmak, felaketin tüm izlerini silmek, şehirlerimizi yeniden inşa etmek, üretimi ve istihdamı tekrar yükseltmek için ülkemizin seçim gündemini bir an önce geride bırakması şarttır. Bu anlayışla ve Anayasanın bize verdiği yetkiyle, daha önce açıkladığımız seçimleri, 14 Mayıs tarihinde yenileme kararımızı uygulamaya geçiriyoruz.”
“11 İLDE DE AYNI HASSASİYETLE ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, imzaladıkları kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim takvimini hazırlayıp ilan edeceğine dikkati çekerek, “Bugün mükerrer sayıda yayınlanması da muhakkak olacaktır. Bu vesileyle olayın ne kadar hızla devam ettiğini özellikle hatırlatmak istiyorum. Seçim sürecinde bizim gündemimiz yine depremzede vatandaşlarımızın yaralarının sarılması ile bu felaketin ülkemize verdiği ekonomik ve sosyal zararların telafisi çalışmalarından oluşacaktır” dedi.
Parlamentoda ana muhalefetin bazı temsilcilerinin, “garip garip” konuşmalarını dinlediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bizim bölgeye ne zaman gittiğimizden haberi olmayan bu garipler, bu zavallılar daha bizim ikinci gün… İlk gün arkadaşlarım, bakan arkadaşlarım tamamıyla deprem bölgelerindeydi. Bürokratlarımız, teknokratlarımız hepsi deprem bölgelerindeydi ve bütün bunlarla beraber belediye başkanlarımız deprem bölgelerindeydi ve ben de hemen ikinci gün deprem bölgesine ulaştım ve bir turu böyle tamamladıktan sonra ardından ikinci turda da Cumhur İttifakı olarak, Devlet Bey’le beraber buraları dolaşmaya başladık. Yine aynı şekilde Sayın Destici’yle beraber de dolaştık. Biz yaralıyız, biz dertliyiz. Hanımefendi konuşuyor, öyle senin konuştuğun gibi değil. Hatay milletvekiliymiş. Hatay milletvekili olmak seni bir yere kadar bağlar ama Hatay milletvekili olmanın ötesinde Cumhurbaşkanı olarak biz sadece Hatay değil, 11 ilin 11’inde de aynı hassasiyetle çalışmalarımızı sürdürdük, sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz.”
“BİZİM DERDİMİZ VAR AMA BUNLARIN DERDİ YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah Hatay’ın Kırıkhan ilçesinden depremzede bir kadını arayarak görüştüğünü belirterek, şunları söyledi: “O ne anlayıştır, o ne kadar güzel bir yaklaşımdır, ‘Cumhurbaşkanım bizim şu anda hiçbir sıkıntımız yok, her şey geliyor. Ben çadırda kalıyorum. Çadırda kalmama rağmen halimden memnunum. Konteynerler gelirse daha iyi olur ama şikâyetçi değilim.’ İşte o da bu milletin bir evladı. ‘Doğma, büyüme Hataylıyım.’ dedi, Kırıkhan’lı.
Bir ona bakıyorum bir de milletvekili olarak parlamentoya gelmiş olan bayana bakıyorum. Dürüst olalım, dürüst. ‘İskenderun’da ne var?’ diyor, İskenderun’da kruvaziyer gemi var. Bunun yanında İskenderun’da çadır da var, konteyner de var. Şimdi dersin ki ‘İskenderun’a geldin mi?’ Evet, geldim ama senin haberin yoksa ben ne yapayım? Arkadaşlarım sürekli oraya gittiler. Ve oradaki çalışmalarda sağ olsun belediye başkanı arkadaşımız büyük bir gayretle, ailece çalışıyorlar ama belki onun, ondan da haberi yoktur. Dedim ya biz dertliyiz, bizim derdimiz var ama bunların derdi yok.”
İskenderun’da, Hatay’ın diğer ilçelerinde ve özellikle Antakya’da enkazların bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatay’ın en büyük enkazının olduğu yer Antakya’dır. Belki bundan da haberi yok çünkü onun gittiği yerler bellidir. Ama biz her yeri dolaşıyoruz ve dolaşacağız. İnşallah şimdi tekrar üçüncü tura başlıyorum, tekrar dolaşacağım” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremlerde yaşamını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
Enkaz kaldırma çalışmalarının devam ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şu anda konut yapımlarına başladık ve bu konut yapımlarını da hızla devam ettireceğiz. Bir diğer taraftan Türkiye’nin risk yapılanması üzerinde de çalışmalarımızın birinci turunu İstanbul’da yaptık, ikinci turu yapılıyor ve bunu da devam ettireceğiz. Tüm bu çerçevede bir ilk adım olarak genel başkanı olduğum AK Parti’den milletvekili adayı olmak için başvuracaklarla ilgili bir karar aldık. O da şu, partimize adaylık başvurusu yapacak herkes önce ilgili birimimizce belirlenecek asgari rakam tutarını AFAD’ın deprem yardım hesaplarına bağış olarak yatıracaktır. Yapacakları cömert bağışlarla deprem yaralarının sarılmasına katkıda bulunacak tüm arkadaşlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum. Bu kararın diğer partilere de örnek olacağına inanıyorum.”
“TÜRKİYE, KAYIPLARINI TÜMÜYLE TELAFİ ETMEDEN GELECEĞİNE GÜVENLE BAKAMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, 6 Şubat depremlerinin yol açtığı yıkıntıları tamamen kaldırmadan, ekonomik, sosyal ve psikolojik kayıplarını tümüyle telafi etmeden geleceğine güvenle bakamaz. Seçime katılan Cumhurbaşkanı adayları, ittifaklar ve siyasi partiler olarak, attığımız her adımda, söylediğimiz her sözde, açıkladığımız her programda bu hakikate bağlı kalmalıyız” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçmiş seçimlerde sıkça yaşadığımız gibi 14 Mayıs süreci, kısır siyasi çekişmelerin, yalan ve iftira üzerine kurulu kampanyaların mecrası haline dönüştürülürse, bunu başaramayız. Böyle bir durumda, önce depremzede vatandaşlarımız, onlarla birlikte 85 milyon insanımız önünde vebale gireriz. Bizim böyle bir vebali göze almaya, inancımız da ahlakımız da siyaset anlayışımız da elvermez.
İşte bunun için ‘Türkiye için hemen şimdi’ diyerek 14 Mayıs’ı, 6 Şubat yıkımının izlerini silecek hayırlı bir yarışa dönüştürmek istiyoruz. Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olarak bizimle yarışacak ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilmek için mücadele edecek herkesten bu samimi çağrımıza destek bekliyoruz.”
“MÜZİKSİZ BİR KAMPANYA OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerin 14 Mayıs’ta yenilenmesi kararının hayırlı olmasını dileyerek, “Bu seçimde Cumhur İttifakı olarak kendimize hazırladığımız bütün müzikleri yasaklıyoruz. Müziksiz bir kampanya olacak, ruberu, ikili görüşmeler suretiyle biz bu kampanyamızı sürdüreceğiz. Ne yaptık, ne yapacağız bütün bunları vatandaşlarımıza anlatmanın gayreti içerisinde olacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimin hem ülke hem de millet için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Yazı kaynağı : www.tccb.gov.tr
İşte size 2023 Cumhurbaşkanı adayları
Hangi televizyon kanalını açsam, hangi tartışma programını izlesem Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı kim olacak tartışması var.
Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan mı olacak, yoksa bir başka isim mi olacak tartışması hiç yokken, Millet İttifakının muhtemel adayı kim olacak, her parti kendi adayı ile mi katılacak, yoksa ortak aday mı belirlenecek tartışması var.
O aday Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu mu, Mansur Yavaş mı?
Yoksa CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener mi?
Yoksa bu adaylar dışında bir başkası isim mı perdeleniyor.
Peki HDP ne yapacak, adayı kim olacak?
Bütün bu sorulara cevap bulmak istedim ve araştırmaya koyuldum.
Cumhur İttifakı’nın adayı net
Cumhur İttifakını oluşturan siyasi partilerin kapılarını çalmak istedim. Baktım ki, Ak Parti-MHP-BBP‘nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nda belirsizlik yok. Ak Parti’de Recep Tayyip Erdoğan dışında başka isim telaffuz dahi edilmiyor. MHP cephesinde ise çok açık bir şekilde Erdoğan’ın Cumhur İttifakının adayı olduğu bizzat Devlet Bahçeli tarafından defalarca tekrar edildi. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de “Erdoğan adayımızdır.” açıklamasını yaptı. Gördüm ki, bu cephede her şey net, aday arayışı da, belirsizlik de yok. Cumhur İttifakını oluşturan 3 siyasi partiden de aynı ses yükseliyor: Ortak adayımız Recep Tayyip Erdoğan.
Millet İttifakı’nda ilk durağım iyi parti
Millet İttifakı’nı oluşturan siyasi partilerden önce İYİ PARTİ’nin kapısını çalıyorum. Güleryüz ve rahat bir tavırla beni karşılıyorlar.
“İçinde yer aldığınız Millet İttifakı ne yapıyor, ortak aday mı belirleyeceksiniz, yoksa her parti kendi adayını mı gösterecek?” diye sordum. Bu soruyu soracağımı biliyormuş gibi İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener “Ben Cumhurbaşkanı adayı olmayacağım. Anketlerde İyi Parti’nin an itibarıyla oy oranı yüzde 18, AK Parti’nin oy oranı ise yüzde 28 gözüküyor. Seçimlere kadar AK partiden 5 puan daha alırsak İYİ PARTİ, seçimlerden birinci parti olarak çıkar. Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen sonra güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş hedefimiz var. Başkanlık sistemini devre dışı bırakıp, tarafsız, partisiz ve sembolik bir Cumhurbaşkanı sistemi ile Başbakanlık ve parlamenterlerden oluşan güçlü bir hükûmet sistemine geçiş için anayasa değişikliğini yapacağız. Ben de bu sistemde Başbakan adayıyım. Başbakan olarak ekonomik sıkıntı çeken 84 milyon vatandaşın hayat şartlarını düzeltip, yargının bağımsız olduğu, uluslararası arenada saygın, komşularla iyi ilişkiler içinde olan güçlü bir hükümet kurmayı hedefliyorum” dedi. İkinci sorum şu oldu: Cumhurbaşkanı adayınız Kemal Kılıçdaroğlu mu? Cumhurbaşkanı adayımız kazanacak biri diye cevap verdi. Israrla Kılıçdaroğlu mu bir başkası mı diye sorunca, Akşener yerine yanında bulunan kurmayından Kılıçdaroğlu sinyalini aldım.
İkinci durak CHP
İyi Parti’den çıkar çıkmaz İttifak’ın en büyük ortağı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile olan randevuma gittim. Bu randevuda, 84 milyonun merak ettiği ve her akşam bütün tartışma programlarında masaya yatırılan Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayını öğrenip duyurmaya kararlıydım.
CHP Genel Merkezinde Kemal Kılıçdaroğlu ile 12. kattaki makam odasında oturup baş başa konuşuyoruz. Kemal Bey’i bekletmeden hemen konuya girip soruyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı olarak her parti kendi adayını mı gösterecek, yoksa ittifakı oluşturan partiler ortak aday mı gösterecek?” Kemal bey gülerek “Millet İttifakı masası karar verecek.” dedi.
Millet İttifakı masasından Büyükşehir Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş isimlerinden biri çıkabilir mi soruma Kılıçdaroğlu “O arkadaşlarım seçildiği illerde çok iyi hizmetler yapıyor. Bu arkadaşlarımın bir dönem daha belediye başkanı olmalarında yarar görüyorum” cevabını alıyorum.
Kılıçdaroğlu‘na, “Sayın Akşener Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını açıklarken aday olarak sizi mi işaret etti” diye sorduğumda sadece güldü. Israrla sormam üzerine Kılıçdaroğlu, “Masada karar alınmadan Meral Hanım’ın tek başına kimseyi işaret edeceğini sanmam.” dedi. Sorumu bu kez siz Meral Hanımla baş başa bir araya geldiniz mi diye sorunca, “Neden olmasın” diye cevap verdi.
Kılıçdaroğlu‘na son soruyu “Sayın Genel Başkan siz Millet İttifakı’nın ortak adayı olarak gösterilirseniz adaylık döneminde genel başkanlıktan ve partiden istifa eder misiniz?” diye sorduğumda, Kılıçdaroğlu’nun cevabı “Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partili olmamasını hep dile getirdim” şeklinde oldu.
“Sayın Kılıçdaroğlu siz aday olup Cumhurbaşkanı seçilirseniz, ittifakta yer alması beklenen mesela Ali Babacan veya Temel Karamollaoğlu’nu Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak düşünür müsünüz?” soruma “Sayın Ali Babacan içeride ve dışarıda özellikle finans kesiminde tanınan ve güven duyulan bir siyasetçidir. Karamollaoğlu da deneyimli ve güven veren bir yapıya sahip.” şeklinde üstü kapalı yeşil ışık yaktı.
Kılıçdaroğlu‘na teşekkür ederek ayrıldım.
Ertesi gün Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile görüşmek üzere Saadet Partisi Genel Merkezi’nin yolunu tutuyorum.
Temel Karamollaoğlu her zamanki nezaketi ile makam odasının kapısında karşılayıp buyur ediyor. Kahve ikramından sonra başlıyoruz sohbete. Lafı uzatmadan soruyorum: “Sizin parti olarak Cumhurbaşkanı adayınız mı olacak yoksa Millet İttifakı ile ortak aday mı göstereceksiniz?”. Karamollaoğlu da “Millet İttifakı’nın, yolsuzluk ve israfla mücadele edecek, ekonomiyi önceleyecek ve onurlu bir dış politika takip edecek bir Cumhurbaşkanı’na ihtiyacı var. Aday ortak mı olacak, yoksa her parti kendi adayını mı gösterecek, buna İttifaka dahil partilerin oluşturacağı ilkeler çerçevesinde masa karar verecek” şeklinde devam ediyor. “Sayın Karamollaoğlu, Akşener Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını açıklarken, sanki Kılıçdaroğlu‘nu işaret etti. Siz Kılıçdaroğlu‘nun adaylığına nasıl bakıyorsunuz?” soruma Karamollaoğlu, “Şu anda resmen bir ittifak yok ve İttifakın bu aşamada belirlemiş olduğu bir aday da yok. İttifak gerçekleşir ve biz bu ittifakta yer alırsak, Kılıçdaroğlu da ismi geçen muhtemel adaylardan biridir. Ortak aday kararı verilirse Kılıçdaroğlu neden aday olmasın?”
Karamollaoğlu’na son soruyu soruyorum: “Sizin gönlünüzde Millet İttifakı yattığını biliyorum. Ancak rahmetli Oğuzhan Asiltürk’ün de gönlünde Cumhur ittifakı yatıyordu. Bu durumda elinizin biraz güçlendiği anlaşılıyor” soruma Karamollaoğlu “Yerel yönetim seçimlerinde parti olarak Millet İttifakı’nda yer aldık. Şu anda devam eden bir ittifak yok. Temas var. Bu kararı partimizin yetkili organları karar verecektir.” diye yanıt verdi.
Karamollaoğlu’na teşekkür edip Saadet Partisi Genel Merkezinden ayrıldım.
Demokrat Parti ne diyor?
Sonraki durağım Demokrat Parti Genel Merkezi. Genel Başkan Gültekin Uysal ile bir araya geliyoruz. Hemen konuya giriyorum: “Sayın Uysal siz Demokrat Parti olarak kendi adayınızı mı göstereceksiniz, yoksa Millet İttifakı ortak aday mı gösterecek?” Gültekin Uysal’ın cevabı net: “Ortak adaydan yanayız.” dedi. “Peki Ortak adayınız Kılıçdaroğlu mu?” deyince, “Henüz bu konuyu görüşüp karar almadık” dedi. “Peki Kılıçdaroğlu’na nasıl bakarsınız?” soruma “Kemal bey bu ittifakta çok önemli rol oynadı. Süreci iyi yönetti. Onun öncülüğünde İttifak, yerel yönetim seçimlerinde büyük başarı sağladı. Kılıçdaroğlu’nun aday olması halinde sıcak bakarız” dedi.
DEVA Partisi Millet İttifakı’na nasıl bakıyor
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile görüşme için Genel Merkezin yolunu tutuyorum.
Ali Babacan‘a “Sayın Babacan, siz Cumhur İttifakı mı, yoksa Millet İttifakında mı yer almayı düşünüyorsunuz?” diye sordum. Babacan‘ın cevabı “Cumhur İttifakı’nda olmayı düşünseydik. AK Parti’den ayrılıp yeni bir parti kurmazdık. Millet İttifakı ile görüşmelerimiz oluyor. Ancak, henüz hiçbir ittifak ta resmen yer almış değiliz.”
Peki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partiniz kendi adayını mı gösterecek, yoksa Millet İttifakında mı yer alacaksınız?
Babacan “Henüz bu konuda verilmiş bir kararımız yok. Kendi adayımız gösterilecekse, doğaldır ki, Cumhurbaşkanı adayı Genel Başkan olarak benim. Ancak İttifakta yer alırsak ve İttifak ortak aday gösterirse, parti olarak var gücümüzle ortak adayı destekleriz” yanıtını verdi.
Peki, Kılıçdaroğlu‘nun ortak adaylığına nasıl bakarsınız?
Babacan‘ın verdiği cevap net. “İttifakta yer alıyorsak ve İttifak Kılıçdaroğlu‘nu aday gösteriyorsa, var gücümüzle arkasında oluruz” dedi.
Hemen kamuoyunun merak ettiği soruyu sordum. “İttifakın ortak adayı olması halinde Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı seçilirse siz Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev üstlenir misiniz?” soruma, Babacan, tereddüt etmeden “Siyaset etme anlayışımız hizmete dayalıdır. Eğer bize ihtiyaç duyulur ise buna hazırız.” deyince, “Ekonomiden sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak size görev verileceği konuşuluyor, buna hazır mısınız” diye sordum.
Babacan “2002 den ayrıldığım tarihe kadar hükûmette ağırlıklı olarak ekonomi alanında görev üstlendim. Gerek yurt dışında ve gerekse yurt içinde ekonomi çevreleri ile yakın ilişkilerim var. Şu an ekonomi kötü gidiyor. Bu durumu düzeltecek yetkin arkadaşlarımız var. Görevden kaçamayız” diyerek olumlu cevap verdi.
Son durağımız Davutoğlu
Ankara’daki son durağımız Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu‘nun makamı. Hemen sorumu soruyorum: “Sayın Davutoğlu, parti olarak hangi ittifakta yer alacaksınız?” Davutoğlu; “Şu an ekonomide ve dış siyasette işler iyi gitmiyor. Çiftçi, memur, emekli, esnaf, sanayici halinden memnun değil. Döviz kuru almış başını gidiyor. Benim Başbakanlık dönemimde tek haneye düşen enflasyon yüzde 20’lere dayanmış, dış siyaset dibe vurmuş durumda. Gelecek Partisi olarak üzerimize düşen görev için sahalarda olacağız” yanıtını verdi.
“Sayın Davutoğlu, ben size Cumhur İttifakı mı, yoksa Millet İttifakında mı yer alacaksınız diye sordum, siz soruma cevap vermek yerine topu taca attınız” dediğimde Davutoğlu gülerek dedi ki, “Hocam AK Parti’nin gidişatından memnun olmadığım için oradan ayrıldım. Cumhur İttifakı ile birlikte olmamız mümkün değil. Millet İttifakı için de çekincelerim var. Biz Gelecek Partisi olarak Tayyip Erdoğan sonrası için Merkez sağın partisi olmaya aday bir partiyiz. Bu düşüncede olan bir partinin Kılıçdaroğlu‘nu Cumhurbaşkanlığına taşıyan bir parti olmak istemeyiz” dedi.
Bunun üzerine Davutoğlu‘na “Başbakan olarak AK Parti kalmaya devam etseydiniz bu tavrınızı böyle mi olurdu?”, “Başbakan iken size Başbakanlığı Binali Yıldırım‘a devredeceksiniz talimatı gelince neden direnmeyip kongrede yeniden Genel Başkan adayı olmadınız ve topuk selamı ile emredersiniz dediniz” sorularını yönelttim.
Davutoğlu “Başbakan olarak devam etseydim ne ekonomide ne de dış siyasette bu noktada değil, daha iyi durumda olurduk. İkinci sorunuza vereceğim cevap; başbakan olarak girdiğim seçimlerde oylarımı arttırmama rağmen, bakan yaptığım arkadaşlarımdan bana tuzak kuruldu. İsteyerek bırakmadım. Bırakmak zorunda kaldım” yanıtını aldım.
“Peki o zaman neden partiden istifa edip ayrılmadınız. Bunu yapmış olsaydınız bugün daha inandırıcı olmaz mıydınız? Daha çok desteğe sahip olmaz mıydınız?” deyince Davutoğlu bu kez “O günkü koşullar bunu gerektiriyordu” cevabını verdi.
“Sayın Davutoğlu bugünkü iflas eden dış politikanın mimarı olarak siz gösteriliyorsunuz. Gerek Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde Dış Politika Baş Danışmanı olarak, sonra da Dışişleri Bakanı ve Başbakan olarak dış politikaya yön veren isim siz değil misiniz?” dediğimde, Davutoğlu‘nun cevabı; “Bu kararları veren tek yetkili ben değildim. Bunun faturasının bana çıkarılması haksızlıktır. Yanlışlarım olmuş olabilir, ama tüm sorumluluğun bana yüklenmesi insafsızlıktır” şeklinde oldu.
Davutoğlu ile görüşmemde; Cumhur İttifakı ile asla bir arada olmayacağı, ancak Millet İttifakı konusunda kafasının karışık olduğu, özellikle Kılıçdaroğlu‘nu Cumhurbaşkanlığına taşıyan kişi olmak istemeyerek, Erdoğan sonrası için Merkez Sağın liderliğini düşündüğü izlenimlerini edindim.
HDP ne diyor?
Mithat Sancar‘la İstanbul Sabiha Gökçen Hava Limanı Vip salonunda karşılaştığım için Genel Merkeze kadar gitmeme gerek kalmadı
Mithat Sancar’a hemen sorumu yönelttim: “Siz HDP olarak Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda ne düşünüyorsunuz?”
Sancar, “Biz hiçbir ön yargı olmaksızın 6 milyon vatandaşın oyunu alıp TBMM de grubu olan bir siyasi parti olarak, Cumhurbaşkanlığı seçiminde demokrasi ve özgürlüklerden yana bir oluşum içinde olmak istiyoruz. Bizim için kişiler değil, ilkeler ve yöntemler önemli” diye cevapladı. Devam etti sohbet:
– HDP olarak hiçbir ittifaka girmeden kendi adayınızla mi gireceksiniz?
HDP, belirlenen ilkeler doğrultusunda muhalefet blokunun belirleyeceği ortak adaya destek verebilir. Ancak gerekiyorsa Cumhurbaşkanı seçimine kendi adayı ile girecektir. Milletvekili seçiminde hiçbir ittifakta olmayacağız, yetkili kurullarımızın belirleyeceği kendi adaylarımız da seçimlere partimizin adayı veya bağımsız olarak girecektir.
– Peki Cumhurbaşkanı adayınız kim olacak? HDP’ye yakın çevrelerin gönlünde Selahattin Demirtaş olduğu, ancak kesinleşen hapis cezası nedeniyle aday yapılamayacağı için sizin adınız geçiyor. Ne dersiniz?
– Adaylık süreci başladığında partinin yetkili organları, Cumhurbaşkanı adayını halk buluşması ve demokrasi güçleri ile görüşerek belirleyecek.
– Sizin veya Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın isimleri Cumhurbaşkanı adaylığı için geçiyor. Ne diyorsunuz?
– Partimiz için şu an Anayasa Mahkemesinde devam eden bir dava var. Ama sonuç ne olursa olsun ya partili, ya da bağımsız adayımız olacaktır.
Sarıgül ve İnce ile görüşmek istedim ancak…
Son dönemde Memleket Partisi Lideri Muharrem İnce ve Türkiye Değişim Partisi Lideri Mustafa Sarıgül’ün isimleri de sıkça medyada yer alıyor. Her iki parti de kurultaylarını yaptı ve teorik olarak seçimlere girmeye hak kazandı. Ancak henüz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca seçime katılmaya hak kazandıkları açıklanmadığı için onları ziyaret etmedim.
Görüşmelerden vardığım sonuç şu.
-Cumhur İttifakının adayı Recep Tayyip Erdoğan olduğu kesin,
-CHP, İYİ PARTİ, SAADET PARTİSİ, DEMOKRAT PARTİ ve DEVA PARTİSİ’nden oluşacağı kesin. Büyük olasılıkla ortak aday Kemal Kılıçdaroğlu.
– Millet İttifakı adayının Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, Ekonomiden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Ekonomik Birimlerin bağlı olacağı isim Ali Babacan olacak. Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı yardımcısı olmayacağı ve partisinin başında milletvekili sıfatıyla TBMM de yer alacağı, Temel Karamollaoğlu ve Gültekin Uysal‘ın da arzu etmeleri halinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı olabilecekler.
– Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu‘nun ittifaklara an itibarı ile mesafeli olacağı,
– HDP’nin muhtemel Cumhurbaşkanı adayı Başak Demirtaş
Derken birden uyanıverdim. Sabah uyanınca bütün bu yazdıklarımın pembe bir rüyadan ibaret olduğunu gördüm.
Yazı kaynağı : t24.com.tr
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.
kim kimdir ne zaman nasıl nelerdir nedir ne işe yarar tüm bilgiler
dünyadan ilginç ve değişik haberler en garip haberler burada
enteresan haberler